Beynimizin Gizemli Dünyası


Madde algısı kalktığında zaman ve mekan algısı da kalktığına ve yaşadığımız her şey biz henüz harekete geçmeden 6 saniye önce beynimizde şekillendiğine göre; gerçeklik nedir? 

Evrenimizin holografik olduğu ve sınırlandırılmış duyu organlarımız yoluyla bir gerçeklik oluşturan beynimizin bir hologram olduğu düşünülmektedir. Enerji ve dalga boylarından oluşan beynimiz bir bilgi paketidir. Bilgilendikçe ben'lik kazanır ve yarattığımız hologram dünya içinde yaşamaya başlarız. Duyularımızdan gelen elektrik sinyalleri beynimiz tarafından yorumlanır ve elektrik sinyallerini yorumlayan beynimiz bize içinde görüntü, duyma, tat, koku, dokunma hissi olan muhteşem bir dünya oluşturur. Hologram bir dünya! 

Hepimiz aynı bütünün parçalarıyız ve her parça bütünün bilgisini içinde taşır. Diyebiliriz ki; ihtiyacımız olan tüm bilgi potansiyelimizde mevcuttur. 

Sürekli bir şekilde bilgi alan ve bilgi gönderen beynimiz bilincin yöneticisidir. Her yeni düşünce ile yeni bir zihin durumu yaratırız; beynimizde yeni nöron bağlantıları kurulur ve beynimiz yeniden organize olur. Deneyimlerimizin getirdiği bilgelik ruhumuza aktarılırken yeni bir geleceğin temelleri atılır. 

Bir beyin ile bir galaksinin görüntüleri karşılaştırıldığında ikisinin aynı olduğu görülmüştür. Mikroda ne varsa makroda da aynısı vardır ilkesi gereği beynimizde oluşan geometrik şekil makro alemle eşleştiğinde bir bilinç sıçraması gerçekleşir. Makro alem beynimizde kayıtlıdır ve Bilinç arttıkça beynimizdeki kodlar bir bir açılır.

Yaklaşık 1 milyon nöronun birbirine bağlı olduğu beynimiz organize olan nöronlar ve glia hücreleri ile birlikte çok karmaşık bir yapıdır ve 4 lob içeren 2 yarım küreden oluşur. 

Bizi insan kılan beyin bölgeleri en son gelişen terminal alanlardır ve evrim devam etmektedir. Bilinçlilik beynin gelişimi ile ilgilidir ve belli bir süreç içinde gerçekleşir. Beyin incelendiğinde bu gelişim hikayesinin izleri sürülebilmektedir. Beyiminizin hangi bölgesini çalıştırıyorsak o bölgede işlevi kontrol eden sinir dokusu ağı gelişir ve geliştiği oranda da işlev görür. Bu gelişim canlının ihtiyacı doğrultusundadır. Bu yüzden evrimsel gelişimin izlerini beyni inceleyerek görmek mümkündür. Günümüzde beyin görüntülenebilmekte ve bağlantı yolları ile birlikte her yolun olgunlaşma dönemleri tesbit edilebilmektedir. 

Canlı beyin incelemeleri canlılar arasındaki yapısal farklılıkları ve benzerlikleri göstermektedir ki; hiç bir şeyin rastlantı olmadığı ve derin bir anlam içerdiği ortadadır. Bilinç ve enerji gerçekliği yaratır. Bilinç ile yaptığımız her seçim bedenimizde bir karşılık bulur, bedenimiz seçimi kabul veya ret eder. Hakikati kavrayan bilinçler için maddenin tanımı değişir ve bedenimiz de değişip dönüşmeye başlar.

Bilişsel beceri ortaya çıktıkça zekanın geliştiği ve Tanrı arayışının ortaya çıktığı gözlemlenmiştir. Örneğin; bir insan öldüğünde eşyaları ile birlikte gömülmeye başlamasının 27 bin yıl önceye dayandığı düşünülmektedir. Bu duruma daha önceki dönemlerde rastlanmamış olması Tanrı arayışı ve ölüm sonrası dirilmeye dair inançların beyin geliştikçe ortaya çıktığını göstermektedir ki bu yüzden kutsallık ağının bizi insan olmak üzere yönlendirdiği düşünülmektedir.

Fiziksel gelişim beynin gelişimi yani bilişsel  gelişim ile ilgilidir ve beynin gelişimine paralel ilerler. Evrim belirli genlerin öne geçme sürecini başarmasıdır. Doğal seçilim sonucu kötü olan hücreler elenir ve yola iyi olan hücreler ile devam edilir.

Paralel Evrimin izlerini kıtaların birbirinden uzaklaştığı dönemlerde daha kolay sürebiliyoruz. Yapılan araştırmalarda farklı kıtalarda yaşayan memelilerin aralarında hiç bir bağ olmamasına rağmen benzer çizgide evrimleştikleri gözlemlenmiştir. 

Bedenimizin sağ tarafı kontrol, sol tarafı yaratıcılık ile ilgilidir. Dolayısıyla korku, acı ve kontrolcülük bedenimizin sağ tarafını kontrol eden sol beyin tarafından, yeni seçenekler ve yaratıcılık ise; bedenimizin sol tarafını temsil eden sağ beyin tarafından kontrol edilir. 

Dişil ve eril enerjiye sahibiz ve evreni dişil ve eril enerjinin dansı yaratır.

Eril; pozitif, gündüz, güneş ve harekete geçerek sorumluluk almakla, dişil; negatif, gece, ay, rüyalar görme ve hayal kurmakla ilgilidir.   

Boyun, kol ve bacaklar; bilinçaltı seçimleri yansıtır. Kendimize güven, yas ve suçluluk duyguları ile ilgilidir. 

Eller, ayaklar ve bilekler; hayallerimiz ve hayatla barışık olup olmadığımız ve ait olma duygusuyla ilgilidir.  

Bedenimizin belden üstü; şimdi ve yakın geçmiş, belden altı ise; bilinçaltı inançlarımız ve uzak geçmiş ile ilgilidir. 

Ön beden; şimdi ve yakın geçmiş, arka beden; geçmiştir. 

Orta beden; merkez ve yönetici meridyenlerin ve çakraların dizildiği bedendir. Boğaz ağrısı, kalp krizi, timüs, solunum, karın, prostat, cinsel organlar, bağırsaklar ve omurga ruhsal gücümüzü kullanıp kullanmamakla ilgilidir.  

Bedenin dışındaki sorunlar; çevre ile ilgilidir ve dengenin yitirilmesi sonucu oluşur, Bedenin içindeki sorunlar ise; ruhsallığın kaybedilmesi ile ilgilidir.

Bilgi işleme merkezimiz olan beynimiz oksijen ve şekerle beslenir ve bedendeki kanın yaklaşık yüzde 20’si beyni beslemek için kullanılır. 

Gözümüzden, kulağımızdan ve bedenimizin çeşitli noktalarından insan beynine saniyede milyonlarca sinyal ve ileti gider. İnsan beyni de bunları saliseler içerisinde nöronlar aracılığıyla değerlendirerek, bellekte bulunan eski bilgilerle mukayese eder, nöronlar arasında yeni bağlantılar kurarak en uygun cevabı verir. Bu da hareket etme, görme, işitme ya da düşünme şeklinde gerçekleşir.

Düşünme, muhakeme etme ve algılama gibi tüm zihinsel fonksiyonlar beynin tam ve sağlıklı çalışmasıyla mümkündür. 

YouTube Kanalım 

Yorumlar

  1. 🍀🧿🍀Hocam gerçek bir Tur kişi siniz,ışık saciyorsunuz,Allah ilminizi arttırsın, teşekkürler 🙏

    YanıtlaSil
  2. filiz hanım merhaba"gerçeklik nedir?"burayı biraz açabilirmisiniz? ve beyin konusunda kendimizi geliştirmek için önerilerinizi paylaşabilirmisiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hologramın her parçasının bütünün bilgisine sahip olduğu holografik bir gerçeklikte yaşıyoruz. Doğrusal bir zaman olmadığına ve sonsuzluğun bilgisi şimdide kodlandığına, başlangıç ve son olmadığına göre sonsuz potansiyeli olan bilinciz. Bütünün bilgisini taşıyan ve sayısal değerler taşıyan bedenimiz ise kodlanmış bir frekanstır, beynimizde şekillenen holografik bir görüntüdür. Daha geniş bilgi için YouTube da 'Beynin Gizemli Dünyası' adlı 2 video yayınladım, sevgiler.

      Sil
  3. filiz hu boyutu ve hiçlik alanı konusunda bilgi verebilirmisiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. HU demek; bedenden, zihinden, sistemden çıkış yaparak kendinden kendini var edebilmektir.

      Sil
    2. peki hiçlik filiz hanım?

      Sil
    3. Hiçlik sıfır noktası denilen , sonsuz potansiyeller ile dolu olan kuantum alandır.

      Sil
  4. hakkınız ödenmez filiz hanım🙏nasıl teşekkür edeceğimi inanın bilmiyorum kalpten size minnettarım sevgiler❤️

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

5 Elemente Göre Kişilik Özellikleri

Mutluluk ve Kitabım

AN'da Yaşamak, Akışta Kalmak