Kayıtlar

Haziran, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Rüya İçinde Rüya

Resim
Öz'ümüze doğru olan yolculuğumuz sorgulama ile başlar. Dünya hayatı ve ahiret hayatı...Gündüz rüyalarımız ve gece rüyalarımız... Gece rüyalarımızı daha kolay hissederiz çünkü dışsal dünyadan uzaklaştıkça içsel dünyamızın kapıları açılır. Dünya yaşamı ne kadar gerçekse rüya da o kadar gerçektir. Rüyalarımızda; acıyı ve sevinci derinden hissederiz, yaşadıklarımız gerçek gibidir... Uyandığımız an'da rüya olduğunu anlarız. İki farklı rüya...Dünya hayatına da rüya diyorum çünkü beynimiz kapalı ve karanlık bir kutu; gördüğümüz, duyduğumuz,dokunduğumuz, kokladığımız, tattığımız her şey duyu organları tarafından gönderilen sinyallere beynimizin getirdiği yorumlardan ibaret. Öldüğümüzde dünya hayatının da bir rüya olduğunu anlarız. Ahirette uyuduğumuzda dünya rüyası, dünyada uyuduğumuzda ahiret rüyası görürüz. Ne diyor hadis:  "Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz, nasıl ölürseniz öyle dirilirsiniz!..." Bilincimizin iki fazı arasında bilinçli kalabilmeyi başarabilirsek yaşamımıza b...

Kristaller ve Kollektif Bilinç

Resim
Milyarlarca yıldır yaşayan ve yaratımın ilk günlerine şahitlik eden kristallerin hafızasında tüm veriler kayıtlıdır. Dünya üzerinde yaşayan tüm varlıkların bilgilerinin depolandığı kristallerde kollektif bilinç de kayıtlıdır. Çok eski dönemlerden kalan kristal kafataslarının dünya dışı güçler taşıdığına inanan bir çok kabile var. Bu kabileler kristal kafa taslarının ilahi olduğunu düşünür ve pek çok ritüelde atalarla bağ kurmak, gelecekten bilgi almak amacıyla kullanırlar. Efsaneye göre 13 kafatası bir araya gelecek ve yeni bir çağ başlayacak.  İngiliz adalarında yaşayan Dirüidler mistik bilgilere ulaşmak için kristal kullanırlarmış, kristal kürelere bakarak geleceği görme buradan çıkmış. İlahi dünya ile temas ve gelecekten bilgi almak, boyutlararası iletişim için kullanılmış olan kuvars kristallerinin teknolojik disk olduğuna dair görüşler var. Efsaneye göre insanlık kristal kafataslarının bilgisine dikkat etmeli çünkü hem pozitif, hem negatif enerji ile ilgili niyetleri gerçekleş...

Sanal Gerçeklik

Resim
Sanal gerçeklik; bilgisayar yolu ile aslında gerçek olmayan üç boyutlu bir dünya deneyimidir. Hem bedensel, hem fiziksel olarak o deneyimi yaşadığımız algısıdır!  Dünyada yaşadığımız süre üst bir zaman boyutundan bakılınca 2-3 dakika olduğuna göre çok iyi kurgulanmış sanal bir bilgisayar oyununun içinde olmamız mümkün... Sanal bir dünyada, sanal bir gerçeklik içinde bir deneyimden ibaretse her şey ve yaşadıklarımız bizim düşüncelerimiz ile şekilleniyorsa ve gözlüğü çıkardığımız an'da avatar bedenimiz ölüyor ve biz gerçek dünyamıza uyanıyorsak? Neden olmasın?  Mutluluk bakış açımıza bağlıdır. Problem olduğunu düşündüğümüz durumlarda duygu ve düşüncelerimiz olumsuz olur. Ancak yaşadığımız problemlere deneyim olarak baktığımızda alınması gereken ders alınır ve yola devam edilir.  Stres dolu insanları gözlemlediğimizde iç dünyalarındaki karmaşayı fark edebiliriz. Bu durum bize dışarıda gözlemlediğimiz her şeyin iç dünyamızın bir yansıması olduğunu gösterir. Hislerimiz duygu v...

Düşünce Saf Enerjidir

Resim
Hepimiz anlamlı bir hayat yaşamak, mutlu ve huzurlu olmak, yaşama dair güzel anılar biriktirmek isteriz. Deneyimlemek üzere bedenleniriz ve sürekli kendini geliştiren ve yenileyen bir organ olan beynimizle çıkarız tekâmül yolculuğumuza... Ancak biz yedi yaşına gelene kadar atasal kayıtları da içeren bilinçaltımız; kopyala-yapıştır yöntemi ile sınırlarımızı çizmeye başlar. Acı çekmeyi, duyguların esareti altında yaşamayı ve olumsuz düşünceleri ailemiz ve çevremizden öğrenir ve o duygular bize aitmiş gibi sahiplenerek yaşamaya başlarız; amacı bizi korumak ve hayatta kalmamızı sağlamak olan bilinçaltımızın çizdiği sınırlar içinde...  Bu farkındalıksız "matrix" yaşamı ön frontol lobumuz yeterince gelişene ve bu kayıtları farkedip kendi kayıtlarımızı oluşturana dek sürer. Düşüncelerimizi ve duygularımızı kontrol etmeyi öğrenene dek... Beynimiz düşüncelerimize göre kendini ayarlar. Nöronlar, beyinde hareket olan bölgede konumlandığı için; düşüncelerimize ilgili kısım gelişirken kul...

Yaşam Amacı

Resim
Evrenin gerçekliğini anlamak için; akıl gözü ile değil, kalp gözü ile bakmalıyız. Kalp gözümüz açıldığında yaşadığımız her şeyin bir anlamı olduğunu ve hiç birinin tesadüfen yaşanmadığını anlarız. Kalp gözü bize görünmeyen dünyanın kapılarını aralar ve her şeyin enerjiden ibaret olduğunu farketmemizi sağlar. Birbirimize karşı olan davranışlarımızın arkasında  enerji savaşları vardır ve bir çok insan enerjisini başka insanların enerjilerini emerek büyütmeye çalışır. Dünyada yaşanan tüm bu savaş, çatışma ve dramların nedeni enerjiyi büyütmek ve hükmetmek arzusudan kaynaklanır. Başkalarının enerjisini çalarak beslenmek yerine içimizdeki sonsuz ve sınırsız enerjiyi keşfetmeli ve kullanmayı öğrenmeliyiz. Sevgi, merhamet, cömertlik, paylaşmak ve iyi niyetli olmak enerjimizi büyütür. Enerjimizi çoğaltmayı ve yönlendirmeyi başardığımızda sır kapısı açılır ve duyu organlarımızla görebildiğimizin çok ötesini görmeye başlarız; algılarımız açılır ve değişim başlar... Muhteşem bir senfoninin bi...

Farkındalık

Resim
Farkındalığımızın arttığı ölçüde maddeden uzaklaşır ve manevi alemlerde var olmaya başlarız. Maddi dünyanın getirisi olan konfor yaşamak için bir araç olduğunda sorun yok ancak amaç haline geldiğinde konfor araçlarımızın hepsi sınavımız, putumuz olur ki manevi aleme yolculuk yapabilmek için; putlarımızı kırmak, bağımlılıklarımızdan kurtulmak gerekir Kendimizi keşfettiğimiz ölçüde dış dünya ile bağlantı kurar ve dış dünyayı algılarız. Bedenimiz deneyimler yolu ile algılamamızı sağlayan bir araçtır. Bedenimizi bilgelikle kullanmayı başardığımızda beyin ve kalp arasında kurulan bağlantı güçlenir ve bize sonsuz olasılıklar dünyasının kapısını aralar. İlk adım zihin bariyerlerini aşmak ve kalbimizin sesini duymak, sezgiler dünyasına adım atmaktır. Sezgilerimizin rehberliğinde ilerleyebiliyor muyuz? Olan her şeyin olması gerektiği için olduğuna inanmak, Allah'ın birliğine şahitlik etmek, kabul enerjisi içinde olmak kalp gözümüzü açar. Beden titreşimi inceldiğinde farklı titreşimleri algı...

Kuantum Silgisi

Resim
Atom altı parçacıklar gözlemci olduğunda; parçacık gözlemci olmadığında; dalga şeklinde davranır. Bu durum bize düşüncelerimiz ile evreni etkileyebileceğimizi gösterdi. Bilinçsiz gibi görünen parçacıkların bir bilincinin olduğunu anlamak gerçekliği tekrar sorgulamamıza yol açtı. Parçacıklar arasındaki iletişim ise dolanıklık teorisi ile açıklandı. Özellikle parçacıklara ait bilgi silinse bile dalga fonksiyonunun varlığını sürdürmesi beni çok etkiler. Her parçacık tek başına bir sistemdir! İzlendiğini anladığında davranışını değiştiren parçacıklar dünyası burası... Ben kuantum fiziğini kavradığımda anladım İlahi Sistemin işleyişini ve Allah'ı... Hakikat Tektir serisi birinci kitap Sır Kapısı'nda Kuantum Fiziği-Dolanıklık yolu ile evrenin matematiğini ve İlahi Sistemin işleyişini anlattım. Einstein "Mesafeler arası korkunç olay" sözleri ile açıklamıştı dolanıklık teorisini. İkinci kitabım Ruhun Yolculuğu'nda ise beyin ve biyoloji yolu ile açıklamaya çalıştım hologra...

Özgür İrade

Resim
Kozmik ışınlar, biokimya ve genetik etkiler altında yaşıyoruz. Bu etkileri farkedemediğimiz sürece özgür iradeden bahsetmek mümkün mü? Manyetik ve elektriksel alanlardan oluşan bir evrende varlığımızı sürdürüyoruz. Son dönemlerde yapılan çalışmalarda görüldü ki kalbimizin manyetik alanı beynimizden çok daha güçlüdür. Bu durum kalbin tüm evrenle bağlantı kurmasını sağlayan bir donanıma sahip olduğunun göstergesidir. Kalp alandaki bilgiyi beyinden daha önce alır bu yüzden kötü bir olayın haberi gelmeden önce kalbimiz sıkıntı ile sıkışır, güzel bir şey olmadan önce ferah ve coşku dolu hissederiz. Kalp ile beyin arasında sürekli bir bilgi alışverişi var ancak biz bu işlemin ne kadar farkındayız? Kalbimiz beynimizle senkronize mi? İkisi aynı dili konuşabiliyor mu? Kalben şükür hali içinde olduğumuzda kalp ve beyin arasında bir etkileşim olduğu ve bağ kurulduğu söylenir. Gregg Braden; şükür hali içinde olduğumuzda birbirinden farklı iki sinir ağının uyumlandığını ve tek ama güçlü bir sinir a...

Torus

Resim
Yedi notanın harmonisi sonucu oluşan torus yaşam çiçeğidir. Kün sesi yaşamı başlatır ve evrenin matemetiğini sembolize eden Tuba Ağacını oluşturur. Tuba Ağacı kökü yukarıda dalları aşağıda olan, meyvesi hiç tükenmeyen bir ağaçtır. Yunus Emre der ki; " Salınır Tuba dalları Kuran okur hem dilleri, Cennet bağının gülleri, Kokar Allah deyu deyu." Beyninizdeki nöronların ışınlar şeklinde köklendiğini ve köklerinizle gökyüzüne ulaşan bir Tuba Ağacı olduğunuzu hayal edin... Nöronlarımızdan yayılan ışıma gökyüzüne dağılır ve köklenerek gökyüzünden beslenmemizi sağlar.  Kendi asli varlığımıza bağlanmayı başardığımızda ağacın alt uzuvları olan bedenimizi yönetmeye başlar, beden ve zihin bariyerini aşarak kendi kodlarımızı oluşturur ve yaşamımızı programlarız. "Cennetlikler Tuba Ağacının gölgesinde oturur, onlar ne dilerse o olur." 

Deneyim ve Farkındalık

Resim
Evrende her şey hareket eder ve oluşan şekle  fraktal denir. Holografik bu yapıya ise; fraktal gerçeklik. Gerçeklik; sayı bilinci ile birbirini takip eden oluşumlardır. Madde ve ışık aynı şeydir ve maddenin bir kütlesi varken, ışığın yoktur. Kütle parçacıklar arasındaki etkileşim sonucu ortaya çıkar. Işık hapsedilip belirli bir alan ile sınırlandığında kütle kazanır. Dev karadelikler; yeterince ışık, ışın ve ısı bir araya geldiğinde ve belli bir noktada hapsedildiğinde kendi içine çökerek oluşur.  Bedenimiz proton ve nötronlardan oluşur, bunların yapı taşı ise kütlesiz gluonlardır. Kütlesi olmayan gluonlar belli bir alana sıkışarak bedenimizi oluşturur. Beden oluştuğunda zaman kavramı devreye girer. Daha geniş bir alana yayıldığımızda madde ışığa dönüşür! Hiç oluruz...Hiç olduğumuzda zaman kavramı yok olur. Zaman ve mekân belli bir alana hapsedilmek diyebileceğimiz bedenlenmenin bir sonucudur.  Yaratıcı bilincin sevgisi koşulsuzdur. Beden ise deneyimlemek için dünyaya gel...

Zaman ve mekan

Resim
Madde ve ışık aynı şeydir ve maddenin bir kütlesi varken, ışığın yoktur. Kütle parçacıklar arasındaki etkileşim sonucu ortaya çıkan geçici bir sonuçtur. Işık hapsedilip belirli bir alan ile sınırlandığında kütle kazanır. Dev karadelikler; yeterince ışık, ışın ve ısı bir araya geldiğinde ve belli bir noktada hapsedildiğinde kendi içine çökerek oluşur.  Bedenimiz proton ve nötronlardan oluşur, bunların yapı taşı ise kütlesiz gluonlardır. Kütlesi olmayan gluonlar belli bir alana sıkışarak bedenimizi oluşturur. Beden oluştuğunda zaman kavramı devreye girer, daha geniş bir alana yayıldığımızda ise madde ışığa dönüşür! Hiç oluruz...Hiç olduğumuzda zaman kavramı yok olur. Zaman ve mekân belli bir alana hapsedilmek diyebileceğimiz bedenlenmenin bir sonucudur. 

Düşünce Gücü

Resim
Düşünce gücü insanı ins'ten ayıran farktır ve insana verilmiş bir lütuftur. İnsan oldukça donanımlı bir varlıktır ve bu donanımı ortaya çıkaracak anahtar düşüncedir. İnsanın zekâsı, şuurunun berraklığı, empati yeteneği, varoluş şekli ve sevebilme kabiliyeti düşünce gücünün doğal sonuçlarıdır.  Düşünce maddeye şekil veren manyetik bir güçtür. Düşünceyi harekete geçiren ise şuurumuzdur. Şuurumuz ilahi sistem ile iletişim halindedir ve düşüncelerimizi etkiler. Düşüncelerimizi güzel ve doğruya yöneltmek ise ruhun tekamülünde pozitif etki yaratarak bilinç gelişimine olumlu katkıda bulunur. Astral alemde kendi frekansı ile uyumlu alana yerleşen düşüncelerimiz eninde sonunda önümüze çıkar. Ne ekersek onu biçeriz... Bugün aklınıza gelen tüm düşünceleri gözlemlemeye ve gelecek için hangi yaratımları yaptığınıza dikkat edin, çekim yasası gereği odaklandığımız her şeyi büyütürüz. Negatif düşünceler ile korkuya mı, pozitif düşünceler ile sevgiye mi odaklanıyorsunuz? İsra suresi 13. Ayet; ...

İki yarım bir tam mı? İki tam mı?

Resim
        Bir elmanın yarısı olmak mı, iki tam olmak mı?     Her birey tamamlandığında ve eşler iki tam olduğunda; bir bütün olabilmek için gösterilen çabanın gereksizliği fark edilir. Yarım kalmayı tercih eden ve tamamlanmayı seçenler için tekâmül sınavı başlar. Evlilikte mutluluğu yakalayabilenler; iki tam olarak yola çıkan, eşine saygı duyduğu kadar kendisine de saygı duyan, eşini sevdiği kadar kendisini de seven, eşine değer verdiği kadar kendisine de değer verenlerdir.     Dünya'da yaşanan acının nedeni yarım hissetmekten kaynaklanır, kendini tamamlayacak birinin arayışı içinde olmak ve diğer yarıya uyum sağlamak için de bir ömür harcanır. Ta ki ruhun karanlık gecesinini yaşayana ve tamamlanana kadar sürer acı dolu deneyimler.      Neşe, keyif coşku içinde yaşamak varken yaşanan tüm bu dramın sebebi yarım olmak ve başka bir yarım ile bir araya gelerek dengelenmek ihtiyacından kaynaklanır, enerji yetersiz olduğu için başka insanla...