İkilikten BİRliğe Geçiş


Kuantum fiziği atom altında titreşen iplikçikleri zaman-mekan ile kurgulanan sahnenin arkasındaki titreşim, tek boyutlu temel parçacık olarak tanımlar. 

Karşıtlıkların zıtlığını birleştirebildiğimizde tekamül eder yani bir üst varoluş durumuna çıkarız. Bu yükseliş; özgürlük, barış ve sevgiyi beraberinde getirir. Tüm notaların sesini duyar ve kendi muhteşem senfonimizi yaratabiliriz; tıpkı bir orkestra şefi gibi. Ahenk ve denge içinde kalmayı başardığımızda yükselir ve yükseldikçe temizlenip arınırız. İlk günkü saflığımıza dönene kadar sürer bu yükseliş. Benlik perdeleri bir bir açılır ve nur yayıldıkça yayılır. İbn Arabi der ki;

"Zıtlar birleştiğinde ZAT zuhur eder. "

Denge oluşmadığı sürece ikiliklerin dünyasında sıkışıp kalırız. Kaosun içindeyiz ancak unutmayalım ki; bu kaosu iç varlığımızda dengeleyerek ahenkli bir müziğe dönüştürebilme potansiyeline sahibiz. 

Kendimizde olmayan bir şeyi başkasında göremeyiz çünkü bilmediğimiz bir şeyi tanımlayamayız. Beden; bilince göre şekillenir ve bilinçle uyumlu çalışır. 

Bize sürekli sınırlar çizen zihnimize gözlemci olmayı başarıp bilinçlilik ile var olmaya başladığımızda aklımız ile yol almaya başlarız. Kalp gözümüzü açarak akıldan gelen bilgiyi kalbimiz ile harmanlamayı başardığımızda ise; gök ehli, gönül ehli oluruz. Böylece cehennem döngülerinden çıkarız, hayatımızdaki zorluklar biter ve cennet denilen huzur alanına geçiş yaparız. 

Bilgelik duygularını kontrol edebilme yeteneğidir ve duygularımızı kontrol etmeye başladığımızda cennetin kapıları açılır. 

Duygularımızı kontrol etmeyi başaramadığımızda döngülerden oluşan cehennem bilinci içinde sıkışıp kalırız. Akıl yoluyla duygularımızı gözlemlemeyi başarır ve kalbimizin sevgi ile titreşmesini sağlayabilirsek; bize dayatılan çemberden çıkar ve alanımızı yönetmeye başlarız. 

Acı çekiyorsanız, bitmek bilmeyen ağrılarınız varsa ve mutlu değilseniz kendinize neden bu deneyimi seçtiğinizi sorun. Yaşadığımız her şey bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde yaptığımız seçimlerden ibarettir. Hayatımızdan kendimiz sorumluyuz. Pozitif seçimler yaparak dış dünyanın üzerimizdeki etkisinden ve bizi hapsettiği alandan çıkış yapabiliriz. Seçim bizim! Bugüne dek bilinçsiz seçimler yoluyla yarattıklarımızı bilinçli seçimler yoluyla değiştirmek elimizde... Güç bizde, ihtiyacımız olan güç; içimizde... 

Pozitif seçimler yaparak kendi yolumuzu bulabilir ve kendi gerçekliğimizi yapılandırabiliriz. Zaman ve döngülerin çemberinden çıkabilmek için yüksek bir enerjiye ihtiyacımız var. Düşük titreşimli toksik enerjileri deneyimlemekten çok yorgun düşmedik mi? Gücümüzü elimize alalım ve nasıl, nerede, kimlerle yaşamak istediğimize karar verelim. Kim olmak istediğimize odaklanalım ve önümüze koyduğumuz blokajların farkına varalım. Kendi kendimizi nasıl sabote ettiğimizi fark edelim. Hayatımız üzerinde bizden başka hiç kimsenin kontrolü yok. Çevremizde bizden daha güçlü hiç kimse yok. Deneyimlerimizi kendi gücümüzle yaratıyoruz, güç bizde...

Biz hayatın kendisiyiz. Yaratımdan ayrı değiliz, gerçekliği hep birlikte şekillendiriyor ve kaderi yazıyoruz. Her dakika deneyimliyor ve bakış açımız ile gerçekliğimizi şekillendiriyoruz. Kendimizden emin bir şekilde sevgi yayarak titreşimimizi yükseltelim, üst frekanslara uyum sağlayalım ve sevgiye doğru yol alalım. 

Çok özel bir zamandayız ve yüksek titreşimli enerjiler tarafından destekleniyor, sevgiyi yaymak üzere görevlendiriliyor ve yönlendiriliyoruz. Biz büyük bir aileyiz. Hep birlikte gelişiyor ve dönüşüyoruz, birbirimize destek oluyoruz. Biz saf bilinciz, kendimizden emin bir şekilde neşe ile titreşelim... Özgürüz ve bizi sınırlayan hiç bir şey yok. Bakış açımız genişledikçe öğrenmeye daha açık bir hale geliyoruz. 

BEN bilincinden BİZ bilincine geçtiğimizde geçmiş ve gelecek algısı biter ve AN kapısı açılır. Yaşadığımız hal; BİRLİK bilincine geçiş biletimizdir. Bu aynı zamanda bize yansıtılan kader planından da çıkıştır.

Hakikat alanına geçiş yapabilmek için aklımızı bir anahtar gibi kullanmalı ve akıl anahtarı ile kalbin kilidini açmalıyız. Akıl ve kalp birleştiğinde kaderimizi yaşama şeklimiz değişir.

Bir çok değişimin yaşandığı bir dönemden geçiyoruz. Ancak bu değişimlerin hepsinin pozitif olduğunu söyleyemeyiz, bir çok negatif oluşum da yaşanıyor. Alt ve üst bilinçler arasında büyük bir uçurum oluşmaya başladı. Bu durum dünyanın da frekansını etkiliyor ve yeni bilinç düzeyine uygun yeni bir dünya şekilleniyor. 

Bu iki dünyanın hangisinde yer alacağımızı frekansımız belirliyor; korku ve kaosu seçenler alt bilinç kapanına sıkışıp kalırken sevgi ve dengeyi seçenler üst bilinç boyutlarına uyumlanıyor.  

Dünyamız değişmiyor ancak frekanslarımız doğrultusunda deneyimlerimiz ve seçimlerimiz değişiyor. Çevremizdeki değişimler frekansımızın değişmesinin bir sonucudur. Frekansı bizimle uyumlu olmayanlar gidiyor ve uyumlu olanlar geliyor. 

Enerji alanınızın farklılaştığını hissedebiliyor musunuz? 

Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

5 Elemente Göre Kişilik Özellikleri

Mutluluk ve Kitabım

AN'da Yaşamak, Akışta Kalmak