Kayıtlar

2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Hiç Olmak

Resim
Aklınızdan geçen sesleri dinlediğiniz oldu mu hiç? Zihnimiz tarafından kurgulanan bir gerçeklikte(matrixte) bizi yöneten sesleri... Geçmişin kayıtları ile şekillenen zihnimizin içindeki sesleri dinlediğimizde neden aynı şeyleri tekrar tekrar yaşadığımızı daha net görebiliriz. Zihnimizle eş şekilde titreştiğimizde aynı olayı tekrar tekrar yaşar ve bu duruma karma ya da kader deriz. Oysa zihni susturmak ya da eski düşünce yapımızı değiştirerek yeni kayıtlar koymak ve farkındalıklı hareket ederek beynin kimyasal kayıtları olan duyguların kölesi olmamak elimizdedir.  Zihnimizdeki kayıtların farkında olmadığımızda bizi zihnimiz yönetir ve etki-tepki dünyasında yaşayan bir robottan farkımız kalmaz. Zihnin bizi yönetmesine izin verdiğimizde ego kaynaklı bir sarmalın içinde hapsoluruz ve ruhumuz ile olan bağlantımız zayıflar. İşte bu yüzden namaz, meditasyon, yoga vb uygulamalarla zihni susturarak ruhla bağlantı kurmak ve an'da kalmak hedeflenir. Zihin sustuğunda kalp konuşmaya başlar. Sev...

"Yaradılanı Severim Yaradandan Ötürü"

Resim
Yaşanan olaylar karşısında anlayışlı olmak ve olanın olması gerektiği için olduğunu kabul etmek, sevgiyi açığa çıkartan ve bizi ikilikten kurtarıp birliğe götüren bir bilinç durumudur. Ayrılık bir yanılsamadır ve ikiliğe hizmet ederek ayrıştıranlar farkında olmadan negatif enerjiyi besleyerek büyütürler. Hepimiz aynı bütünün parçalarıyız ve gerçekliği hep birlikte şekillendiririz. Evren düzenli elektromanyetik dalgalar içerir. Evrendeki tüm manyetik kuvvetler insan vücudunun biyomanyetizmasını etkiler. Evrenin kalp atışı olarak tanımlanan Schumann rezonansına göre; atmosferden saniyede gelen 7.8 hertz (1980 yılına kadar) değerindeki doğal frekanslı dalgalar dünyanın yüzeyi ile iyonosfer arasında rezonansa girer. Günümüzde 12 hertz üstündedir ve bu yüzden dünyanın manyetik alanı gittikçe zayıflamaktadır. Bu durumun bilincin uyanışında büyük bir rol oynadığı söylenir.  İnsan beyni ortalama frekans değerinin insan beyin frekans değerleri olan delta (0,1-3,9 hertz), teta (4-7,9 hertz),...

Kuantum Düşünce Tekniği

Resim
    Elektromanyetik ışıma da diyebileceğimiz ışık bir enerjidir ve elektrik alan-manyetik alan bileşenine sahip elektromanyetik bir dalgadır. Elektrik ve manyetik alan ışığın dalgalar halinde hareket etmesini sağlar. Işığın dalga boyu kısa ise enerjisi daha yüksek, dalga boyu uzun ise enerjisi daha küçüktür. Enerjisi düşük olan kırmızının dalga boyu uzun, enerjisi yüksek olan morun ise dalga boyu kısadır. En kısa dalga boyu gama ışını, en düşük dalga boyu ise radyo dalgalarıdır...      Madde ısındığında enerjisi artar ve eski haline dönebilmek için fazla enerjiyi ışık olarak atar yani ışık yayar. Isı arttıkça dalga boyu kısalır ve enerji artarken, ısı azaldıkça dalga boyu uzar ve enerji azalır. Enerji arttıkça renk skalası sırasıyla; kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi ve mordur.     Vücudumuzu büyük bir mıknatıs veya enerji santrali gibi düşünelim. Her hücrenin zarı boyunca 60 - 90 milivolt elektrik potansiyeline sahip olduğu ölçülmüştür. Vücudumuzdak...

Bilincin Yansımaları

Resim
Rüya esnasında bedensel reaksiyonlar yaşarız. Sıkıntı, terleme, çarpıntı, rahatlama gibi durumlar rüya esnasında yaşadıklarımızın beden tarafından algılanmasıdır.  Beynin topladığı veriler rüya esnasında görünür hale gelir. Beyin topladığı verileri değerlendirerek yeni gerçekliği yapılandırır. Bu esnada beyin üst boyutun bilinci ile iletişim halindedir. Üst boyutlar alt boyutları kapsar ve etkiler.  Gördüğümüz, dokunduğumuz, kokladığımız, duyduğumuz ve tattığımız her şeyle mental bir etkileşim içindeyiz ve etkileşim genetik ve hormonal düzeyde de hissedilir. Duyularımız ve algımız ile oluşan bu etkileşim  beynimizdeki nörol haritayı ve genetik dizilimimizi etkiler.  Niyet ve düşüncelerimiz yoluyla beynimizdeki nöral ağı aktive ederiz ve bu durum sonucunda hormonlar salgılanır böylece duygusal tepkiler vermeye başlarız.  İlahi bilinç oluşturur ve biz seçeriz bu seçimde algımız ve duygularımız önemli rol oynar. Kuantum bakış açısında madde olarak gördüğümüz her şe...

Öz Biliş İle Yaşamak

Resim
    Hata yapabiliriz, önemli olan hatayı farketmek, durmak ve düzeltmektir. Bu durumda büyük bir farkındalık ve şuur oluşur. Tekâmül edebilmek için alışkanlıklarımızı değiştirebilmek gerekir. Üst düzey bir bilinçle her düşünce, duygu ve davranışımızı bir yabancıyı izler gibi gözlemleyelim. Bu düşünce, duygu ve davranışlar gerçekten bize mi ait yoksa ailemiz ve çevremizden kopyalanarak kaydedilen bilinçaltımıza mı? İçimizde kaç tane 'ben' diyen var? Biz hangi 'ben'iz?Hep aynı şekilde düşünüyor, aynı duyguları yaşıyor ve aynı şekilde davranıyorsak; değişim-dönüşüm yani tekamül yoktur. Duygu, düşünce ve davranışlarımızı yöneterek öz bilişle hareket etmeye başladığımızda ve bunu sürekli tekrarladığımızda kişiliğimizde kalıcı bir değişim başlar.      Bunu başarabilmek için de; gölge benliklerimizle yüzleşmek, bize ait olmayan negatif sesleri susturmak, güzel düşünüp güzel davranarak kişiliğimizi geliştirmek gerekir. Kişiliğimiz değiştikçe kadersel döngülerimiz de değ...

Miraç

Resim
Hayy'dan gelip Hu'ya doğru miraç ediyoruz. Varlığımız gün geçtikçe genişliyor. Cehennem bilincinden cennet bilincine doğru bir seyir halindeyiz. Bilinçaltımızdaki dehlizlerden çıkarak zıtlıkları varlığımızda birlemek üzere yol alıyoruz. Miraç ediyoruz. Miraç etmek uçmak değildir; düşüncelerimizdeki berraklık ve farkındalıklı yaşamaktır. Zihnimizdeki matrixden kurtularak hayatımızın kontrolünü elimize almaktır. Zihinden bilince, çokluktan tekliğe, bedenden ruha ulaşmaktır. Her şeyin Hak olduğunu görmektir. Öz'ümüzü kapatan perdeleri kaldırarak nuru ortaya çıkarmaktır. Her zorluğun ardındaki kolaylığı görmek ve bütünsel bakabilmektir. Akıl ve nur kavramlarını tam anlamıyla idrak ederek aslına rücu etmek ve tüm gerçekliği kavramaktır.  

Kişiliğimiz ve Öz Benliğimiz

Resim
Duygu, düşünce ve zevk ile ilgili olan ilk üç çakramız (kök çakra, mesane çakra ve göbek çakra) beşeri bilinç ile ilgilidir ve beyin ile bağlantılı çalışır. Çakralardaki devinim beyne aktarılır ve bu aktarım beyindeki kodları aktive eder. Dna'mıza ekilen bilgi kadersel olgumuzdur. Henüz bir zigot halinde iken DNA'mıza kodlanan ve çevreden alınan bilgi birikimi kişiliğimizi oluşturur. İlk üç çakramız dünya yaşamı ile ilgilidir. Öz enerjisi ise kalp çakrasındaki mühür kırıldığında, kalbin kilidi açıldığında akmaya başlar. Duygu, düşünce ve hazlarımız dünya yaşamına ait kişiliğimizi oluşturur. Öz benliğimize ulaşabilmek için kalp çakramızdaki mührü açmak gerekir. Bunu başarabilmek için ilk üç çakra vasıtasıyla deneyimler yaşar, yaşadığımız deneyimler sonucu veri toplar, topladığımız verilerle uyumlu kodları aktifleştirerek ortaya çıkan bilgiyi tüm hücrelere aktarır ve hafızaya kaydederiz. İlk üç çakrayı kontrol etmeyi başarmak, bedenimizde pozitif enerjiyi yükseltir. Koşulsuz sevg...

Ruhun Yolculuğu

Resim
Bilinç zaman kapısından içeri girer ve ilk üç çakranın deneyimlendiği sanal bir yaşam başlar. Enerji (bilinç) kalp çakrasına ulaştığında ve gönül gözümüz açıldığında ise; beynimizde yaşanan bilinç sıçraması sonucu beynimizde kayıtlı olan  bir çok kod aktif hale gelir.Beynimiz mikro bir galaksidir ve tüm yıldız sistemini kapsayan kodları içerir. Deneyimlerimiz sonucu oluşan bilinçlilik hali ile bu kodları aktive ettiğimizde şuurlanma gerçekleşir. Şuurlanma bir üst boyut realitesine geçişin anahtarıdır. Kalp çakrasındaki pozitif devinim beyni aktifleştirir ve beta dalgaları devreye girer.  İlk üç çakrada alfa dalgaları etkindir ve bedene bağlı, zaman ile sınırlandırılmış bir gerçeklik yaşanır. Beyinde beta dalgaları etkinleştiğinde ise daha durgun, zaman ve mekan algısından sıyrıldığımız bir gerçekliği algılamaya başlarız. Bu durum ilk üç çakra ile yaşanan beden algısından çıkıp bir üst boyutun realitesine geçiş olarak açıklanabilir.  Bilincimiz zaman-mekan kapılarında özgü...

Avatar Beden

Resim
  Avatar diyebileceğimiz biyolojik bir bedenin içindeyiz ancak şuurumuz kapalı, çünkü geldiğimiz yeri ve kim olduğumuzu unuttuk. Avatarı yönetmek ve deneyimlemek için geldik ancak avatarın kölesi olduk. İlkel benlikle hareket etmeye, deneyimlemek için ödünç aldığımız avatara ben demeye başladık. Ben dediğimiz an'da da zaman ve mekan algısı ile sınırlandık ve avatar bedenimizin içinde sıkışıp kaldık.  Etkilere tepki vererek yaşadığımızda ve bilinçlilikle hareket etmediğimizde özgür irademiz yoktur ve biyolojik bir robot olan avatar bedenin bizi yönetmesine izin veririz. Biz hangi ben'iz? Ben dediğimiz beden mi yoksa bedene tesirler gönderen gözlemci ben miyiz? Yöneten miyiz, yönetilen miyiz? Duygularımız bizi yönetmeye başladığında kabir olan bedende yaşamaya başlar ve dünyaya bağımlı bir yaşam süreriz. Uzaklardaki evimizi unutur ve dünyanın taşına toprağına karışırız.  İyi niyet ve sevecenlik gibi duygulara sahip olmak iyidir ancak duygusal olmak, duygusal girdaplar içind...

Matrix

Resim
      Bir üst boyutun içinde yaşıyoruz. Bu demektir ki o boyut tarafından yönlendiriliyoruz. Gerçekliğimizi bir üst boyuttan gelen tesirler yapılandırıyor. Anne ve plasenta ilişkisi gibi. Bir annenin bebeği ile arasındaki bağ gibi. Makroda olan mikroda da vardır ve evren iç içe geçmiş katmanlardan oluşur. Anne karnındaki bir bebek bedenen yeterli gelişimi sağlayarak dünyaya doğması için plasenta tarafından korunup beslenir. Dünyamız da ruhsal gelişimimizi sağlamamız için bizi destekleyen bir üst yapının koruması altındaki bir simülasyondur, matrixtir. Ruhsal gelişim aşamalarını tamamlayanların çıkabileceği ve böylece bağlı olduğu boyuta geçiş hakkı kazanacağı bir matrix!     Bu günlerde 3. boyut içinde simülasyon bir gerçeklikte yaşadığımız ve 5. boyuta geçeceğimiz ile ilgili bir çok yayın var. Aslında ifade şekli değişmesine rağmen tüm peygamberler ve bilgelerin dedikleri ile örtüşüyor. Dünya hayatının bir oyun ve eğlenceden ibaret olduğu Kur'an'ı Kerim'de de v...

Ruhun Yolculuğu

Resim
  Hakikat Tektir Serisi'nin ikinci kitabı olan Ruhun Yolculuğu Google Play Kitaplarda yayında. Linki aşağıdadır. https://play.google.com/store/books/details?id=FrtREAAAQBAJ YouTube Kanalım 

İçimizdeki Çocuk

Resim
Endişe ve korkuyu zihin üretir. Zihin odaklı yaşamak ruhumuzun sesini duymamızı engeller.  Panik atak, vesvese, anksiyete benzeri her türlü korku ruhumuzdan uzaklaşmaya başladığımızın göstergeleridir. Oysa çözüm basit; ruhumuzun sesini duymaya, onu anlamaya çalışmak... İçimizdeki çocuğu bulmak...Çocuklarda korku ve kaygı yoktur. Bu duyguları çevremizden öğrenir, kendimize sınırlar çizer, öz'ümüzden uzaklaşırız. Bu durum ruhun hapsedilmesi, müebbet hapis cezasına çarptırılması demektir. Ruhumuzla barıştığımızda teslimiyet ve huzur kendiliğinden gelir. İçimizdeki çocuğu bulduğumuzda; ruhumuz özgür kalır ve tüm korkular yerini sevgiye, neşe, keyif ve coşkuya bırakır. 

İçimizdeki Alem

Resim
Kalbimizin ritmik atışlarıyla trilyonlarca hücremize oksijen dolu tertemiz bir kan gönderen dolaşım sistemimiz, kendini sürekli geliştiren beynimize nöronlarla veri gönderen sinir sistemimiz, yediğimiz her besini en ince ayrıntısına kadar değerlendiren ve ayrıştıran sindirim sistemimiz, boşaltım sistemimiz, hereket sistemimiz beden aracımızı yeniliyor, bakım ve onarımını yaparken besliyor. Varlığımızı devam ettirebilmemiz için iş bölümü yaparak örgütlenmiş trilyonlarca hücre bizim için çalışıyor. Beden bütünlüğümüz ve canlılığımızın devamını sağlayan; nöronlar, dokular, organlar ve sistemler içimizde bir alem olduğunu gösteriyor. O halde nasıl olur da böylesine kıymetli, özen gösterilen bir varlık kendine değer vermez ve kendini küçümser. Aynaya tekrar bak ancak bu defa tüm hücrelerini, nöronlarını hissederek bak. Sen kimsin?  İnsan mikrokozmostur ve makrokozmosa bağlıdır. Bizim kalbimiz gibi makrokozmosun da kalbi dumaksızın atar ve bize sevgi gönderir. Bedenimizde bir sorun olduğ...

Anlamlı bir hayat yaşamak

Resim
        Hiç bir negatif tesirin bulunmadığı ruhsal alemdeki sonsuz ve sınırsız olan ruhumuz deneyimlemek üzere dünyaya gelerek bedenlendiğinde ikilik başlar. Doğru-yanlış, iyi-kötü, güzel-çirkin, erkek-kadın, ruh-beden... Adem ve Havva bu durumun sembolik anlatımlarıdır.     Ruh varlığı yaradılıştan gelen öz bilginin tatbikatını yapmak ve deneyimlemek üzere bedenlenerek madde dünyası olan aleme fiziksel bir beden ile doğar. Bilgi ağacının meyvesi olan elma bilgidir.      Adem ile Havva bilme ağacının meyvesini yiyerek bilmeye başladıklarında  titreşimleri değiştiği için cennetten kovularak dünyada yaşamaya başlarlar. Pozitif ve negatif tesir planlarının hüküm sürdüğü ikiliğin olduğu dünya alemine inen ruh maddeye bağlanır. Elmanın kırmızı olması kök çakra ile ilişkilidir. Kök çakra dünyaya köklenmekle ilgilidir. Kök çakramız ne kadar güçlü ise o oranda bedenimiz sağlıklı olur ve dünya yaşamına bağlanırız. Deneyimlebilmek için dünyayı se...

Sevgi dolu olmak doğuştan gelen hakkımız

Resim
Kendimize sadece birkaç gün bile hayatımızın aşkı gibi davranırsak, sevgiye şimdikinden çok daha fazla layık hissetmeye başlarız. Sevginin peşinde koşmak, talep etmek ya da kazanmak zorunda olmadığımızı, sevginin kendisi olduğumuzu anlarız. Başkalarına kendimize davranılmasını istediğimiz gibi davrandığımızda hayat aynamız daha iyi, daha nazik, daha sevgi dolu bir dünyayı yansıtır bize. Sevgiye layık olup olmadığınızı sorgulamaktan vazgeçin, elbette layıksınız.

Bil, Bul, Ol

Resim
Ruhani alem ile ilgili bir çok şey biliyoruz. Ancak bilmek yetmez, ruhaniliği yaşayabiliyor muyuz? Oradan akan sevgiyi tüm hücrelerimizde hissediyor ve etrafımıza yayabiliyor muyuz? Sevgi ile ışıldayabiliyor muyuz?  Bilgi bizi olmak istediğimiz kişiye dönüştürmek için gereken itici güç. Ol'mak için bilmek gerekir. Sevgi ile ilgili binlerce yazı okuyoruz ancak sevecen davranabiliyor muyuz? Sevginin ışığı gözbebeklerimizde parlıyor mu?  Yaptığımız her barış dolu seçim, her iyilik, güzel olana duyulan hayranlık ve şükür duygusu içimizdeki sevginin harekete geçtiğini gösterir.  Bilmekten bulmaya, bulmaktan olmaya geçiş... 

Yaşam bir mucize

Resim
Bedenimiz nefes alarak yaşayan bir mucize... Aldığımız her nefes mucizevi özellikler taşıyor... Kalp atışımızda bizi ilahi sisteme bağlayan gizli bir müzik var. İlahi senfoninin müzük aletlerinden birisi de biziz.  Hayat bize muhteşem güzellikler sunuyor. Işık, renk, koku, ses ve dokular arasındaki harmoni inanılmaz. Kahveyi içmeden önce koklar mısınız? Kokladığınız ve içtiğinizde aldığınız lezzet kimyasalların beyin sinyallerine dönüşerek beyin tarafından yorumlanması... Yağmurda yürür müsünüz? Çıplak ayakla çimenlere basar mısınız? Dokunma hissi kimyanın elektrik sinyaline dönüşerek beyin tarafından yorumlanması... Güneşin doğuşuna ve batışına şahitlik eder misiniz? Kuş sesi dinler misiniz? Denizin sesi ruhunuzu yükseltir mi? Dinlediğiniz bir senfoni kalbinize dokunur mu?  Bedenimizi gözlemlediğimizde ve her şeyin elektrik sinyalleri yoluyla kapalı ve karanlık bir kutu olan beynimiz tarafından  yorumlandığını anladığımızda yaşadıklarımızın bir mucize olduğunu kavrarız. ...

Kalp Sesi

Resim
    Kalp altıncı duyu organımızdır. Dışarıdan gelen duygusal etkileri beynimize iletir ve beynimiz her duygu durumu için bir kimyasal salgılayarak bedenimizdeki tüm hücreleri bilgilendirir.     Sevgi, iyilik, cömertlik, yardımseverlik gibi duygulara sahip olmak iyidir ancak duygusal olmak frekansımızı düşürdüğü için zararlıdır. Kalbinde pozitif duygu olanlar gelen etkileri pozitife, negatif duygu olanlar negatife çevirir. Sınavımız; kalbimizdeki duyguları pozitife dönüştürebilmek, gelen etkileri kontrol ederek yaşamımızın kontrolünü elimize alabilme becerisi kazanmak ve böylece frekansımızı yükseltmektir.     Kalbimizle duygusal hareket etmek ayrı, kalp gözümüzle gelen etkileri farkederek hissetmek ve pozitife çevirmek ayrıdır. Kalbimizin sesini dinlemek; duygusal travmalar içinde kaybolmak değil, gelen tüm etkileri sevgiye dönüştürebilmektir.     Duygularımızı kontrol edebilir ve duygusal travmaların içinde kaybolmazsak; "yaşam ustası" oluruz. Se...

Düş ve düşünceler alemi

Resim
Dünya bir laboratuvar, beden ise deneyim aracıdır. Öz'e doğru yolculuk eden ruh; gelişimi için gerekli kontratı imzalayarak düş ve düşüncelerle şekillenen dünya yaşamını deneyimlemeye başlar. Düşünceler duyguları, duygular da eylemleri tetikler. Düşünceler ve duygular sonucu yayılan his doğrultusunda seçimler yapılır. Düşüncelerini kontrol edebilen kaderini şekillendirebilir ancak bu farkındalık yoksa düşüncelerinin dayattığı bir hayatı yaşar. Kontrolün kendinde olduğunu anlamaz ve dışarıda suçlu arayarak ömrünü tüketir. "İnsan kısmı bir misafirhane, Her sabah yeni birisi gelir. Bir sevinc, bir bunalım, bir zalimlik, Aniden farkına varmak birşeyin, Hepsi beklenmedik misafir. Hepsini karşılayıp eyle! Evini vahşetle süpürüp, Bütün mobilyalarını boşaltan Bir kederler kalabalığı bile gelse. Her geleni alnının akıyla misafir et. Olur ki yeni bir zevk getirmek için Boşalttılar evini. Karanlık düşünce, utanç ve garez, Hepsini gülerek karşıla kapıda Ve buyur et içeri. Minnettar ol her...

Kaderini Sev

Resim
 Kaderini sev!  Varsa kederini de sev!  Üzülme hastalıklarına,  Gör, hangi günahlarına kefaret olacak,  Terk edildin diye de üzülme  Demek ki sevebilecek bir yüreğin var...  Geçmişi unut, hiç yaşanmamış gibi davran,  Buluttan nem kapma!!!  Döküver kirpiklerinden sonbaharı,  Bir gün ama bir gün mutlu tebessümlerle kol kola  gireceksin . . .  Koklayacaksın yağmur sonrası toprakları,  'Yükleyeceksin ruhunu kelebek kanadına,  Uçacaksın semalara sevdiklerinle can!  Kim demiş ebemkuşağı yedi renk?  Bakmakla görmek arasındaki farkı çözdüğünde,  Anlayacaksın ne demek istediğimi !!!  Mevlâna Celaleddin Rûmî

Affetmek (Duygu Bağımlılığı)

Resim
Affetmek; travma ile ilgili tüm kayıtları silerek zihni boşaltmak ve bir daha düşünmemektir. Affettim diyor ancak düşünmeye devam ediyosanız bu affetmek anlamına gelmez. Travmayı her düşündüğünüzde tekrar tekrar aynı olayı yaşarsınız. Yaşadığınız olay ne ise o duygu durumunu an'da tekrarladığınız için de geleceğe taşırsınız. Affettim diyor ancak hala olayı zihninizde tutuyorsanız bir çok duygu aktifleşir ve düşündüğünüz kişiye aynı senaryo düşünce yoluyla iletildiği için o da tekrarlar. Yaydığımız duyguyu çekeriz. Duygularımızı gözlemlemek ve olumsuz duyguyu tekrar canlandırmamaktır affetmek...Vazgeçmek, serbest bırakmak, unutmaktır... Duyguların organlarla bağlantısı vardır ve hastalık sebebidir. Öfke karaciğeri , hazmedememek mideyi, geçmişte yaşamak bağırsakları, görmek istememek gözleri, duymak istememek kulakları, gelecek korkusu ayakları, katılık dizleri, ifade edememek tiroiti, üzüntü akciğerleri, sevgi tıkanıklığı kalbi etkiler. Duygular beynimizin kimyasal kayıtlarıdır ve ...

Dengelenmek

Resim
Yaşadığımız deneyimler ruhsal olarak tekamül etmemize yardımcı olurken kendi bilincimize ve kollektif bilince katkıda bulunur. Bu durum genetik hafızayı da etkiler ve titreşimimiz yükseldikçe hem kendimizi hem de gelecek kuşakları şifalandırırız..  Bilinç yükseldikçe düşünce ve duygu kontrolü kolaylaşır ve dengeleniriz. Dengelenmek yani merkezimizde olmak bizi an'da tutar ve varoluşun güzelliğini deneyimlememizi sağlar. Kendimizi bilmenin, kendimizi bulmanın ve kendimiz olmanın anahtarı dengede olabilmektir. Denge sırat köprüsünden geçiş biletidir.

Doğa ve İnsan

Resim
Zihin sakinleşince ruhun sesi duyulmaya başlar. Ruh yaşanan her şeyin bir deneyimden, dünya hayatının oyun ve eğlenceden ibaret olduğunu bilir!  Zihin, insan ve olaylara odaklıdır ve sürekli sorar; "O bana bunu neden yaptı?", "Neden bana kötü davrandı?", "Neden beni sevmiyor?", "Bana ne demek istedi?"  Akıl huzura erince kişi sakinleşir, suskunlaşır, yalnız kalmaktan zevk almaya başlar, gereksiz olduğunu düşündüğü insanları hayatından çıkarır ve doğada rahat eder. Doğayla bütünleşmek Hakikat'i idrak etmektir.  Denizde yüzmek, toprağa basmak bu yüzden şifalandırır. Doğadaki her bozulum insan bilincini ve bedenini etkiler. Doğa sevgi üzerine yapılandırılmıştır ve doğaya uyumlanan sevgi ile titreşmeye başlar. Doğadaki sakinliği gözlemleyin ve doğadan sakin ve huzurlu kalmayı öğrenin. Hızır huzurdur ve huzur varsa Hızır gelir.

Sırat Köprüsü

Resim
    İnsan doğduğunda dengede olan dört element; dünyevi istekler arttıkça ateş ve toprak enerjisini güçlendirirken su ve hava enerjisini baskılar. Bilmeye başladığımızda amigdala devreye girerek korku ve endişe dolu bir dünyanın kapılarını aralar Bilmek ve deneyimlemek için yolculuğa çıkarız. Seyir Yolculuğu!     Amigdala ile pineal bez arasında bir sinir iletişim ağı, bir kanal vardır ki burası sırat köprüsüdür. Farkındalığın olduğu pineal bez ise cennettir.     Timüs bezimiz yaradanın evidir ve evimize giden yolu bilir. Pineal bez ile görülmeyen alemi görmeye oradan bilgi almaya başlarız ancak evimiz kalbimizdedir ve kalbimizdeki sevgiyi açığa çıkardığımızda huzur buluruz. Hz. Muhammed'in Hakikat bilgisine ulaştıktan sonra dünyaya dönerek insanlığa yardım etmesi bu durumun bir sonucudur. 

Dolan Kap Taşar

Resim
Dolan kap taşmaya başlar. Bolluk içinde yaşayanlar kendi bolluğunu cömertce paylaşabilenlerdir ve çevrelerine bolluk enerjisi yayarlar. Sevgi dolu olanların sevgiyi, huzur dolu olanların barışı yayması tesadüf değildir. İçimizde olanı dış dünyamıza yansıtırız. O halde ilk yapmamız gereken kendi mutluluğumuza, bolluğumuza, bereketimize, huzurumuza odaklanmak olmalı. Kendimizde olmayan bir şeyi dışarıya veremeyiz. İçimizdeki ışığı yakmayı başardığımızda ışık yaymaya başlarız. İşte bu yüzden kendimize karşı nazik olalım, yargılamak ve eleştirmek yerine kendimizi kucaklayalım. Kendimizi şımartalım, güzel hayaller kuralım ve olmak istediğimiz kişi ile eş şekilde titreşerek kendimizden yeni bir "ben" yaratalım. Olmak istediğimiz kişiyi gün be gün yapılandıralım. Güçlü bir niyet ile kendimizi adadığımızda istediğimiz her şeyi gerçekleştirebiliriz.

Sonsuzluk Sembolü

Resim
Evren; özü ışık olan ve sürekli dalgalanan elektromanyetik bir enerji okyanusudur. Işık zeki bir enerjidir, bir bilinçtir.  Rahim; Rahmanı harekete geçirerek evreni yaratır. ( karanlıkta var olan Rahman enerji, Rahim enerji tarafından evrene aktarılır ve mekanları var eder.) Anti evrendeki akışın bu evrene geçişini simgeleyen sonsuzluk işareti bize bu gerçeği anlatır. Karanlık enerjide oluşan yaratım ışık olan evrene aktarılır. Karanlık ve aydınlığın dansı! Rahman ve Rahim enerjiyi birleştirip döngüyü aktive edebilirsek sonsuzluk işareti dönmeye başlar ve bir zaman makinası gibi çalışır..."Bismillahirrahmanirrahim" Zaman yolculuğu yaparak anti evrene aktarılan düşüncelerimiz, oradan da bu evrene yansıtılır. Sonsuzluk Sembolünün orta noktası, merkezi Rab'dır. Rabbimiz anti evren ile yaşadığımız evren arasındaki bağlantımızdır. Tüm bu yaratımın arkasında Allah vardır.

Zaman-Mekan

Resim
Makroda ne varsa mikroda da aynısı vardır. Yukarısı aşağısı gibidir ve sanal gerçeklik yukarıdan yansır. Zamansız, sonsuz, sınırsız olan yansıdığı yerde zamanla sınırlanır. Zaman görecelidir ve üst bir boyuttan bakınca tüm zamanlar aynı an'da yaşanır. Anti evrende zaman kapıları var, mekanlar akarken zaman sabittir. Burada ise zaman akar ancak mekan sabittir. Bir zaman kapısından içeri girer ve o zamanda yaşamaya başlarız.

İns'ten an'a yolculuk eden insan

Resim
Kaderimiz çerçevesinde tanımlanmış kurallar ile  sınırları çizilmiş olan bir deneyimi gerçekleştirmek üzere dünya okuluna geldik.  Doğduğumuz yer ve ailemiz deneyimimiz doğrultusunda kaderimiz tarafından belirlenir. Yaşamımız boyunca Ruhumuz deneyimimizi tamamlayabilmemiz için tesirler göndererek bizi doğru yola yönlendirmeye ve söz verdiğimiz deneyimi tamamlamamız için yardımcı olmaya çalışır. Yaşamımızda olumsuz olarak gördüğümüz olaylar bizi tökezletmek ve mutsuz etmek için değil, kader planımıza yönlendirmek içindir. Yaşamımızda sahnelenen olayların bize hangi mesajı vermeye çalıştığını sorgulayarak yaşam amacımızı bulabiliriz. Yaptıklarımızdan sorumluyuz ancak yapmadığımız halde bize çevremizden ve atalarımızdan aktarılanlardan da sorumluyuz. Tasavvufta çözüm; duyguların dizginlenebilmesiyle mümkündür. Duygularımızın esiri olmamak ancak çevremize karşı duyarlı olmak, sevgi dolu olmak ön koşuldur.  İns'ten an'a yolculuk ederek insan olmayı başarabilmek ve tekamülümüzü...

İlahi Sisteme Bağlan

Resim
İlahi Sistem ile aramızda bir akış bağlantısı var. Bu bağlantının derecesi ruh halimize göre değişir ve iyi hislere odaklanıp mutlu olduğumuzda bağlantının kalitesi yükselir! Kalite yükseldikçe de kurulan bağlantı daha net ve berrak bir hale gelir. Modem ile telefon arasındaki bağlantı gibi...  Mutluluk ve sevgi ile titreşmek bağlantıyı bir çizgiden dört çizgiye çıkarırken ilham ve fikirlerle dolu bir akışa ulaşmamızı sağlar. Bağlantı iyi olduğunda beden aracımızın enerjisi yükselir, hızlanır ve bilgi kolaylıkla yüklenir. İlahi Sevgi hayatımıza akmaya başlar ve isteklerimiz kolaylıkla gerçekleşir.  Bulunduğumuz yer ve zamanda an'ı kucaklayalım içimizdeki iyi olanı görüp pozitif olalım ki direnç kırılsın ve ilahi sistemle güçlü bir bağlantı kurulsun. Minnet ve şükür duyguları ile titreşerek teslim olmayı, an'da huzur dolu kalmayı başarabilirsek titreşimimiz yükselir. Yüksek titreşim yaydığımızda düşündüğümüz her şeyin gerçekleştiği bir bağlantı kurulur ve cennetin kapıları açıl...

Koşulsuz Sevgi

Resim
Kendimizi olduğumuz halimizle kucakladığımızda sevgi enerjisi yaymaya başlarız. Enerjimiz hareketlenir ve bizi niyetlerimizle eşleştirmeye başlar. Gelişim rahatlık ve konforu, bolluk ve bereketi, huzur ve dengeyi beraberinde getirir. 

Zihnimizdeki Misafirler

Resim
Bizi dış dünyaya bağlayan zihnimize gün içinde bir çok düşünce gelir. Zihninizdeki tüm düşünceler size mi ait? Zihnimizi evimiz, düşüncelerimizin de evimize gelen misafirler olduğunu varsayalım. Düşüncelerimizi bir misafir gibi görmek ve onları gereken şekilde ağırladıktan sonra gitmelerine izin vermek gerekir. Zihnimize gelen her düşüncenin kalmasına izin verirsek gürültüden kendi iç sesimizi duyamaz hale geliriz. Olumlu düşünceler frekansımızı yükseltir ve bizi pozitif-yüksek titreşimli alanlara bağlarken, kötü düşünceler düşük titreşimlidir ve bizi negatif- düşük titreşimli alanlara bağlar. Düşüncelerimiz ve duygularımız sonucu kalbimizde oluşan his manyetik alanımızı şekillendirir ve bizimle aynı titreşimde olan evrensel kapıları açar. Evrende bir çok kapı var ve biz hangi kapıyı çalarsak o alandan içeri gireriz. Titreşimimiz frekansımızı, frekansımız enerjimizi belirler ve enerjimiz ile uyumlu olan alanda varlığımızı sürdürürken gerçekliğimizi yaratırız.  Peki evimize kimi mis...

Sevgi İyi Hissettirir

Resim
Doğamız gereği içinde bulunduğumuz her durum ile uyumlanabilme potansiyeline sahibiz.  Tüm dünyada bir salgın var ve bu salgına karşı hangi tutumu sergilediğimiz önemli. Dua ederek tedbir almakla korkmak arasında büyük farklar var.  Sevgiden uzaklaştığımızda kendimizi kötü hissetmeye ve korkmaya başlarız. Korku frekansımızı düşürür, bizi İlahi Sevgiden uzaklaştırır ve düşük frekanslı alanlara uyumlar. Frekansımız düştüğünde hastalıklara açık hale geliriz.  Her birimizin kendimize özgü bir doğası var. İç sesimiz bizi yönlendirir. Sevgi, esenlik ve sağlığa odaklanırsak manyetik alanımız güçlenir ve huzurlu yaşarız, frekansımız yükselir. Yüksek frekanslı kişilere bakteri ve virüsler zarar veremez. Huzurda olduğumuz ve sevgi ile titreştiğimizde; huzur ve sevgi akışına hazırız demektir.   Hislerimize güvendiğimizde ve iyi hissetmeye gönüllü olduğumuzda ruhumuz ile bağlantı kurmaya ve rehberlik almaya başlarız. Kalbinizi karartan duyguları serbest bırakmaya ve ihtiyaç...

Etki-tepki Yasası

Resim
        Hayatının dışına çık ve kendini gözlemle... Karanlığı aydınlatan ışık olduğunu bilerek gözlemle... Zaman engelini aşarak gözlemle... Geçmişin kaygılarına, geleceğin korkularına odaklanmadan gözlemle... Sürekli konuşan zihnini sustur ve an'da kalarak gözlemle...Çevreden sana gönderilen etkilerin ve senin verdiğin tepkilerin ne kadar farkındasın? Bilinçli bir şekilde hayatını kontrol edebiliyor musun? Farkındalıklı mı, farkındalıksız mı yaşıyorsun? Hayatının kontrolü kimde? Geçmişin kayıtlarından ibaret olan bilinçaltında mı, gelecek korkusu ve kaygısı ile dolu olan zihninde mi, tüm etkilerin farkında olan ve bilinçle hareket eden sende mi? Sürücü koltuğunda kim oturuyor?     Beynimiz üç katmandan oluşur:     İçgüdüsel davranışlarımızın merkezi olan; beyin sapı     Duygularımızı kontrol eden; limbik sistem      Gelişmiş beyin; neokorteks.     Nasıl beynimiz üç katmandan oluşuyorsa bedenimizde üç katmandan ...

Avuçiçlerimiz

Resim
Kalbimiz ile avuçiçlerimiz arasında bir bağlantı var ve kalbimizin enerjisini avuçiçlerimiz vasıtasıyla aktarabiliriz. Avuçiçlerimizi kullanarak enejimizi dengeleyebilir ve kendimizi şifalandırabiliriz. Kalbimizi evrenin ritmine uyumlamak ve evrenin bilgeleğini almak için avuçiçlerimizi açarak iletişime geçebiliriz.  Kalbimizden akan bilgelikle zihnimizi uyumladığımızda dengelenir ve merkezimizde kalmayı başarabiliriz. Bu dengeyi sağlamak ve şifalanmak için avuçiçlerimizi kullanabiliriz...

Zihnini Sustur

Resim
Sürekli konuşan hatta başımızın etini yiyen susturamadığımız bir zihne sahibiz. Bilmiş zihnimizi  susturmanın yolunun bilmediği şeyler olduğunu biliyor muydunuz? Evet biz yeni bir şeyler öğrenmeye başladığımızda zihnimiz susuyor. Zihin sustuğunda tüm duygusal travmalar iyileşmeye, hastalıklar kaybolmaya başlıyor çünkü zihin sustuğunda duygu durumuna göre salgıladığı kimyasallar duruyor. Hastalıkların sebebi negatif duygu durumunda salgılanan kimyasallar olduğu için iyileşmenin en kolay yolu öğrenmeye, okumaya, yazmaya başlamak. Baktığımız yönü değiştirerek gerçekliğimizi değiştirmek elimizde. Hastalıklar kader değil sadece yanlış yolda olduğumuza dair bir uyarı...Üstelik zihnimizdeki seslerin çoğu bize ait değil bazen size de anneniz ya da babanız konuşuyormuş gibi gelmiyor mu? Zihnimizi susturduğumuzda kalbimiz konuşmaya başlar. Kalbin dili  merhamet ve sevgidir. Zihnin dili ise vesvese ve korku. Gün içinde hissettiğiniz duyguları farkedin, analiz edin, bu duygunun size ait o...

Sevginin Gücü

Resim
        Hücrelerimizin içinde DNA'yı kopyalayan ve DNA ipliklerinin açılmasını önleyen telomerler açıldığında DNA iplikleri dağılır ve yaşlanmaya başlarız. Telomerlerin uzunluğunu artıran telomerazların ilacı ise; sevgi...     Keyif, takdir, şükran, özsevgi, hayat amacının olması gibi duygular bedenimizde telomeraz üretilmesini sağlar. Yani her hücrenin içinde suyunu sevgiden alan bir gençlik pınarı var.

Ruh ve Beden

Resim
    Enerji bedenimiz ile madde bedenimiz arasında bir bağ vardır. Ruhumuz uzaktan tesirler göndererek bedenimizi kontrol altında tutar. Ölüm ruhumuzun bedenimiz üzerinde ki tesirleri geri çekmesidir. Gölge oyunu bize bu gerçekliği anlatmak için sahnelenir.  Bedenlenerek dünyaya gelir ve deneyimlerimizi ruhumuza aktarırız. Gelişebilen ve sürekli kendini yenileyen bir beyne, akla ve duyu dışı alem ile bağ kurmamızı sağlayan bir kalbe sahibiz. Dış dünyadan aldığımız verileri aklımız yoluyla yorumlar, sezgilerimiz vasıtasıyla süzgeçten geçirir ve edindiğimiz tecrübeyi bilincimize aktarırız.  Bedenimiz beş duyu vasıtasıyla dış dünya ile bağlantı kurarken kalbimiz vasıtasıyla ruhsal dünya ile iletişim halindedir. Ruhumuz ile bağlantımızı kaybettiğimizde deneyimlemek için geldiğimiz dünya hayatında sıkışıp kalırız. Ruhumuz; hastalıklar, kazalar, kayıplar yoluyla bizi uyarır ve biz idrak edemediğimizde bu etkiler gittikçe sertleşerek devam eder. Yapmamız gerekenleri unuttuğu...

İbadetlerin Amacı

Resim
  İbadet, frekansımızı yükselterek bilinçaltımız ile ruhumuz arasında bağlantı kurmak için yapılır. İbadet esnasında yapılan ruhsal çalışmalar ruhumuz ile kurduğumuz bağlantıyı güçlendirir ve bu bağlantı sayesinde idrak seviyemiz gittikçe artarken; hem tekâmül eder, hem de içimizdeki Öz'ün farkına varırız. İbadet amaç değil, amaca giden yoldur.     İbadete başlarken niyet ederiz çünkü niyet güçlü bir enerji alanı oluşturarak ibadet esnasında kullandığımız; ses, zikir, semboller vasıtasıyla frekansımızı yayar, bağlantı kurmamızı sağlar ve dileğimiz enerjisel düzeyde iletilir. İbadete devam ettikçe frekansımız, dileğimizin frekansına eşitlenir ve isteğimiz gerçekleşir. İbadet, enerjinin doğru bir şekilde kullanılması ve yönlendirilmesi esasına dayanır. Esmaların frekansları vardır ve beyin hücrelerimiz esmalardan açığa çıkan frekanslara göre programlanmıştır. Kendimizde dönüşüm ve değişim sağlamak için esmaların frekansından faydalanabiliriz.     Enerjimiz yüksel...

Özgür İrade

Resim
        Yazılmış bir kaderle geliriz ancak özgür irademiz ile seçme şansına sahibiz. Kaderi yaşama şeklimizi biz belirleriz. Kaderin önümüze çıkardığı yollar arasından seçimler yaparak yolculuğumuza devam ederiz. Bir deneyimi tamamlamak, kader planımız doğrultusunda beynimize kodlanmış esmaları açmak üzere bir kontrat imzaladık. Bu yolculuk boyunca iyi-kötü, doğru-yanlış birçok seçenek sunulur ve yanlışı seçen, negatif enerjiye dahil olur ve ruhu ile olan bağlantısı zayıflar. Bu yüzden tüm kutsal kitaplarda ve öğretilerde takva sahibi olanların korunacağı anlatılır. Negatif alana kayanlar kontrolünü kaybeder ve farkında olmadığı bir girdabın içinde kaybolarak negatif enerji tarafından kullanılır.      İyi niyetli, doğruluktan şaşmayan, hiç kimseyi incitmeyen, hiç bir canlıya zarar vermeyen, güvenilir, adaletli, dürüst, sevgi dolu insanlar korunur ve hikayeleri  daima mutlu sonla biter.      Bakara suresini aklederek okuyanlar, tekam...

Pozitif Düşünce

Resim
Maddesel değil enerjisel varlıklarız ve frekanslarımız DNA'mızda kayıtlı. Doğru frekanslarla bedeni iyileştirmek mümkün. Her türlü olumsuz düşünce, kaygı, endişe, sıkıntı yerine pozitif düşüncelerle titreşmeye başlar ve bu titreşimi bedenimizin en uç noktalarına iletebilirsek hücrelerimiz sürekli sağlıklı olur...Hücreler beynin salgıladığı kimyasallardan etkilenir; olumlu duygu durumunda olmak olumlu kimyasallar salgılanması sağlar. Olumsuz düşünceler sonucu salgılanan negatif sinyaller ise hastalık sebebidir. Kalbimiz ile avuçiçlerimiz arasında bir bağlantı var ve kalbimizin enerjisini avuç içlerimiz vasıtasıyla aktarabiliriz. Avuç içlerimizi kullanarak enejimizi dengeleyebilir ve kendimizi şifalandırabiliriz.  Kalbimizi evrenin ritmine uyumlamak ve evrenin bilgeleğini almak için avuç içlerimizi açabilir ve aldığımız enerjiyi bedenimize aktarabiliriz. Dua ederken avuçların açılması da kurduğumuz iletişimi güçlendirmek içindir. Her şey enerjiden ibarettir...

Levhi Mahfuz (Akaşa)

Resim
  Farabi:     “Düşünmek ruhun kendi kendisiyle konuşmasıdır” der.     Hafızalarımızda kayıtlı tüm bilgiler kolektif bilinçdışını (Levhi Mahfuz) oluşturur. Semboller, diller, tecrübeler, imgeler fotonlar tarafından kayıt altına alınır. Levhi Mahfuz; tüm bir türün bilgisi ve kişisel deneyimlerimizin organize edilmesi ile oluşan ortak bilgi alanıdır. Bizden önce yaşamış tüm insanların ve türlerin bilgisi Levhi Mahfuz'da kayıt altındadır.     İnsanın evrimi ile birlikte bu bilgiler sürekli güncellenmektedir. Rüyalarımızda gördüğümüz semboller kolektif bilinçdışı da diyebileceğimiz Levhi Mahfuz'dan aldığımız bilgilerdir.     Fotonların taşıdığı devasa büyüklükteki bilgi bütün evrene yayılarak büyük bir bilgi okyanusu oluşturur. Herkes kendi öz frekansı ve düşünce frekansı doğrultusunda bilgi okyanusuna ulaşabilir ve frekansı oranında bilgi alır. Fotonlarla taşınan bilgi karanlık madde tarafından yönlendirilir.

Manyetik Alanımız

Resim
Sonsuz ve sınırsız olan Allah her zerrede mevcuttur. Tüm boyutlar an'da mevcuttur ve beynimiz frekansımızın uyumlu olduğu boyuta bağlar bizi! Bu frekansı belirleyen ise manyetik alanımızdır. Beynimiz boyutlar arasında seyahat edebilecek donanıma sahip bir uzay aracıdır ve farkındalıklı olanlar bu aracın kontrolünü eline alarak seyahat özgürlüğü hakkı kazanır.  Bunu başarabilmek için ise tüm çakraların aktif ve çalışır olması gerekir. Tüm çakralar aktif olduğunda güçlü bir manyetik alanımız olur. Bu durum İlahi Sistemden akan bilgiye kolay ulaşım imkânı sağlar.

Değişim- Dönüşüm

Resim
         Karanlık gölgelerimizle gölge benliklerimizle yüzleşelim bu gün. Duygularımızı gözlemleyelim ve korku, çaresizlik, kıskançlık, öfke, güvensizlik, nefret, cesaretsizlik gibi duygularımızı ve bu duygularımızın arkasındaki düşüncelerimizi farkedelim.      Tüm bu duyguları anda oluşan farkındalıkla değiştirip dönüştürelim. Bu duyguların yerine cömertlik, yardımseverlik, cesaret, özgüven, takdir, şükran, minnet, sevgi gibi yüksek titreşimli duyguları koyalım. Kader ile çerçevesi belirlenmiş sınırlar içinde yaşıyoruz. Sıfırdan yaratma yetkimiz yok o yetki Yaradan'a ait. Ancak özgür irademizi kullanarak gerçekliğimizi değiştirebilme ve dönüştürebilme gücüne sahibiz. Her olumlu değişim frekansımızı yükseltir ve bizi üst düzey frekansa taşır. Frekans düzeyi yükseldikçe hayatımızdaki bolluk, bereket, huzur, neşe, keyif, coşku artar.      Hayatımızı frekansımız, frekansımızı titreşimimiz belirler. Tesla derki; "Evrenin gizemini anlama...

Frekansın Alanını Belirler

Resim
        Varoluşta her şey titreşir ve varlığın titreşim sayısı frekansını belirler. Hücrelerimizin, organlarımızın, taşın, toprağın, virüslerin, bakterilerin, yıldızların ve gezegenlerin de bir titreşimi dolayısıyla bir frekansı vardır. Üst düzey frekanslar alt düzeydekileri etkiler.    Bedenimiz çevre ile etkileşim halindedir ve üst düzey frekanslardan etkilenir. Düşük titreşimli duygular (korku, çaresizlik, güvensizlik, ümitsizlik, değersizlik) beden frekansını düşürür. Beden frekansı düştüğünde virüs ve bakteri gibi düşük frekanslı canlılar ile etkileşime girer ve hastalıklar başlar. Bedenimizin bir mikro kozmos ve bedenimizdeki her organın bir galaksi olduğunu söyleyebiliriz.     Beden frekansı yükseldikçe titreşim öylesine artar ki duyu ötesi alem ile iletişim kurulur. Gözünüzde iki satıh arasında gidip gelen bir pinpon topu canlandırın, topun hızı arttıkça görünmez hale gelir.  Bu yüzden yüksek titreşimli canlıları ve alemleri kısıtlı d...

Hakikat Yolculuğu

Resim
      Peygamberlerin hayatı bir ibrettir. Hz. Musa külli aklı, Hz. İsa ruhu, Hz. Yusuf idrak ve geleceği görmeyi, Hz. Muhammed ise Hakikat'i gösterir. Hakikat’i kavrayan şahit olur. Hakikat’e şahit olan ise ölünce şehit olur. Hakikat’e ulaşmamız için gereken dinlerin yol olduğunu anlamayan sadece kendini rahatlatır ve oyalanır. Bütünü görebilen, insan zihninin derinliklerinde gizlenen gizemi bulan, bütünden bakmayı başaran ve şahit olan ise Hakikat'e ulaşır.      Birbirini çok seven üç kelebek ateşin ne olduğu üzerine tartışmışlar. İlki ateşe uzaktan bakmış ve “aydınlatır” demiş. İkincisi biraz daha yaklaşmış ve “ısıtır” yanıtını vermiş. Sonuncusu ise hızla ateşin içine girmiş. Ateşin gerçekten ne olduğunu bir o anlamış ama gel gör ki bunu hiç kimseye anlatamamış...

Yaşam Yolculuğumuz

Resim
        Yaşamaya yolculuğumuz tekâmül edebilmemiz için bir çok sınav içerir. Yaşamımızın başrol oyuncusu biziz, yaşamımızdaki diğer insanlar ise tekâmül edebilmemiz için gönderilen yardımcılar. Kural çok basit; tutunduğumuz, putlaştırdığımız ne ise onun ile sınanıyoruz. Hz. Muhammed'in Kâbe' deki putları kırması batıni anlamda; kalbimizdeki putları kırmaktır. Putunuz ne? Para, eş, çocuklar, sevgili, ego, kibir hangisi?      Putlaştırdığımız şey her ne ise; sınavımız odur. Önemli olan bize hangi mesajın verilmeye çalışıldığını anlamak ve putu kırmaktır. Problemler ve sorunlar ile evren bize yol gösterir. Mesaj fark edildiğinde sorun biter...     Hayat sürprizlerle dolu ve bizim için neyin doğru olduğunu zihnimizle değil, kalbimizle düşünerek bulabiliriz ancak. Kalp her zaman doğruyu söyler.      Kalbin doğru yerde olduğunu düşünüyor ve vazgeçme diyorsa; "sabrın sonu selamettir" de ve bekle... Ama kalbin uç başka diyarlara diyors...

Çakralar (titreşim, enerji, frekans)

Resim
          Evrensel bilgiler, frekansımız doğrultusunda açılır. Düşük frekanslı düşünceler; (kin, öfke, nefret, kıskançlık, düşmanlık ) çakra frekansımızı düşürür. Düşük frekansta titreşirsek düşük titreşimli olay ve kişilere çekiliriz.    Frekansımız yükseldikçe; yüksek frekanslı düşüncelerin karşılığı olan madde ortam (dünya-beden) deneyimleri yaşarız. Yani frekansımız yüksekse; hem bu dünya nimetlerinden, hem de ahiret nimetlerinden faydalanabiliriz.     Frekansımızın yükselmesi çakralarımızın aktif ve dengede olması ile ilişkilidir ve her çakramız bir duyumuz ile ilişkilidir:     Kök çakra: koku     Mesane çakra: tat     Göbek çakra: görme     Kalp çakra: dokunma     Boğaz çakra: işitme     "Onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Artık (hakka) dönmezler."(Bakara 18) ayetiyle çakralar ile duyu organları arasındaki bağlantı verildiği gibi çakralar kapalı olduğunda frekans düşec...

Özgür İrade

Resim
Benjamin Libet kişinin özgür iradesinin olup olmadığını anlamak için bir deney yapar. 1983 yılında yapılan deneyde deneklerden parmağını istediği zaman oynatması istenir. Deneğin eline kas hareketlerini elektriksel düzeyde ölçebilen EMG adlı cihaz bağlanır. Bu cihaz bir saniyenin binde birini ölçebilecek kapasitededir. Deneyde parmağı oynatma eylemi iki başlık altında incelenir; 1. Parmağını oynatmaya karar vermek 2. Parmağını oynatmak      Karar verme anını tespit etmek için de saat kadranına benzer başka bir araç kullanılır. Ayrıca deneğin karar anını tespit etmek için deneğin başına EEG (elektroensefalografi) takılır.     Deney sonucunda deneğin parmağını kaldırmaya karar verdiği an ile parmağını kaldırdığı an arasında 200 milisaniyelik bir süre ölçülür. Ancak ilginç olan denek parmağını kaldırmaya karar verdiği andan yaklaşık 350 milisaniye önce bilinmeyen bir mekanizma tarafından karar verilmiş olmasıdır. Bu deneyden sonra yapılan benzer deneylerde de, ...