Kayıtlar

Aralık, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Hiç Olmak

Resim
Aklınızdan geçen sesleri dinlediğiniz oldu mu hiç? Zihnimiz tarafından kurgulanan bir gerçeklikte(matrixte) bizi yöneten sesleri... Geçmişin kayıtları ile şekillenen zihnimizin içindeki sesleri dinlediğimizde neden aynı şeyleri tekrar tekrar yaşadığımızı daha net görebiliriz. Zihnimizle eş şekilde titreştiğimizde aynı olayı tekrar tekrar yaşar ve bu duruma karma ya da kader deriz. Oysa zihni susturmak ya da eski düşünce yapımızı değiştirerek yeni kayıtlar koymak ve farkındalıklı hareket ederek beynin kimyasal kayıtları olan duyguların kölesi olmamak elimizdedir.  Zihnimizdeki kayıtların farkında olmadığımızda bizi zihnimiz yönetir ve etki-tepki dünyasında yaşayan bir robottan farkımız kalmaz. Zihnin bizi yönetmesine izin verdiğimizde ego kaynaklı bir sarmalın içinde hapsoluruz ve ruhumuz ile olan bağlantımız zayıflar. İşte bu yüzden namaz, meditasyon, yoga vb uygulamalarla zihni susturarak ruhla bağlantı kurmak ve an'da kalmak hedeflenir. Zihin sustuğunda kalp konuşmaya başlar. Sev...

"Yaradılanı Severim Yaradandan Ötürü"

Resim
Yaşanan olaylar karşısında anlayışlı olmak ve olanın olması gerektiği için olduğunu kabul etmek, sevgiyi açığa çıkartan ve bizi ikilikten kurtarıp birliğe götüren bir bilinç durumudur. Ayrılık bir yanılsamadır ve ikiliğe hizmet ederek ayrıştıranlar farkında olmadan negatif enerjiyi besleyerek büyütürler. Hepimiz aynı bütünün parçalarıyız ve gerçekliği hep birlikte şekillendiririz. Evren düzenli elektromanyetik dalgalar içerir. Evrendeki tüm manyetik kuvvetler insan vücudunun biyomanyetizmasını etkiler. Evrenin kalp atışı olarak tanımlanan Schumann rezonansına göre; atmosferden saniyede gelen 7.8 hertz (1980 yılına kadar) değerindeki doğal frekanslı dalgalar dünyanın yüzeyi ile iyonosfer arasında rezonansa girer. Günümüzde 12 hertz üstündedir ve bu yüzden dünyanın manyetik alanı gittikçe zayıflamaktadır. Bu durumun bilincin uyanışında büyük bir rol oynadığı söylenir.  İnsan beyni ortalama frekans değerinin insan beyin frekans değerleri olan delta (0,1-3,9 hertz), teta (4-7,9 hertz),...

Kuantum Düşünce Tekniği

Resim
    Elektromanyetik ışıma da diyebileceğimiz ışık bir enerjidir ve elektrik alan-manyetik alan bileşenine sahip elektromanyetik bir dalgadır. Elektrik ve manyetik alan ışığın dalgalar halinde hareket etmesini sağlar. Işığın dalga boyu kısa ise enerjisi daha yüksek, dalga boyu uzun ise enerjisi daha küçüktür. Enerjisi düşük olan kırmızının dalga boyu uzun, enerjisi yüksek olan morun ise dalga boyu kısadır. En kısa dalga boyu gama ışını, en düşük dalga boyu ise radyo dalgalarıdır...      Madde ısındığında enerjisi artar ve eski haline dönebilmek için fazla enerjiyi ışık olarak atar yani ışık yayar. Isı arttıkça dalga boyu kısalır ve enerji artarken, ısı azaldıkça dalga boyu uzar ve enerji azalır. Enerji arttıkça renk skalası sırasıyla; kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi ve mordur.     Vücudumuzu büyük bir mıknatıs veya enerji santrali gibi düşünelim. Her hücrenin zarı boyunca 60 - 90 milivolt elektrik potansiyeline sahip olduğu ölçülmüştür. Vücudumuzdak...

Bilincin Yansımaları

Resim
Rüya esnasında bedensel reaksiyonlar yaşarız. Sıkıntı, terleme, çarpıntı, rahatlama gibi durumlar rüya esnasında yaşadıklarımızın beden tarafından algılanmasıdır.  Beynin topladığı veriler rüya esnasında görünür hale gelir. Beyin topladığı verileri değerlendirerek yeni gerçekliği yapılandırır. Bu esnada beyin üst boyutun bilinci ile iletişim halindedir. Üst boyutlar alt boyutları kapsar ve etkiler.  Gördüğümüz, dokunduğumuz, kokladığımız, duyduğumuz ve tattığımız her şeyle mental bir etkileşim içindeyiz ve etkileşim genetik ve hormonal düzeyde de hissedilir. Duyularımız ve algımız ile oluşan bu etkileşim  beynimizdeki nörol haritayı ve genetik dizilimimizi etkiler.  Niyet ve düşüncelerimiz yoluyla beynimizdeki nöral ağı aktive ederiz ve bu durum sonucunda hormonlar salgılanır böylece duygusal tepkiler vermeye başlarız.  İlahi bilinç oluşturur ve biz seçeriz bu seçimde algımız ve duygularımız önemli rol oynar. Kuantum bakış açısında madde olarak gördüğümüz her şe...

Öz Biliş İle Yaşamak

Resim
    Hata yapabiliriz, önemli olan hatayı farketmek, durmak ve düzeltmektir. Bu durumda büyük bir farkındalık ve şuur oluşur. Tekâmül edebilmek için alışkanlıklarımızı değiştirebilmek gerekir. Üst düzey bir bilinçle her düşünce, duygu ve davranışımızı bir yabancıyı izler gibi gözlemleyelim. Bu düşünce, duygu ve davranışlar gerçekten bize mi ait yoksa ailemiz ve çevremizden kopyalanarak kaydedilen bilinçaltımıza mı? İçimizde kaç tane 'ben' diyen var? Biz hangi 'ben'iz?Hep aynı şekilde düşünüyor, aynı duyguları yaşıyor ve aynı şekilde davranıyorsak; değişim-dönüşüm yani tekamül yoktur. Duygu, düşünce ve davranışlarımızı yöneterek öz bilişle hareket etmeye başladığımızda ve bunu sürekli tekrarladığımızda kişiliğimizde kalıcı bir değişim başlar.      Bunu başarabilmek için de; gölge benliklerimizle yüzleşmek, bize ait olmayan negatif sesleri susturmak, güzel düşünüp güzel davranarak kişiliğimizi geliştirmek gerekir. Kişiliğimiz değiştikçe kadersel döngülerimiz de değ...

Miraç

Resim
Hayy'dan gelip Hu'ya doğru miraç ediyoruz. Varlığımız gün geçtikçe genişliyor. Cehennem bilincinden cennet bilincine doğru bir seyir halindeyiz. Bilinçaltımızdaki dehlizlerden çıkarak zıtlıkları varlığımızda birlemek üzere yol alıyoruz. Miraç ediyoruz. Miraç etmek uçmak değildir; düşüncelerimizdeki berraklık ve farkındalıklı yaşamaktır. Zihnimizdeki matrixden kurtularak hayatımızın kontrolünü elimize almaktır. Zihinden bilince, çokluktan tekliğe, bedenden ruha ulaşmaktır. Her şeyin Hak olduğunu görmektir. Öz'ümüzü kapatan perdeleri kaldırarak nuru ortaya çıkarmaktır. Her zorluğun ardındaki kolaylığı görmek ve bütünsel bakabilmektir. Akıl ve nur kavramlarını tam anlamıyla idrak ederek aslına rücu etmek ve tüm gerçekliği kavramaktır.  

Kişiliğimiz ve Öz Benliğimiz

Resim
Duygu, düşünce ve zevk ile ilgili olan ilk üç çakramız (kök çakra, mesane çakra ve göbek çakra) beşeri bilinç ile ilgilidir ve beyin ile bağlantılı çalışır. Çakralardaki devinim beyne aktarılır ve bu aktarım beyindeki kodları aktive eder. Dna'mıza ekilen bilgi kadersel olgumuzdur. Henüz bir zigot halinde iken DNA'mıza kodlanan ve çevreden alınan bilgi birikimi kişiliğimizi oluşturur. İlk üç çakramız dünya yaşamı ile ilgilidir. Öz enerjisi ise kalp çakrasındaki mühür kırıldığında, kalbin kilidi açıldığında akmaya başlar. Duygu, düşünce ve hazlarımız dünya yaşamına ait kişiliğimizi oluşturur. Öz benliğimize ulaşabilmek için kalp çakramızdaki mührü açmak gerekir. Bunu başarabilmek için ilk üç çakra vasıtasıyla deneyimler yaşar, yaşadığımız deneyimler sonucu veri toplar, topladığımız verilerle uyumlu kodları aktifleştirerek ortaya çıkan bilgiyi tüm hücrelere aktarır ve hafızaya kaydederiz. İlk üç çakrayı kontrol etmeyi başarmak, bedenimizde pozitif enerjiyi yükseltir. Koşulsuz sevg...

Ruhun Yolculuğu

Resim
Bilinç zaman kapısından içeri girer ve ilk üç çakranın deneyimlendiği sanal bir yaşam başlar. Enerji (bilinç) kalp çakrasına ulaştığında ve gönül gözümüz açıldığında ise; beynimizde yaşanan bilinç sıçraması sonucu beynimizde kayıtlı olan  bir çok kod aktif hale gelir.Beynimiz mikro bir galaksidir ve tüm yıldız sistemini kapsayan kodları içerir. Deneyimlerimiz sonucu oluşan bilinçlilik hali ile bu kodları aktive ettiğimizde şuurlanma gerçekleşir. Şuurlanma bir üst boyut realitesine geçişin anahtarıdır. Kalp çakrasındaki pozitif devinim beyni aktifleştirir ve beta dalgaları devreye girer.  İlk üç çakrada alfa dalgaları etkindir ve bedene bağlı, zaman ile sınırlandırılmış bir gerçeklik yaşanır. Beyinde beta dalgaları etkinleştiğinde ise daha durgun, zaman ve mekan algısından sıyrıldığımız bir gerçekliği algılamaya başlarız. Bu durum ilk üç çakra ile yaşanan beden algısından çıkıp bir üst boyutun realitesine geçiş olarak açıklanabilir.  Bilincimiz zaman-mekan kapılarında özgü...

Avatar Beden

Resim
  Avatar diyebileceğimiz biyolojik bir bedenin içindeyiz ancak şuurumuz kapalı, çünkü geldiğimiz yeri ve kim olduğumuzu unuttuk. Avatarı yönetmek ve deneyimlemek için geldik ancak avatarın kölesi olduk. İlkel benlikle hareket etmeye, deneyimlemek için ödünç aldığımız avatara ben demeye başladık. Ben dediğimiz an'da da zaman ve mekan algısı ile sınırlandık ve avatar bedenimizin içinde sıkışıp kaldık.  Etkilere tepki vererek yaşadığımızda ve bilinçlilikle hareket etmediğimizde özgür irademiz yoktur ve biyolojik bir robot olan avatar bedenin bizi yönetmesine izin veririz. Biz hangi ben'iz? Ben dediğimiz beden mi yoksa bedene tesirler gönderen gözlemci ben miyiz? Yöneten miyiz, yönetilen miyiz? Duygularımız bizi yönetmeye başladığında kabir olan bedende yaşamaya başlar ve dünyaya bağımlı bir yaşam süreriz. Uzaklardaki evimizi unutur ve dünyanın taşına toprağına karışırız.  İyi niyet ve sevecenlik gibi duygulara sahip olmak iyidir ancak duygusal olmak, duygusal girdaplar içind...

Matrix

Resim
      Bir üst boyutun içinde yaşıyoruz. Bu demektir ki o boyut tarafından yönlendiriliyoruz. Gerçekliğimizi bir üst boyuttan gelen tesirler yapılandırıyor. Anne ve plasenta ilişkisi gibi. Bir annenin bebeği ile arasındaki bağ gibi. Makroda olan mikroda da vardır ve evren iç içe geçmiş katmanlardan oluşur. Anne karnındaki bir bebek bedenen yeterli gelişimi sağlayarak dünyaya doğması için plasenta tarafından korunup beslenir. Dünyamız da ruhsal gelişimimizi sağlamamız için bizi destekleyen bir üst yapının koruması altındaki bir simülasyondur, matrixtir. Ruhsal gelişim aşamalarını tamamlayanların çıkabileceği ve böylece bağlı olduğu boyuta geçiş hakkı kazanacağı bir matrix!     Bu günlerde 3. boyut içinde simülasyon bir gerçeklikte yaşadığımız ve 5. boyuta geçeceğimiz ile ilgili bir çok yayın var. Aslında ifade şekli değişmesine rağmen tüm peygamberler ve bilgelerin dedikleri ile örtüşüyor. Dünya hayatının bir oyun ve eğlenceden ibaret olduğu Kur'an'ı Kerim'de de v...

Ruhun Yolculuğu

Resim
  Hakikat Tektir Serisi'nin ikinci kitabı olan Ruhun Yolculuğu Google Play Kitaplarda yayında. Linki aşağıdadır. https://play.google.com/store/books/details?id=FrtREAAAQBAJ YouTube Kanalım 

İçimizdeki Çocuk

Resim
Endişe ve korkuyu zihin üretir. Zihin odaklı yaşamak ruhumuzun sesini duymamızı engeller.  Panik atak, vesvese, anksiyete benzeri her türlü korku ruhumuzdan uzaklaşmaya başladığımızın göstergeleridir. Oysa çözüm basit; ruhumuzun sesini duymaya, onu anlamaya çalışmak... İçimizdeki çocuğu bulmak...Çocuklarda korku ve kaygı yoktur. Bu duyguları çevremizden öğrenir, kendimize sınırlar çizer, öz'ümüzden uzaklaşırız. Bu durum ruhun hapsedilmesi, müebbet hapis cezasına çarptırılması demektir. Ruhumuzla barıştığımızda teslimiyet ve huzur kendiliğinden gelir. İçimizdeki çocuğu bulduğumuzda; ruhumuz özgür kalır ve tüm korkular yerini sevgiye, neşe, keyif ve coşkuya bırakır. 

İçimizdeki Alem

Resim
Kalbimizin ritmik atışlarıyla trilyonlarca hücremize oksijen dolu tertemiz bir kan gönderen dolaşım sistemimiz, kendini sürekli geliştiren beynimize nöronlarla veri gönderen sinir sistemimiz, yediğimiz her besini en ince ayrıntısına kadar değerlendiren ve ayrıştıran sindirim sistemimiz, boşaltım sistemimiz, hereket sistemimiz beden aracımızı yeniliyor, bakım ve onarımını yaparken besliyor. Varlığımızı devam ettirebilmemiz için iş bölümü yaparak örgütlenmiş trilyonlarca hücre bizim için çalışıyor. Beden bütünlüğümüz ve canlılığımızın devamını sağlayan; nöronlar, dokular, organlar ve sistemler içimizde bir alem olduğunu gösteriyor. O halde nasıl olur da böylesine kıymetli, özen gösterilen bir varlık kendine değer vermez ve kendini küçümser. Aynaya tekrar bak ancak bu defa tüm hücrelerini, nöronlarını hissederek bak. Sen kimsin?  İnsan mikrokozmostur ve makrokozmosa bağlıdır. Bizim kalbimiz gibi makrokozmosun da kalbi dumaksızın atar ve bize sevgi gönderir. Bedenimizde bir sorun olduğ...

Anlamlı bir hayat yaşamak

Resim
        Hiç bir negatif tesirin bulunmadığı ruhsal alemdeki sonsuz ve sınırsız olan ruhumuz deneyimlemek üzere dünyaya gelerek bedenlendiğinde ikilik başlar. Doğru-yanlış, iyi-kötü, güzel-çirkin, erkek-kadın, ruh-beden... Adem ve Havva bu durumun sembolik anlatımlarıdır.     Ruh varlığı yaradılıştan gelen öz bilginin tatbikatını yapmak ve deneyimlemek üzere bedenlenerek madde dünyası olan aleme fiziksel bir beden ile doğar. Bilgi ağacının meyvesi olan elma bilgidir.      Adem ile Havva bilme ağacının meyvesini yiyerek bilmeye başladıklarında  titreşimleri değiştiği için cennetten kovularak dünyada yaşamaya başlarlar. Pozitif ve negatif tesir planlarının hüküm sürdüğü ikiliğin olduğu dünya alemine inen ruh maddeye bağlanır. Elmanın kırmızı olması kök çakra ile ilişkilidir. Kök çakra dünyaya köklenmekle ilgilidir. Kök çakramız ne kadar güçlü ise o oranda bedenimiz sağlıklı olur ve dünya yaşamına bağlanırız. Deneyimlebilmek için dünyayı se...

Sevgi dolu olmak doğuştan gelen hakkımız

Resim
Kendimize sadece birkaç gün bile hayatımızın aşkı gibi davranırsak, sevgiye şimdikinden çok daha fazla layık hissetmeye başlarız. Sevginin peşinde koşmak, talep etmek ya da kazanmak zorunda olmadığımızı, sevginin kendisi olduğumuzu anlarız. Başkalarına kendimize davranılmasını istediğimiz gibi davrandığımızda hayat aynamız daha iyi, daha nazik, daha sevgi dolu bir dünyayı yansıtır bize. Sevgiye layık olup olmadığınızı sorgulamaktan vazgeçin, elbette layıksınız.

Bil, Bul, Ol

Resim
Ruhani alem ile ilgili bir çok şey biliyoruz. Ancak bilmek yetmez, ruhaniliği yaşayabiliyor muyuz? Oradan akan sevgiyi tüm hücrelerimizde hissediyor ve etrafımıza yayabiliyor muyuz? Sevgi ile ışıldayabiliyor muyuz?  Bilgi bizi olmak istediğimiz kişiye dönüştürmek için gereken itici güç. Ol'mak için bilmek gerekir. Sevgi ile ilgili binlerce yazı okuyoruz ancak sevecen davranabiliyor muyuz? Sevginin ışığı gözbebeklerimizde parlıyor mu?  Yaptığımız her barış dolu seçim, her iyilik, güzel olana duyulan hayranlık ve şükür duygusu içimizdeki sevginin harekete geçtiğini gösterir.  Bilmekten bulmaya, bulmaktan olmaya geçiş...