Sebep-Sonuç Yasası
Kişinin doğduğu evin kaderi olması o evin konumu ile ilgilidir ve bu kaderden kurtulabilmek için çevresindeki olumsuz dış uyaranların etkilerinin farkedilmesi, değiştirilmesi gerekir. Çevremizdeki olay ve kişilerle olan iletişimimiz sonucu tetiklenen düşüncelerimiz gerçekliğimizi oluşturur. Olumsuz düşünce ve duygularımızı dışarıdan gözlemlemek ve sebebini bulmak bizi özgürleştirir ve içinde bulunduğumuz kısır döngüden çıkmanıza yardım eder. Özellikle bize ait olmayan, başkaları tarafından bilinçaltımıza yerleştirilmiş olan düşüncelerimizin farkına vardığımız zaman farkındalık oluşur.
Bilinçaltına gelen düşüncelerin farkında olanlar kaderini yazabilir. Çünkü düşüncelerimiz bir mıknatıs gibi düşündüğümüz şeyi bize çeker. Çevreden gelen uyaranlar sonucu oluşan olumsuz etkiler olumsuz sonuçlar doğurur. Korku, karamsarlık, şanssız olduğunu düşünmek, kıtlık bilinci gibi düşünceler bize mi ait? Bizim deneyimlerimiz sonucunda mı oluştu? Yoksa çevremiz tarafından bize aktarıldı mı? Aynı ailede benzer olayların yaşanması hep bilinçaltı kayıtlar sebebiyledir. Fakir veya zengin olmak gibi... Şanslı veya şanssız olmak gibi... Bilinçaltı düşüncelerini iyi analiz eden kişiler kendini bir üst boyuttan gözlemleme şansına erişir ve gerçekliğini değiştirebilir.
Bu farkındalığın oluşması için sessiz kalalım ve düşüncelerimizi izleyelim, bir yabancı gibi... Günün her anı aklımıza gelen her düşünceyi gözden geçirelim ve "bu düşünce bana mı ait" diye kendimize soralım. Düşüncemizin hangi duygu veya çevresel uyaran sebebi ile oluştuğunu farkedelim. Zamanla oluşan farkındalığın ve düşüncelerimizi kontrol altına almanın keyfini çıkaralım. Düşüncelerimizi dışarıdan gözlemleyen bir gözlemci olduğumuz zaman hem kendimizi hem kaderimizi değiştirir ve dönüştürürüz. Çünkü olumlu düşünce ve duygular içinde olduğumuzda hayatımıza güzellikler akmaya başlar. Güneş ışınları iyi niyetli ve sevgi dolu insanları aydınlatır.
Yorumlar
Yorum Gönder