Kayıtlar

Ağustos, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yenilenen Beden ve Hastalıklar

Resim
Bedenimizdeki hastalıklar zihnimizin yansımasından ibaret. Her yıl bedenimizdeki atomların yüzde 98'i yenilendiğine göre hastalıkların bedenimizde olduğunu söylemek çok zor. Derimiz her ay, mide zarımız üç günde bir, iskelet sistemimiz üç ayda bir yenilenir. O halde bedende hastalığın kalma süresi çok kısa. Yıllarca aynı hastalıktan muzdarip olan kişilerin zihinlerini gözden geçirerek hangi duygu sebebi ile o hastalığa maruz kaldıklarını sorgulaması lazım. Çünkü bedenimiz her yıl tamamen yenilenir. Her yıl bedenimizdeki tüm atomlar değişirken algı aynı olduğu için yeni gelen atomlar da o algı doğrultusunda uyumlanır ve hastalık yeni atomlara aktarıldığı için sürer. Hastalık bilincimizde olduğu için enerji alanımızda da var olmaya devam eder ve fizyolojimizi etkiler. Îyileştiğimiz bilgi ve inancına sahip olur ve dikkatimizi iyileştiğimiz inancına odaklarsak içinde bulunduğumuz inanç; enerjik sistemimizi düzenler ve bedenimiz kendiliğinden iyileşir.

Stres Beyni Küçültüyor

Resim
Stres hipokampustaki hücreleri öldüren glukokortikoitleri salgılayarak bellek kaybına yol açar. Depresyon ne kadar uzun sürerse hipokampus o kadar küçülür. Eğer stres kısa süreliyse beyindeki alan kaybı geçicidir ancak uzun süre strese maruz kalındığı zaman zarar kalıcı hale gelir. Depresyondan çıkan kişilerin hafızalarının geri geldiği ve araştırmalar sonucu hipokampilerinin tekrar büyüyebildiği gösterilmiştir. Plastisite... Mutluluğu dışarıda aramayalım, mutluluk içimizde. AN'da yaşamayı ve keyifli olmayı alışkanlık haline getirelim. Geçmişte veya gelecekte değil, AN'da yaşayalım ve şükredelim. Şükür nimeti çoğaltır, bizi pozitif rezonans alanına sokar ve hayatımıza güzellikler çeker.

30 Ağustos Zafer Bayramımız Kutlu Olsun

Resim
"Her safhasıyla düşünülmüş, hazırlanmış, idare edilmiş ve zaferle sonuçlandırılmış bu harekat Türk ordusunun, Türk subay ve komuta heyetinin yüksek güç ve kahramanlığını tarihe bir kere daha geçiren büyük bir eserdir. Bu eser, Türk milletinin hürriyet ve bağımsızlık düşüncesinin ölümsüz bir abidesidir. Bu eseri yaratan bir milletin evladı, bir ordunun başkomutanı olduğumdan, mutluluk ve bahtiyarlığım sonsuzdur." Mustafa Kemal Atatürk Nutuk

Gizli Hazine

Resim
Bir yerimiz kesildiğinde cilt yeni hücreler üreterek kendi kendini iyileştirir. Kırılmış kemikler tekrar kaynar. Karaciğer ve bağırsak duvarı kendi kendini onarır. Kaybedilen kan kendi kendine takviye edilir çünkü kemik iliğimizdeki hücreler alyuvar ve akyuvarlara dönüşür. Organlar kök hücrelerden yeni dokular oluşturur. Nöral kök hücreler kendilerini tam anlamıyla kopyalayarak sayısız kez bölünür, hiç yaşlanma emaresi göstermeden. Ölene dek süren bu yenilenme sürecine nörojenez deniyor. Yeni şeyler öğrenmenin ise nörojenezi tetiklediği belirtiliyor. Bilge bir bedene sahibiz ve içimizde gizli bir hazine var; isteyin verecek, sorun cevaplar gelecek... Mevlana: "Ey Gönül... Îstedikte vermedi deme, Îstemeyi bilmedin, bari yalan söyleme..."

Düşünce Enerjisi

Resim
Îsteklerimizle sürekli irtibat halinde kalmak için olumlamalardan faydalanabiliriz. Amacımız düşünce yolu ile evrene mesajımızı iletmek. Mesajımızı iletirken de doğru rezonans alanında olmak. Kendimizi doğru istasyonu arayan bir radyoya benzetebiliriz. Amacımız en uygun frekansa bağlanmak olmalı. Cızırtılı bir yayın değil net bir yayın için tam doğru frekansı bulmalıyız. Bilinçaltımıza ve çevremize yaydığımız enerjinin yoğun olması için sakin bir şekilde isteğimize odaklanmak gerekir. Zihnimizi ve hayal gücümüzü isteğimize odaklamak ve hayal etmek isteğimizle özdeşleşmemize, aynı rezonans alanına girmemize yardım eder ve enerjimizi artırır. Birşeyi istediğimiz zaman rezonans alanımız yeniden yapılandırılmış olur ve bizi isteğimizin frekansına uyumlar.

Tohumdan Ağaca Giden Yolculuk

Resim
Küçücük tohumlar nasıl ulu bir ağaca dönüşebiliyorsa bizde enerjimizi mümkün olduğunca yükseltir ve bir tohum gibi çatlamayı başarabilirsek; önce filiz, sonra fidan ve nihayet bir ağaç oluruz. Bu bir yolculuk, "Însan" olma yolculuğu! İnsan olma yolculuğumuzda önemli olan deneyimlerimiz değil, o deneyimlerin bize ne öğrettiğini anlamak ve kim olduğumuzun farkına varmak.

Affet ve Mutlu Yaşa

Resim
Geçmişi geride bırakamamızın en büyük sebebi affedememektir. Bizi sıkıntıya sokan kişilerin bunun bedelini ödemesini isteriz ancak bu durum tam tersine bize duygusal bedel ödetir. Geçmişe takılı kalıp düşünmeye devam ettikçe aynı durumu sürekli bir şekilde rezonans alanımıza sokar ve acı çekmeye devam ederiz. Çünkü bu rezonans alanının esiri oluruz. Haksızlığa uğradığımızı düşündükçe hayatımıza daha çok haksızlık çekeriz. Mutsuz ve sağlıksız bir yaşama mahkûm ederiz kendimizi. Affedemediğimizde en büyük zararı kendimize verdiğimizi unutmayalım. Ne demiş Mevlana: "Dün dünde kaldı cancağızım. Bugün yeni şeyler söylemek lazım!" Geçmişte yaşanan olaylara güç vermeyi bırakalım çünkü geçmiş şimdiki hayatımızı oluşturur. Affederek kendimizi özgürleştirir ve yeni başlangıçlar için kapı aralarız. Geçmişi arkada bırakıp özgürleştiğimiz zaman rezonans alanımız hızla değişir. "Güzel davrananlara daha güzel karşılık ve fazlası var. Onların yüzlerine ne bir kara bulaşır, ne d...

Olumlu Düşünceler

Resim
Olumlu düşünceler sonucu kurduğumuz bağlantılar bizi güçlü ve mutlu kılar. Kendimizi ne kadar güçlü ve mutlu hissedersek istediğimiz rezonans alanına o kadar çabuk ulaşırız. Bugün bir ritüel yapalım. Eski hislerimizi yansıtan olumsuz düşüncelerimizi bir kağıda yazıp yaktıktan sonra kalan boşluğu olumlu cümlelerle doldurmaya ne dersiniz? Olumlu cümlelerden yayılan gücü hissedip onlarla bütünleşirken negatif cümleler alanımızdan çıkıp gider. Gerçekliğimizi yaratan düşüncelerimizin enerjisinden olumlu anlamda faydalanarak hayatımızı yeniden yapılandırma gücüne sahibiz. Hırs, öfke, kibir, ego, kıskançlık, yargı, nefret, affedememe, yokluk, bencillik, sevgisizlik, kıtlık bilinci, vesvese, kaygı, korku gibi duygularımızın yerine; sevgi, cömertlik, bolluk, bereket, varlık, paylaşım, güven, teslimiyet, affetme, alçakgönüllülük gibi duygular yapılandıralım. Kendimizde gözlemlediğimiz olumsuz duyguları bir kağıda yazıp yakalım ve yerine olumlu duygular koyalım ki neşe, keyif, coşku içi...

Hazır mıyız?

Resim
Bilincimizin sınırlarının ötesine geçmeye ve perdenin arkasındakini görmeye istekli miyiz? Kozmik birlik ve vahdet okyanusuna dalmaya...Zaman ve mekandan sıyrılarak herşeyle bir ve bütün halinde olmaya...Zihin ve egonun zincirlerini kırmaya... Sanki sihir dünyasına girmiş gibi coşkulu ve huzurlu hissetmeye istekli miyiz? Kutsal olanla bağlantı kurmaya... Zihnimizdeki çelişkileri, zıtlıkları, an'da oluşan farkındalık ile daha net görmeye...Îdrak edilenin ötesindeki anlamı görmeye...

Bilinçaltımızdaki Kayıtlar

Resim
Bilinçaltımızdaki kayıtlar ile ilgili bloğumda birçok yazı yazdım. Bugün o kayıtları görmek ve silmek üzere bir yolculuğa çıkmaya ne dersiniz? Derin nefesler alarak uyuduğumuz bebekliğimize, neşe -keyif -coşku içinde oyunlar oynadığımız çocukluğumuza gidelim. Nasıl mutlu, korkusuz, endişe ve kaygıdan uzak olduğumuzu hatırlayalım. İlk kez ne zaman boğulacak gibi hissettik, ne zaman korkudan bacaklarımız titredi ve ne zaman kesik kesik kaygı dolu nefesler almaya başladık? Hayat oyun ve eğlenceden ibaretken ne zaman yaşamak ağır ve zor gelir oldu? Ne oldu da içimizdeki umut, coşku, yaşam isteği kayboldu ve kendimizi çaresiz, mutsuz, huzursuz, doyumsuz, yanlız hissettik? En önemli soru ise şu, hangi bilinçaltı kayıtlar bizi bu hale getirdi? Aile, çevre, eğitim sistemi ve sınavlar bilinçaltımıza hangi kayıtları yükledi de bizi Îlahi Öz'ümüzden böylesine uzak düşürürken kapana kısılmış gibi hissettirdi, bedene hapsetti? Şimdi kendimize zaman ayıralım ve tüm o kayıtları gözd...

Iyi ile Kötünün Ezeli Mücadelesi

Resim
Düşünce ve duygular, benlik ve ego, önyargılar, bilinçsiz davranışlarımız bizi ego'nun tutsağı haline getirir ve beden odaklı yaşamaya başlarız. Bu durum bizi öz benliğimizden uzaklaştırır. Benlik öne çıktığında ise ruhumuz hapsolur ve acı çekmeye başlar. Benlikten kurtulmanın yolu; sevgi, cömertlik, şefkat gibi insanı değerlere sahip olmak, insanlığa yararlı iyi bir insan olmaktır. Ruhun kurtuluşu öz benliğe dönüp, örtüleri kaldırınca gerçekleşir. Ruh ancak öz benliğine döndüğünde huzur bulur. "Ey örtüsüne bürünen! Kalk ve uyar! Rabbinin büyüklüğünü dile getir." Müddessir Süresi 1-3 ayetler Nefsani duygu ve düşünceler bizi kendi öz varlığımızdan, ruhumuzdan ayırır. Bu durum kişinin iç dünyasında sürekli yaşanan; iyi ile kötünün, doğru ile yanlışın ezeli mücadelesini anlatır ve biz hangi tarafı seçersek "O" kazanır.

Anlamak

Resim
Yargılamak anlamamaktan kaynaklanır. Önemli olan bilmek değil anlamaktır. Anladığımız zaman varoluşa uyum sağlar ve gerçekliğin farkına varırız. Tekâmül edebilmek için bilmeye değil, anlamaya ihtiyacımız var. Birbirimizi anlamaya, hepimizin bütünün farklı bir deneyim yaşayan parçası olduğumuzu idrak etmeye ihtiyacımız var. Tek bir bütünün parçaları olduğumuzu biliyoruz ama anlamamız gereken görünmez iplerle birbirimize bağlı olduğumuz ve birbirimizi etkilediğimiz. Bu farkındalık oluşunca yargılamayı, ayıplamayı, eleştiriyi bırakır ve baktığımız herkesin bize ayna olduğunu görebiliz ancak.

Her ölüm bir geçiştir

Resim
Her ölüm bir geçiştir. Anne rahminde ölür bedene doğarız, bedende ölür zihne doğarız, zihinde ölür bilince doğarız, bilinçte ölür  şuura doğarız yani ölmeden önce ölürüz. Ölmeden önce ölmek; zerredeki titreşimin farkına varmak, alemlere rahmet olmak yani kendini her zerrede, her zerreyi kendinde görmek, Allah'ın Cemal ismini idrak etmektir. Zihni aşmaya çalışmak bir nevi ölüm sonrası için tatbikat yapmaya benzer. Yaşarken zihni aşmayı başarabilirsek ölüm anında bedene tutunmaz ve öte aleme acısız bir şekilde geçeriz. Kabir azabı denilen şey zihne tutunmak, bırakamamak ile ilgilidir. Tereyağından kıl çeker gibi canın çıkması ile ilgili benzetme zihne tutunmayan, ölmeden önce ölen insanlar için geçerlidir. Insanın frekansı gerçekliğini belirlediğine göre; ölüm frekans değişimidir, daha yüksek titreşimli bir boyuta geçiştir. Atalarımızın bilinci ile geldiğimiz dünyada bilincimizi geliştirmek ve tekâmülümüzü tamamlamak ortak bilince katkı sağlar. Tekâmülümüzü tamamladı isek; ...

Evren

Resim
Dünyamıza güneşten, aydan, yıldızlardan, diğer gök cisimlerinden direk ve dolaylı birçok tesir gelir ve bu tesirler tüm dünyayı sarmalayarak etkisi altına alır. Evrendeki her organizasyon bir üst organizasyona tabidir. Üstteki her organizasyon bir alttakine ışık tutar. Her organizasyon görevini yukarıdan gelen direktifin ışığı altında gerçekleştirir. Hücreler dokulara, dokular organlara, organlar sistemlere, sistemler insanlara, insanlar dünyaya, dünya güneş sistemine hizmet eder. Bir üstteki organizasyon, bir alttakinin tekâmülüne yardım eder ve onu bir üst göreve hazırlar.

Nasıl Yaşarsanız Öyle Ölürsünüz

Resim
Güneş, şems, yaradılış Allah'ın "Celal" ismidir. Güneşin vurduğu yerde hangi enerji varsa onu ortaya çıkarır. Hoş kokulu bir yere vurduğunda güzel kokular, kötü kokan bir yere vurduğunda kötü kokular çıkar. "Celal" ismi Allah'ın "ortaya çıkaran" ismidir. Herbirimiz Allah'ın bir ismi ile yaratıldık ve kendi ismimize mecburuz. Ismimiz ne olursa olsun, kurtuluşun yolu heran Allah ile olmaktan geçer. Sürekli Allah ile olmak cüzi iradenin külli iradeye katılmasını sağlar. Cüzi irade olayın hakikati değil, yapış şeklidir. Yapış seklimiz imtihanınımızdır. Çünkü ne ekersek onu biçeriz. "Kişi yaşadığı hal üzere ölür ve öldüğü hal üzere haşrolunur" hadisi bize kaldığımız yerden devam edeceğimizi anlatır. O halde kurtuluş Allah'a tabi olmakla alakalı. Zebani; zebun olduğumuz, tutunduğumuz, bırakamadığımız şeylerin bize cehennem azabı yaşatacağını anlatır. "Herkes kendi odununu sırtında taşır." Cehennemin  kapıcısının ad...

Benzer benzeri çeker

Resim
Benzer benzeri çeker. Kendimizi bolluk ve bereket içinde hissedersek; bolluk ve berekete dair bir rezonans alanı yaratırız. Bizden yayılan enerji kendisi ile uyumlu olan enerjiyle eşleşeceği için bolluk ve bereket alanını arar ve bulur. Kendimizi zihinsel olarak hangi alana yerleştirsek; o alan gerçekliğimizi oluşturur. Bakışlarımızı yönlendirdiğimiz alanda ne varsa rezonans alanımızın titreşimi çok kısa bir süre içinde kendini o alana ayarlar. Bakışlarımızı potansiyeli yüksek insanlara çevirdiğimizde ve odak noktamızı o insanların muhteşem özelliklerine kaydırdığımızda bu potansiyeli kendimizde de görmeye başlarız. Tüm bakış açımızı değiştirmek için tek bir dakika yeterli.

Ters Çaba Kuralı

Resim
Başımıza gelmesini istemediğimiz, korktuğumuz, kaçtığımız her ne varsa gelip bizi bulur. Çünkü fazla düşünerek gerçekleşme ihtimalini artırırız. Buna "ters çaba kuralı" denir. Evren basit ve anlaşılır bir matematik üzerine konumlandırılmıştır. Yaydığı enerji ile herşeyi karmaşık ve zor bir hale getiren düşüncelerimizdir. Atomaltı boyutta düşünce yoktur ve herşey akışta olması gerektiği gibidir. Akışa müdahale etmeyi bırakır ve teslim olursak anlamlı bir hayatımız olur. Herşey olması gerektiği zamanda, olması gerektiği için olur. Tesadüf diye bir şey yoktur.

Bilinçaltımız Tarlaya Benzer Ne Ekersek Onu Yeşertir

Resim
Neyin gerçek neyin hayal olduğunu bilemeyen bilinçaltımız izlediği filmlere bile gerçekmiş gibi tepkiler verir. Bu yüzden imgeleme yaptığımızda, bilinçaltımız onu gerçekleştirmek için elinden geleni yapar. Bilinçli zihin bilinçaltımıza ekilen tohumları yeşertir. Bilinçaltımız tarlaya, bilinçli zihnimiz ise bahçıvana benzer. Bu durumda bilinçli zihin ekilen tohumları yeşertebileceği gibi ayrık otlarına benzeyen olumsuz düşünceleri söküp atabilir. Tüm düşünce ve yargılarımızı bilinçaltımız önümüze sunar. Çünkü tüm bu düşünce ve yargılar fiziksel dünyada yaratıma geçer. Hatta bilinçaltımız onları yaratıma geçirmek için çaba gösterir. Pozitif ve negatif döngü sürekli kendini yeniler. Başarı başarıyı, başarısızlık başarısızlığı çeker. Hasat zamanı geldiğinde tarlaya ne ektiysek onu toplarız. Anne karnında bulunduğumuz andan itibaren bilinçaltı bir kamera gibi herşeyi kaydeder, depolar, tasnif eder ve tüm bu kodlanmış düşünce ve inançları kanıtlamaya çalışır. Olumsuz kayıtla...

Ölmeden önce ölünüz

Resim
Şeytan ve Şeytani Sistemden kurtulmanın yolu beden yani nefis odaklı yaşamaktan kurtulmak yani ölmeden önce nefsimizi öldürmektir. Beynimiz üç bölümden oluşur. Sürüngen beyin, duygusal beyin ve düşünen beyin. Nefes alma ve kan basıncı gibi hayati faaliyetleri düzenleyen, sabırsız ve kavgacı sürüngen beyin sadece "ben" der. Ben'lik duygusu çok baskın olduğu için de korku ve kaygı doludur. Yemek, barınmak gibi nefsani istekler taşıyan, koşullanma ile hareket eden sürüngen beynimizin istekleri doğrultusunda yaşadığımız ve düşünmeyi unuttuğumuz zaman düşük frekanslı şeytani sistemin emrine gireriz. Kitleleri yönetmek ve kontrol etmenin yolu; insanları bir gruba dahil ederek korkuya dayalı bir sistemde yaşatmak ve düşünmesini önlemektir. Düşünce yok olduğunda kişi sürüngen beynin kontrolüne girer. Sürüngen beynin yönetimine giren kişi; toplumsal bir öfkenin parçası olur, "biz" yerine "ben" der, açlık, korku, mal_mülk gibi nefsani şeylere tutunur ve...

Sürüngen Beyin

Resim
Omurilik ve asa sembolü bilinci temsil eder. Uyanmak ile kastedilen sürüngen beyin denilen ilkel beynin bizi nasıl etkilediğini ve yönettiğini fark etmektir. Küfür gerçeği örten demektir. Hakikati idrak edebilmek için büründüğümüz örtüyü kaldırmak, gerekir. "Ey örtüsüne bürünen! Kalk ve uyar! Sadece Rabbinin büyüklüğünü dile getir." Müddessir Süresi 1-3 ayetler Uyan, örtüyü kaldır ve bilinçaltını temizle... Bilinçaltımız bize ait değil ve 0-7 yaş aralığında çevremizden ve ailemizden gelen kayıtlarla örtülmüş durumda. Kurtuluşun yolu; bildiklerimizi unutmak ve anlamaya çalışmaktan geçiyor. Kur'an'ı Kerim'in ilk emri; "oku". Kâinatı oku... Sürüngen beyin ilkel dürtüler, yılan, kuş ve kertenkele ile eşleşir. Musa asayı yere atınca yılan olur. Omurilik yılana benzer ve ayağa kalkan, uyanan bilinci temsil eder. Îlkel bilinç ile hareket ettiğimiz ve sürüngen beynin dayatmalarına maruz kaldığımız sürece negatif tesirlerin etkisinden kurtulamayız. Eg...

Evrenin Dili

Resim
Evrenin dili sevgidir. Sevgi evrenle bağ kurmamızı ve nefes almamızı sağlayan güçtür. Kalbimizdeki sevgi ölçüsünde huzurlu yaşar, sevildiğimizde kendimizi değerli hisseder ve verdiğimiz oranda sevgi alırız. Evrendeki herşeyi birbirine bağlayan yegâne kuvvet sevgidir. Dünyayı ve insanlığı kurtaracak tek şey sevgi... Sevgi ile çarpan kalpler Dünya'nın umudu...Nefret, öfke, kıskançlık, kin, umutsuzluk, çaresizlik, tükenmişlik, karamsarlık gibi duyguların yerine sevgiyi koyalım ve hayatımızın ışıldamasına izin verelim😍

Düşünceler ve Gerçeklik

Resim
Çevremiz mi düşüncelerimizi, düşüncelerimiz mi çevremizi kontrol ediyor? Beden odaklı mı, zihin odaklı mı yaşıyoruz? Öğrendikçe beynimizde yeni bağlantılar oluşur, beyin sürekli bir şekilde kendini yapılandırır. Düşünmek beynimizdeki devreleri açar ve beyin düşündüğümüz gibi hissetmemizi sağlayan kimyasallar üretir. Bu kimyasallar bedenimizde bir duygu ile eşleşir. Vücudumuzla sürekli iletişim halinde olan beynimizin, düşüncelerimiz ile oluşturduğu her bağın, her duygunun kimyasal bir karşılığı vardır. Düşünceler beyne, duygular bedene aittir ancak zamanla bilinçdışı bir şartlanma ile alışkanlıklar oluşur ve beden yönetimi ele alır. Otomatik olarak, farkında olmadan bedenimizin ve duygularımızın oluşturduğu bir gerçeklikte yaşamaya başlarız. Düşünmeden... Beyin; düşündüğümüz şekilde hissetmemizi sağlamak için daha fazla kimyasal üretmeye başlar, kimyasal düşünceyi, düşünce kimyasalı tetikler ve bir kısır döngü başlar. Çıkış yolu bulmak istesekte, duygular sonucu oluşan alış...

Insan Uykudadır Ölünce Uyanır

Resim
Bu dünyada yaşarken Hakikat'in idrakine varamaz, uyanamazsak yani simülasyonu kırıp Miraç edemezsek Hakikat alemine geçemeyiz. Sadece bir hayal aleminden başka bir hayal alemine geçeriz. Beden algısından kurtulmak; kısıtlı güçten çıkmak ve sonsuz güce ulaşmak, eşyanın ardındaki Hakikat'i görmektir. Düalite Allah öyle istediği için var ve tüm formüller insanın tekâmülüne hizmet ediyor. Şeytan da Allah'ın ilmini kullanarak Allah'a hizmet ediyor. Önemli olan karanlık ve aydınlığın savaşında bizim hangi yolu seçeceğimiz... Allah hepimize dosdoğru yol üzerinde olmayı nasip etsin 🙏

Her Sabah Yeniden Doğarız

Resim
Sabah uyanınca aynaya, aynada gözlerinizin içine bakarak kendinize odaklanın. Aynada gördüğünüz kim? Özdeğer duygusuna sahip ve yaşadığı her anın keyfini çıkaran biri mi? Başkaları için yaşayan biri mi? Içinizde en yoğun hissettiğiniz duygu ne? Suçluluk, değersizlik, umutsuzluk, eleştiri, mutluluk, huzur, neşe, keyif, coşku? Araştırmalara göre başkalarına verdiği değeri kendine layık görmeyen kişilerin depresyon ve kaygı bozukluğu yaşama riski daha yüksek. Kendine dikkatlice bak ve "sen değerlisin", "seni seviyorum" de. Yaşadığın yıllar boyunca kendinden neleri esirgediğini farket ve kendini sevmeye başla. Kendini sev ki hayatına sevgi çek. Kendini suçlama, affederek sırtında taşıdığın yüklerden kurtul, herşey yaşandı bitti. Bu sabah güne hayatının ilk günü gibi kendine değer vererek, kendini şımartarak ve içindeki çocuğun sesini dinlemeye karar vererek başla😍

Allah Îsminin Esrarı

Resim
Allah isminin esrarı: Elif kaldırılınca Lilah kalır, anlamı; yerde ve gökte olan herşey Allah'ındır. L harfi kaldırılınca Lehu kalır, anlamı; yerde gökte olan herşey onundur. Lehu'nun L'si kalkınca Hû kalır, anlamı; Allah'tan başka ilah yoktur, ancak O vardır. Detaylı bilgi için Cemal Nur Sargut'un Ayetü'l Kürsi kitabına bakabilirsiniz.

Kaos Teorisi

Resim
Olasılıklar ve bilinmezliklerle dolu bir evrende yaşıyoruz. Belisizliklerle dolu olasılıklar okyanusunda bir damlayız... Özünde tahmin edilemez gibi görünen sistemlerin davranışını tahmin etme bilimine Kaos Teorisi deniyor. Kaostan oluşan bir sistemde varlığımızı devam ettiriyoruz ve bu karmaşık yapının içinde herbirimiz etkiliyiz. Kalbimizin atışından yıldızlara kadar herşey bu karmaşık yapının bir parçası ve hep birlikte düzen oluşturuyor. Kaos gibi görünen ama düzeni inşa eden bir yapı... Muhteşem bir matematik... Kaosun içinde dengeyi sağlayarak ve olumlu adımlar atarak, gerçekliğimizi yeniden inşa etmek, süregelen düzenimizi değiştirmek mümkün. Sadece çok iyi gözlem yapmak ve ipuçlarını yakalamak gerekiyor. Hangi duygu ve düşüncelerimiz ile yaşadığımız gerçekliği inşa ettiğimizi sorgulamakla başlayabiliriz. Kuantum fiziğinin ortaya çıkardığı belirsizlik dalgaları tüm gerçekliğimizi oluşturuyor. Kelebek etkisi umut vadediyor. Çünkü atacağımız olumlu bir adımın olumlu sonuçl...

Beden ve Bilinç Arasındaki Bağlantı

Resim
Bedenimiz enerjinin iletim ağıdır ve bilgi içerir. Örneğin yürümeye karar verdiğimizde bedenimize yürü komutunu veren biziz. Gün içinde bedenin tüm eylemlerini biz yönlendirdiğimize göre bedenin kontrolü bizde. Îradeyi geliştirme çalışmalarının sebebi; zihnin bedeni kontrol edebilmesini sağlamaktır. Beynimiz ve bedenimiz üç katmandan oluşur. Bilinçaltımız ve ona bağlı olan bedenimizin kalpten aşağısı bizi kontrol etmeye başladığında duygu ve düşüncelerimizin yönetimine gireriz. Kök Çakra, Sakral Çakra ve Solar Peleksus yani yapma ve eylem dünyasını anlatan ilk üç  çakra bu alanla ilgilidir. Kalp Çakrası, ifade ile ilgili Boğaz Çakrası ve alnımızdaki durugörü alanı olan 6. Çakra zihin alanı ile ilgilidir. Enerjiyi yükseltip kalbe ulaştığımızda, bedeni zihin ve kalp birlikte yönetmeye başlar. Zihnimiz bu dünya yaşamında gerekli olanları bize sunan ikinci katmandır. Enerjiyi daha da yükseltip bilinç ötesine taşıdığımızda ise daha üst sistemlere bağlanmamızı sağlayan Taç Çakra ...

Sevginin Gücü

Resim
1 milyon kişinin yaşadığı bir şehirde farkındalık oluşturabilmek için 100 kişinin yeterli olduğunu söylüyor Pierre Frackh... Îçimizde huzura ve güzelliklere yer açtığımız ve bunu yaymaya başladığımızda büyük bir değişimin fitilini ateşliyoruz... Kelebek etkisi... Bir grup insanın sevginin gücüne inanıp bunu yaymaya başlaması durumunda Dünya üzerinde nasıl bir değişim yaratabileceğimizi düşünün... Pierre Frach: "Îçimizdeki inançların gücü, bir grup insan bu inancı kabul edip etrafa yaydığında gerçekleşir" diyor. Sevginin ışığı olalım ve tüm dünyaya sevgi yayalım. Dünyayı kurtaracak tek şey sevgi...Sevgiyle aydınlanır ve arınırız... Sevgiyle Aydınlanır ve Arınırız