Hakikat Tektir


Tasavvufta CAN diri olmak anlamında kullanılır. Şeriat ile bedenimizi terbiye etmeyi ve kalben teslim olmayı başardığımızda kalbimiz nurlanır, kalbimiz nurlandığında karanlıkları aydınlatarak yolu göstermeye başlar ve bedenimize dirilik yani CAN gelir. Dinler güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderilmiştir, varlığımızda adalet ve merhameti birleyerek edep ile dengelenmeyi başardığımızda dosdoğru bir yolda ilerlemeye başlarız. Aklın edebi; haddini bilmektir. Bilmediğini bilmek de edeptir. Çünkü akıl duyu organlarımız yoluyla ilerler. Duyu organlarımızın sınırlı olduğunu düşünürsek gelen bilgilerin doğruluğu tartışma konusudur. 

Gerçeklik nedir? Hafızamız bir yazılım olabilir mi? Duyu organlarımız sınırlı veri aktardığı için duyu ötesi alemin bilgisine kalbimiz vasıtasıyla ulaşabiliriz ancak karanlıkta yolumuzu bulabilmek için kalbimizin nurlanması gerekir. 

Peygamberler ve halifeler vasıtasıyla aktarılan Hakikat bilgisine odaklanmanızı tavsiye ederim. Tüm peygamberler içimizdedir ve her peygamber bir bilinç boyutu ile ilgili bilgi verir. Dört aşamalı bir dünya oyununun içindeyiz 4 halife bize tamamlanma ile ilgili ipuçları verir; dostluk, adalet, ilim ve edep...

Hz. Ebubekir; dostluk ve sadakatin,

Hz. Ali; cesaret ve ilmin, 

Hz. Ömer; adalet ve hakkaniyetin,

Hz. Osman ise edep ve cömertliğin önderidir. 

Tasavvufla özdeştirilen EDEP şeytanı uzak tutan zırhtır. Güzel ahlak ile edeb hırkasını giymeyi başardığımızda Muhammedi Bilince ulaşırız.

Kalbimizin nurlanması için edepli ve iyi niyetli olmalıyız. Sıfatların, fiillerin, isimlerin Allah'tan yansıdığını bilerek her daim şükür ve minnet duyguları ile dolu yaşamalıyız. Bakış açımızı dış dünyaya değil iç dünyamıza yönlendirmeliyiz. Dış dünyaya yöneldiğimizde ve dış dünyanın bizi yönetmesine izin verdiğimizde zihnimizin içinde kaybolur ve çıkış yolu bulamayız. Kendimizi bulmak için içe yönelmeli, aradığımız her ne ise kendimizde aramalı ve  kendimizde bulmalıyız çünkü dış dünyada olanlar zihnimizden yansıyanlardır. Her şey hayaldir ve hayal kırıklığı kendi yarattığımız hayallere kırılmak değil de nedir?

Dünya ikilikler yoluyla öğreten bir tekamül okuludur. İnsana akıl verildiğinde "Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" der. Rabbimize hamd ederiz çünkü Rab ikilikler yoluyla öğreten mürşidimizdir. Dünya okulundan hayat diploması alabilmek için bir takım sınavlara tabi tutuluruz ve genellikle en sevdiğimiz kişiler ile sınanırız çünkü sevdiklerimize karşı sabrımız ve hoşgörümüz daha fazladır ki bu durum sınavlarımızı vermemizi kolaylaştırır. Öğretenden öğrenir bu yüzden de Rahman ve Rahimden sonra gelen Rab ismine secde ederiz. Her birey Allah'ın bir isminin tecellisi olduğuna göre iyi veya kötü yoktur ve her şey olması gerektiği için olur. "Ol der ve olur."

Teslimiyet bilinci ile olana rıza göstererek neşe, keyif, coşku içinde ilerlemeyi başarabilirsek yani belayı bal olarak görerek belanın arkasındaki Hakikati anlayabilirsek, hiç bir şeye tutunmadan her daim sıratı müstakim de ilerleyebilirsek dünyada cenneti yapılandırırız. 

Planlar kurarak sürekli zihne takılı kaldığımızda cehennemde yaşamaya başlarız. Sürekli planlar yapmak zihinde yaşamaktır ve bu durum korku, kaygı, huzursuzluk ve bunalımı beraberinde getirir çünkü anda yaşamayı başaramadığımızda akıntıya karşı kürek çekmeye başlarız. Ego nefstir ve nefs bizi dünya nimetlerine sıkı sıkı bağlayarak matrixe hapseder. Yaşadığımız tüm sıkıntıların arkasında maddeye tutunmak yatar. Işık hızında ilerleyen Fotonların kütlesi yoktur ve bu durum uzak mesafelerde etkileşimlere izin verir. O halde maddeye tutunmayı bırakarak yüklerimizi sırtımızdan attığımızda; zaman ve mekan algısından kurtularak bir foton gibi ışık hızında ilerleyebilir ve alemler arasında seyahat edebiliriz? Kaygı, endişe, ego, düşkünlük, çaresizlik; güven ve teslimiyet olmadığının göstergesidir ve vekilimiz Allah olursa korkacağımız bir şey kalmaz. 

Dünya oyununun aşamaları notalara da kodlanmıştır. Her 'DO' bir döngüyü anlatır ve toplam dört 'DO' yani dört aşama vardır. DO-RE -Mİ -FA-SOL-LA-Sİ-DO ilk aşamadır ve tamamlandığında 3. DO ile yeni bir döngü başlar; DO-Sİ-LA-SOL-FA-Mİ-RE-DO. Yaratım sestir, frekanstır. Titreşim maddeye dönüşür ve evren kozmik bir titreşimle şekillenir.

Kök çakra veya Nefsi Emmare dediğimiz 1. Basamağın frekansı 'Do' notası ile eşleşir. Bu alanda frekansımız içinde bulunduğumuz Dünya ile uyumludur. 

Sakral çakra veya Nefsi Levvame denilen ikinci basamak 'RE' notası ile eşleşir. Düşünce gücümüzü keşfettiğimiz ve kozmik şuura ulaştığımız bir alandır burası. 

Solar peleksus veya Nefsi mülhime denilen üçüncü basamakta 'Mİ' notası ile eşleşiriz. Bu alana geldiğimizde İlahi Kitabımızın frekansına ulaşır ve kapasitemiz doğrultusunda algılamaya başlarız.

Kalp çakrası veya Nefsi mutmainne denilen dördüncü basamakta 'FA' notası ile eşleşiriz. Bu alanda Dini boyuta adapte olmayı başardığımız için bilinç düzeyimiz İlahi titreşimleri algılamaya başlar ve Cennetin kapıları açılır.

Boğaz çakra veya Nefsi Raziye denilen beşinci basamak dini bilinç frekansı olan 'SOL' notası ile eşleşir. Bu alanda dini bilinç ile uyumlanmayı başardığımız için Öz varlığımıza uyanırız ve bu doğrultuda evrensel bilince açılma izni verilir. Öz varlığımızın Rabbi ile buluştuğu alandır, MİRAÇ tır.

Üçüncü göz olarak da bilinen alın çakrası veya Nefsi marziye altıncı basamaktır ve 'LA' notası ile eşleşir. Dini bilinçten evrensel bilince geçiş yaptığımız bu alan; Kadir Enerji Odağından Atomik alana gelen ses titreşim frekansıdır.

Tepe çakra veya Nefsi Safiye denilen yedinci basamak 'Sİ' notası ile eşleşir. İkinci Evrene geçiş kapısı olan bu alan birinci evrene yansıma kapısıdır. (Bilgi Kitabı bu alana KARENA Kapısı demektedir.)

İkinci evrenin kapısından geçtiğimizde sessiz titreşimlerin alanı olan DURGUN ZAMAN titreşimlerini algılarız. İkinci 'DO' ile eşleşen bu alan 8. basamaktır ve İkinci döngünün başlangıcıdır. Anne karnında beklediğimiz doğum süreci gibidir. Gam yedi tanedir ikinci 'DO' geçiş bağlantısıdır ve toplam sekiz olur.

Bilgi Kitabı'nda verilen bilgilere göre 5. Evrim Boyutu Karena'da 2 Durgun Zaman ve 5 Yüce Zaman yaşanmaktadır;

"Durgun Zaman, Düşüncelerin durulduğu, yoğunlukların giderildiği, bütün menfaatlerin, menfiyetlerin, korkuların ve tabuların yok olduğu tam bir arınma ve dinlenme ortamıdır." (Bilgi Kitabı)

Ölümsüzlük ortamına doğuş frekansı 3. 'DO' ile eşleşir ve 9. basamaktır. Bu alana ulaşmayı başaranlara ayetler açılır çünkü Kur'an toplum bilincine göre bu boyuttan indirilmiştir. Ancak Kuranı Kerim 18. Boyut bilgisini aktarır.

Si - İkinci Si ses Frekansı 10. Basamaktır. Ölümsüzlük ötesi Bilinç ile uyumlanmayı başardığımızda ikinci 'Sİ' notası ile eşleşiriz. 

LA- İkinci LA: Sevgi titreşiminin en yüksek boyutu bu alandır. Yunus Emre'mizin ve Mevlana'mızın ulaştığı insanlık mertebesine ulaşmayı başardığımızda Beşinci yüce zaman frekansı ile uyumlanır 11. basamak olan ikinci 'LA' notası ile eşleşiriz. Yavaş yavaş bedenlenme işlemine tabi tutulursunuz.

SOL- ikinci SOL: 12. Basamaktır ve dördüncü yüce zaman frekansına uyumlanırız. Bedenlenme işlemi hücresel Beyinlere dönüşür. 

FA - ikinci FA: 13. Basamaktır ve Üçüncü Yüce Zamanın frekansıdır. Evrimsel bilincin yanı sıra evrensel bilinç kazanırsınız. 

Mi - ikinci Mi: 14. Basamaktır ve İkinci Yüce Zamanın frekansıdır. Var olma gücü ile zihinsel güç kazanırsınız. 

RE - ikinci RE: 15. Basamaktır ve Birinci Yüce Zamanın frekansıdır. Karena'nın son kapısı ve ölümsüzlük ortamına doğuştur. 

DO- Dördüncü DO: 16. Boyuttur. ÖZ BİLİNÇ. Döngümüz tamamlanır ve BÜTÜN ile BİR oluruz. Tanrısal Güç.

Muhammed->Ahmed->AHAD


YouTube Kanalım


Yorumlar

  1. 👏👏🍀💧🍀Hocam emeğinize yüreğinize sağlık, minnettarım teşekkürler 🙏

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

5 Elemente Göre Kişilik Özellikleri

Mutluluk ve Kitabım

AN'da Yaşamak, Akışta Kalmak