Beynimiz Uzay Gemimizdir
Kişiliğimizi şekillendiren beynimiz en karmaşık yapıya sahip organımızdır... Beynimizde bulunan 100 milyar sinir hücresi evrendeki yıldızlardan daha fazla bağlantıya sahiptir... Bir galaksi ile aynı görünüme sahip olan beynimiz için mikro bir galaksi demek mümkündür.
Beynimize özen göstermediğimizde günde ortalama 85 bin beyin hücresinin kaybolduğu belirtiliyor. Saniyede bir beyin hücresinin ölmesi demek olan bu durum yaşlanmanın da sebebidir.
Karakterimiz, ruhumuz ve zekamız beynimizle ilişkilidir. Beynimiz doğru çalıştığında düzenli ve güzel bir hayatımız olur çünkü ruhumuz ile sağlıklı bir bağlantı kurmamızı sağlar. Ancak beyinde problem varsa; tüm hayatımızı etkiler, dengemizi bozar ve potansiyelimize ulaşmamızı engellerken kalp gözümüzü kapatır; sinirli, gergin ve endişe içinde buluruz kendimizi.
Beynimizi geliştirmek ruhla güçlü bir bağlantı kurulmasını sağlar ki öte aleme geçiş köprümüz beynimizdir. Ölüm ötesinde tek gerçek bilincimize yaptığımız katkı olacak. Bilinç seviyemize göre var olmaya devam edeceğiz. Beyin bir uzay gemisidir ve biz tüm nöronları aktif bir şekilde kullanmayı başarabilirsek galaksiler arasında seyahat özgürlüğü elde etmiş oluruz... Levhi Mahfuza beynimiz sayesinde ulaşır ve rüyalar aracılığı ile oradan bilgi alırız. Beynimizdeki tüm veriler kollektif bilinçte kayıt altına alınır. Başka boyutlara ve cennetlere beynimizin gücü oranında ulaşırız. Gerçekten beyninizi etkin bir şekilde kullanabiliyor musuz? Kalbinizin rehberliğinde, aklederek...
Beynimiz sağlıklı ise daha rahat odaklanırız, sevgi dolu oluruz, kendimizi rahat ve mutlu hissederiz.
Daha iyi bir beyin için; iyi bir uyku, egzersiz, iyi duygu durumunda olmak (özellikle pozitif düşünme ve şükretme), sürekli bir şeyler öğrenerek beyinde yeni bağlantılar kurulmasını sağlamak ve sağlıklı bir diyet gerekir.
Sevdiğimiz bir şeyle uğraşmanın depresyonu azalttığı ve beyni geliştirdiği gözlemlenmiş. Beyin gelişebilir bir organ olduğu için beynimiz geliştikçe daha mutlu ve doyumlu yaşamanın yollarını keşfederiz.
Beyni yöneten profrentol korteks empati, önsezi, muhakeme, dürtü kontrolü ve yapılan hatalardan ders çıkarma ile ilgilidir. Burada sorun olduğunda dürtü kontrolü, erteleme, kötü davranışlar, empati eksikliği ve odaklanma sorunları yaşanır ve hatalarımızdan ders çıkaramaz hale geliriz. Beynin gerilemesinin en büyük nedeni sigara, alkol, uyuşturucu ve benzeri toksik maddeler. Beynin bu bölümünün gelişebilmesi için kişinin kendine hedefler koyması ve onları yazması öneriliyor.
Dikkat eksikliği varsa; düşük karbonhidrat, yüksek protein, özellikle balık yağı ve egzersiz öneriliyor.
Takıntılı durumlarda ise (genellikle serotonin eksikliğinden kaynaklanır) dikkati başka bir yöne çevirmek ve egzersiz. Egzersiz serotonin seviyesini yükseltir ve kişinin daha esnek olmasına yardımcı olur. Beynimiz geliştikçe hayatımızda daha fazla sevgiye yer açılır çünkü uyum ve ahenk gelir.
Ruhsal durumumuzla ilgili limbik beynimiz otomatik negatif düşünceleri temsil eder. Ona kafa tutmak ve değiştirmek gerekir. Beyin plastisite kavramıyla açıklanır çünkü oyun hamuru gibi sürekli şekil vermek mümkün.
Kur'an'ı Kerim'de yer alan ibadet ve yasakları oku'rsanız temelde beyin gelişiminin hedeflendiğini görebilirsiniz.
Sevgili Fahrettin Dayım; "Herkes aklı kadar yaşar"derdi. Çok doğru değil mi?
🍀⭐️🍀teşekkürler hocam 🙏
YanıtlaSil