Kutup Yıldızı

Kollektif bilincimiz; masallar, efsaneler, mitler rüyalar, kitaplar, semboller, hikayeler, müzik ve filmler yoluyla beslenir ve her biri kim olduğumuzu bulma yolculuğumuzda bize rehberlik eder. Sonsuz bir bilgelik kütüphanesinden beynimizdeki kodları açmak ve gelişip dönüşebilmek üzere yönlendiriliriz. Yaşamımızdaki her şey bize hizmet etmek için vardır. Yaşadığımız hiç bir şey, önümüze gelen hiç bir bilgi tesadüf değildir. Biz hazır olduğumuzda ihtiyacımız olan bilgiler, olaylar ve kişilerle buluşturuluruz. Hiç bir şey tek değildir. Bir bütün her seyi içine alır ve BİR olur,TEK olur, TEKBİR olur...

Hayat bir tekâmül yolculuğudur,  tamamlanabilmek bir ve bütün olabilmek için yol alırız. Dünya okulu madde aleminde yaşadığımız deneyimler yoluyla mana alemini  anlamak için tasarlanmış bir simülasyondur. 4 element (toprak, su, ateş, hava) vasıtasıyla yaşadığımız deneyimler yoluyla gönlümüzü ve zihnimizi arındırarak yol alırız. Hedef geldiğimiz saflığa ulaşarak BİR olabilmektir.

Bu simülasyon gezegenler tarafından yönlendirilen dairesel döngüler üzerine konumlandırılmıştır ve kurgulanan hikayemizde bir çok kişi rol alır ve tekamül edebilmemiz için bize ayna tutar bu yüzden de tüm ilişkilerimiz sınav niteliğindedir. Kendimizi dört elemente böldüğümüz bu yolculukta önce kaybolur sonra da tüm parçalarımızı birleştirerek BİR olur ve KİM olduğumuzu buluruz. 

Hayatımızdaki her insan simülasyondaki senaryomuzda figürandır. Dairesel döngülerde birbirimize arkadaş, eş, öğretmen olur ve katkı sağlarız.  

Aynalar bize bizi gösterir çünkü diğer insanlarda algıladığımız her şey bizde de vardır. Yani bir insan kendinde olmayan bir şeyi karşısındakinde göremez. Yaşadığımız duygular sonucu karanlık potansiyelimizi fark ederek gölge benliklerimizi görürüz. Kendi karanlığımız ile yüzleşerek gerçekliği anlamlandırırız. Hakikati kavradığımızda ise iyi veya kötü olmadığını her şeyin BİR olanın yansımaları olduğunu ve BİR e hizmet ettiğini, enerjinin kaynağının DÜŞÜNCE olduğunu anlarız.

Tekamül yolculuğumuzda Kutup Yıldızı'nın çok güçlü sembolik bir anlamı vardır. Kutup Yıldızı; varoluş arayışının sembolü olarak görülür ve hayatın sırrını bulabileceğimiz cevapları barındırdığına inanılır. 

Kutup Yıldızı'nı gökyüzünde bulmak oldukça kolaydır, dâima pusula'nın kuzey ibresi doğrultusunda bulunur. Büyükayı takımyıldızının oluşturduğu "tava"nın gövdesinin sonundaki iki parlak yıldızı (Dabne ve Merak) birleştiren hayalî doğruyu takip ederek, bu iki yıldız arasındaki mesafenin yaklaşık 5 katı kadar ileride Kutup Yıldızı bulunur. Aynı zamanda Cassiopeia'nın kraliçe tacını andıran görüntüsünün (W veya M olarak görünür) orta kısmındaki üç yıldız da kabaca Kutup Yıldızı'nı gösterir. (Wikipedia)

Dünyanın ekseni ile hemen hemen aynı doğrultuda olan Kutup Yıldızı daima kuzeyi gösterir ve diğer gök cisimleri gibi yer değiştirmez. Tarih boyunca yön bulma ve seyir amacıyla kullanılan Kutup Yıldızı'na Demirkazık, Batmayan Yıldız, Şimal Yıldızı ve Kuzey Yıldızı da denir. Gökyüzünün en parlak yıldızı olan Kutup Yıldızı'nı gökyüzünde bulmak oldukça kolaydır çünkü dâima pusula'nın kuzey ibresi doğrultusunda bulunur ancak güney yarıküreden görülemez. Hayat güney ay düğümünden kuzey ay düğümüne doğru bir tekâmül yolculuğudur. 

Manevi anlamı; yol gösteren, hayata çeki düzen veren, yol açan, çare olandır. Varoluş arayışının temsilidir ve arayış ile ilgili cevapları içinde barındırdığına inanılır. Bu yüzden de insan varoluşu ile özdeşleştirilmiştir.

Kuzey Yıldızı, Maya mitolojisinde bir tür Tanrı olarak kabul edilir, saygı ve sevgi gösterilirdi. Hedeflerine ulaşabilmek ve kaybolmamak için tüccarlar, denizciler ve yolcular bu yıldızı bir rehber olarak kullanırdı. Uzun yolculuklarda yolcuya daima kuzeyi göstererek eşlik eden sadık bir rehberdi. Aynı zamanda Mayalar Kutup Yıldızı'nı ruhsal yolculuğu gösteren bir sembol olarak görür ve ona manevi bir anlam yüklerlerdi, insanların hayatta izlemesi gereken yolu gösteren bir güç olduğuna inanırlardı. Astronomi bilgisine sahip olan Mayalar çok sayıda takımyıldızını tanımlamışlardı ve Kozmos ile uyumlu yaşarlardı. Gece ve kışın tanrısı olarak gördükleri kutup yıldızı ile manevi bir bağları vardı. 

Eski Türklerde astrolojinin gelecekten haber verdiğine inanılırdı. Geçmişte yaşanan olayları zaman döngüsü içinde değerlendirir ve geleceği yorumlarlardı. Türkler astrolojiyi kendi gelenek ve görenekleriyle birleştirerek  Tanrı'nın onlara çizdiği yolu ve zaman döngüsünü öğrenmek için kullanırlardı. Türkler için en önemli yıldız Kutup Yıldızı'ydı. Göğün direği olarak görür ve yeryüzü ile gökyüzü arasında bağlantı sağlayan kutlu bir kapı olduğunu düşünürlerdi. Bu kapı; gökle yeri, ruh alemi ile madde dünyasını, insan ile Tanrı'yı ayıran sınırdı. Demir Kazık ya da Altun Kazık olarak adlandırırlardı. Anadolu'da Selçuklu Yıldızı olarak bilinen yıldız, Orta Asya'da Türkistan Yıldızı olarak bilinir. İç içe geçen iki kareden oluşan Selçuklu Yıldızı'nın her bir ucu bir erdemin simgesidir; merhamet, şefkat, sabır, doğruluk, sır tutmak, sadakat, cömertlik ve şükretmek.

Mutasavvıflar dört hazreti dört denize benzetirler. Birinci denizin (gayb-ı mutlak) dalgalanmasından; ceberût âlemi (gayb-ı izâfî), onun dalgalanmasından; melekût âlemi (hazret-i misâl), bu âlemin dalgalanmasından da; mülk âlemi (şehâdet-i mutlak) meydana gelmiştir. Beşinci mertebe, ilk dört hazreti kendinde toplayan “hazret-i câmia” mertebesidir. Buna “âlem-i insan” da denir. İnsan önceki bütün âlemleri de içine alır. İlk dört hazreti kendisinde toplayan 5. aşama 5 köşeli yıldız ile ilişkilendirilebilir mi?

Yaşam yolculuğumuzda kendimizi kaybolmuş gibi hissetmeye başladığımızda bizi karanlıklardan çıkaracak tek kişi kendimiziz, kendi içimizdeki ışıktır. Başımızı gökyüzüne kaldıralım kendi Kutup Yıldızımızı bulalım ve onu takip ederek dosdoğru bir yoldan ilerleyelim. 

YouTube Kanalım