Kayıtlar

Haziran, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kuantum Enerji Alanı

Resim
Evren birbirinden bağımsız maddelerden oluşmamıştır. Aksine birbiri ile bağlantı halinde olan devasa bir enerji alanıdır ve sürekli yeni bir oluşum halindedir. Atomaltı parçacıklar ara vermeksizin iletişim kurarak bilgi değişimi yapıyorlar. Birbiri ile haberleşen ve değişime yol açan dev bir kuantum bilgi alanı içinde varlığımızı sürdürüyoruz. Bu dev kuantum enerji alanının bir parçasıyız ve frekansımız ile ilgili alana çekilerek gerçekliğimizi oluşturuyoruz. Amaç arınmak ve süptil değişiklikler yaratarak sürekli sevgiye doğru ilerlemek. Kapılarını sevgiye açanlar; yüksek farkındalık düzeylerine çıkarken, alt bilince ait düşük titreşimli duygu ve düşünceler içinde yaşayanlar; bilincin karanlık dehlizlerinde kayboluyor ne yazık ki! Mükemmel bir yaratım olduğumuza ve yaşadığımız tüm deneyimlerin bizi üst düzey farkındalık boyutuna çıkarmak için olduğuna tüm kalbimizle güvenelim ve inanalım. Olan herşey bizim iyiliğimiz için yaşamımızda. Var olan herşeyi sevgiyle kucaklayalım ve şük...

Ruh

Resim
Ruh bir enerjidir, bir bilgi okyanusudur. Însansa bu okyanustan bir damladır. Okyanustaki bir damla olan ruh; öğrenmek için dünyaya gelir ve deneyimlemek için insan bedenini kullanır. Ruh ile beden arasında bağlantı kordonu vardır. Ölüm, ruhun beden ile olan bağlantısını sağlayan bu kordonun kopmasıdır. Bağlantı koptuğunda; beden ölür ancak ruh yolculuğuna devam eder. Ruhumuz ile bağlantıya geçince büyük bir enerji açığa çıkar. Bu alana astral beden denir. Vücudumuzdaki elektrik enerjisi ise; vücudumuzun etrafında elektromanyetik alan oluşturur. Bu iki alan sürekli birbiri ile iletişim halindedir. Ruhun gelişmişlik düzeyi az ise; ruh ve bedeni birbirine bağlayan kordon kısa olur. Ruhun gelişmişlik düzeyi arttıkça; kordon uzar ve yüksek frekanslara ulaşım imkanı sağlar. Astral Seyahat... Ruhun sınavı; Însan-ı Kamil olabilmektir. Îradeyi kuvvetlendirmek ve nefs sınavlarını tamamlayarak Îlahi Öz'e ulaşmaktır amaç. Kendimizi yaşamı deneyimlemek için gelen bir ruh olarak görd...

Bizi Biz Yapan Nedir?

Resim
Bizi biz yapan nedir? Beynimizde 100 milyar nöron var ve bu nöronlar kendi aralarında bağ kurar. Alınan bilgiler kaydedilir ve ışık hızından daha hızlı bir bağlantı ile tüm nöronlara iletilir. Her bilgi işleyen sistem yeni bir bilgi, bilinç, zeka üretir. Beyin bilgiyi işler ve yeni fikirler üretir. Nöronlar beynin, beyin ise evrenin minyatürüdür. Zerrede kürre kayıtlı! Mucize matematik her yerde😍

Özgürlük

Resim
Alışkanlıklarımızı gözden geçirelim ve ne kadarını bilinçli bir şekilde seçtiğimizi farkedelim. Birçok alışkanlığımız biz farkında olmadan düşünce sistemimiz ve duygularımız sonucu oluşur. Sürekli tekrar edilen her şey alışkanlığa dönüşür. Beyin geçmişin kayıtlarını hafızada depoladığı için; bizi direk geçmişe bağlar. Güne başladığımızda geçmişin kayıtları ile hareket etmeye başlarız. Bu da mutsuzluk getirir ve o anki halimizi, duruşumuzu belirler. Hislerimiz geçmişin ürünüdür ve geçmişe takılıp kalmamıza neden olur. Geçmişte yaşanan bir travma hafızaya her çağrıldığında aynı kimyasal salgılanır ve tekrar tekrar aynı olayı yaşarız. Geçmişte olan bir şeye karşı olan duygusal reaksiyon sürekli tekrarlanırsa kişilik özelliğine dönüşür ve bilinçaltı programının esiri oluruz. Sabah kalkınca neleri otomatik yaptığımızı gözlemleyelim. Bilinçsiz yaptığımız birçok şey bilinçaltı programıdır. Aynı şeyleri yapmayalım, kontrolü elimize alalım ve vücudumuza Efendi'nin kim olduğunu göst...

Olumlu düşünce

Resim
Sadece olumlu düşünmek yetmez. Zihnimizdeki enerjiyi üretken ve olumlu düşüncelere dönüştürmek ve negatif düşüncelerden kurtulmak gerekir. Bilinçaltımız bilincimizden daha güçlüdür. Bazen ne kadar olumlu düşünmeye önem versek ve çabalasakta başarısız oluruz. Çünkü bilinçaltındaki kayıtlar, düşüncelerimizi devre dışı bırakır.

Kozmik Bilinç

Resim
Kozmik bilinç; olan ve olacak olan herşeyi barındırır ve biz frekansımız oranında ona ulaşırız. Dünyada herbirimiz kendi rüyamızın içinde yaşıyoruz. Geçmiş, gelecek ve ego kapanına sıkışmış bir yaşam. Rüyadan uyanmak için bilincimizi genişletmek, fizikötesi alemin farkına varmak gerekiyor. Okyanusta bir damla olduğumuzu, aynı zamanda okyanusun bir parçası olduğumuzu ve ona döneceğimizi idrak etmek. Aydınlanmış insanlar incelendiğinde; Algılarının çok güçlü olduğu, renkleri  ve kokuları daha yoğun hissettikleri Doğada huzur buldukları ve doğanın bir parçası olduklarına inandıkları Dramatik duygulara şahit oldukları ancak o duyguların ötesine geçmeyi başardıkları Olana rıza gösterip, hoşgörülü oldukları ve akışa güvendikleri Ôlümün örüntünün bir parçası olduğunu bildikleri için ölüm korkularının olmadığı Yaratıcı düşündükleri, şükür ve tevazu içinde oldukları Anılardan ders çıkardıkları ama anılara esir olmadıkları gözlemlenmiş.

Farkındalıklı Yaşamak

Resim
Olumsuz duyguların baskısından kurtulabilmek için geçmisteki travmadan kurtulmak büyük önem taşır. Hayatta hepimizin başına herşey gelebilir, hastalık, kayıp, ölüm herşey bizim için... Yaşadığımız travmalar sonucu oluşan duygular deneyimdir. Önemli olan travmaya verdiğimiz tepkinin süresi. Süre uzadıkça yaşadığımız tepki kimliğimiz haline gelir. Acı, sinir, öfke, umutsuzluk gibi duygular geçmişin kimyasal kalıntılarıdır. Tekrar tekrar geçmişe gitmek ve travmayı düşünmek yerine o duygudan gereken deneyimi almak ve serbest bırakmak gerekir. Travmayı düşündüğümüz heran eski kayıtlar devreye girer, vücut aynı kimyasalı salgılar ve bedende rahatsızlık başlar. Vücudumuzdaki bu sıkışmış enerji ancak geçmişte yaşamayı bırakıp, duygunun üstesinden geldiğimiz zaman serbest kalır. Bunu başarabilmek için AN'a odaklanmamız gerekir. Beden şimdiki ana çekilince; zihin bedenden uzaklaştırılır ve sıkışmış enerji salınır. Düşünceyi serbest bırakmak için odak noktamızı değiştirmek gerekir. Pr...

Başarı Doğru Olanı Seçmektir

Resim
Başarı doğru olanı seçmekle başlar. Düşüncelerimiz enerji  parçacıklarıdır ve her enerji titreşimi oranında bir frekansa, frekansta bilgiye dönüşür. Sonsuz olasılıklara sahip bilgi(enerji) okyanusunda sonsuz seçenekler vardır ve biz neye  odaklanıyorsak; hayatımıza onu çekeriz. Niyet edelim, dua edelim ve dileğimiz olmuş gibi gözümüzde canlandıralım. Bilinçaltımız düşündüğümüz şeyleri sorgulamaz, doğru kabul eder ve onu gerçekleştirmek için harekete geçer... Frekansımız dileğimizle eş şekilde titreştiği zaman mucizeler gerçekleşir. Frekansımızın yüksek olması duygularımızla ilgilidir. Öfke, kıskançlık, yargılama gibi duygular frekansımızı düşürürken iyi niyet, sevgi, cömertlik gibi duygular frekansımızı yükseltir...

Kuantum Düşünce Tekniği

Resim
Kuantum düşünce tekniği Bilinçaltı dünyamızı keşfetmek ve kendimizi tanımak esasına dayanır. Kendimizi keşfettiğimizde içimizdeki potansiyeli farkederiz. Potansiyelimizi ve yapabileceklerimizi görmek; bilinçaltımızı kontrol etme ve zihnimizi dışarıdan izleme yeteneğini geliştirir ve yaşamımızın kontrolünü elimize almamızı sağlar. Bilinçaltımızı kontrol etmeye başladığımızda enerjinin farkına varmaya ve onu kullanmaya başlarız. Bu farkındalık içimizdeki Öz'e ulaşmanın kapılarını açar. Enerjiyi doğru kullanabilme gücü; bize sürücü koltuğunda bizim oturduğumuz bir yaşamın kapılarını açar. Evrende sınırsız kaynak, bolluk, sevgi var ve hepsi biz insanların hizmetinde, evren olasılıklarla dolu ve biz niyet, dilek ve eylem yolu ile bu olasılıklar denizine ulaşabilir, yaşamak istediğimiz gerçekliği yaratabiliriz. Olumsuz düşünceler içinde olasılıklar mevcut; kıtlık bilinci, savaş, acı ve yaşanan dramlarla ilgili alanlara odaklananlar da kendilerine bunları çekerler.

Düş Zamanı

Resim
Aborjinler "Düş Zamanı" dedikleri sonsuzluğa ve Dünyada yaşarken de oraya ulaşmanın mümkün olduğuna inanırlar. Uyku esnasında oraya gittikleri için aborjinlere göre rüya; Düş Zamanı'ndan alınan sembolik bilgilerdir. Sonsuz yaşam adını verdikleri Düş Zamanında geçmiş, gelecek, şimdiki an mevcuttur ve zaman yoktur. Hz. Muhammed: "Însanlar uykudadırlar öldükleri zaman uyanırlar" der. Insan kelimesi Arapça  "unutan" demektir. Îlkel bir kabile olan Aborjinler hatırlıyor olabilir mi? Noktayı bir Aborjin atasözü ile koyalım: "Biz bu zamana ve yere misafiriz. Geçip gidiyoruz. Amacımız; gözlemek, öğrenmek, büyümek, sevmek ve sonra eve geri dönmek."

Bilinçaltı Temizliği

Resim
Bilinçaltımız bir tarlaya benzer. Doğduğumuz andan itibaren çevremizden gelen uyaranlar ile dolmaya başlar. Ancak bu tarlada yabani ot da biter, çalı da, çiçek de... Bizim bilinçaltımızda neler var? Güller mi, dikenler mi? Korku ve endişe içinde isek, hayattan keyif alamıyor ve hayatımıza bizi mutlu etmeyen insanları çekiyorsak bilinçaltımızda temizlenmesi gereken çok fazla yaban otu var demektir. Güzel düşünmek ve güzel hayaller kurmak bahçemize gül ekmek gibidir. Ancak bahçemizde çok fazla yaban otu ve çalı varsa diktiğimiz güller yeşeremez. Önce tarlamızı temizlemeliyiz. Bizi aşağı çeken korku, endişe, değersizlik, suçluluk gibi duyguları temizlemeliyiz ki yerine; özdeğer, güven, sevgi, huzur, neşe, keyif, coşku gibi duygular koyabilelim. Her sabah aynada gözlerimizin içine bakarak bilinçaltımıza ekmek istediğimiz duyguları tekrar edelim. "Ben değerliyim, mutlu ve huzurlu olamayı, sevgi, bolluk, bereket içinde yaşamayı hak ediyorum. Hayatıma bana değer, huzur ve sevgi...

Îyi Duygu Durumu

Resim
Duygu durumumuzda değişiklik olduğunda, örneğin sıkıntılı bir ruh halinden neşeli bir ruh haline geçtiğimizde; bedenimizde çok hızlı bir şekilde 1400 biyokimyasal değişim salgılanır. Duygu durumumuza göre salgılanan kimyasallar yaşam kalitemizi belirleyici bir rol oynar. Kötü duygular sonucu salgılanan kimyasallar bize zarar verirken, iyi duygular sonucu salgılanan kimyasallar; bizi yeniler, gençleştirir ve sağlıklı yaşamamızı sağlar. Duygularımızı kontrol etmeyi öğrendiğimiz de ruhen ve bedenen sağlıklı yaşarız. Kin öfke, suçluluk, kıskançlık gibi duygular düşük frekanslıdır ve bağışıklık sistemimizi kapatır. Sevgi, özdeğer, affetme gibi duyguların ise frekansı yüksektir ve bağışıklık sistemimizi güçlendirir. Duygularımızın arkasındaki düşüncelerimizi farkedelim ve farkındalıklı yaşayalım.

Însan Olmak

Resim
Ruh însan olmak üzere yola çıkar. Amaç deneyimlemek ve büyümektir. Yolculuğumuz boyunca yaşadığımız deneyimlerin bizi büyütmek için olduğunu anlamak farkındalıklı yaşamaktır. "Bu dünyaya neden geldim?" Sorusu uyanışın ilk aşamasıdır. Düşüncelerin farkına varmak ve kontrol etmek ikinci aşama. Duyguların farkına varmak üçüncü aşama. Koşulsuz sevmek dördüncü aşama. Egoyu farketmek ve onu kontrol edebilme yeteneğini kazanmak beşinci aşama. Herşeyin bir olduğunu, hepimizin tek bir bütünün parçaları, okyanustaki bir damla olduğumuzu farketmek ise altıncı aşamadır.

Bilinçaltı Programı

Resim
Hipocampus beynimizin anılardan sorumlu olan bölgesi. Zihnimiz 3 yaşına kadar olan anılarımızı hatırlamıyor ancak hipocampus beden hafızasına bu anıları kaydediyor. Yaşadığımız her travma kaydediliyor. O travma sonucu oluşan duygu da kaydediliyor. Bilinçli kısmın bilmediği bu anılar ateşlendiği zaman ise hastalıklar baş gösteriyor. Bugün sebebini bilemediğimiz bir çok hastalık 3 yaş altındaki travmalarımız nedeni ile oluşuyor. Anne- baba olmak büyük bir sorumluluk... Tüm hayatımızı etkileyecek olan bilinçaltı programı anne babalar tarafından yazılıyor...

Îşleyen Demir Işıldar

Resim
Beynin egzersiz ile geliştirilebilir bir kas gibi olduğu ile ilgili farkındalık her geçen gün artıyor. Otopsi incelemelerinde; eğitim sayesinde nöronlar arasındaki bağlantı sayısının arttığı görülmüş. Nöronlar arasında ne kadar çok bağlantı kurulursa; o oranda nöronlar birbirinden uzaklaşıyor ve beynin hacmi artıyor. Beyni uyarmak, beynin gelişmesine olanak sağlıyor. Beyin yaşayan, değişen ve gönderilen sinyallere uyum sağlayan yapısı ile mucizeler yaratan bir organ. Beyni öğrenmeye zorlamak gerekiyor. Okullarda el yazısı öğretilmesinin; motor kabiliyetleri güçlendirdiği, hızlı ve akıcı konuşmaya katkı sağladığı farkedilmiş. El yazısı zorlayıcı ancak öğrencinin kazanımlarını artıran bir uygulama... Dr. Norman Doidge'nin "Kendini Değiştiren Beyin" kitabında okuduğum enteresan bir vakadan söz etmek istiyorum. Felç geçirerek konuşma ve yürüme kabiliyetini yitiren bir hastaya sıfırdan yürüme ve konuşma eğitimi verildikten sonra hasta bu melekeleri tekrar kazanıyor ...

Nefsini bilen Rabbini bilir

Resim
Îbadet etmek; dış çevre ile bağlantıyı keser ve böylece beyne daha az duygusal bilgi gider. Tüm ibadetlerin amacı olan nefsin terbiyesi; vücudu eğitmektir. "Nefsini bilen Rabbini bilir" çünkü dikkatimizi bulunduğumuz An'a odaklamamızı sağlar. Tıpkı bir hayvanı eğitir gibi bedene oturmayı, durmayı anda kalmayı öğretmek gerekir. Böylece bedenin kontrolü ele alınır. Parçacıktan dalgaya, dalgadan maddeye, maddeden enerjiye geçmek fizik bedenin dayatmalarından kurtulmak ile gerçekleşir.

Kendimize Ne Söz Verdik?

Resim
Beynimiz üç katmandan oluşuyor: Îçgüdüsel davranışlarımızın merkezi olan; beyin sapı, duyguları kontrol eden; limbik sistem ve gelişmiş beyin; neokorteks. Nasıl beynimiz üç katmandan oluşuyorsa bedenimizde üç katman: Dürtüsel ve geçmişte yaşayan düşünce ve duyguların kontrolü altındaki fizik beden, Gelecek korkusu ve kaygısı ile dolu dünya yaşamına odaklanmış zihin beden, AN'da yaşayan ve deneyimin keyfini çıkaran enerji beden. Biz hangi beyin ya da bedenin kontrolü altındayız? Biz bu dünyaya neden geldik ve kendimize verdiğimiz sözü tutabildik mi? Nefis odaklı fizik bedenin ya da zihin bedenin yönetimine girmiş ve Shakespeare'in dediği gibi kendimize verdiğimiz sözü unutmuş olabilir miyiz? Biz dünyaya neşe, keyif, coşku içinde deneyimlemeye gelen bir ruh iken, alt düzey enerjilerin kapanına sıkışmış olabilir miyiz?

Bir ben vardır bende, benden içeri...

Resim
Yaşamımız küçük detaylardan oluşur. Küçük detayları gözlemlemek bizi farkındalığa ulaştırır. Örneğin; bir elmayı elimize alalım, canlılığını hissedelim ve ısırdığımızda tadını hissedelim. Hissetmeye daha çok zaman ayıralım. Otomatik yaptığımız şeylerin farkına varalım ve herşeyi farkındalıkla yapalım. Kontrol bizde olsun. Zihnimizin, bilinçaltımızın ve ruhumuzun farkına varalım. Fizik beden, Zihin beden, Enerji bedenden oluşan üç katmanlı bir canlıyız. Peki biz hangisiyiz? Îçimizde kaç tane "ben" var? Bizi bilinçaltımız mı, zihnimiz mi yönetiyor? Ya da biz tüm bu bedenlerin farkına vardık ve kontrolü elimize almayı başarabildik mi?

Pes Etmek

Resim
Çaresizlik içinde pes ettiğimizde; beynimizde bir sorgulama başlar. Birden herşey durur. Düşünce, duygu, sorgu, endişe, öfke biter ve herşey durur. Bu esnada beynimizde gama dalgaları yükselir, yaratıcılık harekete geçer ve herşeyin ne kadar basit olduğunu görmemizi sağlayan bir aydınlanma gerçekleşir. Kuantum yasası, sonuca odaklanmamız ve sonucu gözlemlememiz gerektiğini söyler. Nasıl ve neden demekten vazgeçtiğimizde ve akışa teslim olduğumuzda; evren bizi yeniden organize eder. Evrene güvenmeli ve  yolundan çekilmeliyiz ki; sistem sorunu çözsün. Çünkü akışa güvenmeyip, endişe içinde olduğumuzda, stres hormonları salgılanır ve korku oluşur. Korku bizi zamana odaklar; geçmişin kaygıları, geleceğin korkuları içine hapseder. Bu durumdan kurtulabilmenin tek bir yolu var: "Hiç Olmak" Hiç olmak; olaylara verdiğimiz tepkileri değiştirmek ve bilinmeyene güvenle adım atabilmektir. Bedene AN'da yaşamayı öğretmektir. Sıkışmış enerjiyi serbest bırakıp An'da kalmaya de...

Düşünce - Frekans - Gerçeklik

Resim
Yedi çakranın her biri; bir tekâmül aşaması ile ilişkilidir ve frekansımız tekâmül derecemizi belirler. Düşüncelerimizi; geçmiş deneyimlerimiz, hafızamız ve Levhi Mahfuz'dan (Evrensel bilinç) erişebildiğimiz bilgiler oluşturur. Zihnimiz bu bilgileri sentezler ve düşüncelerimize denk olan frekansta titreşerek çakralarımızın senkronizasyonunu sağlar. Bu senkronizasyon, düşüncelerimizin yazgıya dönüşmesi konusunda belirleyici bir rol oynar. Çakralarımızın frekansları, düşüncelerimiz ile eş şekilde titreştiği zaman yaratım gerçekleşir. Evrensel bilgiler, frekansımız doğrultusunda açılır. Düşük frekanslı düşünceler; (kin, öfke, nefret vb ) çakra frekansımızı düşürür. Düşük frekansta titreşirsek, Levhi Mahfuz'a ulaşamaz, düşük titreşimli olay ve kişilere çekiliriz. Frekansımız yükseldikçe; yüksek frekanslı düşüncelerin karşılığı olan madde ortam (dünya-beden) deneyimleri yaşarız. Yani frekansımız yüksekse; hem bu dünya nimetlerinden, hem de ahiret nimetlerinden faydalanabil...

Karanlık Madde ve Karanlık Enerji

Resim
Bir yıldızın ölümünü gözlemleyerek evrenin kaderi hakkında bilgi sahibi olabileceklerini düşünen bilim adamları çöken büyük yıldızları incelemeye başladı. Kuran'da yerlerin ve göklerin 6 günde tamamlandığından bahsedilir ve yaşamın her aşamasında 6 sayısı karşımıza çıkar. Mitoz ve mayoz bölünme, bebeğin oluşumu ve büyük bir yıldızın çökerek karadeliğe dönüşmesi hep 6 evrede tamamlanır. "Bakın, yıldızların yerlerine yemin ederim. Ki bilseniz, bu gerçekten pek büyük bir yemindir." Vakıa Suresi 75-76. Ayetler Karanlık madde ve karanlık enerjinin keşfi ve evreni ikisinin birlikte yönettiği bilgisi evrenin kara kutusu diyebileceğimiz karanlık maddenin herşeyi bir arada tutan güç olduğunu gözler önüne serdi. Derin uzayın iskeleti diyebileceğimiz karanlık madde galaksileri yönetiyor ve bir arada tutuyor. Evren sürekli genişliyor ve hızlanıyor. Bu esnada karanlık madde ve madde arasındaki çekim karanlık enerjiye yeniliyor. Evrendeki büyüme ve boşluk arttıkça karanlık ener...

Anlamlı Bir Hayat

Resim
Hayat amacımız anlamlı bir hayat yaşamak olmalı. Bunun için önceliklerimizin farkında olmalıyız. Neleri yapmaktan hoşlandığımızı keşfetmeli, aklımızla ve kalbimizle uyumlu olan ideallerin peşinde koşmalıyız. Kalp sesimizi dinleyerek, umutlarımızdan vazgeçmeden, inançla yolumuzda yürümeliyiz...Kendi ateşimizi kendimiz yakarak, kendi hikayemizi kendimiz yazarak, korktuğumuz şeylerin üzerine giderek, güvende olduğumuzu bilerek...Ne demiş Mevlana: " Kendini küçük görmeyi bırak. Sen yürüyen evrensin." Kalbin ilacı sevgi. Yolumuz sevgiye ulaşmak için olmalı. Sevgi kendi içimizde. Düşüncelerimizden kurtulmayı ve kalp sesimizi dinlemeyi öğrendiğimizde hayatımız sevgi olur.. Şükür, sabır, hoşgörü bizi sevgiye ulaştırır. Îcimizdeki boşluk sadece sevgi ile dolar...

Sevgiden Yaratıldık

Resim
Yaşamımızı gözden geçirdiğimizde sürekli sergilenen hangi oyunun içindeyiz? Oyuncular değişiyor ama hep aynı senaryo karşımıza geliyorsa ve mutsuz isek;  düşünme vakti gelmiş demektir. Çünkü bu durum bilinçaltımıza işlenen ve silinmesi gereken bir kaydın sonucunda gerçekleşmektedir. Bizim düşüncelerimizin ve ruhsal enerjimizin bir sonucudur. Birbiri ardınca gelen benzer üzüntüler uyanma vaktinin geldiğini gösterir. Uyanma gerçekleştiğinde ise sorun çözülür. Kendi mutlu hayatımızı yaratmak bizim elimizde. Hayatımızda aynı olayların hangi düşünce ve enerji sebebi ile yaratıldığını kavradığımız zaman şifa gerçekleşir. Biz değerliyiz, özeliz, seviliyoruz ve sevgiden yaratıldık. Aşk, mutluluk, zenginlik ve sevgi içinde yaşayanlar yeteklerinin farkına varan ve doğru şekilde kullananlar. Yaşamın özü sevgidir, hayatın bir lütuf olduğunu farkedersek coşku içinde yaşarız, yaşadığımız her anın kıymetli olduğunu bilerek😍

Çakralar

Resim
Vücudumuzdaki çakralar hormonal sistemdeki salgı bezleri ile bağlantılıdır. Büyük sinir ağlarına da yakındırlar ve bazı noktalarda omurga ile kesişirler. Çakrada olan bir sorun; salgı bezini ve o salgı bezinin bağlı olduğu yapıyı etkiler. Her çakra düşünce ve duygularımızla bağlantı halindedir. "Andolsun, biz sizin üzerinizde yedi yol yarattık." Muminun süresi 17 Çakralar evrensel bilgiye açılan kapılardır. Çakraların frekansı yükseldikçe, yüksek frekanslı bilgilere erişim imkânı oluşur. Çakralar açık ve aktif olduğunda; hayat enerjisi bedene akar. Ancak çakra kapalı ise, bağlı olduğu hatta hastalık oluşur. Çakra çok yüksek frekansta titreşmeye başladığı zaman; çakranın frekansı ile orantılı evrensel bilgi beyne akmaya başlar. "Onlar O'nun bilgisinden, bizzat kendisinin dilediği dışında hiçbir şeyi kavrayamazlar." Bakara suresi 255. Ayet Yedi çakranın her biri içsel gelişim basamakları ile de bağlantı halindedir. Çakraya ait yaşam deneyimi alındığı ...

Elektron İçindeki Mikro Evren

Resim
Bir parçacık titreştiği frekans ölçüsünde enerjiye sahiptir. İki foton çarpıştırıldığında; maddenin temel parçacıklarından biri olan elektron ve elektronun karşıt parçacığı olan pozitronun elde edilmesi ışığı oluşturan parçacıkların maddeye ve karşıt maddeyi oluşturan parçacıklara dönüştüğünü gösterdi. Işık bütün madde evrenin kaynağıdır. "Allah göklerin ve yerin nurudur. Onun nurunun misali, içinde kandil bulunan bir kandilliktir. Kandil bir cam içindedir. Cam inciyi andıran bir yıldızdır; bu kandil doğuya da batıya da ait olmayan, yağı neredeyse ateş dokunmasa bile ışık veren mübarek bir zeytin ağacından yakılır. Nur üstüne nur. Allah nuruna dilediğini kavuşturur. Allah, însanlar için misaller veriyor, Allah her şeyi hakkıyla bilmektedir" Nur suresi 35.ayet Elektron içindeki mikro evren! Işık ile madde arasındaki bu ilişki düşüncelerimiz ve ışık arasında da mevcut. Kuantum tünellemesi yöntemine göre bir parçacık evrenin bir noktasında kaybolup farklı bir noktasınd...