Ruh Molekülü (DMT)
Beynimizdeki her bölüm simetriktir ve iki tanedir. Bir tek bölüm hariç, üçüncü göz de denilen ve kozalağa benzeyen, mercimek büyüklüğündeki, ruhumuzun evi ya da diğer boyutlara açılan kapısı diyebileceğimiz epifiz bezimiz tektir.
Epifiz bezinin sembolü olan kozalağa benzeyen yapıyı; Papa'nın Asası'nda, Buda Heykel'inde, Vatikan Meydanı'nda, Sümer krallarının kalpağında, Asur krallığında, Yunan tanrılarında, Eski Mısır duvar resimlerinde görebiliriz. Kuran'da "kalp gözü" olarak ifade edilirken, Antik Mısır'da ise Ra'nın gözü olarak çıkıyor karşımıza.
Yapısı göz ile aynı olduğu için "herşeyi gören göz" de denilen epifiz bezinin ruh ve bedenin birleştiği nokta olduğuna dair iddialar var.
Epifiz bezi 3 tür hormon salgılıyor:
Melatonin
(uyku düzenini ve vücut ritmini dengeler)
Serotonin
(mutluluk hissi verir)
DMT (dimethyltryptamine)
Uyku ve rüya esnasında salgılanan DMT hormonunun, ölüm ve doğum anında en yüksek oranda çıktığı tesbit edilmiş.
DMT için; ruhun vücuda girip-çıkmasını sağlayan psikoaktif hormon deniyor, bilim adamları ise bu hormona, ruh molekülü demişler. Beyindeki epifiz bezinde üretilen DMT, mistik deneyimlerin ortaya çıkmasına sebep oluyor.
Peygamber hastalığı da denilen temporal lob epilepsisinde, beyinde çok fazla DMT salgılandığından, farklı boyutlara kapı açıldığı ve şizofrenik sanrılara sebep olduğu iddialar arasında.
Dua veya namaz gibi derin trans durumlarında, DMT salgısının arttığı ve kişiye mana kapılarının açılmasını sağladığı düşünülmekte. Bu duruma;
Tasavvufta "cezbe hali" denen durum (Allah sevgisi ile kendinden geçme hali) veya meditasyon sonucu oluşan, aydınlanma hali örnek olarak gösterilmekte.
DMT fazla olduğunda; psikedelik(ruhsal dünyanın görünür hale gelmesi) bir etki yaratır ve farkındalığı, bilinçlilik halini ve algıyı artırırken, az olduğunda; dünyayı renksiz ve donuk görmemize, keyif alamamamıza sebep oluyor.
Hayvanların psişik özelliklerinin, insanlardan fazla olmasının sebebi; insanların tam tersine melatonin hormonunun az, DMT hormonunun fazla salgılanması.
Diyebiliriz ki;
Her insanın epifiz bezinin içinde, yaratılış efsanesi gizli ve biz bu bilgiye ancak kalp gözümüzle görmeyi başardığımızda ulaşabiliyoruz😍
Yapısı göz ile aynı olduğu için "herşeyi gören göz" de denilen epifiz bezinin ruh ve bedenin birleştiği nokta olduğuna dair iddialar var.
Epifiz bezi 3 tür hormon salgılıyor:
Melatonin
(uyku düzenini ve vücut ritmini dengeler)
Serotonin
(mutluluk hissi verir)
DMT (dimethyltryptamine)
Uyku ve rüya esnasında salgılanan DMT hormonunun, ölüm ve doğum anında en yüksek oranda çıktığı tesbit edilmiş.
DMT için; ruhun vücuda girip-çıkmasını sağlayan psikoaktif hormon deniyor, bilim adamları ise bu hormona, ruh molekülü demişler. Beyindeki epifiz bezinde üretilen DMT, mistik deneyimlerin ortaya çıkmasına sebep oluyor.
Peygamber hastalığı da denilen temporal lob epilepsisinde, beyinde çok fazla DMT salgılandığından, farklı boyutlara kapı açıldığı ve şizofrenik sanrılara sebep olduğu iddialar arasında.
Dua veya namaz gibi derin trans durumlarında, DMT salgısının arttığı ve kişiye mana kapılarının açılmasını sağladığı düşünülmekte. Bu duruma;
Tasavvufta "cezbe hali" denen durum (Allah sevgisi ile kendinden geçme hali) veya meditasyon sonucu oluşan, aydınlanma hali örnek olarak gösterilmekte.
DMT fazla olduğunda; psikedelik(ruhsal dünyanın görünür hale gelmesi) bir etki yaratır ve farkındalığı, bilinçlilik halini ve algıyı artırırken, az olduğunda; dünyayı renksiz ve donuk görmemize, keyif alamamamıza sebep oluyor.
Hayvanların psişik özelliklerinin, insanlardan fazla olmasının sebebi; insanların tam tersine melatonin hormonunun az, DMT hormonunun fazla salgılanması.
Diyebiliriz ki;
Her insanın epifiz bezinin içinde, yaratılış efsanesi gizli ve biz bu bilgiye ancak kalp gözümüzle görmeyi başardığımızda ulaşabiliyoruz😍
����
YanıtlaSil