Çakralar (titreşim, enerji, frekans)

     


    Evrensel bilgiler, frekansımız doğrultusunda açılır. Düşük frekanslı düşünceler; (kin, öfke, nefret, kıskançlık, düşmanlık ) çakra frekansımızı düşürür. Düşük frekansta titreşirsek düşük titreşimli olay ve kişilere çekiliriz.

   Frekansımız yükseldikçe; yüksek frekanslı düşüncelerin karşılığı olan madde ortam (dünya-beden) deneyimleri yaşarız. Yani frekansımız yüksekse; hem bu dünya nimetlerinden, hem de ahiret nimetlerinden faydalanabiliriz.

    Frekansımızın yükselmesi çakralarımızın aktif ve dengede olması ile ilişkilidir ve her çakramız bir duyumuz ile ilişkilidir:

    Kök çakra: koku

    Mesane çakra: tat

    Göbek çakra: görme

    Kalp çakra: dokunma

    Boğaz çakra: işitme

    "Onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Artık (hakka) dönmezler."(Bakara 18) ayetiyle çakralar ile duyu organları arasındaki bağlantı verildiği gibi çakralar kapalı olduğunda frekans düşeceği için Hakka ulaşmanın da mümkün olmayacağı belirtilmiş.

   Algılarımızın açık olması için çakralarımızın dengede ve çalışır vaziyette olması gerekir. Kök çakra yaşam amacımızı sorgulamaya başladığımızda, Mesane çakra düşüncelerimizi farkettiğimizde, göbek çakra duygularımızı kontrol etmeyi başardığımızda, kalp çakrası koşulsuz sevmeyi öğrendiğimizde, boğaz çakrası ise başımıza gelenlere rıza gösterdiğimizde açılır.

    Düşüncelerimiz mana ve madde dünyamızı şekillendirir. Duygu ve düşüncelerimiz değişince frekansımız da değişir. Frekansımız değiştiğinde ise farklı kişi ve olaylar ile rezonansa girmeye başlarız. Hayatımıza çekmek istediğimiz şeyin frekansında titreşmeliyiz. Çünkü benzer titreşimler birbirini çeker. Ruhsal uyanış içimizdeki gücü fark ettiğimiz an’da başlar.

    Müzik dinlemek, doğada yürüyüş yapmak, dans etmek, taş ve renklerin enerjisinden faydalanmak frekansımızı yükseltir. Frekansımızı değiştirmek için olumlamalardan da faydalanabiliriz:

    "Huzur ve sevgi doluyum."

    "Varlık, bolluk, bereket içindeyim."

    "Çok şanslıyım, her istediğim oluyor."

    "Para bana sınırsız şekilde geliyor."

    "Tüm ihtiyaçlarım giderildi." Vb.

    Her düşüncenin bir frekansı vardır ve her düşünce bir enerjidir. Enerji kaybolmaz sadece farklı bir formda var olmaya devam eder. O yüzden düşünce, duygu ve söylemlerimize çok dikkat etmeli ve cömertlik, sevgi, huzur gibi duygulara sahip olmalıyız ki titreşimimiz yükselsin.


Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

5 Elemente Göre Kişilik Özellikleri

Resim
Aşağıdaki tabloda doğduğunuz yıla göre etkisi altında olduğunuz elementi bulabilir,  bu elemente ait baskın kişilik özelliklerinizi öğrenebilir ve dengelenmek için neler yapabileceğinizi okuyabilirsiniz. Ancak vücudumuzda tüm elementlerin dengede olması oldukça önemli. (Bu yazıyı okumadan önce  Beş Element  yazısını okumanızı tavsiye ederim.) Elementlere ait bilgiler doğrultusunda, duygusal durumumuzu gözlemleyerek, hangi elementte sorun olduğunu bulabilir ve gereken önlemleri alabiliriz. METAL ELEMENTİ                                      Doğum Tarihleri:                                        1940_1941_1950_1951_1960_1961_1970_ 1971_1980_1981_1990_1991_2000_2001_ 2010_2011                          ...
Devamı

Mutluluk ve Kitabım

Resim
Mutluluk; içinde bulunduğumuz durumdan ve kendimizden memnun olmaktır. Her ne olursa olsun, ne yaşanırsa yaşansın sorunlara takılmadan yaşadığımız AN'ın tadını çıkarmaktır. Mutluluk insanlara veya olaylara değil kendi ilgi ve yeteneklerimize odaklanmak ve onları ortaya çıkarmaktır. Sevdiğimiz bir işi yapmak, doğanın huzurunu hissetmek ve içtiğimiz bir fincan kahveden keyif almaktır. Mutluluk; iyiye, güzele, doğruya odaklanmak ve pozitif alanda varolmaktır. Insanlara ve kendine faydalı olan kişi; mutludur, huzurludur, anlamlı yaşar. Ben emekli olduktan sonra arkadaşlarım ve ailemin ısrarı üzerine yazmaya  başladım. Mistik konulara olan ilgim ve birikimim hep vardı ama doğrusunu isterseniz yazmak hiç aklımda yoktu. Oğlum "bizler için yaz anne" diyerek Duru'mun doğum gününde ona da bir doğum günü mesajı göndermek üzere 09.09.2018' de "mavininyolu" adlı bloğumu açtı. Hobi olarak başladığım yazma işi zamanla bir tutkuya dönüştü. Hayat amacımı bulmuştu...
Devamı

AN'da Yaşamak, Akışta Kalmak

Resim
Akışta kalmak; yaşamda istediğimiz şeylerin olması için çaba sarfederek gerekenleri yaparken Yaradan'a güvenerek teslim olmak, en uygun zamanda istediğimiz şeye ulaşacağımıza güvenmektir. Teslim olmak bize huzur verir, rahatlatır. Teslim olduğumuzda hissettiğimiz güven ve sevgi Yaradan'la güçlü bir bağ kurmamıza yardımcı olur. Bu süreçte yapmamız gereken en önemli şey işaretleri takip ederek, isteğimizin bize uygun olup olmadığını anlamaktır. Çünkü farkında olmadan kendimize uygun olmayan bir şeyi istiyor olabiliriz. Hayatımızda istemediğimiz bir durum söz konusu olduğunda, oluşan yeni durumun bizim iyiliğimiz doğrultusunda olduğuna inanmalıyız. Yaradan'ın bizim için en doğru olanı bildiğine kalpten inanarak teslim olmalıyız. AN'ı yaşamak ise odaklanmak, yaşanılan AN'dan keyif alabilmek ve bize verilen mesajları anlamaktır. Geçmişe takılı kalanlar ya da gelecek endişesi taşıyanlar, mutsuz olur ve endişeleri daha da artar.
Devamı