Kayıtlar

Şubat, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Uzay - zaman

Resim
Ruh uzay - zaman koordinatında bir mekanda var olur ve kendi enerjisini kullanarak deneyimlemeye başlar. Evrende bir nokta olan bilincin evrenin sahip olmuş olduğu tekamül seviyesine çıkması hedeflenir. Noktanın sonsuzluğu...İlahi Sistem bu oluşumu destekler, kontrol eder ve korur. İlahi sistem kader planımız doğrultusunda bizi yönlendirir, kader planımızdan sapmalar yaşadığımızda da uyarı mesajları gönderir. Her varlığın olduğu gibi her gezegenin de kendine ait bir bilinci vardır ve bu bilinci devrede tutan bir tekamül programı yüklüdür. Bu yüzden bilinç bağlı bulunduğu gezegen ile rezone olur. Yani bilincimiz dünya ile rezonedir ve evrendeki her şey tekamülünü tamamlamak üzere seyir halindedir. Bizim bilincimiz tekamül ederken Dünya'da bizimle birlikte tekamül eder. Her şey birbirine bağlıdır... Bilinç rezone olduğu gezegen veya yıldız tarafından güçlendirilir ve bilgilendirilir. Gelen tüm tesirler daha üst düzey bir bilinç boyutuna çıkabilmek için kader planımız doğrultusunda ya...

Düşünce Gücü

Resim
Düşüncelerimiz frekansımızı, frekansımız enerjimizi belirler ve enerjimiz ile uyumlu olan alanda varlığımızı sürdürürken gerçekliğimizi yaratırız. Düşüncelerimizi zihnimize gelen misafirlere benzetebiliriz. Peki evimize kimi misafir edip etmeyeceğimizi nasıl belirleyeceğiz? Önce sezgilerimizi dinlemeyi öğreneceğiz, sezgilerimiz tecrübeden süzülmüş akıldır ve içimizdeki bilge ile iletişim kurmamızı sağlar. İçimizdeki bilge kalbimiz vasıtasıyla bizi İlahi sisteme bağlar. İlahi sistemin kapısının anahtarı sevgidir ve kalbindeki sevgiye ulaşabilen kapıdan içeri girer. Bu kapı aşk kapısıdır, bu kapı hakikat kapısıdır. Bu kapı bilgelik kapısıdır... Nasıl hissettiğimizi sorgulayarak başlayalım. Zihnimizdeki düşünceleri gözlemleyelim, hangi düşünceler bize ait ve bize kendimizi nasıl hissettiriyor? Odak noktamızda kendi mutluluğumuz mu var yoksa başkalarını memnun edebilmek için mi yaşıyoruz? İçimizdeki çocuğun farkında mıyız? İçimizdeki çocuğun isteklerinin farkında mıyız? İçimizdeki çocuğun ...

Sevgiyi Büyütelim

Resim
Biz insanlar bilgi ağacının meyvesini yiyerek bilmek üzere bedenlendik. Ölüme değil hayatımızı dolu dolu yaşamaya, özgünlüğümüzü keşfetmeye ve yaşadığımız her anın tadını çıkarmaya, bütünün sevgi ile titreşerek yükselmesine yardım etmeye ve sevgiyi büyütmeye geldik. Birbirimizle uyum ve ahenk içinde bilginin nimetlerinden faydalanmaya ve hep birlikte sevgi dolu titreşerek dünya anamızın titreşimini yükseltmeye odaklanmalıyız. Bunun tek bir yolu var; sevgi...Sevgi hem insanlığı hem de dünyamızı kurtaracak en büyük kuvvet. Korkuyu, karşıt fikirleri ve felaket senaryolarını geride bırakıp frekansımızı sevgi ile yükseltmeye niyet edelim. Bütünün niyeti geleceği şekillendirir. Biz insanlar ışığız ve dünyayı aydınlatmaya geldik. Bizler ışıldadıkça ve sevgi ile ışık yaymaya devam ettikçe dünya anamız arınacak, kendini yenileyecek ve sevgi boyutuna geçiş yapacak.   Duyularımızı ve yolculuğumuzda bize verdiği keyfi takdir edelim. Dokunurken, tadarken, dinlerken, koklarken, seyrederken ...

Frekans

Resim
Son yapılan çalışmalar gösterdi ki DNA' mız farklı frekanslarda ışık saçıyor. Bütün canlıların bir enerjisi ve ışığı var. Fotonlar arasında sürekli bir etkileşim söz konusu, hem organizmanın içinde hem de dışında.  Belli frekanslar bakteri ve virüsleri yok edebiliyor. Organizmanın frekansı yükseldikçe doğadaki dengesizliklere karşı direnci artıyor. Günümüzde doğru akım verilerek tümörlerin dahi küçülmesi sağlanabiliyor.  Madde olarak gördüğümüz evren organizmaların titreşimine göre şekillenen ruhsal ve bütünsel bir alan. Her şey birbirine bağlı ve birbirini etkiliyor. Sağlıklı bir insanın frekansı 62-68 mhz aralığında. Ruh halimiz pozitifse frekansımız yüksektir ve kendi frekansımızdan düşük olan bir virüs veya bakteri frekansımız düşmediği sürece bizi etkileyemez. Aldığımız her nefesi sevgi ile alıp sevgi ile verebilir, ilahi akışa teslim olup şükredebilirsek frekansımız yükselir ve bizim frekansımız yükseldikçe çevremizdeki her şeyi dengelemeye ve yükseltmeye başlarız. Uyana...

Rahman, Rab, Rahim

Resim
Rahman, Rab, Rahim mutlak plandır ve evrimleşmeye yardımcı olmak üzere; denetleme, yönlendirme, gözetleme gibi koruyucu programlar içerir. Rahman; Levhi Mahfuz kayıtlarını tutan 19'un üzerindeki makro alemdir. Levhi Mahfuz; yaşanmış ve yaşanacak olan tüm bilgileri içeren kader programıdır. Er Rahman esması; rahmet eden, bağışlayan, esirgeyen, bütün canlılara nimet veren anlamındadır. Rab; dini kitapları yazdıran ve kendinden "biz" olarak bahseden denetim mekanizmasıdır. Bilinçlerin evrimleşmesi için çalışır ve öğretim, gözetim, denetim yoluyla evrimleşmeyi sağlar. Bilgiyi verir, korur ve sonucu denetler. 4 baş melek Rab sistemine dahildir. Rab esmasının anlamı; bir şeyi düzelten, iyileştiren, düzenleyen, ayakta tutan, eksiklikleri yerine getiren, olgunlaştırıp takdir edilen, kemale erdiren anlamındadır.  Rahim; Koruyan, kollayan ve deneyimlememiz için gereken her tür donanımı sağlayan makro alemdir. Er Rahim esması; Allah'ın hem bu dünyada hem ahirette kullarına karşı...

Farkındalık

Resim
İnsan beyni yüz milyar nöron hücresinden oluşan bir ağdır. Farklı tecrübe ve duygular yaşadığımızda farklı nöral bağlantılar oluşur. Nöroplastisite belirli nöronları aktif hale getirerek beynimizin istediğimiz yönde gelişmesidir. Yeni şeyler öğrenmeye devam ettiğimizde veya yeni öğrendiğimiz bilgileri tekrar ederek kalıcı hale getirdiğimizde; beynimizde uzun süreli işlevsel değişiklikler meydana gelir. Beynimiz öğrenmeye açıktır ve bir oyun hamuru gibi esnektir. Eğitim ile beynimizi istediğimiz alanda geliştirebiliriz.  Gelişmiş bir beyin bilgiyi kolay işler ve ışıl ışıldır. Aydınlanma; beynin tam kapasite çalışmasıdır. Deneyimlerimiz beynimizdeki sinir yollarını yeniden düzenler. Nöronun voltajı belli bir seviyeye ulaştığında diğer hücrelere bu işlemi tekrar etmeleri için elektrik sinyali yollar. Nöronlar aynı anda ateşlendiğinde; hafıza, dikkat ve zekanın temelini oluşturan dalgalar oluşur. Her birinin farklı görevi olan bu dalgalar uygun dalga boylarıyla eşleşir ve seyir başlar!...

Hiç Olmak

Resim
Kuantum yasası, sonuca odaklanmamız ve sonucu gözlemlememiz gerektiğini söyler. Nasıl ve neden demekten vazgeçtiğimizde ve akışa teslim olduğumuzda; evren bizi yeniden organize eder. Evrene güvenmeli ve yolundan çekilmeliyiz ki; sistem sorunu çözsün. Çünkü akışa güvenmeyip, endişe içinde olduğumuzda, stres hormonları salgılanır ve korku oluşur. Korku bizi zamana odaklar; geçmişin kaygıları, geleceğin korkuları içine hapseder. Bu durumdan kurtulabilmenin tek bir yolu var: "Hiç Olmak" Hiç olmak; olaylara verdiğimiz tepkileri değiştirmek ve bilinmeyene güvenle adım atabilmektir. Bedene an‘da yaşamayı öğretmektir. Sıkışmış enerjiyi serbest bırakıp an’da kalmaya devam ettikçe; biyolojimiz değişir, çakralarımız aktifleşir ve frekansımız yükseldiği için hayatımıza mucizeler akmaya başlar. İçimizdeki ışığı yakmayı başardığımızda ışık yaymaya başlarız. İşte bu yüzden kendimize karşı nazik olalım, yargılamak ve eleştirmek yerine kendimizi kucaklayalım. Kendimizi şımartalım, güzel hayal...

İrade ve Nefs Mertebeleri

Resim
Ferdi iradeye sahip olan insanlar Kur'an-ı Kerim'de kalben diri olarak tabir edilir. Kur'an'ı Kerim'de yeryüzünden ölülerin ve dirilerin toplantı yeri olarak bahsedilmesi; yeryüzü ortamında uyuyan ve uyanan farklı bilinçlerin olduğunu göstermektedir. Uyuyan ve uyananlar arasındaki ayrım ise irade gücü ile oluşan farkındalığa göre değişir. Bu farklılıklara nefs mertebeleri denir. Tüm ibadet ve ritüellerin temelinde iradeyi güçlendirici çalışmalar ile zihni susturarak ruhla bağlantı kurmak ve nefs mertebelerinde ilerlemek hedeflenir. Her nefs mertebesinin bir rengi, elbisesi vardır.  Kehf Suresi 31. Ayette geçen iman edip salih amel işleyenlerin giyeceği ince ve kalın ipekten yeşil elbiseler enerji bedenleri anlatmak içindir. Yeşil kalp çalrasının açıldığı mutmain nefs mertebesinin rengidir.  Düşünce ve davranışlarımız Öz irademiz tarafından şekillendirilebilir. 'Ben'lik hissimiz arttıkça irademiz azalır ve iradeden yoksun isek 'ben' diyen nefsimizin y...

Hakikat Yolculuğu

Resim
Fiziksel bedenimiz vasıtasıyla karanlığın hüküm sürdüğü bir yerde deneyimleyebilmek için önce iç ışığımızı yakıyor, sonra o ışığın açtığı yolda; ışığa doğru ilerliyoruz. Dünya yaşamı oldukça zor çünkü negatif bir ortam ve potansiyelimizi unutturan bir yer. Tanrısal öz içimizde ama bu sistem potansiyelimizin yüzde doksanını kullanmamızı engelliyor. Bu yüzden yönlendirilmeye ve yönetilmeye açık hale geliyoruz. Genellikle de duygu ve düşüncelerimizin oluşturduğu bir matrix'de kayboluyoruz. Bu İlahi simülasyona girmek cesaret ister! Hakikat penceresinden Kuantum Fiziği ile değerlendirdiğimizde ise; masmavi göller ve denizler, yemyeşil ağaçlar ve çimenler sadece bir hayalden ibaret! Hepimiz aynı şeyi görüyoruz nasıl hayal olabilir diyeceksiniz ancak zihnimizdeki duygular vasıtasıyla hep birlikte yarattığımız bir ilizyonun içindeyiz. Kendi hayallerimiz olduğu gibi topluca da hayal görüyoruz. Hakikatin ne olduğunu anlamak için düşünce ve duygularımızın oluşturduğu sarmaldan sıyrılmamız ge...

Hakikat Nedir?

Resim
Bilinçli bir gözlemci atoma bakana kadar atomlar her yerde yayılmış haldedir. Evreni yaratan; gözlemleme ve ölçme işlemidir.  Gerçekliği oluşturan bilinçli bir gözlemcinin varlığıdır. Aslında gerçekte olan hiç bir şey yoktur. Işık biz bakana kadar parçacık da dalga da değildir. Biz bakmaya başlayınca neye bakıyorsak kendini ona göre uyarlar. Aslında biz bakana kadar her hangi bir yerde de değildir, her yerdedir biz bakınca belli bir yerde olur. Yani obje yok ilişkiler vardır, bu durumda zaman ve mekan da yoktur. Evrenin özü madde değil, bilinçtir! Algı ve etki sahamızın dışındaki her şey zamansız ve mekansızdır. Üç boyutlu olduğumuz ve zaman algısı ile sınırlı olduğumuz öğretildi. Ancak hakikat penceresinden bakarsak yukarı çıktıkça görüş açımız genişler. Beş duyu ile sınırlanmış beden algısından çıktığımızda, zaman ve mekan sınırlaması kalkar. Gerçeklik; beynimizdeki elektromanyetik titreşimle elektronların belli bir düzen içinde akmasıdır.  Dünyayı yaşadığımız algı ve olgula...

Eşyanın Hakikati

Resim
Hücrelerimizin içinde bulunan RNA; protein sentezi için gerekli bilgiyi alıcıdan vericiye taşıyarak kopyalanmasını sağlar, yani genetik kod bilgisini transfer eder. DNA ise; genetik talimatları taşıyan bir nükleik asittir ve bilgiyi saklar. Fizik bedenimizin planını içeren DNA'mızın duygu durumumuzdan etkilendiğini gösteren deneyler var. RNA'mız bilgiyi; anneden çocuğa, atalardan gelecek kuşaklara aktarmakla da görevli. Yani deneyimler sonucu edinilen tecrübelerin ve yaşanan hikayelerin kaydı tutuluyor ve nesilden nesile aktarılıyor. Hatta bebeğin kayıtları döllenme gerçekleşmeden önce başlıyor. Negatif duygular hissederek( korku, hüzün, kibir, nefret, kıskançlık, can sıkıntısı, öfke, iğrenme vb. ) zihnimizi negatif kod ve kalıplarla beslediğimizde negatif davranışlar sergilemeye başlarız. Bu durumda  aktive olmuş DNA sarmallarımız enerjisel frekansımızın sonucu olarak pasifleşir. Hastalıklar, mutsuzluk, umutsuzluk, acı başlar... Frekansımız pozitif duygular (minnet, şükür, mer...

Sembollerle Tekamül

Resim
Adem; bedenimizin, Havva; zihnimizin, yılanlar; düşüncelerimizin, Meryem; arınmış zihnin, Hz. İsa; Ruh çocuğunun sembolik anlatımlarıdır.  Allah Adem'i dünya yaşamı için yaratır ve ondan yılan ile simgelenen düşünceler ile zihni olan Havva'yı kirletmemesini ister. Havva ile sembolize edilen zihin; maddenin celbedici tesirlerini, eylemlerin sonuçlarını gösteren bir aynadır! Zihni düşünceler ile kirlenen Adem "aşağıların aşağısına" yani Nefsi Emmare boyutuna düşer. Nefs mertebelerinde ilerleyip arındıkça; zihni saflaşır ve arınan zihin; kutsal bakire Meryem ile sembolleştirilir. Zihin arınıp doğum anındaki saflığa döndüğünde; ruh çocuğu olan İsa doğar! Beden madde alemin, baş ise mana alemin sembolüdür. Rıza ve şükür makamı olan boğaz çakrası; sırat köprüsü! Rıza ve şükür duyguları ile teslim olduğumuzda mana dünyasının kapıları açılır. Muhammedi bilince ulaşmak için Hakikat yolculuğu başlar. Bir ve bütün olmak üzere çıkılan bu yolculukta her şeyin bütüne hizmet ettiğin...

Allah'ın 99 İsmi

Resim
Allah'ın 99 isminin tesirleri vasıtasıyla kendi hakikatimizde kayıtlı olan kodlar bir bir açılır. Enerji merkezlerimiz diyebileceğimiz çakralarımız öz varlığımız ile bağlantı kurmamızı sağlayan kapılardır. Dünya yaşamı ve ilk üç nefs mertebesi ile de bağlantılı olan ilk üç çakramız; biyolojik beynimizin fiziki yaşam ile ilgili tüm algı ve olgularını barındırır. Bu algı ve olgular Allah'ın 99 isminin yansımalarının bir sonucudur. Haz ile ilişkili olan kök çakra nefsi emmare nefs mertebesi ile ilişkilidir ve Kur'an'ı Kerim'de bu mertebede bulunanlar için: "Yoksa sen, onların büyük çoğunluğunun gerçekten senin davetine kulak verdiklerini yahut doğru dürüst düşündüklerini mi sanıyorsun? Aksine onlar, başka değil, bir hayvan sürüsü gibidirler, hatta tuttukları yol bakımından daha da sapkındırlar." Furkan Suresi 44 Nefsi Levvame yola girildiği, Nefsi Mülhimme ise ilhamlar almaya başladığı için  Kur'an'ı Kerim'de desteklenmiştir.  Bilinç geliştikçe ne...

Enerji Merkezleri

Resim
Bedenimiz nefes alıp vererek yaşayan bir mucizedir ve alıcı-verici gibi çalışır. Nefesi alır ve düşünce, duygu, ses, fikir ve zikirle besleyerek geri veririz. Muhyiddin İbn Arabi der ki: "Kamil kişi odur ki: nefeslerine dikkat ederek adeta gönül hazinesine bekçi ola. Orada durup yabancı kimseyi içeri koymaya. Gönül hazinesi Hak'kın kütüphanesidir. Oraya Hak'tan gayri fikirlerin girmesine yol vermeye "   Yani tüm mesele Hak'tan aldığımız nefesi kirletmeden tertemiz bir şekilde Hak'ka geri verebilmek. Vicdan pusulası ile adalet ve merhamet duygularımızı besleyerek dosdoğru bir yolda yürüyebilmek... Kırmızı renkli hayatta kalma temelli kök çakramız ve benlik ile ilgili sarı renkli göbek çakramız temel enerji merkezlerimizdir. İlk üç enerji merkezimiz dünya yaşamı ile ilgilidir ve yeşil renkli idrak ile ilgili kalp merkezimizi açmak üzere sürekli devinim halindedir. Yeşil renkli kalp merkezimiz açıldığında mavi renkli boğaz çakramızın potansiyelini güçlendirir ve ...

Nefs Kontrolü

Resim
Kim olduğumuzu bulmak üzere harekete geçerek objektif şuur kazandığımız zaman uyanış gerçekleşir, farkındalık geçici ancak şuur kalıcıdır. Şuurlanma gerçekleştiğinde bilinçli bir farkındalık ile yaşamak mümkündür.  Denizde yüzerken akıntıya kapıldığımızda efor sarf ederek enerjimizi tükettiğimiz için boğuluruz. Bu yüzden hayat denizinde yüzerken kendimizi akıntıya bırakmalı ve tehlike geçtikten sonra yüzerek karaya çıkmalıyız. Bunu başarabilmek için bedene bir araç olarak bakmak ve kontrolü otomatik bilinçaltından alıp, biliçli zihni devreye sokmak gerekir. İradeyi geliştirici tüm ibadet ve ritüelleri yapmamızın sebebi bedenimizin kontrolünü elimize alabilmemiz içindir. Araba sürerken, yemek yerken, yazarken, okurken, hayatta kalmamızı sağlarken bırakalım bilinçaltımız hayatımızı kolaylaştırmaya devam etsin. Ama hayattan zevk almamızı, neşe, keyif, coşku içinde yaşamamızı engelliyorsa bilinçaltımızı devre dışı bırakmanın zamanı gelmiş demektir. Yeni kodların oluşması ve yeni bir ya...

Yaşam Enerjisi

Resim
Yaşam enerjisi sonsuza dek süren bir titreşimdir. Spiral şekilde dönen döngüsel hareketin içinde akışta varoluruz. Varlıkta her şey titreşir ve bizi birbirimizden ayıran tek şey titreşim sayımızdır.  Güneş sistemimizde 12 gök cismi var ve her biri nefes alıp vererek yaşayan bedenimizle bağlantı halinde! Nefesle var olduğumuz bu ritimsel döngünün ne kadar farkındayız?  Mikro bir evren olan insan hayatında da ruhsal döngüler vardır. Bu döngüler bilinçlenmemiz ve farkındalıklı yaşamamız için bizi destekler. Aynı olayları tekrar tekrar yaşıyorsanız döngünüzden ders alamamışsınız demektir.  Gelişebilmek için kendi senaryomuzu kendimiz yazar ve onaylatarak planlanmış bir saat ve yerde dersimizi en iyi alabileceğimiz aileye doğarız. Anne-babamızı biz seçeriz. Yaşam özgür irade prensibi doğrultusunda seçtiklerimiz vasıtasıyla deneyimlediğimiz, senaryosunu bizim yazdığımız bir oyundur. İlahi sistem senaryomuzu gerçekleştirebilmemiz için bize yardım eder. Yaşamınızı bir harita gibi...

Unutan İnsan

Resim
          Maddesel deneyimler yaşamak ve öz benliğimizde kodlanmış esmaları deneyimlemek üzere geldiğimiz dünya hayatında sıkışıp kaldık çünkü nereden geldiğimizi ve kim olduğumuzu unuttuk. Kendimizi bu dünyaya aitmiş gibi hissetmeye başladığımızda öz benliğimizden gittikçe uzaklaştık. Oysa geliş amacımız 99 esmayı üzerimizde deneyimlemek ve öz varlığımıza geri dönmekti. Ancak unutan anlamına gelen insan beş duyu ile sınırlandırılmış olduğunu zannederek kendini madde alem ile sınırlandırdı ve madde alemin içinde sıkışıp kaldı. Altıncı duyu organı olan kalp sesini dinlemeyi unuttu.     Ruh insan olmak üzere yola çıkar. Amaç deneyimleyerek bilincimizi geliştirmektir. Yolculuğumuz boyunca yaşadığımız deneyimlerin bizi büyütmek için olduğunu anlamak farkındalıklı yaşamaktır.     Beden ve ruh arasında köprü kurmak ve düşüncelerimizi kontrol ederek beynimizi pozitif yönde değiştirmek mümkün. Özellikle tıp alanında  hastalıkları tedavi etmeye u...

Kalbimizin Manyetik Alanı

Resim
    Kalp tutarlı çalışmaya başladığında manyetik alanımız genişler ve bulunduğumuz alan ile etkileşim başlar. Tüm enerjiler frekanstır ve bilgi taşır böylece o alana bilgi taşıyarak zaman ve mekan algısından sıyrılırız. Beyne giden olumlu sinyaller sonucu sorgunun yerini güven ve teslimiyet alır. Duygusal tepkilerimizin bizi yönetmesine izin vermediğimizde; ruhsal bir uyanış gerçekleşir ve ruhsal zeka ortaya çıkar. Eterik bedenimizin farkına varır ve ruh boyutuna geçeriz.     Tekrar eden döngüleri fark etmek farkındalıktır. Kapana sıkışmış gibi hissediyorsak; beden ve zihin odaklı bir yaşamda kaybolmuşuz demektir. Enerjimiz ve frekansımız değişmediği sürece hayatımızdaki olay ve kişiler de değişmez. Frekansımız arttıkça huzurumuz artar. Frekansımız düşükse geçmişte yaşanan olaylar dönüştürülemediği, gereken ders alınamadığı için gerçekliğimiz değişmez. Gerçekliği değiştirmenin yolu frekansı yükseltmektir. Alınan her ders pozitif katkı sağlar ve her şeyin gelişimimize...

Dalga Boyları

Resim
Elektromanyetik ışıma da diyebileceğimiz ışık bir enerjidir ve elektromanyetik bir dalgadır. Elektrik ve manyetik alan ışığın dalgalar halinde hareket etmesini sağlar. Işığın dalga boyu kısa ise enerjisi daha yüksek, dalga boyu uzun ise enerjisi daha küçüktür. Enerjisi düşük olan kırmızının dalga boyu uzun, enerjisi yüksek olan morun ise dalga boyu kısadır. En kısa dalga boyu gama ışını en düşük dalga boyu ise radyo dalgalarıdır... Elektromanyetik spektrum adı verilen bu sıralama: gama, x-ray, ultraviolet, infrared, microwave ve radyo dalgaları şeklindedir.  Uşığın kaynağına ulaşmak için maddeyi inceleyelim. Madde ısındığında enerjisi artar ve eski haline dönebilmek için fazla enerjiyi ışık olarak atar yani ışık yayar. Isı arttıkça dalga boyu kısalır ve enerji artarken, ısı azaldıkça dalga boyu uzar ve enerji azalır. Enerji arttıkça renk skalası sırasıyla; kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi ve mordur.    

Denge ve Uyum

Resim
Sırrı; titreşim, frekans, enerji olan kutsal geometrinin şekillendirdiği matematiksel bir sistemde titreşerek var oluyoruz. Bu muhteşem örüntünün bir parçasıyız. Varlıkta her şey kendine özgü bir frekansta titreşirken fiziksel veya kimyasal tepkimeler yoluyla değişip dönüşür.  Sürekli güncelleniyor, yükseliyor, bir ve bütün olmak üzere, muhteşem tekliğe ulaşmak üzere yol alıyoruz. Özsevgi, özdeğer, özsaygıyı deneyimleyerek tamamlanmaya çalışıyoruz.  Düşüncelerinizi ve duygularınızı gözlemlediğinizde dengelenmeye başlayarak yaşamınızda huzuru yapılandırabilirsiniz. Dengelenmeyi başaramıyorsanız İlahi Sistem'in yardımını isteyin. Merkezinizde ve dengede olmak için yardım isteyin. Çaresizlik, bıkkınlık, yorgunluk hissettiğinizde; "merkezimdeyim, dengedeyim" sözlerini tekrarlayarak bilinçaltınızı kodlayın. Düşük titreşimli duygu ve düşüncelerinizi farkederek frekansınızı yükseltmeyi başarabildiğinizde cennetin kapıları açılır ve huzur kendiliğinden gelir. Ruhunuz gibi bedenin...

Frekans Yükseltme

Resim
Doğduğumuz anda anne - babamız tarafından yedi kuşak atalarımızdan gelen bir kodumuz ve ruhsal alemden indirdiğimiz bir frekansımız var. Ruhsal ve fiziksel varlıklarız. Şuurumuz kapalı olarak doğarız ancak vicdan ile ilerlemeye başladığımızda  bilinçlenir ve öz frekansımızla bağ kurarız. İçe yönelerek kendimizle ilgili sorular sormaya başladığımızda frekansımız değişmeye başlar.  Frekansı yüksek alanlarda bulunarak frekansımızı yükseltebiliriz; ibadethaneler, kutsal mekanlar, kaplıcalar vb. Frekansı yüksek alanlarda içe yönelerek kendimizi gözlemlemeye başlayıp duygularımızı sorguladığımızda ruhumuz ile kurduğumuz bağ güçlenir. Bu bağ güçlendikçe nefs körelmeye başlar.  Sesin bir frekansı vardır; ayet ve esmalar okunarak frekans yükseltilebilir. Her duanın bir frekansı vardır.  Dualar veya zikirler kalp ve dil birleştirilerek hissedilerek okunursa frekans yükselir. Özellikle idrak anlarında. Anlamını idrak ederek yavaş yavaş okumaya çalışmalıyız. Yanlış bir seçim yap...

Bilinç Sıçraması

Resim
Atomları göremiyoruz çünkü gözlerimizin görüş açısı sınırlıdır. Kendimizi ayrı bir 'ben' olarak görmekten vazgeçtiğimizde var oluşun bir parçası olduğumuzu daha kolay idrak ederiz. Dış dünyayı duyularımızın bize projekte ettiği ölçüde biliriz. Bu durumda dış dünya ile ilgili bildiklerimiz ne ölçüde doğru olabilir? Zihinsel dünyamız duyular yoluyla beyne iletilen sinyallerin beyin tarafından yorumlanmasıdır. Herkes kendi duyu ve algı dünyasına göre oluşturur gerçekliğini. Dikkatimizi yoğun bir şekilde yönelttiğimizde beynimizdeki elektromanyetik alan harekete geçer  ve geometrik düzeni algılamaya başlarız. Kuantum beynin titreşmesi sonucu nurlanma gerçekleşir (nurlanma beyindeki nöronların ışıl ışıl olması yani beynin iyi çalışmasıdır) ve böylece yüksek titreşimli alanlara uyumlanmaya ve eş şekilde titreştiğimiz için oralardan bilgi çekmeye başlarız... Herkes aklı kadar yaşar... Döngünün sonuna geldik ve hasat başladı. Bir çok göktaşı dünyanın manyetik ekseninde dönmeye başladı....

Musa'dan Hızır'a Yolculuk

Resim
Gördüğümüz her şeyde Hakkı görmeye başladığımızda, iyi-kötü olmadığını her şeyin bütüne hizmet ettiğini kavradığımızda Hızır'ı anlarız. Musa bedeninden çıkar Hızır bilinci ile ilerleriz. Hızır'ı anlamak için önce beynin çalışma biçimini anlamaya çalışmalıyız, bilincimizi örten perdeleri kaldırmak Musa(beden) bilincinden kolaylıkla çıkarır bizi. Tutunduklarımızı bırakarak ve her şeyin bir rüyadan ibaret olduğunu bilerek ilerlediğimizde Hızır'ı ve ledün ilminin sırlarını anlarız.  Beyin karanlık bir kutudur ve içinde sadece fotonlar ile durmaksızın akan elektriksel ve nörolojik sinyaller vardır. Yaşadığımız gerçeklik beynin elektromanyetik titreşimleri yorumlamasından ibarettir. Elektriksel nöronların ışıması ile şekillenen bir gerçeklik gerçekten gerçek midir? "Nur içinde nur!" Gerçeklik dediğimiz şey elektromanyetik bir ışımadır. "Allah göklerin ve yerin nurudur!" Bu evrenle sınırlı değiliz ve titreşim seviyesine göre birbirinden ayrılan iç içe evrenler ...