"Yaradılanı Severim Yaradandan Ötürü"
Yaşanan olaylar karşısında anlayışlı olmak ve olanın olması gerektiği için olduğunu kabul etmek, sevgiyi açığa çıkartan ve bizi ikilikten kurtarıp birliğe götüren bir bilinç durumudur. Ayrılık bir yanılsamadır ve ikiliğe hizmet ederek ayrıştıranlar farkında olmadan negatif enerjiyi besleyerek büyütürler. Hepimiz aynı bütünün parçalarıyız ve gerçekliği hep birlikte şekillendiririz.
Evren düzenli elektromanyetik dalgalar içerir. Evrendeki tüm manyetik kuvvetler insan vücudunun biyomanyetizmasını etkiler. Evrenin kalp atışı olarak tanımlanan Schumann rezonansına göre; atmosferden saniyede gelen 7.8 hertz (1980 yılına kadar) değerindeki doğal frekanslı dalgalar dünyanın yüzeyi ile iyonosfer arasında rezonansa girer. Günümüzde 12 hertz üstündedir ve bu yüzden dünyanın manyetik alanı gittikçe zayıflamaktadır. Bu durumun bilincin uyanışında büyük bir rol oynadığı söylenir.
İnsan beyni ortalama frekans değerinin insan beyin frekans değerleri olan delta (0,1-3,9 hertz), teta (4-7,9 hertz), alfa (8-12,9 hertz), beta (13-100 hertz) frekans aralıklarından teta ve alfa ile rezonans halinde olması demektir. Bu durumda insan beyni ile dünyanın kalp atışları arasında bir etkileşim söz konusudur. İnsanın ruh hali ve Dünya nın kalp atışları birbirlerini etkiler. (Hatta ortalama frekans değerinin değişimi sonucu zamanın hızlanacağını düşünen bilim adamları da var.)
Vücudumuzdaki dokularda bulunan elektrostatik alan beyindeki nöronları harekete geçirir. Kalbin atması, sinirlerin gerilmesi, kasların kasılması, hormonların salgılanması, merkezi sinir sistemine gelen bilgilerin kaydedilmesi vücudun bir elektrik santrali gibi işlev yaptığının göstergesidir...
Omurilik biyoelektrik güç iletimini saniyenin binde biri gibi kısa bir zamanda sinir sisteminden alır ve tüm duyu organlarına aktarır. Solunum yaparken nefes alarak emilen negatif iyonlar kan dolaşımı ile tüm vücuda yayılır ve cilt gözeneklerinden atmosfere geri verilir. Hayatımız boyunca devam eden bir döngü, nefes bitene dek...
Bilincimiz sevgi ile beslendiğinde; algımız değişir, enerjimiz akmaya başladığı için bedenimiz kendini onarır. Hem kendimizi hem de dünya anamızı şifalandırırız. Gençlik formülü mü arıyorsunuz? Cevap; anlayış, kabul, koşulsuz sevgi, şefkat, şükür duyguları ile titreşerek sonsuz huzurda olma hali...Çağlar boyunca kulağımıza fısıldanan bilgelik tek bir kelime ile özetlenebilir; SEVGİ... Ruhsal sıkıntılar yaşıyorsak; içsel yolculuk zamanı gelmiş demektir. Yaşadığımız ruhsal sıkıntıların sebebi, ruhumuzun bizimle iletişime geçme çabasıdır. Çünkü çakralarımız sağlıklı çalışmadığında ruhumuz ile olan bağımız zayıflar. Ruhumuzun ilacı ise kalbimizde yeşerteceğimiz sevgidir. Doğa sevgisi, hayvan sevgisi, insan sevgisi... Yunus Emre’nin tarif ettiği şekilde sevmektir:
“Yaratılanı severim, yaradandan ötürü...”
👏🍀🫒🍀teşekkürler hocam 🙏
YanıtlaSilTeşekkürler
Sil