Tutunduklarımız

Yaşam yolculuğumuzda birçok şeye tutunuyor ve mücadele ediyoruz. Biz tutunmaya ve mücadele etmeye devam ettikçe de, maddi dünyanın kıskacına girdiğimizin, günbegün kalbimizin sesini duymaktan uzaklaştığımızın farkına varamıyoruz. Yıllar maddi kazanımların peşinde koşturmakla geçip gidiyor. Güneşin doğuşunu, dünyanın güzelliğini göremiyor gözlerimiz. Kesik nefesler alan öfke dolu, sürekli koşuşturan, sağlık sorunları ile boğuşan sevgisiz bir insana dönüştüğümüzü fark edemiyoruz.

Öyle bir an geliyor ki, tutunduklarımızın bize huzur vermediğini görüyoruz. İstediğimiz herşeye sahibiz ama korkuyoruz; kaybetmekten, ölmekten korkuyoruz. "Ölüm hayatın bir gerçeği ise ve biz öldüğümüzde maddi olan hiçbirşeyi yanımızda götüremiyorsak, o halde bütün çabamız boşuna değil mi?" diye soruyoruz kendimize.

Maddi kazanımlarımızın bu dünyadan ayrılırken bize faydası olmayacağına göre, bu dünyadan ayrılma vaktimiz geldiğinde neye tutunacağız? Tutunduklarımız bize fayda sağlamayacağına göre, ruhumuzu ferahlatacak olan, ona yol gösterecek olan ne olabilir? Sonuç olarak "Her canlı bir gün ölümü tadacak." Bu yolculuğa çıkma zamanı geldiğinde neye tutunacağız, yolumuzu nasıl bulacağız?

Biz varsak herşey var ama biz yoksak hiçbirşey yok. Hayatımız boyunca uğraştık, didindik ve öyle bir an geldi ki, herşeyin fani olduğunu anladık ve düşünmeye başladık. Bu dünyada bulunmamızın bir anlamı olmalı diye düşünmeye başladığımız zaman hayattaki gerçeği, tek ve mutlak gerçeği idrak etmemek mümkün değil. Tek ve sonsuz olanı.

Bu gerçeği fark ettiğimiz andaki coşku ve sevinç bambaşka. Paha biçilemez bir manevi mutluluk. Sevdiğimiz ve sevildiğimize, korunduğumuza inandığımız o an coşku ve sevinç ile dolar içimiz. Maddi dünyanın kıskaçlarından kurtulduğumuz müthiş bir sevinç duygusudur bu. Çok önem vererek kendimizi hırpaladığımız bir çok şeyin gereksiz olduğunu anladığımızda, özgürlük duygusunu tüm kalbimizde hisseder ve bizi esir eden bağlardan kurtuluruz. İşte özgürleşmek ve kendini akışa bırakmak bu halin sonucunda gelir😍

Maddi ve manevi dünya arasında bir yolculuğa çıkarız. Algılarımız değişir ve yolculuk boyunca artar. Bu idrak hissi  ile  cennet yolunda ilerleriz. Cennete doğru yolculuğa çıkan kişiyi neler bekler?

Bu yol boyunca gölgelerimiz ile yüzleşiriz. Eğer aynamıza bakmayı ve bize anlatılmaya çalışanı anlarsak, yolculuğumuz kolaylaşır.(Hayatımıza Aynadan Bakmak yazısına göz atabilirsiniz)

Burada en önemli nokta; bu yolculuğa kendimizi geliştirmek, eksikliklerimizi tamamlamak için çıktığımızı bilmekten geçer. İşte ateşin yakmaması, suyun boğmaması budur, bu teslim olmaktır. Teslim olmak neşe, keyif, coşku içinde yaşadığımız her an mutlu olabilmektir. Geçmişin kaygılarından, geleceğin korkularından azat olmaktır.

Yaşadığımız herşeyin bizim gelişimimizle alakalı olduğunu bilmek, yaşadıklarımızın farkına varmak ise bizi manevi anlamda olgunlaştırırken, ölüm ötesine hazırlar. Hem bu dünyada hem de ahirette cennette yaşamak istiyorsak; soru sormaktan, aramaktan korkmayalım ve kendi gerçeğimizin farkına varalım. Tutunduğumuz tek şey ailemiz ve dostlarımız olsun😍

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

5 Elemente Göre Kişilik Özellikleri

Mutluluk ve Kitabım

AN'da Yaşamak, Akışta Kalmak