Evren Zekidir
Karl Pribram; "kainat maddenin tüm olası formları nı, tüm olası versiyonlarını kapsayan bir temele sahip, dev bir enerji alışverişi şebekesidir" derken
Dr. Alan Wolf ise; "evren hem maddeyi, hem de şuuru tek bir alan halinde içeren dev bir hologramdır" der.
Evren zekidir!
Bedenlerimiz okyanusta bir gemi ancak beyin gibi farklı dalga boylarını algılayabilen muhteşem bir computera sahip... Yaydığımız titreşim sonucu oluşan sinyaller yoluyla benzer sinyalleri çektiğimiz, her birimizi birbirimize bağlayan devasa bir network ağı düşünün. İhtiyacımız olanı almak üzere sinyal yaydığımız ve ihtiyacımız olan ile eşleştiğimiz bir alan...
Beynimizi etkin bir şekilde kullanmaya başladığımızda okyanus olarak tanımladığımız bu alanın derinliklerine inmek mümkün. Beynimiz; alfa, teta ve gama dalgaları ile tireştiğinde kollektif bilince bağlanarak oradan bilgi alabilir. Beynimizin titreşimini ayarlayarak düşüncelerimizi odaklayabilir, bedenimizi iyileştirebilir ve hayallerimizi gerçekleştirebiliriz.
Bu devasa okyanusta alma-verme dengesi içinde hep birlikte yol alırken birbirimiz ile iletişim halinde gerçekliği şekillendiririz. Uykudayken de uyanıkken de bu alışveriş devam eder...
"Her insanın kaderini kendi çabasına bağlı kıldık." (İsra Suresi 13)
"Biz dilediğimizi derecelerle yükseltiriz ve her ilim sahibinin üstünde bir bilen vardır." (Yusuf Suresi 76)
"Allah her benliği kazandığıyla karşı karşıya getirecektir." (İbrahim Suresi 51)
Realiyeyi yaratmakla görevli olan beynimiz bedenimizi kopyalar. Bu kopyalama işlemi sadece görsel olarak değil, elektriksel ve kimyasal olarak da yapılır. Düşüncelerimiz vasıtasıyla ön lobumuzda canlanan görüntü beyindeki bir kimyasalla eşleşir.
Beynimiz ile sağlık, hastalık, zenginlik, fakirlik, başarı, başarısızlık vb her şeyi yaratabiliriz. Ne biyolojik ne de kimyasal olarak sınırlı değiliz. Bizi sınırlayan tek şey zihnimizdir. Yani sınırlı olduğumuzu düşünmek ve sınırlı olduğumuzs inanmaktır. Ailemiz, çevremiz, okuduğumuz kitaplar tarafından şekillendirilen zihnimizin bizi yönetmesine izin mi vereceğiz yoksa sahip olduğumuz bu muhteşem beyin ve beden donanımımızı kullanmayı öğrenerek öz seçimlerimizle hayatımızı yaşayabilecek miyiz? Hayatımızı zihin kapanından kurtararak anlamlı bir hayat yaşayabilecek miyiz?
Farkındalıklı nefes alarak büyük bir inançla hastalıkların aslında olmadığını düşünmeye ne dersiniz? Var olan tüm hastalıklar ortak bilinç alanımızda kayıtlı ve biz frekansımız ve bilinçaltı kayıtlarımız vasıtasıyla o hastalıkları kendimize çekiyoruz. Son yıllarda çok fazla insan düşünce gücüyle hastalıkları yenmeyi başardığına göre hep birlikte doğru nefes almaya ve bu kayıtları değiştirmeye ne dersiniz? Ortak bilinç alanınındaki bilgileri değiştirebilme gücü ve potansiyeline sahibiz. Onları oraya biz kaydettik, kaydetmek için yönlendirildik. Bu oyunun kahramanları bizleriz ancak farkında değiliz.
Negatif enerji tarafından kurgulanan oyunlara hiç düşünmeden inanıyor ve varlık alanımızda var ediyoruz. O halde bu kayıtları değiştirebiliriz. Biz istemedikçe ve izin vermedikçe hiç bir enerji bize gelmez. Hastalıklarımız duygusal travmalarımızla ve düşüncelerimizle yakından bağlantılıdır. Dikkatimizi hastalığa değil şifaya odaklayalım. Doğaya çıkalım ve derin nefesler alıp vererek hasta olduğunu düşündüğümüz bölgeye şifa enerjisi gönderelim. İyi olduğumuza ve şifalandığımıza gönülden inandığımızda hastalık ile ilgili kayıtlar silinir.
Birbirimize bağlı olduğumuzu ve gerçekliği hep birlikte şekillendirdiğimizi asla unutmayalım. Kanser ile ilgili taramalar ve yayınlar çoğaldıkça kanserin neden bu kadar yaygınlaştığını sorgulayalım. Medyayı kimler yönlendiriyor? Geleceğimize ve gerçekliğimize sahip çıkalım, sevgi ile titreşerek sağlığı ve mutluluğu seçelim ki korku enerjisi yayarak bizi kontrol altında tutmaya çalışanların oyununu bozalım. Kurban rolünden çıkmaya ve hayatımızın kontrolünü elimize almaya var mısınız?
Bizi üzen dramalardan, çatışma ve savaşı destekleyen kişi ve ortamlardan uzak duralım. Çünkü üzüntü ve korku kalbimizden yayılan ışığın önünü keserek bizi karanlığa sürükler. Hep birlikte sevgiyi ve barışı seçerek tüm dünyayı şifalandırabileceğimizi unutmayalım, sevgi dolu bir dünyayı el ele yapılandıralım. İç ışığımızı yakarak karanlıkları aydınlatmaya gönüllü olalım.
Bağımlı olduğumuz her ne varsa kişiliğimizi oluşturur ve arkasında kimyasallar vardır. Zihnimiz sağlıksız olduğunda bedenimiz de sağlıksız olur. Yukarısı nasılsa aşağısı da öyledir. Gökyüzünde şekillenen yeryüzünde belirir. Madde alemi mana aleminin gölgesidir.
Kendi öz farkındalığına uyanmayan bir beden zindan gibi karanlık ve dardır, karanlık bir kuyu gibidir; sıkılır, daralır ve nefes alamaz hale gelir. İçimizdeki anlamsız üzüntü, anksiyete, panik atak gibi ruhsal sıkıntılar yatayda kaldığımız dikey bir sıçrama gerçekleştiremediğimiz içindir.
Hep bir arayış halindeyiz ancak dışarıda aradığımız sürece yüreğimizin huzur bulmasına imkan yok. Çünkü aradığımız şey içimizde gizli. Kendimizi bulmak, bilmek ve kendimiz olmakla ilgili bir yolculuk bu...
Mutluluğu dışarıda aradığımız sürece daha da huzursuz oluruz. Aradığımız hazine içimizde gizli ve onu bulduğumuzda öylesine büyük bir ihtiyaçsızlık ve dinginlik hali oluşur ki dünyanın en zengin insanı biz oluruz. O yüzden aradığımızı dışarıda değil içimizde aramalı ve kendimizi değiştirip dönüştürerek devam etmeliyiz yolculuğumuza...
Bir dilenci ölmüş. Defnettikten sonra belediye ekipleri dilencinin evini temizlemeye gittiklerinde, evin altında gömülü bir hazine bulmuşlar. Dilenci 30 yıl boyunca hazinenin üstünde oturmuş farkında olmadan ve fakir bir hayat yaşamış...
Hz. Mevlana Divan-ı Kebir 'de der ki:
"Dünya evrenin gizli hükümlerini içeren bir kitap gibidir. Senin Canın da o kitabın baş yazısı."
Hocam muhtsemsiniz teşekkürler
YanıtlaSil🙏♾️
Sil