İşini İyi Yapmak Karakterin Yansımasıdır

"Bu kuşağın ebeveynleri; çocuklarının karşılarına çıkan engelleri ortadan kaldırarak, çocuklarının hayatlarını kolay hale getirerek en büyük kötülüğü yapıyorlar."

Bu sözü can dostum göndermiş ve altına şöyle bir yorum yazmış:
"Yapmayın, her işlerine siz koşmayın. Nasıl olsa annem, babam halleder mantığını yerleştirmeyin çocuklarınızın kafasına. Hayat acımasız."

Kadim dostum çok haklı. Bu dünyaya deneyimleyebilmek, bilincimizi geliştirebilmek ve hayatı okuyabilmek amacı ile geldik. Hatta diyebiliriz ki, biz hata yaptığımız için başımıza bir şey gelmez, biz bir şeyi deneyimleyebilmek için hata yaparız.

Çocuklarımız çok kıymetli, onları çok seviyor ve ayaklarına taş değse üzülüyoruz. Evlatlarımızla ilgilenmek, onların bilişsel ve fiziksel gelişimlerini izlemek görevimiz. Ancak görevlerimizi abartır, çocuklarımızın kişisel gelişimi ve bilinç düzeyinin artması için hayatın ona sunduğu sınavları biz yapmaya kalkarsak, çocuğumuzun öz benliğini bulmasını ve hayatı kavramasını güçleştirir, mücadele ruhunu öldürürüz.

Günümüzde gençlerin büyük bölümü hayatta karşılarına çıkan sorunlarla baş edemediği için antidepresan kullanmaya başladı. Sorunlar gelişimimiz için önümüze sunulmuş fırsatlardır aslında. Antidepresan kullandığımızda, sorunla yüzleşip bize vermek istediği mesajı idrak etmek yerine, beyni uyumaya sevk ediyoruz.

Sorun çözümlenmiş olmuyor, alınması gereken ders erteleniyor. Can dostumun dediği gibi hayat acımasız ve biz gereken dersi almayı reddettiğimizde, bir sonraki sınavımız daha zor oluyor. Kendi hayatlarımızı gözden geçirirsek, korkup kaçtığımız şeylerin sınavımız olduğunu ve değişik suretlere bürünerek tekrar tekrar karşımıza çıktığını gözlemleyebiliriz.

Çocuklarımıza mücadele edebilme, hayatla başa çıkabilme yeteneklerini kazandırmamız gerekiyor. Takım sporlarının bu anlamda çocuklara yardımcı olabileceğini düşünüyorum. Yenilgiyi ve yenmeyi öğrenmek önemli. Çocuğumuz hayatta yenmek kadar yenilmenin de var olduğunu öğrenebilirse, zorluklar karşısında hemen pes etmez.

Çocuğumuz takım sporlarını sevmiyorsa, ruhsal farkındalığını artırmak amacıyla müzik dersi alabilir, kitap okuyarak hayatı tanımaya çalışabilir. Aile bir şekilde  çocuğunu hayata hazırlamanın yolunu bulmaya çalışmalı.

Çocuklarımıza başarmayı öğretmemiz gerekiyor. Mümin Sekman bir konferansta  şöyle sesleniyor:
"Başarının bedelleri çok ağır, başar başar nereye kadar sonunda ölmeyecek miyiz? gibi sabote edici düşünceler beynimde dolaşıyordu ve bir cümle hayatımı değiştirdi: Başarının bedelini bir dönem için ödemeyenler, başaramamanın bedelini bir ömür boyu öderler. İşini iyi yap, işini iyi yapmak kazancının karşılığı değil karakterinin yansımasıdır."

Çocukluğumda hatıra defterime yazdığım bu ünlü şiirle koyalım noktayı:

En İyisi

Dağ tepesinde bir çam olamazsan,
Vadide bir çalı ol.
Fakat oradaki en iyi küçük çalı sen olmalısın.

Çalı olamazsan bir ot parçası ol, bir yola neşe ver.
Bir misk çiçeği olmazsan, bir saz ol.
Fakat gölün içindeki en canlı saz sen olmalısın.

Hepimiz kaptan olamayız, tayfa olmaya mecburuz.
Dünyada hepimiz için bir şey var.
Yapılacak büyük işler, küçük işler var.
Yapacağınız iş, size en yakın olan iştir.

Cadde olamazsan  patika ol.
Güneş olamazsan yıldız ol.
Kazanmak ya da kaybetmek ölçü ile değildir.
Sen her neysen, onun en iyisi olmalısın.

                                          Douglas Malloch