Kayıtlar

Nisan, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sicim Teorisi

Resim
Matematiksel bir model olan sicim teorisi; atomaltı parçacıkların bir boyutlu ve ipliksi varlıklar olabileceği teorisine dayanır ve bu iplikçiklerin madde gibi davranabileceğini ileri sürer. Elektromanyetizma, kütle çekimi, zayıf ve güçlü etkileşim adı verilen dört güç vasıtasıyla maddenin tüm türlerini birleşik bir alanda tutar...Dört büyük melek! Süperpozisyon; bir nesnenin aynı anda iki kuantum durumunda bulunabilmesidir. Bu durum nesne gözlemlenene dek sürer. Çünkü gözlem yapıldığında çöken dalga fonksiyonu nedeniyle, nesne sadece bir yerde saptanır.     Dalgalar içinde dalgalanarak varlığını sürdüren bir dalga boyuyuz ve aynı dalga boyları birbirini bulur. Rezonanslar birbirini çeker. Aslımız enerjidir ancak biz kendimizi organik olarak görüyor ve her şeye madde algısıyla bakıyoruz. Fiziksel bedenimizin tekamül edebilmemiz için olduğunu anlamadığımız için de kendimizi sıkışmış ve mutsuz hissediyoruz.  Beş bin yıllık kadim bilgelik ve İlahi dinler algılarımızın ö...

Düşüncelerimiz ve Deneyimlerimiz

Resim
Düşüncelerimiz ile deneyimlerimiz arasında derin bir ilişki var. Deneyimlerimiz düşüncelerimiz sonucu şekillenir. Aynı şeye odaklanarak aynı şekilde titreştiğimiz için hep aynı deneyimleri yaşıyoruz. Hep aynı şeylere odaklanırken farklı bir deneyim yaşamamız mümkün mü? Bize neşe verecek olaylara odaklanmak varken hüzün veren olaylara odaklanmamız düşünce sistemimizle ilgili. Düşüncelerimiz yoluyla titreşimimizin düşmesine izin veren biziz! Bizimle uyumlu olmayan bir enejiye odaklandığımızda sıkıntı yaşamamız kaçınılmaz hale gelir. Bazı insanlar olumlu odaklanma konusunda bizi zorlar. Süreci yönetemediğimizde de kötü hissederek karşı tarafı suçlamaya başlarız. Ama unutmayalım ki odaklanma ile ilgili güç elimizde!  Zihnimizi kontrol etme ve yönetme becerisine sahip olursak dışarıda suçlu aramaktan vazgeçer ve kendi muhteşem hayatımızın yaratıcısı olabiliriz. Bilinçli bir şekilde bize kendimizi iyi hissettiren titreşimleri seçebiliriz. Çözüm üreten bir enerjiyi seçebileceğimiz gibi dö...

Titreşim

Resim
Timüs bezinden salgılanan hormonlar kana karıştığı için timüs bezine salgı bezlerinin imamesi denir. Kalp yeri ve göğü birleştiren noktadır çünkü dolaşım sistemi (kan) vasıtasıyla bedenin her yerine ulaşabilen tek organdır. Kalpteki kilit açılarak kalbin devinim halkası aktifleştiğinde Kamil insan olma yolculuğuna başlayan insan; koşulsuz sevgi, şefkat, merhamet, cömertlik gibi öz benliğin hallerini yaşamaya başlar.  Alt çakralar dünya, üst çakralar mana boyutu ile ilgilidir ve ilk tecelli oluş durağı kalptir. Kalbe ulaşmayı başardığımızda frekansımız yükseldiği için daha üst frekanslı alanlarla etkileşime girer, desteklenmeye ve yardım almaya başlarız. Bedenimiz biyolojik bir makinadır. Deneyim ve bilgilerimiz doğrultusunda; mantık ve vicdan ile kişiliğimiz şekillendiğinde bilinçleniriz. Tanındığında kavranan bilgi ışık bedene ait; adalet, mantık, vicdan, koşulsuz sevgi, affetme gibi yüksek titreşimli duygularla şekillenen atomik hafıza boyutunu oluşturur. Farkındalık hali sonucu ...

Bütünsel Bakış

Resim
Bazen duygularımıza kendimizi kaptırıp kayboluyor ve anlamsız bir hayat yaşadığımızı düşünüyoruz. Oysa anlamsız gibi görünen şeyler birleştiğinde anlamlı bir bütün oluşturur. Her yaşam anlamlıdır ve geriye dönüp baktığımızda bize sıkıntı veren şeylerin arkasındaki açılımları ve bizi nasıl değiştirip dönüştürdüğünü fark ederiz. Acılarımız, sıkıntılarımız, gerginliklerimiz ve kaygılarımız bizim kendimiz olabilmemizi sağlamak, bize giydirilmiş kimliklerden sıyrılmak için aldığımız derslerdi ve bizi bu günlere taşıdı. Yaşamımıza bütünsel bir şekilde bakabilirsek olumsuz gibi görünen pek çok şeyin bize hizmet ettiğini görebiliriz. Her şey birbirine bağlıdır ve birbirini etkiler, çok önemsiz gibi görünen bir şey yaşamımızın temel taşı olabilir.  Bakış açımız yaşamımızı şekillendirirken bizimle ilgili bir bilgi de verir; pozitif veya negatif olmak hem psikolojimizi hem de biyolojimizi etkiler. Kendimizi bütünden ayrı tutuyor ve bireysel varlıklar olarak görüyoruz ancak bütünün bir parçası...

Pozitif -Negatif Enerji Savaşları

Resim
Frekansımız yükseldikçe cennetin kokusunu almaya başlarız. Bu yüzden frekansı düşük olanlar maddeye, frekansı yüksek olanlar manaya tutunur.  Uyuduğumuzda Hakikatimize uyanırız. Gün içinde yaşadığımız deneyimler değerlendirilir ve bu bilgi bize rüya yoluyla aktarılır. Bilinçaltımız ve yüksek benliğimiz arasında bir bağ var ve yüksek benliğimiz bilinçaltımız ile iletişim kurar. Ancak bilinçaltımızda çevreden kopyalanan kodlar ve genetik aktarımlarda mevcut. Bu aktarımları kader planımız doğrultusunda bize sunulan puzzle parçalarına benzetebiliriz. Öğrenmemiz gereken derslere destek olmak amacıyla sunulan bu parçalar puzzle'ın tamamlanabilmesi için gereklidir. Her şey bir plan dahilinde gerçekleşir. Herkes frekansına uygun olan yerde, frekansı ile uyumlu deneyimler yaşar ve gelen etkilerden frekansı oranında nasiplenir.   Bilinçaltımızda kayıtlı olan ve bize negatif olarak görünen kodlar itici güç oluşturarak kendimizi dönüştürebilmemiz içindir. Biz değişip dönüşmeye niyetl...

Beden Bilinci

Resim
Muhteşem bir matematik içeren sonsuz zeka ağı ile çevrilmiş durumdayız. Aşağıdan bakınca kaos hakimmiş gibi görünmesine rağmen yukarıdan bakınca muhteşem bir düzen içeren bir gerçeklikte var oluyoruz. İlahi aşkı tetikleyen gizemli bir varoluş sözkonusu! Enerji tekâmül ettikçe kaosun yerini dinginlik ve düzen alır. Dinginleşebilmek ve huzur içinde yaşayabilmek için tekamül ederek bir üst bilince uyumlanmalıyız.  Varlıkta her şey spiral bir şekilde dönerek evrimleşir. Bu yapı içinde uyum ne kadar yüksekse evrimleşme o kadar kolay olur.  Akıl ve beden uyum ile hareket ettiğinde ilahi sistem ile bağ kurmamızı sağlayan bir kanal oluşturur.

Hiçlik Tamlıktır

Resim
Su sadece akar, akarken girdiği tarlada dikeni de sular gülü de... Ürünü de sular çalıyı da... Hakikat nuru da böyledir; herkese eşit şekilde akar ancak herkes kabı kadarını alır. Kabı geniş olana sınırsız sonsuz, kabı dar olana kısıtlı... Mevlana der ki; "Senin kabın küçükse deryanın bunda suçu ne?"  Hepimiz bir noktayız bu alemde. Haktan akan tecelli doğrultusunda sürekli genişleyen ve alanını genişleten bir nokta. Çevremizde daireler var; alıcı verici gibi çalışan. Çevremizdeki daire genişledikçe sebepler dairesinden Hakikat dairesine geçer ve daha büyük bir alana yayılırız. Yayıldığımız alan kabımızdır ve kabımız ne kadar büyükse Haktan aldığımız o kadardır.  Kısıtlı duyu organları ile yarattığımız gerçekliği fakettiğimizde alanımız genişlemeye başlar. Zihnin yarattığı matrixten çıkabilmek için zihni susturabilmeli yani hiç olmalıyız. Hiçlik tamlıktır. Hiçlik bize giydirilmiş kod ve kalıplardan, giydirilmiş kimliklerden arınabilmek, çocuksu saflığa, coşkuya, sevgiye, cöme...

Işığın Dansı

Resim
Atomaltı parçacıklar maddeyi oluşturur. Atom; proton, elektron ve nötronlardan oluşur. Atoma ışık verildiğinde elektronların enerjisi artar ve bir sıçrama gerçekleşir. Elektronlar normal konumuna dönerken enerjiyi atarlar ve ışık ortaya çıkar. Her atom bu yüzden farklı ışık yayar. Enerji, dalga boyu ve renkler de aynı prensibe tabidir.  Kuantum fiziğine göre; elektronlar tek bir durumda bulunmaz, ölçülene kadar aynı anda birden fazla hızda ve yerde olabilirler. Bu durum süper pozisyon olarak açıklanır. Yaşadığımız makro evrende belirsizlik veya süper pozisyon yoktur ve bir şeyin yeri bellidir. Oysa mikro evren penceresinden baktığımızda, yaşadığımız her şey olabilecek milyonlarca seçenekten yalnızca biridir. Paul Dirac'ın denklemiyle ortaya çıkan ve daha sonraki gözlemlerle varlığı doğrulanan anti madde normal maddenin zıttıdır. Hiçliğin ötesine geçemedik ve varlığın temeli nedir sorusuna cevap bulamadık ancak enerjinin yok edici ikiz güçlerin sonucu olduğunu biliyoruz. Madde ve an...

Akıl Oyunları

Resim
Geçmişinizi gözden geçirin ve size gönderilen mesajları hatırlamaya çalışın, hayatınızdaki eşzamanlılıkları, işaretleri, ruhunuz ile bir ve bütün olduğunuz anları hatırlayın... Ruhumuzdan uzaklaşmak yalnızlık hissi getirir, hep bir eksiklik ve acı duygusu vardır. İçimizdeki boşluğu kapatmak için sevilmek isteriz, saygı görmek isteriz, değerli olmak isteriz ve tüm bunları dış dünyada ararız. Güvenip dayandığınız, bağlandığınız, hatta bağımlı olduğunuz kişileri ve maddesel hazları düşünün... Hazlar bedenle ilgilidir ancak mutluluk ruha aittir. Günümüzde haz ve mutluluk kavramları karıştırılıyor ne yazık ki... Ruhunuzun sizinle konuştuğu zamanlarda hissettiğiniz tamamlanmışlık hissini ve iletişiminiz kesildiği zamanlardaki boşluk duygusunu hatırlayın... Hangi durumlarda desteklendiniz ya da hangi durumlarda terk edildiniz? Terk edildiğinizde içinizde oluşan boşluğu nelerle doldurmaya çalıştınız?  Kendinizi bir simülasyonun içinde hissettiniz mi hiç? Sisin içinde ilerlerken yolunuzda k...

Saf Bilinç

Resim
Kendimizi beden olarak tanımladığımızda bütünden ayrı hissetmeye başlar ve aslımız dalga olmasına rağmen parçacık olduğumuzu hissederiz. Parçacık dalgaya karışıp dalgalanmaya başladığında olasılıklar denizinde yüzerken inandığı ne varsa gerçekliğine ve geleceğine taşır.  Bir şeye derinden odaklandığımızda zaman-mekan kavramı yok olur. Acıkmaz veya susamayız ve başımızı kaldırıp saate baktığımızda ne kadar çok zaman geçmiş olduğunu görerek şaşırırız. Saatler su gibi akar çünkü zaman-mekan algısından çıkarak bilince bağlanırız.  Akışta olabilmek; beden, zaman ve mekan algısından çıkarak olasılıklar okyanusundaki dalgaya dönüşebilmektir. Bunu başarabilecek beden ve beyin donanımına sahibiz. Beynimizin %40 ı ön lobdur ve bizi diğer canlılardan ayırarak eşsiz yapan ön lobumuzun büyüklüğüdür. Dikkatimizi yoğunlaştırdığımızda ön lobumuz; beden, zaman, mekan algısını silikleştirir ve sadece zihnimizdeki deneyim kalır. Saf bilinç haline geldiğimizde yeni bilincimiz beynimizi tekrar yap...

Ruh ve Madde

Resim
Ruh ve maddenin karşılıklı etkileşimi içinde sürekli evrilmekte, bilgimiz oranında şuurumuzu genişletmekteyiz. Maddeyi deneyimleyen bedenimiz vasıtasıyla ruhumuz maddeye hükmetmeyi öğrenir. İlahi yasalar gelişebilmemiz ve tekamül edebilmemiz için bizi destekler. Daima ileriye doğru gideriz. Zihnimizle aldıklarımızı kalbimize indirir ve manyetik alanımız vasıtasıyla yayarız.  Niyetimiz hem bizim kadersel planımıza hem de içinde bulunduğumuz alandaki diğer bireylerin tekamül planına uygunsa gerçekleşir. Seçme özgürlüğü tekamül ile sınırlıdır. Tekamül ettikçe sınırlamalar kalkar ve özgürlük oluşur.  Boyutlararası geçiş biletimiz titreşim seviyemizdir. Titreşimimiz arttıkça frekansımız yükselir ve bedenimiz latifleşir.  Hayatın sırrı kendi kaynaklarımızı verimli bir şekilde kullararak başkalarına bağımlı olmadan kendi kendimize yetebilmektir. Yaşam, kendi içimizdeki özdeğer, özsevgi ve özsaygıyı ortaya çıkarmak için çıktığımız bir yolculuktur. Karşımıza çıkan insanlar bu yolc...

Kader

Resim
Etki tepki mekanizmasından çıkan özgürdür ve özgürlük seçme şansını getirir. Burada akıl ve özgür irade vardır. Püf noktası seçimlerimizin kime ait olduğu; etki-tepki prensibi doğrultusunda toplumsal dayatmalar ile mi, farkındalıklı bir bilinç hali ile mi seçiyoruz? Seçimlerimizi geçmiş kayıtlarla dolu olan zihnimizle mi, farkındalıklı iç sesimizi dinleyerek mi yapıyoruz?  İçimize yönelerek sorguladığımızda zihnimiz ile iç sesimiz arasındaki ayrımı görürüz. 'Ben' sandığımız zihnimizin dış dünya tarafından şekillendirildiğini görürüz. 'Ben' dediğiniz kim? Aklınızdan geçen sesleri dinlediğiniz oldu mu hiç? Zihniniz tarafından kurgulanan bir gerçeklikte sizi yöneten sesleri... Geçmişin kayıtları ile şekillenen zihnimizin içindeki sesleri dinlediğimizde neden aynı şeyleri tekrar tekrar yaşadığımızı daha net görebiliriz. Hep aynı şekilde düşündüğümüz için aynı duyguları hisseder ve aynı şekilde davranırız. Genellikle öz varlığımız ile güçlü bir bağlantı kurmayı başaramadığım...

Zihnimizdeki Odacıklar

Resim
Gerçekliğimiz karanlık ve kapalı bir kutu olan beynimizin içindedir. Dışarıda pırıl pırıl parlayan bir güneş gördüğümüzü zannederiz oysa beynimiz elektrik sinyalleri yoluyla görür, koklar, duyar, dokunur ve tadar. Gördüğümüzü sandığımız güneş beynimizin içindedir.  Yaşamımız mücadele ve öğrenme yoluyla zihnimizdeki kapalı kapıları açarak frekansımızı yükselttiğimiz bir oyundur. Veri tabanımız doğrultusunda bir kapı açar ve oraya ait açılımlar yaşamaya başlarız. Zihnin odacıkları arasında dolaşırız! Tam ve mükemmel olabilmek için çıktığımız bu seyir yolculuğunda deneyimler yoluyla öğrenebilmemiz için senaryolar sunulur önümüze. Yaşamımız kişisel gelişim yolculuğumuzdur ve ihtiyacımız olan dersler üst benliğimiz tarafından tasarlanır. Biz buraya gelişmeye ve öğrenmeye geldik. Dünya bir kişisel gelişim okuludur! İhtiyaçlarımız doğrultusunda planlanan bir oyun alanıdır!  Öğrendiğimiz her bilgiyi kaydeder ve bir sonraki aşamaya geçeriz. Veri tabanımızda yaradılışın başlangıcından i...

Üstat Olabilmek

Resim
Öğrenmeye devam edip bilmeye başladığımızda titreşimimimiz artar ve bu bilgelik hali farkındalığımızı artırdığı için bizi üst boyutlara uyumlar. Üstat olabilmek için; bilim, fizik, biyoloji, matematik ve sevgi konusunda uzmanlaşmak gerekir.  Bir kader planı doğrultusunda geliriz ve bu planı uygulamaya başladığımızda oluşan huzur ve dinginlik hali tüm dünyanın titreşimini etkilemeye başlar. Bu planı uygulayabilmek için; önümüze sunulan dramalardan ve zihinsel koşullanmalardan arınmak, bize giydirimiş kimlikleri ve dayatılan yaşam biçimini sorgulamak, etki-tepki dünyasından çıkarak kararlarımızı bilinçli bir şekilde almak gerekir. Ruhumuzun sesini duyabilmek için kalbimizi kapatan perdeleri kaldırarak öz varlığımızdaki sevgi, şefkat ve merhameti ortaya çıkarmalıyız. Niyet ettiğimizde yeni realitemizi yaratması için bilincimize izin vermiş oluruz. Bedenimiz yeterince saflaştığında; öfke, kin, nefret, düşmanlık, kıskançlık, kibir gibi duyguların yerini koşulsuz sevgi ve şefkat aldığınd...

Aşkın Sırrı

Resim
Aşkın sırrını bulmak için yola çıkmak yetmez aramak gerekir ve bulanlar arayanlardır. Yüreğimizdeki aşk sırlarla dolu olan yolumuzda bize kılavuzluk eder.  Takva ile ilerleyerek yoldan çıkmadığımız takdirde yol bizi götürür. Yaşam yolculuğunun gizemi yolun kıvrımlarında gizlidir. Yol imtihanlarla doludur ve yolda karşılaştığımız her insan bize aynalık yapmak üzere bizimle birlikte yürümeye başlar, yoldaşımız olur ve yolu tanıtır. 'İtirazı olanın imtihanı olmaz' derler o halde bize yoldaşlık edenlerin aynamız olduğunu bilerek yürümek gerekir. Hamlığımızdan kurtulabilmenin, kötü huy ve isteklerimizi bırakabilmenin, yürüdükçe sırtımızdaki yükleri atarak saflaşabilmenin yolu aynalarda gizlidir.  Aşk ile bu yolculuğa çıkanlara dikenler gül gibi görünür ve sabırla ilerlerler; 'Sabır dervişin ekmeğidir'. Aşk güzel olanı sevmek değil, sevdiğini güzel görmektir. Güzel bakar, güzel görür iyi niyet ve temiz bir kalple ilerlemeye devam edebilirsek mana dünyasının sırları açılır. Gö...

Ayna Nöronlar

Resim
Bir canlının herhangi bir hareketi kendisi yaptığında ve aynı hareketi yapan birini gözlemlediğinde ateşlenen nöronlara ayna nöronlar denir. Bu nöronlar, gözlemci sanki karşısındakinin hareketini kendisi yapıyormuş gibi aktifleşirler. Bir ayna gibi işlev görürler.  Marco Lacoboni ayna nöronların empati gibi duyguların gelişimini sağladığını ve insanlarda nöral temele sahip olduğunu ileri sürmüştür. Ayna nöronlar, dış dünyadan gelen sinyalleri alır ve kaydeder. Bu nöronlar sayesinde taklit edebilir ve karşımızdakinden öğrenebiliriz. Elimizde olmadan çevremizdeki kişilerin mimiklerinin, hâl ve tavırlarının tesiri altına gireriz. Aynı davranışları o ânda hemen doğrudan sergilemesek de, beynimize kaydederiz.  Bazen kendimizi başkalarının mimiklerini taklit ederken yakalamamız bu yüzdendir. Bir ortamda birinin esnemesi diğer kişilerin de uykusunu getirir ve esneyenler çoğalır.  Ayna nöronlar sürü psikolojisinin ortaya çıkmasında aktif rol oynar.  “İnsan, birlikte en çok z...

Fena Fillah

Resim
Beynimizin çalışma biçimini keşfetmek büyük bir farkındalık yaratır. Bedenimizin çeşitli noktalarından beynimize saniyede milyonlarca kez sinyal ve ileti gider. Beyin duyu organları vasıtasıyla iletilen sinyalleri; nöronlar aracılığıyla değerlendirir, ayrıştırır, hafızada kayıtlı eski bilgilerle karşılaştırır ve nöronlar arasında yeni bağlantılar kurar. Dokunma, tatma, hareket etme, işitme, görme ya da düşünme kapalı ve karanlık bir kutu olan beynimizin içinde gerçekleşir. Eşyanın hakikatini farkettiğimizde; önce dış dünyaya ait suretler silinir, sonra da kendi suretimiz. Holografik bir evrende hologramdan ibaret olduğumuzu anlarız. Ne der Farabi: "Var mısın ki yok olmaktan korkuyorsun?" Her şeyin Allah'ın sıfat ve fiilleri olduğunu anladığımızda Tasavvuftaki "Fena Fillah Makamı" nın Hakikatini kavrarız. Kendimizdeki Hakkı görür, karşımızdakinin de Hakkın görünen yüzü olduğunu bilir ve sistemin işleyişini çözersek Levhi Mahfuz kayıtları açılır. Sistemi okumaya b...

Kalbin Dili

Resim
Kalp gözü açılmayan insan mana dünyasının sırlarını kavrayamaz. Kalbimiz kan damarları yoluyla bedenin her yerine ulaşabilen tek organdır ve manyetik alanı beynimizin manyetik alanından 5000 kat daha güçlüdür. Kalbimizi kapatan perdeleri kaldırarak öz varlığımızdaki ışığı yaymasına izin verdiğimizde gerçek benliğimizin farkına vararak uyanırız. Öz kalbimizdedir. Kalbimizdeki ilahi bilinç "kûn" sesi ile aktive olur ve "fe yekûn" olarak ortaya çıkar.  İnsan görünmeyen ruh ve görünen bedenin bir araya gelmesiyle oluşur ve madde dünyası bir yansımadır. İnsanın dünya alemindeki yaşamı iki zıt üçgen ile sembolleştirilir. Ucu yukarı bakan üçgen başın yani mana aleminin, ucu aşağı bakan üçgen bedenin yani madde aleminin sembolüdür. (Davut Yıldızı) Sınırsız ve sonsuz bir okyanusun bilgeliğini kalbimizde taşır ancak sınırlı duyu organlarımız vasıtasıyla algıladığımız için sınırlı olduğumuzu düşünürüz. Aklımız ile çizdiğimiz sınırlar içinde yaşarız. Aklın ötesine geçmeyi başar...

Madde ve Enerji

Resim
Aslı enerji olan madde çok yüksek bir titreşime sahiptir ve bu titreşim vasıtasıyla alemlerle ilişki halindedir. Şuur geliştikçe titreşim artar ve üst alemlere ait kapılar açılır.  Zaman ve mekân izafidir, her şey an'da olup biter. Hakikat sadece bir noktadır. Açılan sonra büzülen tek bir noktadadır bütün sır! Tesla'nın dediği gibi; 'evrenin sırrı titreşim, frekans ve enerjidir', dalga boylarımız vasıtasıyla alemlerle ilişki kurarız. 'Sıfır(0)' hiçliği anlatır. Her şey 'bir(1)' ile başlar ve bir ortaya çıktığında gölgesi de oluşur; Işık ve gölgesi, madde ve antimadde, negatif ve pozitif, iyi ve kötü, eril ve dişil.... Bir olanın iki ucu vardır ve kainat ikilik üzerine kurulmuştur ancak tüm yollar 'bir'e gider. Birliğe giden yol ikilikten geçer. İki uç '1'e ulaştıran dengedir. '2' dengelenmenin rakamıdır ve tamamlanabilmek için gereklidir. İkilik ayrılık ve çatışma enerjisi gibi görünse de birliğe giden yol ikilikten geçer. İkilik ...

Paralel Evrenler

Resim
Beden algısında kaldığımız sürece ikilikten kurtulamaz ve sistemi anlamakta zorlanırız. Ancak kalbimizdeki mühür açılıp sistemle uyumlanarak bütünsel bir sevgi ve şefkat deneyimlemeye başladığımızda; 'sen', 'ben' demekten kurtulur 'biz' demeye başlarız.  Biz demeyi başarabilen kişi; yargılamaz, nefret etmez, ötekileştirmez. Baktığı kişide Hakkı görür çümkü tüm insanların Hakkın görünen yüzleri olduğunu bilir. Olaylara takılmaz, olayın arkasındaki sebepleri anlamaya çalışır çünkü İlahi Sistemin matematiğini çözmüştür. Sebeplerin sonuçları doğurduğunu bilir. Etki-tepki yasasından etkilenmez ve seçimlerini bilinçlilik hali ile yapar; özgürdür.   Özgürlük beden algısından sıyrılmamızı sağlar ve ruhsal alemin kapılarını açar. Uzay gemimizin anahtarı; sevgidir... Kalbimiz sevgi ile titreşmeye başladığında açılır mana dünyasının sırları... Bilinç düzeyimiz yükseldikçe frekansımız artar ve farklı bilinç düzeyindeki katmanlara uyumlanmaya başlarız. Enerjimiz katman katma...