Holografik Gerçekliğimiz

Hologramın her parçasının bütünün bilgisine sahip olduğu holografik bir gerçeklikte yaşıyoruz ve bütünle aramızda yaradılıştan gelen bir bağlantı vardır.

İnsanları moleküllerden oluşmuş makinalar olarak gören ve bilincin beyin tarafından nörofizyolojik olarak üretildiğini savunan görüşler öldüğümüzde beynimiz gittiğine göre biz de gideriz ve hikayemiz sonlanır şeklinde yorumlandı. Kuantum fiziği özellikle görelilik teorisi bu katılığı değiştirdi ve uyanış başladı.  Fiziksel bir sistemden bilinç yaratmanın mümkün olmadığını anladık. Bir robotu programlayabiliriz ancak ona bilinç yükleyemeyiz. Bilinci Klasik fizikle açıklamak mümkün değildir.

Bölünüp - parçalanarak, yönetildiğimiz için öz gücümüz baskılanıyor. Bu baskıdan kurtulabilmenin ve özgürleşebilmenin tek yolu madde ve manayı birleştirerek, yaşamı onurlandırarak ilerleyebilmektir. 

Yayılan frekanslarla bilinçaltımız kodlanıyor ve bize dayatılan gerçekliği sorgusuz sualsiz kabul ediyoruz. Duygusal salınımlar ile etkileniyor kaos, endişe ve stres ile kontrol altında tutuluyoruz. Duygularımız büyük bir gücü içinde taşır ve tüm yaşamımızı şekillendirebilecek potansiyele sahiptir.

Duygularımız yoluyla belli duygu frekansları altında tutularak taraf olmaya yönlendiriliriz. İkilikler bölüp yönetmek içindir ve belli bir alana yönlendirilme sağlanarak insanın yaşam gücü ve özgürlüğü elinden alınır. Travmalarımızın açtığı yaralar tarafından yönlendirildigimiz için acı dolu deneyimleri hayatımıza çekeriz.

Duygu ve düşüncelerimizi kontrol etmeye başladığımızda kendi muhteşem hayatımızı yapılandırabiliriz. Dünya oyunu 2 büyük takımın kontrolü altındadır. Bir okuyucum "Hakikatten bahsediyor ancak sevginin tarafını seçerek taraf oluyorsunuz" diye bir yorum yazmıştı. Hakikate tanıklık ettikten sonra hiçlik alanından çıkmak ve dünya okuluna geri dönerek marifet bilinci ile yaşamak Muhammedi bilinçtir. Yüksek frekanslar; birliği, düşük frekanslar; bireyselliği yaratır. 

İki takımdan bahsettik takımlardan biri korku ile frekansı düşürürken diğeri sevgi ile özgürleştirmeye çalışıyor. Korkunun yolunu seçenler; mutsuz, huzursuz, başkaları tarafından yönlendirilen yaşamları seçerken, sevginin yolunu seçenler; sağlıklı, huzurlu, mutlu yaşar ve sevgili peygamberimizin de belirttiği gibi hem bu dünyayı hem de ahireti kazanır. Bizleri tasarlanmış korku dünyasında tutmak için kurgulanan sanal hikayeleri farkedebilmek bilgeliktir. Potansiyelimizi keşfetmeden uyanmanın mümkün olmadığı bir kurgunun içindeyiz. Bizi sınırlayan tek şey sınırlı olduğumuz düşüncesine bizi inandıran zihnimizdir.

Bizden büyük bir gücün varlığına koşulsuz şartsız inandığımız yani iman ettiğimizde; dinginlik ve huzur oluşur ve frekansımız yükselmeye başlar. Frekansımız yükseldikçe daha yüksek titreşimli alanlarla bağlantı kurmaya ve o alanlar tarafından yönlendirilmeye başlarız. Duygularımız ile beslenen frekansların farkına varmak ve düşük titreşimli frekanslardan uzak durmayı başarabilmek bilgeliktir. Bilgelik tüm yaşamının sorumluluğunu ele alabilmek ve yaşamını ustaca yönetebilmektir. Bugünlerde hasat kelimesi çok sık kullanılıyor. Zihin bir tarladır ve kendi zihin tarlamızı kendimiz ekerek kendi hasadımızı yapabilmek elimizdedir. Zihinden bilince, çokluktan tekliğe, bedenden ruha ulaşmak için yol alıyoruz.

İkilik zihnin oyunudur. Zihin yalan-dolan ile oyalar durur ve benliğimizi sanal bir matrixe hapseder. ÖZ'ümüzü kapatan perdeleri kaldırarak öz varlığımızdaki NUR'u ortaya çıkarmalıyız. Yaşamımızın dışına çıkarak  kendimizi gözlemlediğimizde zihnimizin karanlık dehlizlerinde nasıl kaybolduğunumuzu seyredebiliriz. Ardından bilinçli bir şekilde tekrar oyuna katılmalı ve yaşamımızı ustaca yönetmeye başlamalıyız.

"Gözlemle ve çık

Duyguya takılma ki

duygusal gidaplarda kaybolma...

Her şeyin bir oyun olduğunu unutma!"

Kendi iç dünyamızda bir seyir yolculuğuna çıkarak nefsimizi tanır, ikilikleri bir yana bırakır ve ruhumuz ile bağlantı kurarak birlik bilinci ile titreşebilirsek benlik denizinde Nuh'un gemisine bineriz. Huzurun anahtarı dingin bir zihindir...Zihnimiz sustuğunda içimizdeki bilge konuşmaya başlar...Ben demekten ve benliğimizden kurtulmayı başardığımızda; ruhumuz ve bedenimiz birlenir, ikilik biter ve yol bizi götürmeye başlar. Aşk ile yola çıkıp zıtlıkları varlığımızda birlediğimizde tam ve bütün olmayı başardığımızda Hakikat ortaya çıkar.

Yaşamımızda sahnelenen olaylar bilinçaltı veri tabanımıza göre yazılır çünkü bizi o kod ve kalıplardan kurtarmak, özgürleştirmek, hedeflenir. Her şey planlı bir oyunun parçasıdır ve hayatımızda varolan herkes bu oyunda görevlidirler. Enerji kaynağını gerilimden alır, bu yüzden yaşam pozitif ve negatif oluşumlardan meydana gelir. Sistem içindeki enerji ruhsal yapının karşıt bölümleri arasında denge arar ve Enerji dengelendiğinde bütünlük sağlanır. Sorgulamaya başlayan; kendine doğru yol alır ve kendi gerçeğine uyanır. Kendini bilen zihnin karanlık dehlizlerinde sıkışıp kalmaz ve rüyasını ustaca yönetmeye başlar. İnsan; tüm evrenin bilgeliğini içinde taşıyan eşsiz bir yaratımdır. Yaşadığımız her deneyim gelişebilmek ve içimizdeki potansiyeli ortaya çıkarabilmek içindir.

"Aradığın SENSiN...

Tüm yolculuk kendinden kendine..

Hayatının kahramanı SENSİN...

Başkalarının senden rol çalmasına izin verme."

Bu hayatta tutunacak tek gerçek var: Kendimizi bulmak ve kendimiz olmak...

Kurtarıcı bekleme O'nu kalbinde ara... Ve kalbinin tüm evreni kucaklayabilecek genişlikte olduğunu asla unutma...

Sevgiler ✨💛✨

YouTube Kanalım