Keşif Yolculuğu
Yeni bir keşif yolculuğuna çıkmaya hazır mısınız? 20 yıla damgasını vuracak yeni bir sürecin başındayız. Sınavımız bireyselliğimizi korumakla ilgili, bu yüzden bir çok ilişki, ortaklık, arkadaşlık sonlandı. Yeni ufuklara yelken açmak isteyenler sırtındaki yükleri bırakıyor. Yaşamın bir kişisel gelişim yolculuğu olduğunu unutmayalım ve yoldaşın yolcuya eşlik ederken yolu tanıttığını! Gelecek enerjiden maksimum fayda sağlayabilmek için geçmişe ait düşünce ve kalıpların geride bırakılması gerekiyor. Geçmiş ve gelecek karşı karşıya! Yeniye uyum sağlayabilmek için eskinin bırakılması şart... Yeni enerji daha iyisini yapabilmemiz ve en yüksek potansiyelimizi ortaya çıkarabilmemiz için destekliyor. Canlandırıcı, umut dolu ve harekete geçiren potansiyel enerji daha keyifli olabilmemiz ve kendimiz için en güzel olana yer açabilmemiz için iş başında! Hızlandıran ve uyandıran etkiler yıkımı da tetikliyor. Ani uyanış ve çözümler gündemde... Değişim rüzgarları yenilenebilmemiz için esiyor
Bu günlerde odaklandığız şeylere dikkat edin çünkü geleceği şekillendiren bir etki taşıyor. Niyetlerinize odaklanmanızı tavsiye ederim ancak çok sıkı tutunmayın. Duygularımızı ve en derin arzularımızı doğru gözlemlemeli ve serbest bırakmalıyız çünkü bunu yapmazsak onlar bir yolunu bularak ortaya çıkar ancak bu şiddetli bir olay şeklinde yaşanabilir; sıkışmış enerji patlar...
Yeniye adım atmak, kendimizi yeniden şekillendirmek, en yüksek potansiyelimizi gerçekleştirebilmek için yeni gelen enerjileri kucaklama zamanı...Teknolojik olarak desteklenirken içimizdeki çocukla buluşmak üzere yönlendiriliyoruz. Hayatımızdaki dramatik kopuşlar bu altyapıyı hazırlamak üzere sergileniyor. Her şey bizim gelişebilmemiz, dönüşebilmemiz içindir. İlerlemek üzere seviliyor ve destekleniyoruz. İç sesinizi çok iyi dinlemenizi tavsiye ederim çünkü eğer siz dinlemezseniz o kendini dinletmenin bir yolunu bulacaktır. İçinde bulunduğumuz durum; özdeğer, özsevgi, özgüven ve özsaygıyı yapılandırmak üzere ayarlanır çünkü biz çok özeliz ve çok seviliyoruz. Her şey bizim için...
Bugün yeniay, derin derin nefes alalım; bize akan ve çevremize yayılan sevgiye odaklanalım. An'da kalalım ve geçmişe ait anıların duygusal girdabında kaybolmayalım. Kırgınlık, kızgınlık gibi duyguları serbest bırakalım ve affederek özgürleşelim. Yargılamadan, ötekileştirmeden sevgiyle kucaklayalım ki koşulsuz sevgi kalp çakramızdan rahatça aksın ve yayılsın.
Yeniay döneminde dilek ve isteklerimize odaklanabiliriz. Düşler alemi olan dünya; düşlerin suretlerinden oluşur ve tüm bu süreci yöneten beyin; cenneti veya cehennemi yapılandırır. Sarı renk yaratımın rengidir bu yüzden imgelerken sarı rengi kullanırsanız dileğiniz daha kolay gerçekleşir.
Öfkenizi gözlemleyin, size ne öğretmek istediğini anlamaya çalışın. Dünyamıza akan yeni enerji dengeye getirmek üzere zorlayacı etkiler barındırıyor. Gölgeleriniz ile yüzleşin ve her birini sevgiyle kabul ederek dönüştürün. Her duygunun bir gölgesi vardır ve gölgeler ayrılık bilinci yaratarak illüzyonda tutar. Sizi ayrılık bilincinde tutan gölgelerinize odaklanın, kalbiniz sevgiye ne kadar açık? Koşulsuz sevebiliyor musunuz? Gereken dersleri alarak geçmişi geride bırakmak yeni sayfalar açmamızı sağlar.
Bir döngüyü kapatmak ve yeni bir döngüyü başlatmak üzere üçüncü boyuta indik. Dünya bir bataklıktan farksızdır ve bataklıkta açan lotus çiçeği insanın tekâmülünü anlatır. Sevgiyi seçen ruhlar ardarda uyanmaya başladı. Uyanış hiç bu kadar hızlı olmamıştı, büyük bir değişim sürecinin içindeyiz ve üst alemler hiç olmadığı kadar bizi destekliyor. Büyük bilinç değişimi kapıda ve bir çok görevli ruh dünya üzerinde bedenlenmeye başladı. Dünya nüfusunun birden bu kadar artması bu yüzden. Ruhu olan bedenler gelecekten gelen bizleriz ve bu acı verici, düşük titreşimli döngüyü kapatmak için buradayız.
Tek bir çıkış yolu var; sevgiyi seçmek... Düşük bilinç seviyesi olan 'ben' bilincinden çıkarak 'biz' diyebilmek...
26 bin yıl süren ve ağır karmik durumlar yaratan bu döngü sona erdiğinde beşinci boyut cennetin ilk boyutu olarak var olacak. Korkuya değil bolluk ve berekete odaklanmalıyız. Gerçekliğimizi hep birlikte şekillendirdiğimizi ve her birimizin önemli bir rol oynadığımızı unutmayalım. Nuh'un gemisi sevgiyi seçenleri bir üst bilinç durumuna geçirmek üzere hazır ve Dünya büyük bir şölene ev sahipliği yapıyor. Geçiş başladı...
Sorgulamaya başladığımızda kişi ve olaylara yüklediğimiz anlamlar da değişmeye başlar. Bilgiye tutsak olduğumuzda; beynimiz bilgiye takılıp kalır ve Hakikati akıl yoluyla idrak etmeye çalışmak çok uzun bir yolculuk gerektirir.
Oysa beynimizin kontrolünü kalbimize verdiğimizde beyin dalgalarımız değişmeye başlar. Kalbimiz açıldığında bize akan ve bizden yayılan sevgi enerjisi beden bilincini yükseltir. Yaşamaktan duyduğumuz keyif ve coşku geçmiş ve gelecek algısından özgürleşmemizi sağlar ve bambaşka bir biliş hali gerçekleşir.
Binlerce bilgi ile vakit kaybediyor, beynin labirentleri arasında sıkışıp kalıyor, an'ı yaşayamıyoruz. Oysa sistem çok basittir; kalbine odaklan, kararmasına izin verme, sevgi- merhamet- şefkat- aşk ile ışıldamasını sağla ve an'da yaşa. Yaydığın titreşimi gözlemle, hangi frekansı yayıyor ve hangi frekanslarla etkileşime giriyorsan. Bağırarak konuşan, birilerine sataşarak çok bildiğini iddia eden, 'ben' diyen, yargılayan insanlardan uzak dur. Bilgili olmak bilinçli olmak anlamına gelmez. Bilinci yüksek olan insanların sesi yumuşaktır, 'biz' der, benlikten çıkmıştır, ötekileştirmez, yargılamaz, dingin ve huzurludur. Titreşimi yüksek birisine odaklandığımızda bizim de titreşimimiz yükselir ve yüreğimizde büyük bir coşku hissederiz. Yüreğimiz onaylar; evet der bu benim için doğru...
Nöronlar aktifleştiğinde yayılan güçlü beyin dalgaları dinginlikle ilişkilidir. Kalpten konuşmalı, kalbi akışa bağlanmalı ve sevgi yaymalıyız.
Tepkilerimize, tanımlarımıza, hislerimize ve bedenimize odaklanalım. Bedenimizdeki duyular mı gerçekliğimizi şekillendiren, hiç susmayan zihnimiz mi, kalbimiz mi? Biz beden mi, beyin mi, bilinç miyiz? Bedende mi, beyinde mi, kalpte mi yaşıyoruz? Her üçünü dengeleyebiliyor ve senkronize edebiliyor muyuz? Muhteşem cihazlarla donatıldığımızın farkında mıyız? Kalbimizden yayılan sevgiyle beyin dalgalarımızı değiştirebiliyor, bedenimizin sevgiyle ışıldamasını sağlayabiliyor muyuz? Ahenk ve denge içinde neşe, keyif, coşku dolu yaşayabiliyor muyuz?
Ne der Hz. Mevlana:
"Ey dünya gecesinin yolcusu, acele gönle doğru gel. Orada gez dolaş. Çünkü gönülde yol yol mana meyveleri veren ağaçlar var. Orada bilgi ve duygu dereleri akmaktadır."
Bedende yaşıyorsan;
Bedenden ibaretsin ...
Beyinde yaşıyorsan;
Beyin ve bedensin...
Kalp gözün açıksa;
Hem ruh, hem beyin, hem bedensin...
Her üçünü BİRleyebiliyorsan
BİRsin...
TEKBİRsin...
Filiz Okur Yılmaz
✨✨✨💛✨✨✨
🍀🌼🍀teşekkürler 🙏
YanıtlaSil🙏🍀
SilBu yorum yazar tarafından silindi.
Sil