Ses Dalgaları ile Bedeni ve Zihni Şifalandırma

Evrende atomdan moleküle , hücreden organa kadar herşeyin bir titreşimi var. Bu titreşimler sonucu oluşan frekanslar güçlü bir enerji kanalı oluşturuyor ve vücudumuzu etkiliyor.

Gözlerimizi kapatıp vücut sesimizi dinleyerek, ellerimizle dizlerimize tempolu vurarak kendi vücut titreşimimizi yakalayabiliriz.

Hasta olunca nabzımıza bakarken aslında vücudumuzun titreşimini kontrol ediyoruz. Vücut titreşimimiz bozulunca hastalıklar ortaya çıkıyor. Ses ile şifa terapisinde amaç vücudun bozulan titreşiminin yeniden düzenlenmesidir.

Farabi ve Ibn Sina'nın hastaları iyileştirmek için müzikten yararlandığı bilinir. Evliya Çelebi; Darüşşifa'nın Hekimbaşısının hastalara çeşitli müzikler dinleterek kalp atışlarını ölçtüğünden ve bu şekilde en uygun müziği belirlediğinden bahseder.

Şamanların şifa için müzik ve dansın birlikte uygulandığı ritüelleri bilinir. Himalayalarda çanakla yapılan terapi ve şifa teknikleri vardır.

Solfeggio ölçeği denen altı notalı ses dizini şifa ve Yaradan'la uyum için kullanılırdı. Bu  altı notanın kutsal setinin dünyayı biçimlendirmek amacıyla Yaratıcı tarafından kullanıldığına inanılırdı. Orta çağda bu bilgilerin halkın hazır olmaması sebebiyle Roma Kilisesi tarafından saklandığı söylenir. 

Dr. Joseph Puleo 1988 yılında bu unutulmuş bilgiyi günümüzde tekrar ortaya çıkarmış, 528 Hz frekansın DNA üzerinde iyileştirici etkisi olduğunu belirtmiştir.

Müzikle terapi Amerika'da 1977 yılında bilim dalı olarak kabul edildi ve bu tür teknikler tıpta giderek yaygınlaşmakta.

Günümüzde gevşemek ve stresi azaltmak için ses terapileri oldukça popüler oldu, ses dalgaları ile beynin kontrol edilmesine yönelik pek çok çalışma var. Peki ses dalgaları ile beyne format atmak mümkün mü?

İnsan beyni 4 dalga boyunda çalışıyor:
Beta dalga boyunda zihin normal bilinç düzeyinde, konsantrasyon tam, parlak fikirler ve yaratıcılık en üst safhada. Ancak gerginlik ve anksiyete mevcut.
Alfa dalga boyunda zihin olumlu düşünme halinde, hafif trans var ama öğrenme aktif.
Teta dalga boyunda odaklanma tam, meditasyon hali de diyebiliriz, hafıza güçlü.
Delta dalga boyunda beyin derin bir uyku halinde ve berrak rüyalar görülüyor.

O halde ses dalgaları ile beyin frekansını düzenleyebilir miyiz?
Binaural frekanslar adı verilen bir teknikle sağ ve sol kulağa farklı frekanslar gönderilerek beynin dalga durumu değiştirilebiliyor. Örneğin,  beyin öğrenmenin maksimum düzeyde olduğu alfa dalga ortamına sokulabiliyor.

Müzik ve sesler beynimizin yan kısımlarındaki temporal loblardaki işitme merkezlerinde çözümleniyor, ilişkilendirme ile ilgili alanda bu verilerin anlamı çözümleniyor ve limbik sistemde hislerimizi ve iç dünyamızı kontrol eden bölgelere yönlendirilerek duygusal anlamları deşifre ediliyor. Buna bağlı olarak da vücudumuzda bazı tepkiler oluşuyor. Mesela gözlerimiz yaşarabiliyor, kaslarımız gevşeyebiliyor veya bağışıklık sistemimizin çalışması değiştirilebiliyor.

Hareket organımız beyincik de etkileniyor bu tepkilerden, müzik sesi duyunca aktif hale geliyor. Beyincik bu tepkiyi gürültü durumunda göstermiyor. Müzik duyunca dans eden ve duygu durumu değişen insanları gözlemleyelim. O halde müziğin sadece bir eğlence aracı olduğunu söyleyebilir miyiz?

Kısaca çocuklarımızın dinlediği müzikler beyinlerine format atıyor diyebiliriz. Ailelerin çocuklarının beslenmesine, ruhsal gelişimlerine olduğu kadar  dinlediği müziklere de dikkat etmesi gerekiyor.

Bilimsel araştırma sonuçlarına göre müziğin ritmi insan beynini etkiliyor ve
bazı müzikler daha zeki olmamıza yardımcı oluyor; Konsantrasyonu artırmak, öğrenmeyi hızlandırmak, hafızayı geliştirmek veya stresi azaltmak gibi pozitif katkıda bulunuyor.

Müzikle endorfin seviyesi yükseltilerek rahat uyku uyuma sağlanabiliyor. Nasıl mı?
Dışsal seslerin yarattığı titreşimler ile vücut titreşimimiz rezonansa girdiğinde şifa kendiliğinden gerçekleşiyor. Bu olaya birbirine yaklaşınca aynı hızda ve yönde dönmeye başlayan sarkaç deneyi kanıt olarak gösteriliyor. Rezonans gerçekleştiğinde vücut kendini yeniliyor, salgı bezleri ve hormonlar düzenli çalışmaya başlıyor.

Müzikle terapi yönteminin en hayati hastalıklarda dahi işe yarayabileceği belirtiliyor. Örneğin kanser hastalarına "newage" denilen enstrümantal müzik albümü oluşturuluyor.

Dikkat dağınıklığı, hiperaktivite ve otizmin üzerinde denenen müziklerin çok etkili olduğu, olumlu duygu durumu değişikliği yarattığı tesbitler arasında. Beynin müzik dinleme esnasında normal fonksiyonuna döndüğü gözlemlenmiş.

Kendi sesimizd şifa aracı olabilir, endişeli ve gergin olduğumuz durumlarda kısık sesle okuyacağımız dua da bizi sakinleştirebilir.

Vivaldi'nin "Four Season" adlı eserinin  dikkat ve yaratıcılığı artırdığına dair bir araştırma var. Benim sakinleşmek, rahatlamak ve enerjimi yükseltmek için dinlediğim müzik ise Shubert'in "Serenad" adlı eseri.

Doğaya çıktığımızda da kendimizi yeniliyebiliyor ve şifalandırıyoruz. O halde mümkün oldukça sık doğada vakit geçirelim,  kuşların, böceklerin, rüzgarın, dalgaların sesini dinleyelim ve yenilenelim.

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

5 Elemente Göre Kişilik Özellikleri

Mutluluk ve Kitabım

AN'da Yaşamak, Akışta Kalmak