Ruhsal Yolculuk

Hayatımızı gözlemleyip, kendimizi anlamaya çalıştığımızda ruhsal yolculuğumuz başlıyor. Genellikle ilk farkettiğimiz şey endişe ve korkularımızın hayatımızı şekillendirdiği gerçeği oluyor. Seçimlerimizin bizi hangi frekansa bağladığını farkettiğimiz an, aslında uyandığımız an. Hangi frekansta titreşiyorsak o enerji ağına, dolayısıyla o titreşimdeki kişi ve olaylara bağlanıyoruz. Neşe, keyif ve coşkuyu seçtiğimizde  enerjimizi düşüren dramadan uzaklaşmış oluyoruz.

Herşeyle ve herkesle bağlantıda olduğumuzu, doğa ile bir olduğumuzu farkettiğimiz, doğa ve hayvanlarla bağ kurduğumuz an, yolculuğumuzun bir diğer durağı. Bu durakta çok önemli bir yasanın farkına varıyoruz; eşzamanlılık yasası😍

Tesadüf ve eşzamanlılıkların farkında olduğumuzda, odak noktasının biz olduğumuzu ve herşeyin bize hizmet ettiğini farkediyoruz. Yaşadığımız tüm olaylar ve kişiler biz gereksinim duyduğumuz için hayatımızda ve bize birşey anlatıyor. Tekrarlanan sayılar, aradığımız konunun önümüze gelmesi,  mesajlar ve işaretlerle melekler bizimle konuşuyor.

Kararsızlık yaşadığımız durumlarda, sorularımıza zihnimizde cevap arıyoruz ancak sorumuz kaderimiz ile ilgiliyse  zihnimiz cevap veremiyor. Oysa evrenin dilini anlamayı seçer ve evrenle bağ kurabilirsek, bambaşka bir dünyanın kapısı açılır önümüze. Victor Hugo "Doğa konuşuyor, insanlık dinlemiyor" demiş. İnsanlık doğayla konuşmak yerine onu kontrol etmeyi seçti. Hayatımızda gerçekleşen anlamlı tesadüfler, düşündüğümüz kişinin bizi araması, hastalıklar, kazalar bize bir şeyleri anlatmak için var ve yaşadığımız herşey iç dünyamızın dışarı yansıması. Bize ne söylediklerini anlamaya çalışmaktan başka bir seçeneğimiz yok ve eğer bu farkındalığa ulaşabilirsek, ruhsal yolculuğumuz öyle keyifli olur ki, bunu ancak bu yolda yürüyenler anlar.

Ruhsal yolculuğumuzun en büyük yardımcısı rüyalar, rüyalar için evrenle temas kurduğumuz anlar diyebiliriz. Rüyalarımızı hatırlamayı, yazmayı ve sembollerin bize anlattıklarını kavramayı seçtiğimizde müthiş bir yol arkadaşı ile beraber olduğumuzun farkına varabiliriz. Yaşadığımız olayların ne anlama geldiğini fark ederken, aynı zamanda gelecek ile ilgili bilgi sahibi olabiliriz.

Gerçekliğin farkına varıp araştırmaya ve bilgiye ulaşmaya çalışıp bu doğrultuda yol aldıkça, bunu engelleyen insanlardan uzaklaşırız. Dünyanın acısı bizim acımız olur ve acıyı kalbimizde hissederken, acıdan kurtulmayı öğreniriz.

Dünyayı daha iyi bir yere taşımak için gücümüzü kullanır, empati duygusu geliştirir ve yardım etmeye çalışırız.

Ruhsal yolda yürümek bizi yalnızlaştırabilir. Bizler Mevlana kadar şanslı olup bir Şems'e rastlamayabiliriz. Yüzeysel insanlar, aktiviteler, filmler, olaylar zevk vermez ve bazen yolumuzu yalnız yürümek zorunda kalabiliriz, çiçeklerle konuşmayı seçen Yunus Emre gibi.

Ama gün gelir ruhsal yolculuğumuzda bize eşlik eden insanlarla karşılaşabilir ve yalnızlıktan kurtulabiliriz. Benim bu bloğu yazarak sizleri bulmam gibi. İyi ki varsınız ve her biriniz bana yol arkadaşı olurken, dualarımdasınız😍

Yorumlar

  1. Guzel yollarda, guzel arkadasliklarda hep birlikte olmayi diliyorum sizde benim dualarimdasiniz🐞

    YanıtlaSil
  2. Son iki paragraf 💕💕💕💕

    YanıtlaSil
  3. Sen de benim hayatımın en karışık zamanında hayatıma giren mavisin.umarım ki hep de hayatımda olursun. Seni seviyorum

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

5 Elemente Göre Kişilik Özellikleri

Mutluluk ve Kitabım

AN'da Yaşamak, Akışta Kalmak