Yedi Uyurlar ve Mağara Metaforu

Güneş sistemi ruhların evrimi için yapılandırılmıştır, evrimini tamamlamak üzere dünya okuluna gelen ruhlar evrimleştikçe daha yüksek titreşimli alanlara uyumlanarak yolculuğa devam ederler. Ruhun evrensel enerjisi gen özü vasıtasıyla hücrelerin gelişimine katkı sağlar ve ruhun yolculuğu kusursuz ortama ulaşana dek sürer.

Ruh bir enerjidir ve bedenini terk ettiğinde kendisi ile uyumlu olan alan görevlileri tarafından karşılanır. Her ruha evrimine uygun ortam yaratılır ve arınarak daha ileri evrimlere hazırlanması sağlanır. Hazır olanlar görevli olarak insanlığın tekâmülüne katkı sağlamak ve kollektif bilinci yukarı alanlara taşımak üzere dünya okuluna gönderilirler. 11.11 rakamını sık görüyorsanız bu görevlilerden biri olabilirsiniz. 

İlahi Aşk göğüs bölgemizdedir ve bizim aktifleştirmemizi bekler. Öz gen sevgidir ve her birimiz sevgiyi aktifleştirmekle görevliyiz. Bunu başarabilmek için bedenleniyoruz. Kader sevgiyi aktifleştirerek katı beden formundan daha esnek bedensel forma geçebilmek için hazırlanmış bir programdır, görevimiz bedenlerimizi ruhun titreşimine uyarlayarak yolculuğumuza bedenli olarak devam edebilmektir. Bedeni eğitmek için buradayız. Ruhun görevi bedene kodlanan sevgiyi harekete geçirebilmektir. Bedende sevgi, hoşgörü, merhamet ve şefkat açığa çıkmaya başladığında kalp algılar ve bu duygular ne kadar aktifse beden o oranda güncellenir. 

Ruhun tekamülünü tamamlayarak beden kazanması durumunda ise üst düzey kutsal mekanlar devreye girer. Anne karnında iken bedenle bağ kuran ruh her aşamada bebeğin gelişimini destekler ve tüm zorluklara rağmen onunla kalır. Ancak sevgiye sırtını dönen ve haz odaklı yaşayan beden ile olan bağlantısı zayıflayan ruhlar gelişim ortamını bulamadığı takdirde bedeni terk edebilir. Ruh saf ve temiz bir enerjidir ve asla bozulmaz, bedendeki hastalık ve travmaların sebebi bedenin ruh ile bağının zayıflaması sonucu oluşan hücre dejenerasyonudur. 

Doğaya ait bedenin ve göksel ruhun birlikteliğini iki farklı ırkın birlikteliğine benzetebiliriz. Melek ve şeytan gibi. Beden nefs odaklı, ruh ise sevgi odaklıdır. Bu yüzden ruh ile bağlantının kesilmemesi için kalbin kararmaması ve sevgi yaymaya devam etmesi gerekir. Kalp sevgi ile titreşmeye başladığında ruhla güçlü bir bağlantı kurulur ve ruh tarafından desteklenme başlar.

Kaygılarımız, korkularımız, negatif düşüncelerimiz yoluyla beynimizden yayılan negatif elektrik içinde bulunduğumuz alanı etkiler ve bize geri yansıtır. Dünya atmosferinin radyoaktif etkileri yansıtan bir yapısı vardır. İçinde bulunduğumuz matrix bizden yayılan enerjiyi bize geri yansıtır. Bu matrixden çıkabilmek için sağduyu ile hareket etmeyi ve Vicdanımızın sesini duymayı öğrenmemiz gerekir. Vicdan ile hareket etmeye başladığımızda maddenin baskısından kurtulur ve mana alemine doğru yol almaya başlarız.

Etki-tepki dünyasında oradan oraya savrulup duruyor matrixden çıkış biletimiz olan kalp sesimizi dinlemeyi ihmal ediyoruz. Bulanık bir suda çırpınmak gibi, çırpındıkça su daha da bulanık bir hale geldiği için çıkış yolunu bulmakta zorlanıyoruz.

Allah tarafından korunarak Ashab-ı Kehf mağarasında uykuya dalan bir grup mümin genç ile ilgili kehf suresinde "Onlar mağaralarında dokuz fazlasıyla üç yüz yıl kaldılar. " (el-Kehf,18/25) der. Bu gençlerin sayısı tam olarak bilinmemekle birlikte bazı rivayetlere göre yedi kişi oldukları söylenir. Yanlarında bir de köpekleri bulunmaktadır. Bu köpeğe ise Kıtmir ismi verilmektedir. Bu sebeple Kıtmir ismi koruyucu anlamında kullanılmaktadır. İsimleri tam olarak bilinmeyen bu kişiler ve köpekleri farklı inançlar ve dinlerde farklı şekillerde anlatılır. Kuran-ı Kerim'de mağarada kalınan süre 309 yıl olarak verilir.

Yedi Uyurlar yedi çakra ile ilişkilendirilebileceği gibi 7 boyutta bulunan 7 beden, yedi bilinç katmanı olarak da düşünülebilir. Daha üst düzey bir bakış açısıyla gerçeklik sandığımız dünya simülasyonunda uyuduğumuzu açıkça anlatan bir ayettir. Yedi genç fiziksel beden ile mağarada uyurken mağaranın dışında süregiden bir yaşam vardır ve mağarada uykudan uyanan kişileri bekleyen köpek uyanma esnasında rehberlik edecek olan Sirius'un simgesidir.

Göktürkler'in türeyişini anlatan Ergenekon Destanında da savaşta yenilen Türklerin etrafı dağlarla çevrili Ergenekon adlı bir bölgeye yerleşerek burada 400 yıl yaşadığından bahsedilir. Zamanla buraya sığmayan Türkler çevrelerinde bulunan demir dağı eritmek zorunda kalırlar. Ergenekonlular çıkmak için büyük bir ateş yakarak dağları eritir ve kurtulurlar. Bu ateş İlahi Aşk ateşinin bir sembolü olabilir mi?

Platon’un mağara alegorisinde de bir mağaraya zincirlenmiş üç insandan bahsedilir. Bu insanlar yalnızca mağara duvarını ve birbirlerini görebilmekte ve mağara duvarında mağara girişinden yansıyan gölgeleri ve yankı yapan sesleri duymaktadırlar. Yani onlar icin gerçeklik; gölgeler ve yankı seslerinden ibarettir.

Bu insanlardan biri zincirini çözmeyi ve kendini mağaranın dışına atmayı başarır ve mağarada gördüklerinin yalnızca birer gölgeden ve duydukları seslerin yalnızca yankılardan ibaret olduğunu anlar. Bir akarsu kenarına gider ve sudaki yansımasını ve gölgesini gördüğünde her şeyi fark eder 

Mağaraya dönerek gördüklerini anlatır ancak arkadaşları inanmaz hatta onun delirdiğini düşünürler. Zincirli arkadaşlarını kurtarmak ister ancak ne kadar anlatsa da onlar onun gibi delirmek istemediklerini söyleyerek mağarada kalmaya devam ederler. Bilincin tutsak kaldığı bir zaman aralığında yaşadığı deneyimdir mağara metaforu ve zaman kilidi açılmadığı sürece bu tutsaklık devam eder. Bizi bu algıda tutan tutunduğumuz hikayeler ve kimliğimizdir. Bazıları bu kimliğe öylesine tutunur ki öldüğünde bile çıkış yapmayarak arafta kalır. Bilinci özgür kılabilmek için tutunduğumuz her şeyi serbest bırakmalıyız çünkü tutunduklarımız zihne aittir ve zihin bilinci hapseder. Zihin, ego ve zaman maddeye hizmet ederek birbirini destekler ve var eder. O halde zihnimiz bir mağaradır ve belli bir zaman aralığına hapsolmak uyukuya dalmaktır. Bilinci özgür bırakabilmenin tek bir yolu olduğunu düşünüyorum oyunda level atlayarak bir üst titreşim alanına geçiş yapabilmek. Sınırlardan özgürleşmenin formülü öncelikle sınırların farkına varmakla başlar, zamanı ve tutunduğunuz hikayeleri gözlemlemenizi tavsiye ederim. Hikayelerden özgürleştikçe zaman değişip daha esnek hale geldiği gibi beden de değişerek daha esnek bir hale gelir. Hakikat zihnin ötesindedir. Ne der Mevlana:

"Sebepleri öğrenmek isteyerek delirmenin eşiğinde çaldım kapıyı. Kapı açıldı ve gördüm ki, içeriden çalmaktaymışım.” 

Kuantum alan insanlığın evrimsel sürecini ve kazanılan tüm tecrübeleri içerir. Bu bilgiler rüya, sezgi, durugörü, ilham, sembol ve benzeri yollarla bilince ulaşır. Jung kolektif bilinçdışının ideolojik unsurları olan arketip ve arkaik görüntülerin kalıtım yoluyla nesilden nesile aktarıldığını söyler. Bu yolla atalarımızın yaşadığı geçmiş çağların izleri ve bilgeliği nesilden nesile aktarılır. Dünya üzerinde yaşayan ortak ataları paylaştığımız gibi ortak anıları da paylaşırız. Bu anılar bilinçdışı arkaik hafızada saklıdır. Bütün insanlık tarihi DNA kodlarımıza şifrelenmiştir. Carl Gustav Jung, ruhun en derin katmanlarını içeren kolektif bilinçdışının, insanın yaratıcılığı, hayal gücü, sanat, rüyalar, müzik ve efsaneler yoluyla kendini ortaya çıkardığını düşünüyordu.

Ashabı Kehf' deki yedi uyurlar ve Ergenekon’da olduğu gibi Platon’un mağarasında da sınırlanmış bir alanda bekleme söz konusudur. 

Dünya oyununun gizemi Rüyalar, semboller, mitler, destanlar, masallar ile verilen ve binlerce yılın gizemini içinde taşıyan bilinçaltı mesajlarda gizlidir. Bu mesajların izi sürülerek kişinin tekamülü hedeflenir. 

Ruh, melek, yaratıcı, öte alem, şeytan gibi dinsel kavramlar ve simgeler bilinçaltı arketipler dünyasında önemli bir rol oynar. Kollektif bilinçaltı bizden önce yaşamış olan eski nesillerin deneyimlerini içerir. Bu nedenle sufiler yola çık, yoldan çıkma der. Tüm sürecin kaydını tutan bir yoldan ilerlemek bizi amacımıza daha hızlı ulaştırır. İçinde bulunduğumuz yoldaki simge, tılsım, dua, zikir, ibadet benzeri çalışmalar ve atalarımızdan aktarılan toplu hafıza mirası frekansımızı yükselterek beynimizdeki ilgili kodların aktifleşmesini hızlandırır. Çünkü içgüdülerimiz, rüyalarımız ve sezgilerimiz yoluyla kuantum alanla bağ kurmamızı kolaylaştırdığı gibi Atalarımızdan aktarılan bilgelik kayıtlarına ulaşmamızı sağlayarak tekamülümüzün hangi aşamasında olduğumuz ile ilgili bilgi de verir. 

2023 yılının rakamlarını topladığımızda 7 olur. 7 rakamı ruhsal benliğin içsel işleyişine derinlemesine dalarak kendi gerçek benliğimiz ile tanışma zamanımızın geldiğinin işaretidir.

Kollektif bilinci temsil eden 7 rakamı; içsel bir yolculuktan ruhsal aydınlanmaya giden bir sürecin sonucudur. Ruhsal bir varlık olarak kim olduğumuzu anlamamıza yardımcı olurken evrenle daha derin bir düzeyde bağlantı kurmamızı sağlayacak eterik bir enerjiye sahiptir ve kendimizi bularak sonsuz evrenin bir parçası olduğumuzu görmemizi sağlar.

Yedi, tamamlanmışlığın, bütünlüğün, birliğin, sevginin, olgunlaşmanın, dünyanın meydana getirilişinin, mükemmel düzenin, göksel uyum ve yönetimin sembolüdür. 

Yedi kat yer, yedi kat gök, yedi nota, yedi nefs mertebesi, yedi enerji merkezi, yedi gün, yedi uyurlar, gökkuşağında görülen yedi renk, ...

Güneşin yedinci ışını insanın bu dünyadan bir sonrakine geçtiği yoldur. Bu yedi aşamayı tamamlayanlar; evrensel güçlere uyum sağlar ve Ruh'un rehberliğinde sonsuz yaşam hakkı kazanır. Yıkılan Babil kulesinin 7 katı 7 bilinç seviyesine işaret eder.

Hz. Süleyman'ın sarayına 7 basamakla çıkıldığı ve içinde ahit sandığının olduğu söylenir. İnsan yedi katmanlı bir tapınaktır ve yedinci kata çıkabilmek için birlik, bütünlük ve koşulsuz sevgi ile titreşebilmek, beynin sağ ve sol lobunu dengeleyerek süper bilinci ortaya çıkarmak gerekir. Ahit sandığı süper bilinçtir.

Yedi Sayısı 7. gök katı olan Satürn feleği ve zamanla ilgilidir, hasat zamanıdır. Büyük öğretmen Satürn kıyam edemediğimizde  kıyameti yaşatır. BEN bilincinden BİZ bilincine geçiş yapmak ve BİRliğe ulaşmak için yönlendiriliyoruz. 

Kur'an'ı Kerim'in 7. süresi Araf'tır ve 7. Ayette derki:

" 7. Ve onlara (dünyada yaptıkları) her şeyi, kesin bilgi(miz) ile mutlaka anlatacağız. Biz, hiçbir zaman onlardan uzak (ve habersiz) değildik."

Depremin şiddeti 7.7 olarak açıklandı! Dünya ile derin bir bağlantımız vardır, her şey birbirine bağlıdır ve birbirini etkiler...