Kalbi Akıl



'Kûn' sesi ile nefs dirilir ve deneyim başlar. Nefs güçlendikçe bütünden ayrı olduğumuzu düşünmeye başlar ve kendimizi bedenden ibaret sanırız. Zihnimiz ile bir dünya kurgular ve öz benliğimizi kurguladığımız bu sanal dünyaya hapsederiz. Bu hapishaneden kurtulabilmenin tek bir yolu vardır; iç ışığımızı yakmak ve yaşam amacımızın farkına varmak...

Beden sınırlı ve kısıtlıdır, RUH ise sınırsız ve sonsuzdur. Her birimiz öz varlığımıza yüklenen kodlar (Ayan'ı Sabite) vasıtasıyla deneyimler ve edindiğimiz bilgeliği DNA'mıza kaydederiz. Kader bizim için takdir edilendir, ölçüdür. Zihin odaklı bir yaşam eksiktir ve dünya ile sınırlıdır. Aklımızı kullanarak (aklederek) bize yüklenen varlık kodlarımızı çözebilirsek bize kanatlar verilir ve İlahi Sistem ile bağ kurmaya başlarız. Tıbbın da sembolü olan iki yılan duygu ve düşünce sarmalını anlatır. Duygularımızı gözlemleyerek ve dengeleyerek berrak düşünmeye başladığımızda kalp aydınlanır. Kalp aydınlandığında beden içinde ruh canlanır yani bedene canlılık, can gelir ve kişi Arif olur. Akıldan kalbe hicret etmeyi başaran Ariftir.

Kur'an-ı Kerim insanın kullanım kılavuzudur ve insan ile ilgili tüm potansiyelleri açıklar. Bu potansiyel kişinin bilinç seviyesine göre açılır. Bu hal içinde bulunan kişiye şöyle seslenir:

"Yemin olsun sen bundan gaflet içindeydin. Ama perdeni üstünden kaldırıverdik. Bu gün gözün keskin mi keskin"(Kaf Suresi 22)

Kalbi akıl; aklın en parlak halidir. Hak esması kalpte açığa çıktığında Hak seçtiği kulun kalbindeki aşk vasıtasıyla dile gelir.

Vahdet birlik ruhunu anlatır. Vahdet anlayışında ikilik olmaz her şey bir bütünün parçasıdır. İkilik kalbine sevgi tohumları ekmeyi başaramayan, hikmet ve irfan dolu bir bakış açısına sahip olmayanların düştüğü bir tuzaktır. Hikmet ehlini anlamayan ve saygısızlık etme cüretini gösterenler ikiliğe hizmet eder. Hikmet ehli herkesi olduğu gibi kabul edebilen ve sevebilendir. 

Bilgi dıştan içe doğru gider ve herkes idrak düzeyine göre anlar. İlmin sırrı kişinin algılama kapasitesine göre açılır. 

Şeriat, tarikat, hakikat ve marifet mertebeleri kişinin bilinç seviyesine göre açılır. Yunus Emre ne der:

"Şeriat, tarikat yoldur varana

Hakikat meyvası andan içeru"

Anadolu irfanı kucaklayıcıdır. Ne zamanki bilgelikten uzaklaştık ve sen ben kavgasına düştük kendi Öz'ümüze yabancılaştık. İkilik Öz'e değil zihne aittir ve içimizde şeytan; zihnimizdir. 

"Bir Ben Vardır Bende

Severim ben Seni candan içeru

Yolum vardır bu erkandan içeru

Şeriat, tarikat yoldur varana

Hakikat meyvası andan içeru

Dinin terk edenin küfürdür işi

Ol ne küfürdür, imandan içeru

Beni bende demen, ben de değilim

Bir ben vardır bende, benden içeru

Beni benden alana ermez elim

Kim kadem basa Sultandan içeru

Süleyman kuş dilin bilir dediler

Süleyman var, Süleyman'dan içeru

Tecelliden nasip erdi kimine

Kiminin maksudu bundan içeru

Senin aşkın beni benden alıptır

Ne şirin dert bu, dermandan içeru

Miskin Yunus, gözü tuş oldu Sana

Kapıda bir kuldur, Sultandan içeru."

Yunus Emre 



Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

5 Elemente Göre Kişilik Özellikleri

Mutluluk ve Kitabım

AN'da Yaşamak, Akışta Kalmak