Hiçlik Tamlıktır



Su sadece akar, akarken girdiği tarlada dikeni de sular gülü de... Ürünü de sular çalıyı da... Hakikat nuru da böyledir; herkese eşit şekilde akar ancak herkes kabı kadarını alır. Kabı geniş olana sınırsız sonsuz, kabı dar olana kısıtlı...

Mevlana der ki; "Senin kabın küçükse deryanın bunda suçu ne?" 

Hepimiz bir noktayız bu alemde. Haktan akan tecelli doğrultusunda sürekli genişleyen ve alanını genişleten bir nokta. Çevremizde daireler var; alıcı verici gibi çalışan. Çevremizdeki daire genişledikçe sebepler dairesinden Hakikat dairesine geçer ve daha büyük bir alana yayılırız. Yayıldığımız alan kabımızdır ve kabımız ne kadar büyükse Haktan aldığımız o kadardır. 

Kısıtlı duyu organları ile yarattığımız gerçekliği fakettiğimizde alanımız genişlemeye başlar. Zihnin yarattığı matrixten çıkabilmek için zihni susturabilmeli yani hiç olmalıyız. Hiçlik tamlıktır. Hiçlik bize giydirilmiş kod ve kalıplardan, giydirilmiş kimliklerden arınabilmek, çocuksu saflığa, coşkuya, sevgiye, cömertlik ve neşeye geri dönebilmektir.

Yedi nota yedi sayının karşılığıdır. 'Do' ile başlayıp 'Do' ile bitmesi geldiğimiz saflığa geri dönüşümüzü anlatır. Bir çok sembol ve sayı tekamül yolculuğumuz ile ilgili bilgi verir.

"De ki: Hiç kör ile gören bir olur mu? Siz hiç düşünmez misiniz?" (Enam Suresi 50. Ayet)

 "Bir göz Hakkı görmezse 

   Ona sakın yar deme 

   Sana ibret vermezse 

   Benim gözüm var deme

   Görenedir görene!

   Köre nedir, köre ne!"

   Muzaffer Efendi Hazretleri






Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

5 Elemente Göre Kişilik Özellikleri

Mutluluk ve Kitabım

AN'da Yaşamak, Akışta Kalmak