İlahi Mesajlar'ın Dilini Nasıl Okuruz?
Sınırlı veri toplayan bir zihne sahip olduğumuz için İlahi Mesajlar'ın bize sunduğu işaretleri okuyabilmek istiyorsak; sezgilerimizi dinlemeli ve farkındalığımızı artırmalıyız. Eşzamanlılık, anlamlı tesadüfler, rüyalar, sembol ve sayılar, kazalar, hastalıklar, bazı eşyalarımızın kaybolması veya çalınması, tekrarlanan olaylar bize gönderilen İlahi Mesajlar'dır. Farkındalık; bize gönderilen İlahi Mesajlar'ın dilinin okunması ile yaşama sağlanan uyumdur.
Herşeyi kontrol edemeyiz bazen belirsizliğe saygı duymak, gereksiz güç mücadelesinden kaçınmak, direnmek yerine uyum sağlamak hayatla barışık olarak yaşamamıza yardım eder, hayattan keyif almamızı sağlar.
Duygu durumumuzda bozulmalar ve stres yaşadığımızda önce auramızda yırtılmalar olur, duygu durumumuzla ilgili olan çakrada sorunlar başlar ve sonuç olarak o çakra ile ilgili organda hastalık baş gösterir.
Örneğin kendimizi ifade etmekte zorlanıyorsak boğaz bölgesi etkilenir ve tiroit sorunları yaşayabiliriz. Esnek değilsek ve katı bir bakış açısına sahipsek boyun ağrıları, geçmişin yüklerinden kurtulamıyorsak omuz ağrıları, hayatın yükünü tek başımıza sırtlandığımızı düşünüyorsak bel ağrıları yaşamaya başlarız. Zihindeki düşünce yapısı önce aurayı sonra da organı bozarak bu duygu durumunu düzeltmemiz için bize haber verir ancak biz mesajı anlayamazsak sorun tıbbi yardım alınmasına rağmen sürer gider, ta ki biz verilen mesajı anlayıp duygu durumumuzu düzenleyene kadar. Hastalıklara bize gönderilen İlahi Mesajlar gözüyle bakabiliriz.( Daha geniş bilgi için Hastalıklardan Korunmak İçin Beynimizin Kodlama yazısına tıklayabilirsiniz.)
Yaşadığımız kazalar durmamız, dinlenmemiz, beklememiz gerektiği konusunda uyarıcı olabilir. Bu durumda ısrardan vazgeçmek, durmak ve dinlenmek gerekir. Hayatı kontrol etmeye çalışmak veya evden çıktığımız gün öfke benzeri negatif enerjide titreşmek de bazen kaza geçirmemize sebep olabilir. Aslında kaza olmadan önce bize bir çok mesaj gelmiştir ancak biz gelen mesajları okuyamadığımız için olay kaza ile sonuçlamıştır. Örneğin bir yere gitmek üzere yola çıktığımızda; arabanın tekerinin patlaması veya şemsiyesiz yağmura yakalanmak vb küçük engeller kaza öncesi işaretler olabilir.
Rüyalar da semboller yoluyla veya direk olarak bize mesaj verir. Mesaj sorduğumuz bir soru ile ilgili olabileceği gibi, direk gelecekten haber vermek şeklinde de olabilir. Rüyaları yazmak bu konuda farkındalığımızı artırmamıza yardımcı olur. Şahsen ben kafama takılan soruyu rüya defterime yazıp uyur ve gelecek cevabı beklerim.
Kullandığımız eşyaların kırılması, kaybolması veya çalınması da bilgelik dolu mesajlar içerir, okuyabilene😍 Kullandığımız eşyalar genellikle bir olay ve duygu ile ilişkilidir. Yaşanan olay eşyaya anlam yükler ve eşya yaşanan olayın enerjisini taşır. Örneğin hayatımızda artık bırakmamız gereken bir olay veya kişi ile ilişkili ise ve biz bırakamıyorsak, eşya kırılır veya kaybolabilir. Genellikle almamız gereken mesaj; o olay veya kişiye tutunmayı bırakmak veya anıyı silmek ile ilgilidir. Bazen de şikayet ettiğimiz, değer vermediğimiz, olumsuz enerji gönderdiğimiz eşyalar kırılıp kaybolabilir.
Sembol ve rakamlar kolektif bilinçte yerleşmiştir ve her rakam ve sembol bize mesaj verir. Özellikle tekrarlanan rakam ve sembollerin ne anlatmaya çalıştığını fark etmek İlahi Mesajlar'ı okumanın yollarından biridir. (Sık Karşılaştığımız Rakamlar Ne Anlama Geliyor? )
Hayatımız yolunda ise ve çok fazla engelle karşılaşmıyorsak her şey yolunda demektir. Ancak ısrarla istediğimiz bir konuda sık sık engellerle karşılaşıyorsak, ısrara devam ettiğimiz sürece; karşılaştığımız engellerin daha da sert mesajlarla hayatımıza gelmeye devam edeceğini unutmayalım. Böyle bir durumda ısrardan vazgeçmek ve teslimiyet büyük önem taşır.
Mesnevi'den bir hikaye: Hayvanların konuştuğu dili anlamak isteyen bir adam Hz. Süleyman'a yalvarır ve kendisine bu dili öğretmesini ister. Hz. Süleyman buna sabredemeyeceğini söylemesine rağmen çok ısrar eder ve sonunda hayvanların konuştuğu dili Hz. Süleyman'dan öğrenir. Çiftliğine gittiğinde horozla köpeğin konuşmasını dinler. Aç olan köpek horozdan taneleri yemesini, ekmeği kendisine bırakmasını istemektedir. Horoz köpeğe yarın eşeğin öleceğini ve yiyecek bolluğu olacağını söyleyince, bunu duyan adam hemen eşeği satar. Ertesi gün horozla köpeğin konuşmasını dinleyen adam atın öleceğini öğrenir ve atı da satar. Köpek horoza sitem eder "hani at ölecek karnımız doyacaktı", diye. Horoz atın ve eşeğin satıldığı yerde öldüğünü, bu sefer çiftliğin sahibinin öleceğini ve 40 gün boyunca ziyafet olacağını, karınlarının tıka basa doyacağını söyleyince, adam çılgına döner ve sağa sola koşuşturur " yokmu beni satın alacak biri", diye. Adam ölünce horoz der ki; "İnsanlar keşke canıma geleceğine malıma gelsin diyebilseler, hileye başvurmasalar, bunda da bir hayır vardır diye düşünebilselerdi."
Benim tavsiyem: Israr ettiğimiz ve olmasını çok istediğimiz bir olay varsa; zihnimiz mi, kalbimiz mi konuşuyor anlamak. Konuşan zihnimiz ise o olay veya kişiye tutunmayı bırakmak. Eğer konuşan kalbimiz ise; sınanıyor olabileceğimizi düşünerek sabretmek. Kutsal Kitabımız der ki: "Muhakkak ki, Allah sabredenlerle beraberdir."(Bakara 153)
Herşeyi kontrol edemeyiz bazen belirsizliğe saygı duymak, gereksiz güç mücadelesinden kaçınmak, direnmek yerine uyum sağlamak hayatla barışık olarak yaşamamıza yardım eder, hayattan keyif almamızı sağlar.
Duygu durumumuzda bozulmalar ve stres yaşadığımızda önce auramızda yırtılmalar olur, duygu durumumuzla ilgili olan çakrada sorunlar başlar ve sonuç olarak o çakra ile ilgili organda hastalık baş gösterir.
Örneğin kendimizi ifade etmekte zorlanıyorsak boğaz bölgesi etkilenir ve tiroit sorunları yaşayabiliriz. Esnek değilsek ve katı bir bakış açısına sahipsek boyun ağrıları, geçmişin yüklerinden kurtulamıyorsak omuz ağrıları, hayatın yükünü tek başımıza sırtlandığımızı düşünüyorsak bel ağrıları yaşamaya başlarız. Zihindeki düşünce yapısı önce aurayı sonra da organı bozarak bu duygu durumunu düzeltmemiz için bize haber verir ancak biz mesajı anlayamazsak sorun tıbbi yardım alınmasına rağmen sürer gider, ta ki biz verilen mesajı anlayıp duygu durumumuzu düzenleyene kadar. Hastalıklara bize gönderilen İlahi Mesajlar gözüyle bakabiliriz.( Daha geniş bilgi için Hastalıklardan Korunmak İçin Beynimizin Kodlama yazısına tıklayabilirsiniz.)
Yaşadığımız kazalar durmamız, dinlenmemiz, beklememiz gerektiği konusunda uyarıcı olabilir. Bu durumda ısrardan vazgeçmek, durmak ve dinlenmek gerekir. Hayatı kontrol etmeye çalışmak veya evden çıktığımız gün öfke benzeri negatif enerjide titreşmek de bazen kaza geçirmemize sebep olabilir. Aslında kaza olmadan önce bize bir çok mesaj gelmiştir ancak biz gelen mesajları okuyamadığımız için olay kaza ile sonuçlamıştır. Örneğin bir yere gitmek üzere yola çıktığımızda; arabanın tekerinin patlaması veya şemsiyesiz yağmura yakalanmak vb küçük engeller kaza öncesi işaretler olabilir.
Rüyalar da semboller yoluyla veya direk olarak bize mesaj verir. Mesaj sorduğumuz bir soru ile ilgili olabileceği gibi, direk gelecekten haber vermek şeklinde de olabilir. Rüyaları yazmak bu konuda farkındalığımızı artırmamıza yardımcı olur. Şahsen ben kafama takılan soruyu rüya defterime yazıp uyur ve gelecek cevabı beklerim.
Kullandığımız eşyaların kırılması, kaybolması veya çalınması da bilgelik dolu mesajlar içerir, okuyabilene😍 Kullandığımız eşyalar genellikle bir olay ve duygu ile ilişkilidir. Yaşanan olay eşyaya anlam yükler ve eşya yaşanan olayın enerjisini taşır. Örneğin hayatımızda artık bırakmamız gereken bir olay veya kişi ile ilişkili ise ve biz bırakamıyorsak, eşya kırılır veya kaybolabilir. Genellikle almamız gereken mesaj; o olay veya kişiye tutunmayı bırakmak veya anıyı silmek ile ilgilidir. Bazen de şikayet ettiğimiz, değer vermediğimiz, olumsuz enerji gönderdiğimiz eşyalar kırılıp kaybolabilir.
Sembol ve rakamlar kolektif bilinçte yerleşmiştir ve her rakam ve sembol bize mesaj verir. Özellikle tekrarlanan rakam ve sembollerin ne anlatmaya çalıştığını fark etmek İlahi Mesajlar'ı okumanın yollarından biridir. (Sık Karşılaştığımız Rakamlar Ne Anlama Geliyor? )
Hayatımız yolunda ise ve çok fazla engelle karşılaşmıyorsak her şey yolunda demektir. Ancak ısrarla istediğimiz bir konuda sık sık engellerle karşılaşıyorsak, ısrara devam ettiğimiz sürece; karşılaştığımız engellerin daha da sert mesajlarla hayatımıza gelmeye devam edeceğini unutmayalım. Böyle bir durumda ısrardan vazgeçmek ve teslimiyet büyük önem taşır.
Mesnevi'den bir hikaye: Hayvanların konuştuğu dili anlamak isteyen bir adam Hz. Süleyman'a yalvarır ve kendisine bu dili öğretmesini ister. Hz. Süleyman buna sabredemeyeceğini söylemesine rağmen çok ısrar eder ve sonunda hayvanların konuştuğu dili Hz. Süleyman'dan öğrenir. Çiftliğine gittiğinde horozla köpeğin konuşmasını dinler. Aç olan köpek horozdan taneleri yemesini, ekmeği kendisine bırakmasını istemektedir. Horoz köpeğe yarın eşeğin öleceğini ve yiyecek bolluğu olacağını söyleyince, bunu duyan adam hemen eşeği satar. Ertesi gün horozla köpeğin konuşmasını dinleyen adam atın öleceğini öğrenir ve atı da satar. Köpek horoza sitem eder "hani at ölecek karnımız doyacaktı", diye. Horoz atın ve eşeğin satıldığı yerde öldüğünü, bu sefer çiftliğin sahibinin öleceğini ve 40 gün boyunca ziyafet olacağını, karınlarının tıka basa doyacağını söyleyince, adam çılgına döner ve sağa sola koşuşturur " yokmu beni satın alacak biri", diye. Adam ölünce horoz der ki; "İnsanlar keşke canıma geleceğine malıma gelsin diyebilseler, hileye başvurmasalar, bunda da bir hayır vardır diye düşünebilselerdi."
Benim tavsiyem: Israr ettiğimiz ve olmasını çok istediğimiz bir olay varsa; zihnimiz mi, kalbimiz mi konuşuyor anlamak. Konuşan zihnimiz ise o olay veya kişiye tutunmayı bırakmak. Eğer konuşan kalbimiz ise; sınanıyor olabileceğimizi düşünerek sabretmek. Kutsal Kitabımız der ki: "Muhakkak ki, Allah sabredenlerle beraberdir."(Bakara 153)
💐
YanıtlaSil😍
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilHarika bir özet olmuş, teşekkürler:)
YanıtlaSil