Deneyim ve Farkındalık



Evrende her şey hareket eder ve oluşan şekle  fraktal denir. Holografik bu yapıya ise; fraktal gerçeklik. Gerçeklik; sayı bilinci ile birbirini takip eden oluşumlardır.

Madde ve ışık aynı şeydir ve maddenin bir kütlesi varken, ışığın yoktur. Kütle parçacıklar arasındaki etkileşim sonucu ortaya çıkar. Işık hapsedilip belirli bir alan ile sınırlandığında kütle kazanır.

Dev karadelikler; yeterince ışık, ışın ve ısı bir araya geldiğinde ve belli bir noktada hapsedildiğinde kendi içine çökerek oluşur. 

Bedenimiz proton ve nötronlardan oluşur, bunların yapı taşı ise kütlesiz gluonlardır. Kütlesi olmayan gluonlar belli bir alana sıkışarak bedenimizi oluşturur. Beden oluştuğunda zaman kavramı devreye girer. Daha geniş bir alana yayıldığımızda madde ışığa dönüşür! Hiç oluruz...Hiç olduğumuzda zaman kavramı yok olur. Zaman ve mekân belli bir alana hapsedilmek diyebileceğimiz bedenlenmenin bir sonucudur. 

Yaratıcı bilincin sevgisi koşulsuzdur. Beden ise deneyimlemek için dünyaya gelen bilincimizin yansıması... 

İnsan deneyimlemek için geldiğine göre pişmanlık duymak gereksiz bir duygudur. Çünkü hata yaparak öğreniriz. Hata yapma potansiyeli nimettir önemli olan gereken dersi almak ve hatalarımızı tekrarlamamaktır. Kabul ve teslimiyet akışta konfor getirir. 

Işık yoktan var, vardan yok olmaz, dönüşür. Ölüm  devam eden bir dönüşüm, yaşam ise boyutlararası iletişimdir ve yaşadığımız her şey sadece bir deneyimdir.



Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

5 Elemente Göre Kişilik Özellikleri

Mutluluk ve Kitabım

AN'da Yaşamak, Akışta Kalmak