İşler Ters Gidince
Hayatımızda aksilikler olduğunda, suçlu arıyor muyuz? Böyle bir durumla karşılaşınca; kendini sevmeyenler kendilerini, benciller ise başkalarını suçlar. Suçlama frekansına girdiğimizde, enerjimiz o frekansta takılı kalır. Tekrar tekrar kurgulayıp düşündükçe de olay iyice büyür ve içinden çıkılamaz bir hale gelir.
"Ne olduysa oldu, ne yaşandıysa yaşandı, oldu bitti, önümüze bakalım" demek varken tüm enerjimizi geçmişte yaşanan bir olaya bağladığımızda kısır döngüye gireriz. Bu durumdan çıkmamız için evren uyarı mesajları göndermeye başlar, bu bazen bir hastalık bazen kaza olabilir...
Kendi iç huzurumuz ve iyiliğimiz için mesajı alıp yola devam etmeliyiz, takılıp kalmak negatif enerjiyi büyütür ve bizi negatif alanda tutarak enerjimizi düşürür.
Hayat devam ediyor ve ilerleyebilmek için, geçmiştekini geçmişte bırakmak gerekiyor.
Suçlamak olayın sorumluluğunu almamak, gücünü başkalarına vermek demektir.
Tüm negatif söylem ve duyguları pozitife çevirmek için sevgiye dönüştürelim. Yaşananlar yaşandı bitti, sevgiyle kabul edelim ve bu durumun hangi dersi almak üzere hayatımızda olmuş olabileceğini sorgulayalım. Her sıkıntı büyümemiz ve gelişmemiz için bir fırsattır. Bu dünyaya deneyim için gelen ruhlar olduğumuzu ve dünya hayatının geçici olduğunu unutmayalım.
Kendini seven insanlar daha çabuk kabule geçer çünkü ne kendini, ne de başkalarını cezalandırmanın manasızlığını görür. Kendimizi sevmek bizi bir çok takıntıdan kurtarır ve frekansı çok yüksek bir duygu olduğu için tüm düşük titreşimli duygulardan arınmamızı sağlar.
Affedemediğimizde, suçladığımızda, öfkelendiğimizde, küstüğümüzde, kıskandığımızda en çok üzülen, en çok kalbi kırılan kim? O halde bu düşük frekanslı duyguların bizi esir almasına ve enerjimizi aşağı çekmesine izin vermeyelim. Yolumuza hafiflemiş, kirlerinden arınmış, temiz bir kalp ve yüksek frekanslı duygular ile devam edelim.
"Ne olduysa oldu, ne yaşandıysa yaşandı, oldu bitti, önümüze bakalım" demek varken tüm enerjimizi geçmişte yaşanan bir olaya bağladığımızda kısır döngüye gireriz. Bu durumdan çıkmamız için evren uyarı mesajları göndermeye başlar, bu bazen bir hastalık bazen kaza olabilir...
Kendi iç huzurumuz ve iyiliğimiz için mesajı alıp yola devam etmeliyiz, takılıp kalmak negatif enerjiyi büyütür ve bizi negatif alanda tutarak enerjimizi düşürür.
Hayat devam ediyor ve ilerleyebilmek için, geçmiştekini geçmişte bırakmak gerekiyor.
Suçlamak olayın sorumluluğunu almamak, gücünü başkalarına vermek demektir.
Tüm negatif söylem ve duyguları pozitife çevirmek için sevgiye dönüştürelim. Yaşananlar yaşandı bitti, sevgiyle kabul edelim ve bu durumun hangi dersi almak üzere hayatımızda olmuş olabileceğini sorgulayalım. Her sıkıntı büyümemiz ve gelişmemiz için bir fırsattır. Bu dünyaya deneyim için gelen ruhlar olduğumuzu ve dünya hayatının geçici olduğunu unutmayalım.
Kendini seven insanlar daha çabuk kabule geçer çünkü ne kendini, ne de başkalarını cezalandırmanın manasızlığını görür. Kendimizi sevmek bizi bir çok takıntıdan kurtarır ve frekansı çok yüksek bir duygu olduğu için tüm düşük titreşimli duygulardan arınmamızı sağlar.
Affedemediğimizde, suçladığımızda, öfkelendiğimizde, küstüğümüzde, kıskandığımızda en çok üzülen, en çok kalbi kırılan kim? O halde bu düşük frekanslı duyguların bizi esir almasına ve enerjimizi aşağı çekmesine izin vermeyelim. Yolumuza hafiflemiş, kirlerinden arınmış, temiz bir kalp ve yüksek frekanslı duygular ile devam edelim.
Yorumlar
Yorum Gönder