Tasavvufta Ayna Sembolü


Tasavvufta ayna; alemin ve insanın sembolüdür. Kâmil insanın gönlü; Ayetlerin ve onsekiz bin alemin görüntüsünü yansıtan bir ayna olarak görülür. Ayna sevgilinin göründüğü ve kendini gösterdiği, öznenin ve nesnenin BİRlendiği yerdir. 

İlahi aşk gönle düştüğünde aynadaki görüntüler kaybolur, hatta aşık kendini bile göremez. Çokluk aynasına bakan aşığın gördüğü tek şey; sevgilisidir. Gönül aynasında beliren Allah'ın tecellisi kişiyi hayrete düşürdüğünde BİRliğin sırrına erer. O halde ayna varlığın BİRliğini sembolize eder, diyebiliriz. 

Alemlere sığmayan Allah insanın kalbine sığar. Marifet ve irfanın kaynağı olan gönül; keşif ve ilhamın evidir, aşkın sırrını bilir ve bir ayna gibi yansıtır. Tasavvufta Allah bir gönle sığarsa o gönül yere göğe sığmaz derler.

Gördüğünü olduğu gibi aksettiren ayna şahittir ve aşığın saf gönlünün de bir aynadan farkı yoktur. Aşk ile atan, coşku dolu bir kalp; ilahi alemin sırlarının belirdiği nur saçan bir aynadır. 

Ayna; bakana kendini gösterir. Kimisi aynaya baktığında kendini bulur ve göz bebeklerindeki sırra ulaşarak kendini keşfeder. Kimisi de kibrinin ve egosunun içinde kaybolur. Yani aynaya bakan kendine ulaşabileceği gibi şeytana da ulaşabilir. Şeytan kötülüğün kişiselleştirilmesi olarak kabul edilir. Pamuk Prenses masalında sürekli aynaya bakan üvey anne aynaya baktıkça büyüttüğümüz kibrimizin ve egomuzun bir sembolü olabilir mi? 

Cama baktığımızda arkasında ne varsa onu görürüz ama camın arkasına sır sürülünce bambaşka bir görüntü belirir. Aynanın gösterdiği alem sırlarla doludur ve ancak kim olduğunu keşfeden kişi sırra ulaşır...


Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

5 Elemente Göre Kişilik Özellikleri

Mutluluk ve Kitabım

AN'da Yaşamak, Akışta Kalmak