Birlik ve Bütünlük Bilinci

Benlik sürekli önümüze set çekerek algı körlüğü yaratır, aklımızı değil kalbimizi dinlemeyi öğrenenene dek sürer bu durum.

Hak ile aramıza giren tek şey nefsimizdir. Damla ve okyanus misali... Ancak burada dikkat etmemiz gereken bir husus var; okyanus dalgalanmaya başladığında damlanın hiç bir hükmü kalmaz. Okyanusun okyanus, damlanın damla olduğunu unutmamak gerekir.

Bu idrak ve farkındalığa ulaşabilmek için öz benliğimize doğru bir yolculuk yapmalıyız. Özümüz gürleştikçe öz-gür oluruz. Yol yorucu ve zordur ancak hedefe ulaştığımızda yaşadığımız huzur ve coşkunun yerini hiç bir şey dolduramaz. 

Hayatımız kendimizi geliştirmek üzere çıktığımız bir kişisel gelişim yolculudur. Kişisel olarak geliştiğimizde hayatımızın kontrolünü elimize alabilir, olmak istediğimiz insanı yapılandırabiliriz. Bedenimiz düşüncelerimizle şekillendirebileceğimiz biyolojik bir makinedir. Aynı düşünceler, aynı duyguları, aynı duygular aynı davranışları yapılandırır. Kısaca diyebiliriz ki düşüncelerimiz kişiliğimizi şekillendirir.

Sınırsız potansiyeli olan dahi bir beyne sahibiz ancak beynimizi kullanmayı beceremediğimiz, potansiyelimizin farkında olamadığımız için insanların bizi yönetmesine izin veriyor, bize sunulanlarla yetiniyor, başkalarının dayattığı yaşamların içinde kayboluyoruz. Düşüncelerimizi gözlemleyerek ve işe yaramayan düşüncelerimizin yerine yenilerini koyarak yeni bir program yazabilir ve bilinçli bir şeklinde yaşayabiliriz.

Hayat kendimizi geliştirmek için çıktığımız bir yolculuktur ve beynimize yüklenen tüm bilgi paketlerini açmak için oynadığımız bir oyundur.