Kayıtlar

Eylül, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Mikro ve Makro Evrende Yaradılışın Altı Evresi

Resim
Kuran'da yerlerin ve göklerin  altı günde yaratıldığından bahsedilir. Mikro Evrenden Makro Evrene doğru bir yolculuk yapalım ve yaradılışın nasıl her döngüde altı aşamada tamamlandığına birlikte şahitlik edelim. MİTOZ BÖLÜNME EVRELERİ

Sezgilerimizi Dinlemek ve Seçimlerimize Güvenmek

Resim
    Her birimiz çok özeliz, çok seviliyor ve korunuyoruz. Hepimize ilahi mesajlar geliyor. Bazen fark edemiyoruz, sezgilerimizi anlayamıyor, anlamlandıramıyoruz ama aslında bu mesajlar bilgelikle dolu.     Mantığımız, zihnimizin gerçekleri nasıl algıladığı ile ilgilidir. Sezgi ise, ruhun gerçekleri nasıl algıladığı ile ilgilidir. Kısaca sezgi, ruhumuzun sesidir.     Zihnimizi mantığın sınırları içine hapsedersek, sezgi içeri giremez. Önce inanmış olmamız gerekir. İbadet etmek, dua etmek, sevgi dolu ve iyi niyetli olmak farkındalığımızı artırır. Farkındalığımızın  artması ise bizi zihnimizin ötesine taşıyarak, sezgilerimizin sesini duymamızı sağlar.     Derinlerde bir yerde herşeyi biliriz. İlk yazım Kalp Sesi'nde sezgi için "Tecrübeden süzülmüş akıl" demiştim. Sezgilerimize güvenir ve onu dinlemeyi öğrenirsek hayatımız kolaylaşır, özellikle herhangi bir konuda kararsızlık yaşıyorsak.     Sezgilerimiz bir şeyin yanlış mı, doğru m...

Yaşamanın Anlamı

Resim
Yaşamak, yaşamın her anından keyif alarak yaşamak hepimiz için önemli. Brian Dyson' dan bir alıntı ile başlamak istiyorum. 5 Top "Hayatı ; havaya fırlatıp yere düşürmeden tutmaya çalıştığınız 5 top gibi hayal edin. Bu toplar: İş Aile Sağlık Dostluk Değerlerimiz Bunları devamlı havada tutmak mecburiyetinde olduğunuzu farzedin. Çok geçmeden anlayacaksınız ki; " İş bir lastik toptur", yere düşünce zıplayıp geri döner. Ama diğer 4 top "kristal cam"dır. Herhangi biri yere düştüğü vakit tamiri mümkün olmayacak şekilde hasar görür. Hiçbir zaman eskisi gibi olmaz. Dolayısıyla hayatta önem ve öncelikler iyi tesbit edilmeli ve dengeler iyi kurulmalıdır." Yaşamın bize verilmiş bir armağan olduğunu bilerek başlayalım her yeni güne ve keşkelerimiz olmasın; iş, sağlık, aile, dostluk ve değerlerimizle ilgili konularda...

Bir Bardak Sütün Hatırı

Resim
Howard, yoksul bir ailenin çocuğuydu ve okul giderlerini karşılamak için kapı kapı dolaşarak eşyalar satıyordu. O gün hiç bir şey satamamıştı, karnı da çok açtı. Bundan sonra çalacağı ilk kapıdan yiyecek bir şeyler istemeye karar verdi. Kapıyı açan sevimli genç bayanı görünce utandı. Yiyecek bir şeyler yerine "Affedersiniz, bir bardak su rica edebilir miyim?" diyebildi yalnızca. Genç bayan çocuğun aç olabileceğini düşünerek kocaman bir bardak süt getirdi ona. Çocuk sütü yavaş yavaş içine sindirerek içtikten sonra "Çok teşekkür ederim, borcum ne kadar?" diye sordu genç bayana. Genç bayan "Borcunuz yok" diyerek yüzünde sıcak bir gülümseme ile devam etti. "Annem gösterdiğimiz şefkat ve nezaket karşılığı olarak asla bir bedel ödenmesini beklemememizi öğretti bize." dedi. Çocuk "O halde çok teşekkürler, yürekten teşekkür ederim size." dedi. Howard Kelly evin önünden ayrıldığı zaman kendisini yalnızca bedensel olarak değil, ruhsal ol...

Sevgiyle Aydınlanır Ve Arınırız

Resim
Goethe "İnsan hiç bir şeyi sevmeden anlayamaz." der. Sevmek hayatımızdaki insan ve olaylarla aramızda öyle derin bir bağ kurar ki, sevginin olduğu yerde hiç bir kötü duygu barınamaz. Sevmek hayatı kavramamızı sağlayan, yolumuzu aydınlatan, dünyada yaşamayı anlamlı kılan, bizi Yaradan'a ulaştıran ışıktır. Albert Einstein'ın kızına yazdığı mektubu okumuş olabilirsiniz daha önce ama her satır öylesine anlamlı ve özel ki bir kez de birlikte okuyalım. "Görelilik teorisini önerdiğim zaman, beni çok az insan anladı ve insanlığa aktarılmak için şimdi bildireceğim şey de dünyada yanlış anlama ve önyargı ile karşılanacak. Gerekli olduğu sürece mektupları korumanı istiyorum, yıllar, on yıllar boyu, toplum aşağıda açıklayacağım şeyi kabul etmek için yeterince ilerleyinceye kadar. Son derece güçlü bir kuvvet var ki,

Beynimizi Dışarıdan Gelen Olumsuz Enerjilere Karşı Koruyan Auramız

Resim
Vücudumuzda hareket eden biyoelektrik akış, vücudumuzun dışına doğru değişik frekanslarda yayılan elektromanyetik dalgalar oluşturur. Bu dalgalar ışınlar şeklinde yayılır. Vücudumuzda kimyasal tepkimeler sonucu oluşan ISI, bedenimizden ayrılan  elektromanyetik dalganın kaynağıdır. Bu dalgalar havayı iyonize ettiği için bedenimizin çok yakınında iyonik hava akımı oluşturur. Kısaca ; Vücudumuza aldığımız gıdalar beynimiz tarafından yönlendirilen kimyasal reaksiyonlarla biyoelektrik enerjiye dönüştürülerek kullanılır. Beyindeki değişik hücre grupları arasında biyoelektrik bir akış vardır. Beynimiz , sinir sisteminde akmakta olan bu akım ile bedenimizi kontrol eder. Bedeni kontrol ederken de  bedenin etrafında oluşturduğu alanlarla bedeni bütünsellik içinde tutar.( Hücreleri birbirine bağlayarak ) Biyolojik bedenimizde canlılığı oluşturan  bu enerjiye AURA denir. Rus mühendis Seymon Kirlian ve eşi, duygusal durumumuza göre değişiklik gösteren bu renkleri 1939 yılınd...

Hangi Duygular Hangi Hastalıklara Sebep Olur?

Resim
Duygu dünyamızdaki dalgalanmalar birçok hastalığa sebep olur.  AYAK İLE İLGİLİ SORUNLAR :Hayatı anlama kapasitemizi gösterir. Gelecekten ve yaşamda ilerleyememekten korkmak sebep olur. ÖNERİ ; Yaşamda neşeyle yürüyor ve ilerliyorum. Değişen dünyaya ayak uyduruyorum. MADDE BAĞIMLILIĞI : Kendini reddetme, yararsızlık, suçluluk ve yetersizlik duygusu. Öz değer duygusunu kaybetme ÖNERİ ; Kendimi seviyorum ve onaylıyorum, özdeğerimi görmeyi seçiyorum. Yaşadığım şu an değerli ve şu anda yaşıyorum. DİZ İLE İLGİLİ SORUNLAR : Güçsüzlük. Kendi hedeflerini gerçekleştirme konusunda korku. Başkalarının sunduğu hedefte yaşayınca güvende olacağını düşünme. ÖNERİ ; Kendi hayat amaçlarım doğrultusunda yaşayıp, beni mutlu edecek şeyleri yaparak güvende ve güçlü olurum. Ben, kendimi mutlu edecek güce sahibim ve artık bu gücü kullanmayı seçiyorum. Ancak o zaman güçlü, sağlıklı ve huzurlu olurum. BAŞ AĞRILARI : Korku, değersizlik duygusu, kendini eleştirme. ÖNERİ ; Güvendeyim, kendimi ...

Olumsuz Duygular ve Sebep Olduğu Hastalıklar

Resim
Olumsuz duygu ve düşüncelerin hastalıklara ve ağrılara sebep olduğunu yazmıştım. Bağlantı için yazıya tıklayabilirsiniz.(  Negatif Duyguların Bedenimiz Üzerindeki Etkileri ) İşte duygularımız ve sebep olduğu hastalıklar: Öfke           ; karaciğer, safrakesesi, baş ağrısı, baş dönmesi ve yüksek tansiyon. Kaygı         ;  akciğerler ve kalın bağırsak. Keder        ; akciğerler ve solunum yolları. Melankoli ; dalak, sindirim sistemi, yorgunluk ve konsantre olamama. Korku        ; böbrekler. Stres          ; kalp ve beyin. Panik, nefret , kırgınlık ; kalp. Sağlıklı beslenmek, spor yapmak , iyi duygu durumu bizi hastalıklara karşı korur. Bu yüzden sevgi dolu olalım ve hayatımızı  neşe, keyif ve coşku içinde yaşayalım. Şimdi; Bir fincan bol köpüklü Türk kahvesine ne dersiniz? Kahvemizi keyifle içerken, huzur dolu bir şekilde "sağlıklıyım, şükürle...

Annemin Öğütleri(Şans)

Resim
Annemin iki hikayesini anlattım daha önce ve annemin hikayelerini sırası geldikçe anlatmaya devam edeceğim. Bugün annemin hayatımı değiştiren öğüdünün hikayesini anlatacağım sizlere. Ben hayatı çok sorgulayan, mükemmeliyetçiliğim nedeni ile olumsuzlukları fazlaca gören, detaylara fazla takıldığım için şanssız olduğumu düşünen bir çocuktum. Karamsar bir yapım vardı. Oflaya puflaya gezerdim ilkokula başladığım yıllarda. Dünyanın ve yaşamanın anlamsız olduğunu düşünürdüm. Ama çok şanslıydım ki, beni ve yaşadığım duyguları gözlemleyen melek annem vardı. Birgün okuldan oflaya puflaya geldim. Annem ne olduğunu sorunca çok şanssız olduğumu, herşeyin nasıl ters gittiğini anlattım.

Negatif Duyguların Bedenimiz Üzerindeki Etkileri

Resim
"Koşulsuz Sevme" adlı yazımda öfke duygusunun bizi hasta edeceğini yazmıştım. Bugün bastırılmış duygular ve hastalıklar konusunda yazacağım. De.John Sarno 'nun "Zihin Beden Reçetesi" adlı kitabını okuduktan sonra hastalıkların hepsinin duygusal bir bağlantısı olduğu kanaati iyice güçlendi bende. Şöyle bir yoklayalım kendimizi, ağrılarımızın arttığı, hasta olduğumuz dönemler genellikle ruhsal sıkıntılar yaşadığımız zamanlara denk gelir. Eğer huzur da isek kolay kolay hasta olmayız  ama moralimiz bozuksa daha kolay hastalanırız. Vücudumuz mükemmel bir ahenk içinde. Herhangi bir yerimizde sorun olduğunda direnç sistemimiz devreye giriyor ve sorunu gideriyor. Ben hep vücudumun içinde bir doktor olduğunu düşünürüm ve o doktora güvenirim. Kendimi rahatsız hissettiğimde ondan yardım isterim. Gelelim öfke konusuna: Beyin öfkeyi saptırmak için mücadele eder. Bu otomatik olarak gerçekleşen  biliçdışı bir durumdur. Yolunda gitmeyen ama tanımlayamadığı bu dur...

Annem

Resim
    Annem farkındalığı çok yüksek, çok iyi niyetli, çok sevecen, çok özel bir kadındı. Benimle ve kardeşlerimle çok özel bağlar kurmuştu. Annemin bize iyi insanlar olabilmemiz için anlattığı hikayeleri vardı. Ben bu hikayelerden birini paylaşmak istiyorum şimdi. Annemin bize anlattığı gibi anlatmak istiyorum, Halil ve İbrahim'in hikayesini:     "Çok eski zamanlarda iki kardeş yaşarmış. Birinin adı Halil, diğerinin adı İbrahim'miş. Bu iki kardeş her zaman birbirlerine destek olur, birbirlerini çok severlermiş.     Bu iki kardeşten birinin çok çocuğu var ama diğerinin hiç çocuğu yokmuş.     Yetiştirdikleri buğdayı yemek ve satmak üzere depolarlarmış. Çocuğu olmayan kardeş her gece gizlice bir çuval ürünü kardeşinin deposuna boşaltır "Onun çok çocuğu var, benim onun kadar buğdaya ihtiyacım yok" diye düşünürmüş. Çok çocuğu olan kardeş ise hiç çocuğu olmayan kardeşinin deposuna bir çuval buğday boşaltırmış gizlice. "Benim çocuklarım ileride ba...

Empati

Resim
Konfüçyüs demiş ki; "Bir insan vicdan ve karşılıklı ilişki ilkelerine uygun olarak hareket ettiğinde evrensel yasalardan uzak düşmüş değildir. Başkalarının size yapmalarını istemediğiniz şeyi siz de onlara yapmayınız." Konfüçyüs bu sözleri milattan önce söylemiş. Doğum tarihi M.Ö.552. Empati yapabilen insan; bencil olmaz. Bencil olmayan insan; paylaşmanın ve sevginin kıymetini bilir. Sevginin kıymetini bilen insan;  kalp kırmaz. Kalp kırmayan insan; huzurlu olur. Huzurlu olan  insan; hayatı neşe, keyif, coşku içinde  yaşar. Ve her zaman çevresinde onu seven insanlar olur.

Çift Yarık Deneyi

Resim
Bilim Dünyası kutsal kitapların doğru söylediğini ÇİFT YARIK DENEYİ  ile birkez daha ortaya koydu. Bu deneyi araştırmanızı öneririm. Dünya hayatının bir oyalama ve yanılgı olduğu, herşeyin bir simülasyon olabileceği ispatlandı. Herşeyi gören bir göz var.  Kimseyi yargılamak veya eleştirmek gibi bir niyetim yok ama ne yazık ki bir dönem aydın olmak inançsız olmakla özdeşleştirildi. Atatürk ve devrimlerin net anlaşılamaması ve bazı çıkar çevrelerinin oynadığı oyunlar yüzünden.

Birbirinizi sevin ama...

Resim
"Evliliğin Hangi Mevsimindesiniz?" adlı yazı çok okundu. Bu yüzden Halil Cibran' ın çok sevdiğim şiirini paylaşmak istedim. Mutlu evliliğin sırrı bence bu şiirin satırlarında gizli. Birbirinizi Sevin Ama... Birbirinizi sevin, ama sevginin üzerine bağlayıcı anlaşmalar koymayın. Bırakın yüreklerinizin sahilleri arasında gel -git ile çalkalanan bir deniz olsun sevgi.

Mutlu Evliliğin Sırrı

Resim
Evlilik; birbirine destek olmak ve yaşamı elele yürümek üzere çıkılan bir yolculuk... İlkbahar mevsimi diyebileceğimiz ilk yıllar; neşe, heyecan, umut duyguları ile gelen iyimserlik, güven, sevgi ve geleceğin güzel olacağına dair inançla doludur. Tohumların ekildiği, yeni başlangıçların mevsimi; dinlemek, anlamak, uyum sağlamak önemli. Başlangıçlara gereken önemi vermezsek kendimizi yaz beklerken kış mevsiminde bulabiliriz. Evliliğin yaz mevsimi; başarı, mutluluk, tatmin ve bağlılık duyguları ile gelen hareketlilik ve deneyimlerle doludur. Bu dönemde farklılıkları kabullenmek ve yapıcı iletişim kurabilmek önemli... Yaz mevsimini yaşıyorsak ve ömür boyu yaz mevsiminde kalmak istiyorsak; birlikte hayatın tadını çıkarırken çözümlenmemiş bir sorun olmamasına ve özellikle güven duygusunun zedelenmemesine dikkat etmeliyiz. Korku, üzüntü, reddedilme, kırgınlık, cesaretini kaybetme, endişe ve takdir edilmediğini hissetme duyguları ile birlikte suçlamalar başladıysa sonbahar gelmiş demekt...

Bolluk ve Bereket İçinde Yaşamak

Resim
Bir kralın dört çocuğu varmış. Çocuklar büyüyüp hayatı öğrenmek üzere dünyanın çeşitli bölgelerine gitmişler. Babaları hepsinin bilge bir şekilde geri döneceklerini umuyormuş. Aradan yıllar geçmiş ve birgün hırpani görünümlü bir dilenci kralın kızı olduğunu söyleyerek saraya gelmiş. Kral kızının bu hale gelmesine çok üzülmüş ve ona güzel elbiseler dikilmesini ve gereken değerin verilmesini sağlamış. Ancak kız bunların hiçbirini kabul etmiyor, günlerini dilenerek, sızlanarak  ve yakınarak geçiriyormuş. Günlerden bir gün kralın oğlu gelmiş. Kral umutla karşılamış oğlunu ve ona sahip olduğu hakların verilmesini sağlamış. Oğlu ise krallığın kendisine verilmesine layık olmadığını söylüyor, köle gibi davranıyor, sarayda kalabilmesi için sürekli çalışması gerektiğini düşünüyormuş. Kral çok üzgünmüş. Aradan aylar geçmiş ve saraya altı beyaz atın çektiği bir faytonla çok güzel bir hanımefendi gelmiş ve kralın kızı olduğunu söylemiş. Çok sevinen kral kızının ülkeyi yönetmesini istediğ...

Koşulsuz Sevmek

Resim
    Hayatımızda birçok kişiyle bağlar kurarız; eşimiz, çocuğumuz, akrabalarımız veya arkadaşlarımız. Bazen herşey yolunda gitmez ve yollarımızı ayırmamız gerekebilir. Fikir ayrılıkları veya kırgınlıklar yaşayabilir, o kişilere karşı öfke duyabiliriz.     Öfke duygusu içindeysek; aramızdaki bağlar düğüm olur, araya giren dikenli teller mutsuzluk, huzursuzluk ve esareti beraberinde getirir. Özgürleşebilmenin tek yolu; tüm yaşananların olması gerektiği için olduğunu kabul ederek ve affetmektir.     Affedemiyor ve yaşadıklarımızı kabul edemiyorsak; enerjimiz tıkanır ve frekansımız düştüğü için negatif oluşumları çekeriz hayatımıza. Hasta olabilir, mali sıkıntılar yaşayabilir, aksiliklerle karşılaşabiliriz.     Ruhumuzun özgürleşebilmesi için; derslerimizle yüzleşmeli, bizi tutsak eden bağlardan kurtulabilmek için affetmeliyiz. Kişileri olduğu gibi kabul edebilmek; koşulsuz sevgidir.      Eşsiz ve çok özel olduğumuzu bilelim özgürl...

Dua'nın Gücünden Nasıl Faydalanabiliriz?

Resim
Bir fıkra ile başlamak istiyorum. Rabbinin her zaman kendisini koruyup kurtaracağına inanan bir adam varmış. Korkunç bir fırtına ve yağmur başlamış. Evinin alt katı sular içinde kalınca üst kata çıkmış. O sırada geçen teknedekiler ona tekneye binmesini söylemiş. Ama o "Rabbim beni kurtaracak" diyerek binmemiş tekneye. Sel giderek yükselince çatıya çıkmış. O sırada yukarıdan geçen bir helikopter halat sarkıtmış. Fakat adam bu yardımı da "Rabbim beni kurtaracak" diye kabul etmemiş ve boğulmuş. Cennete gidince meleklere "Rabbim neden beni kurtarmadı?" diye sormuş. Melekler "Bir tekne ve bir helikopter gönderdi. Daha ne istiyorsun?" demiş. Mucizelere inanırım. Hayatımda pekçok mucize yaşadım. Olması imkansız gibi görünen birçok şey dualarım sonucu hayatıma geldi. Ama mucizeleri beklemek yerine bize gelen çözümleri de değerlendirmeliyiz. İnanarak istediğimizde dualarımız gerçekleşir. Eğer ettiğimiz duanın olacağına inanmıyorsak duamız kabul olm...

Hayatımıza Aynadan Bakmak

Resim
    Hayat aynamız; en derin sırlarımızı, hatalarımızı, iyiliklerimizi, kötülüklerimizi ve yaşanmışlıklarımızı bize gösterir...Eğer gördüklerimizi beğenmiyorsak işe kendimizi değiştirmekle başlamalıyız.     Hayatımızıdaki kişileri değiştirmeye çalışarak enerjimizi ve zamanımızı harcamayalım ve kendimize odaklanalım. Enerjimizi kendimizi değiştirmek ve dönüştürmek için kullanalım. Biz değişince aynamızdaki görüntüler de değişir. Biz değişirsek dünya değişir...     Unutmayalım ki;     İnsanlar hakkında iyi şeyler düşünüyorsak bu bizim de aynı niteliklere sahip olduğumuzu gösterir. Aksi olsaydı onların iyi taraflarını göremezdik.     Mavinin yoluna hoşgeldiniz:))) YouTube Kanalım 

Başarılı Olmanın Yolları

Resim
Hayatta başarılı olmak ve hayallerimizi gerçekleştirmek istiyorsak şu sorulara cevap arayalım birlikte; Başarılı olmak istediğimiz şeye odaklandığımızda onu kafamızda netleştirebiliyor muyuz? Yeterince kararlı mıyız? Kendimize güveniyor muyuz? Hayalimize ulaşmak için çalışıyor muyuz? Hayalimize sık sık odaklanıyor muyuz? Aklımızdan olumsuz düşünceler geçiyor mu? Tek bir olumsuz düşünce bile hayalimize ulaşmamızı engeller. Tüm bu sorulara evet diyebiliyorsak ve beynimizin sağ lobu ile sol lobu birbiri ile uyumluysa başarı kaçınılmaz. Düşünceler beynin sol lobunda, imgeler ise sağ lobunda depolanır. İmgeler düşüncelerden daha güçlüdür. O halde düşüncelerimiz ve imgelerimiz uyumlu olmalı. Kendimize inandığımızda başarıya ulaşırız çünkü inançlarmız ile çevremize titreşimler yayar ve enerjik alan oluştururuz.  Peki ya SEVGİ konusunda hangi soruları sormalıyız kendimize ; Sevgiye layık bir insan olduğumuza gönülden inanıyor muyuz? İnsanlara güveniyor muyuz? Biz...

An'da Yaşamak ve Çekim Yasası

Resim
    Geleceğimizin şifresi AN'da saklı. Geçmişe veya geleceğe odaklanarak enerjimizi tüketiyoruz. Oysa dün geçti, yarın ise henüz gelmedi. "Dün rüya, yarın hayaldir. Dünü mutlu, yarını umutlu yapan bugündür."     İçtiğimiz bir fincan kahveden, esen rüzgardan, içimizi ısıtan güneşten keyif alabilmek, kısaca yaşadığımız her an'ın tadını çıkarabilmek hem bedensel hem ruhsal sağlığımız için büyük önem taşır.     Etrafımıza yaydığımız titreşim huzurlu ve olumlu olmalı ki, hayatımıza huzurlu ve olumlu  insanları ve olayları çekebilelim.     Bedenimizin oluşturduğu manyetik alan ile düşüncelerimiz ve duygularımız sonucu oluşan hislerimizi sürekli yayarız ve sonuç olarak yaydığımız  frekansla uyumlu olan olay ve kişileri kendimize çekeriz.     Örneğin yokluk enerjisi yayan bir kişiye para gelmez, öfke enerjisi yayan bir kişi huzurlu bir ortamı hayatına çekemez.     Karşımıza çıkan kişi ve olaylar bize bizi anlatır. H...

Kalp Sesi

Resim
    İlgimi çeken bir konu hakkında araştırma yapmak ve okumak yaşam akışımı değiştirdi diyebilirim.     Bu dünyada bulunmamızın bir sebebi var. Dünyaya deneyim için gelen ve başka bir boyuta seyahat eden ruhun varlığına ve insanın ancak beden-zihin-ruh arasında ki dengeyi kurduğunda hem bu dünyada, hem de ahirette cenneti bulanlardan olacağına inanıyorum. Bu yolculuktaki en büyük yardımcımız ise kalbimiz.     Sezgi için "tecrübeden süzülmüş akıl" derler. Sezgi kalp ile bağlantılıdır. Kalbin sesidir ve onu dinlemeyi öğrenmek gerekir.     Herhangi bir konuda yolum çatallaşıp kararsız kaldığımda, kalbime sorarım ve onun ruhumun sesi olduğunu bilir, o sese güvenirim. Kalbimin sesi beni asla yanıltmaz.     Ruhumuzun sesini dinlemeyi bırakırsak kalbimiz katılaşır ve bedenimizde sağlık sorunları başlar. Zamanla kalp kararır, ışık alamaz olur ve gönül gözümüz kapanır. Sonuçta sadece nefsi için yaşayan, doyumsuz, mutsuz, yolunu kaybeden bir i...