Işığın Dansı



Büyük patlama sonrası ışıktan daha yavaş hareket eden parçacıklar madde evrenleri var ederken, ışıktan daha hızlı hareket eden parçacıkların paralel evrenleri oluşturduğu düşünülüyor. Parçacık evrenleri ve anti parçacık evrenleri...Evren ışıktan daha yavaş hareket eden parçacıklardan oluşur. Çünkü ışık hızı yükseldikçe madde var olamaz. 

Her şey ışıktır, enerjidir. Frekans, ışığın titreşim sayısıdır. Titreşim sayısı yükseldikçe enerji de yükselir. Konunun daha anlaşılır olması için radyo ve telefon dalgalarını örnek olarak verebiliriz 4Gb ve 5Gb arasındaki fark gibi...

Frekans ne kadar yükselirse bilgi aktarımı o kadar hızlı ve kolay olur. Beynimizin frekansı düşükse bilgiyi almak zorlaşır. Esnek bir bakış açısına ve yeni fikirlere açık olmak beynin kilitlerini açar. Her hangi bir konuda beynimize bir kilit koymuş isek o konuda; gösterilse de görmez, anlatılsa da anlamayız. 'Biliyorum', 'anladım' diyerek kendimizi kapatırız farkında olmadan. Oysa öğrenmenin sonu yok...Bilgi bir ışıktır ve her farkındalık durumu beynimizdeki nöronları aktifleştirir.

Bilgi taşıyan ışığın titreşim sayısı yükseldikçe bilinç yükselir. Yüksek bir bilinç seviyesi yüksek frekanslı alanlardan bilgi alınmasına yardımcı olurken, ölüm anında da yüksek frekanslı alanlara(cennete) ulaşmamızı sağlar. Bizi cehennemden kurtaracak tek şey bilincimizi olabildiğince geliştirerek beyin dalgalarımızı güçlendirmek. Beynimiz yakıtı bilgi olan bir uzay gemisidir ve bilinç yükseldikçe evrenler arasında seyahat edebilir!






Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

5 Elemente Göre Kişilik Özellikleri

Mutluluk ve Kitabım

AN'da Yaşamak, Akışta Kalmak