Akıldan Kalbe Yolculuk


Akıldan kalbe, kalpten dile giden bir akış enerjisi var. Düşüncelerimiz yoluyla hissettiğimiz duygular vasıtasıyla bedenimizde kimyasal bir süreci tetikleyerek frekans yayar ve bu frekans yoluyla da çevremizle iletişim kurarız. Yaşadığımız olaylar frekansımız ile uyumlu olarak gelir, benzer frekanstaki kişi ve olayları hayatımıza çekeriz. Kendimizi sevmeye başladığımızda kalbimizde büyük bir sevgi akışı gerçekleşir. Bu sevgi akışı coşkuyu harekete geçirerek kalbimizdeki aşkı tetikler ve içe doğru bir yolculuk başlatır.

Kendimizi bilmek ve kendimizi bularak OLmak üzere bedenlenerek yaşam yolculuğuna çıkarız.  Ancak yaşamımız kendimizi değil başkalarını tanımak ve bize öğretilen kod ve kalıpları ezberlemekle geçer, odağımızda hep çevremiz vardır. Çevremizden edindiğimiz algı ve olgular içinde yaşar, kendimiz olmayı başaramadığımız sürece de kontrolsüz bir şekilde oradan oraya savruluruz. Kendimiz olmayı başaramadığımız için başkalarının dikte ettiği hayatı yaşar ve bu durum ruhumuzla uyumlu olmadığı için de acı çekeriz. Başkalarının yazdığı hikâyelerin içinde kayboluruz.

Öyle bir an gelir ki yorulur, tükenir ve sogulamaya başlarız. Bu sorgu hali sınırlarımızı da keşfetmemizi sağlar. 

Beden, ruh ve akıl üçlüsüyle yola çıkarız. Beden ve akıl deneyim için kullandığımız araçlardır ve günü geldiğinde bırakarak deneyimler yoluyla edindiğimiz bilgeliği ruhumuza yükler ve yola ruhumuzla devam ederiz. 

Kendimizi değiştirmek yerine başkalarını değiştirmek için harcadığımız çabanın gereksizliğini görmek içe doğru bir yolculuk başlatır. Aklımızı devre dışı bırakır kalbimizin sesini duymaya başlarız. Sınırlarımızı çizdiğimiz ve insanlardan uzaklaşmaya başladığımız bu sorgulama dönemi uyanışın ilk aşamasıdır. 

Değiştirebileceğimiz tek şeyin kendimiz olduğunu anladığımız ve dönüşmek üzere kişisel gelişim yolculuğuna başladığımızda bilincimizi kapatan perdeler bir bir açılır. Zihnimiz ile yarattığımız matrixin farkına varırız. 

Kendi hikayemizin kahramanı olmak istiyorsak önceliğimiz kendi hak ve hukukumuz, kendi seçimlerimiz olmalı. Huzurun anahtarı; anlayış ve idraktir. Ruh, zihin ve beden arasında senkronizasyon sağlayamayanlar, huzurlu olmadığı gibi çevresine de zulmeder. Sınırlar doğru çizilmediğinde ilişkiler sınav haline gelir. Ruhun nasıl beslendiğini bulamazsak huzuru hissedemeyiz. Aklın nasıl beslendiğini bulamazsak dünya hayatını heba ederiz. Akıl ruhun kılavuzudur. Akıl ihtiyaç ve yetileri doğru yerde kullanma becerisidir. Akıl ile kazanılan ilim ve irfan kalbin kilidini açar. Ancak insanı aklı değil kalbi yükseltir.


Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

5 Elemente Göre Kişilik Özellikleri

Mutluluk ve Kitabım

AN'da Yaşamak, Akışta Kalmak