Epifiz Bezi ve Florür


Bilim adamlarının ruh molekülü dediği DMT, melatonin ve serotonin hormonlarını salgılayan, 3. göz de denilen epifiz bezimizden bahsetmiştik. Bugün epifiz bezimizin kireçlenmesine sebep olan, sodyum florürden ve epifiz bezimizin daha sağlıklı olabilmesi için, nelere dikkat etmemiz gerektiğinden bahsedeceğim.

Nükleer atıklardan elde edilen sodyum florürün, epifiz bezi üzerindeki etkileri ile ilgili çalışmaları Jennifer Luke başlatmış ve epifiz bezinin, vücutta florürü en fazla emen ve sonuçta katılaşıp, kireçlenerek küçülen ve çalışamayan organımız olduğunu bildirmiş.

Suda, bazı gazlı içeceklerde, diş macunlarında, sigarada, paketlenmiş bazı gıdalarda, civa içeren deniz ürünlerinde  bulunan sodyum florürün, kitleleri kontrol altında tutabilmek amacıyla kullanıldığı iddia ediliyor.

Nazilerin, yaptıkları deneyler sonucunda; sodyum florürün, beynin belli bir bölgesini uyuşturduğunu, sinir hücrelerinde tahribat yaptığını, IQ'yu düşürdüğünü ve bireylerin direnme gücünü kırdığını tesbit edince; sodyum florürün nazi kamplarındaki içme sularına karıştırıldığı söyleniyor.

Kimyagerler, sodyum florürün yatıştırıcı etkisi olduğunu, uzun süre alımı durumunda, beyni etkileyerek insanların düşünemeyen sürülere döndüğünü ifade ediyor.

İçinde, sodyum florür olmayan içme suları ve sodyum florür içermeyen diş macunları artık bulunabiliyor. Şahsen ben aldığım malzemelerin, sodyum florür içermemesine özen gösteriyorum.

Peki epifiz bezimize neler iyi geliyor;

Hergün en az 30 dakika güneşlenmek,
Yeşil sebzeleri tüketmeye özen göstermek,
Badem, muz, patates, acı biber, pirinç, börülce gibi serotonin üretilmesine yardımcı yiyecekler,
Güneşte kurutulmuş besinler,
Karanlık bir odada uyumak,
Uyku saatlerimize özen göstermek.
Soluduğumuz havanın temiz olması,
Rakımı yüksek yerlerde yaşamak (eskiden ibadethanelerin bu yüzden yüksek yerlere inşa edildiği söyleniyor.)

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

5 Elemente Göre Kişilik Özellikleri

Mutluluk ve Kitabım

AN'da Yaşamak, Akışta Kalmak