Çocuklarımıza Öz Değer Duygusunu Nasıl Kazandırabiliriz?

Bilim adamlarının çalışmaları sonucu; henüz doğmamış, anne karnındaki bir fetüsün dışarıdan gelen etkileri duyumsadığı ve buna dayanarak ilkel bir duygusal yaşam geliştirdiği öne sürülüyor.

Bu görüşe göre; fetüs, annenin duygu durumunu, beslenme şeklini hissederek kendisi ile ilgili bilinçaltı kodlamaları yapar. Kendisinin istenen veya önem verilen bir varlık olup olmadığına dair edindiği bu ilkel algılar, benlik kavramının çekirdeğini oluşturur.

Doğduğu andan itibaren, etkilendiği çevre daha da genişler ve bu ilişki ağı içinde, çocuğun benlik bilinci ve kişiliği oluşur.

Aile içindeki ilişkiler daha esnek ve demokratik ise; çocuk iç dünyası zengin, hoşgörülü, farkındalığı yüksek ve öz değer duygusuna sahip bir birey olarak yetişir.

Katı bir ebeveyn anlayışına maruz kalan çocuk ise; kendine özgü bir yaşam geliştirmeye yetecek enerji, istek ve cesareti içinde yapılandıramaz.

Aile; çocuğunun arkadaşı, öğretmeni, sırdaşı olmayı başarabilirken, aynı zamanda çocuğun sağlıklı gelişimi için gereken otoriteyi de yapılandırma becerisine sahip olabilmeli.

Bireyin yaşamı üzerinde aileden gelen düzen etkili olur ve kuşaktan kuşağa aktarılarak devam eder. Yıllar geçtikçe, annesi ya da babasına benzediğini fark eden  bir çok kişiyle karşılaşırız. Aile içinde kişi öz değer duygusunu kazanabilir ya da değersiz olduğuna karar verebilir. Kişinin hakikatinin 7 yaşına kadar oluştuğunu ve hayatını bu hakikat üzerine kurduğunu okumuştum. Değersiz olduğuna inanan bir ergen, çok yanlış yollarla değerli olduğunu ispatlamaya çalışırken, büyük hatalar yapabilir.

Aile bireyleri arasında dayanışma ve güven duygusunun olması, sağlıklı çocuklar yetiştirebilmenin önkoşulu. Böyle bir aileye sahip olan çocuk; dış dünyadan gelen üzüntü ve kaygıya karşı daha dayanıklı olur çünkü güvenli bir sığınağa sahiptir, diğer insanların iyi niyetli ve dürüst olduğunu düşünür. Güvensiz bir aile ortamında büyüyen çocuk ise; kimseye inanmaz ve güvenmez, kendisine bile...

Çocuğumuzun yaşadığı zorluklarla mücadele etmesine izin vermez, tüm sorunlarını biz çözersek; çocuğumuz kendisine güvenemez ve sürekli başkalarından destek bekler.

Çocuklara yaşı ile orantılı olarak sorumluluk duygusu vermekten kaçınır ve tüm sorumluluğu üzerimize alırsak, çocuğumuz yaşamının kontrolünü eline alamaz.

Çocuklarımızın mutlu olmasını ve yaşamdan keyif almalarını istiyorsak, sevgi ve desteğimizi esirgememeliyiz. Mutlu aile ortamında büyüyen çocuklar yaşamaktan keyif alırlar ve mutlu olurlar.

Öz değer duygusuna sahip bir birey;
Yaşamaktan zevk alır.
Hayatın kendisine sağladığı fırsatları değerlendirebilir.
Kendisini ve çevresindeki insanları eleştirmez, onları koşulsuz olarak sever ve kabul eder.
Öfkeli ve kırıcı olmaz, saygılı ve hoşgörülüdür.
İsteklerini gerçekleştirebilecek özgüveni vardır.
Empati yeteneğine sahiptir.
Sorumluluk, mücadele ve başarma odaklıdır.

O halde aile olarak;
Çocuklarımıza güven ortamı oluşturmalı, değerli olduklarını hissettirmeli,
aile içinde dayanışma ve yakınlık duygusu olduğunu fark etmesini sağlamalı,
sorumluluk duygusu,
mücadele edebilme ve başarma becerisi, kendine güven duygusu kazandırmalı, birleştirici, sevgi dolu, evrensel yasalara uyumlu bir çocuk yetiştirmeliyiz😍


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

5 Elemente Göre Kişilik Özellikleri

Mutluluk ve Kitabım

AN'da Yaşamak, Akışta Kalmak