Kader
'Ol' anlamına gelen 'Kün' sesi dalga dalga yayılır ve yarattığı enerji denizinde maddesel canlılığı simgeleyen yaşam çiçeğini var eder. "Ol der ve olur." Ses ışığı, ışık maddeyi görünür hale getirir. Dalganan ses ve renk evrenini madde olarak algıladığımız için de kendimizi bedenden ibaret sanırız. Bilinçlilik hali ile yorum yeteneği olmayan zihin odaklı yaşayan insanların gelen etkilere verecekleri tepkiler bellidir. Çünkü fiziksel ve zihinsel yapının potansiyeli bellidir. Bu durumda an'da yaptıkları her seçim geçmişin bir uzantısıdır. Yani biyolojik bir robot olan, geçmişteki koşullanmalar içinde yaşayan, kimlik giydirilen ve zihinle hareket eden insan için kader vardır, belirlidir ve tanımlıdır. Geçmiş bilindiği zaman gelecek öngörülebilir çünkü sebepler sonuçları doğurur. Diyebiliriz ki; beden odaklı yaşayan insanların belirlenmiş bir kaderi vardır. Günümüzde gönderilen frekanslarla insanlar etkilenmekte ve kontrol altında tutulmaya çalışılmaktadır. Bu durumda farkındalıklı olmayanlar için özgür iradeden söz etmek mümkün değildir. Bizi yöneten kim? Yıldız etkileri mi, frekanslar mı, bedenin kimyasal kayıtları olan duygular mı, toplumun dayatmaları sonucu şekillenen düşünceler mi?
Benim de çok sık kullandığım kaderinin efendisi olmak ile kastedilen duruma gelince; beden için kader vardır ancak bilinç için yoktur. Farkındalık oluştuğunda ve bilinçlilik ile var olmaya başladığımızda kendi kaderimizi kendimiz tayin etme yetkisini elde ederiz. Bilinçlilik hali özgürlüktür. Çünkü bilinçli bir insan irade ve farkındalık yoluyla bedenini kontrol edebilir örneğin beynin kimyasal kayıtları olan hormonlarının onu yönetmesine izin vermez, etki-tepki yasasından etkilenmez ve bilgece yaptığı seçimler ile kendi kaderini kendisi yazar. Bilinçte uyandığı için geçmişin koşullanmaları ve geleceğin korkularından kurtulmuştur; an'da yaşar ve an'da var eder. "Ol der ve olur.'
👏🍀🌾🍀
YanıtlaSil🌻
Sil