Kayıtlar

Eylül, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Çakralar (titreşim, enerji, frekans)

Resim
          Evrensel bilgiler, frekansımız doğrultusunda açılır. Düşük frekanslı düşünceler; (kin, öfke, nefret, kıskançlık, düşmanlık ) çakra frekansımızı düşürür. Düşük frekansta titreşirsek düşük titreşimli olay ve kişilere çekiliriz.    Frekansımız yükseldikçe; yüksek frekanslı düşüncelerin karşılığı olan madde ortam (dünya-beden) deneyimleri yaşarız. Yani frekansımız yüksekse; hem bu dünya nimetlerinden, hem de ahiret nimetlerinden faydalanabiliriz.     Frekansımızın yükselmesi çakralarımızın aktif ve dengede olması ile ilişkilidir ve her çakramız bir duyumuz ile ilişkilidir:     Kök çakra: koku     Mesane çakra: tat     Göbek çakra: görme     Kalp çakra: dokunma     Boğaz çakra: işitme     "Onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Artık (hakka) dönmezler."(Bakara 18) ayetiyle çakralar ile duyu organları arasındaki bağlantı verildiği gibi çakralar kapalı olduğunda frekans düşec...

Özgür İrade

Resim
Benjamin Libet kişinin özgür iradesinin olup olmadığını anlamak için bir deney yapar. 1983 yılında yapılan deneyde deneklerden parmağını istediği zaman oynatması istenir. Deneğin eline kas hareketlerini elektriksel düzeyde ölçebilen EMG adlı cihaz bağlanır. Bu cihaz bir saniyenin binde birini ölçebilecek kapasitededir. Deneyde parmağı oynatma eylemi iki başlık altında incelenir; 1. Parmağını oynatmaya karar vermek 2. Parmağını oynatmak      Karar verme anını tespit etmek için de saat kadranına benzer başka bir araç kullanılır. Ayrıca deneğin karar anını tespit etmek için deneğin başına EEG (elektroensefalografi) takılır.     Deney sonucunda deneğin parmağını kaldırmaya karar verdiği an ile parmağını kaldırdığı an arasında 200 milisaniyelik bir süre ölçülür. Ancak ilginç olan denek parmağını kaldırmaya karar verdiği andan yaklaşık 350 milisaniye önce bilinmeyen bir mekanizma tarafından karar verilmiş olmasıdır. Bu deneyden sonra yapılan benzer deneylerde de, ...

Neredesin?

Resim
Milyarlarca hücre ile birlikte varlığımızı devam ettiriyoruz. Bu hücrelerin kontrolünü sağlayan kim? Sen neredesin? Evde misin? Eğer evde isen kontrol sendedir. Zararlı olanı dönüştürebilir ve bedeninden maksimum şekilde faydalanarak sağlıklı bir ömür sürebilirsin. Beden kontrolün kimde? Otomatik kayıtlarla hareket eden bilinçaltında mı? Hiç susmayan zihninde mi? Yoksa hem bedenini hem zihnini gözlemleyen, her şeyin farkında olan sende mi?

Beynimizin Gizemli Dünyası

Resim
          Beynimizin % 10'u nöronlar, % 90’ı ise glia hücreleri denilen destekleyici hücrelerden oluşur. Glia hücreleri; nöronları sarar, onları bir arada tutar, aktive eder ve aktiviteleri kontrol eder.      Nöronlar beynin % 10'unu oluşturduğu için beynimizin %10'nu kullandığımız söylenir. Oysa bütünsel bir bakış ve farkındalık ile beynimizin %100'nü kullanabiliriz. Bütünsel düşünce(farkındalık) tüm beynimizi aktive eder.     Sol beynimiz; mantık ve detaycılık, sağ beynimiz; duygu ve bütünsellik ile ilgilidir. Beyin hakimiyeti ise her iki beynin senkronize şekilde kullanılmasıdır.      Sol el sağ beyin, sağ el sol beyin ile ilişkilidir. Kol ve bacaklar çapraz yapıldığında sinirsel fonksiyonların aktifleştiği, yeni yolların açığa çıktığı ve iki beyin arasında uyum sağlanarak süper öğrenme moduna geçildiği görülür.     Sağ beynimizin veya sol beynimizin bizi yönetmesine izin mi vereceğiz, yoksa yüksek farkındalık...

Bulanlar Arayanlardır

Resim
Hakikat tektir ve onu ancak kalbimizde bulabiliriz. Hakikati anlatmaya sözler yetmediği için bugüne kadar sembollerle anlatılmaya çalışılmıştır. Tüm dinler tek ve gerçek olan Hakikat'i anlatır. Herşeyin özünde olanı keşfetmektir Hakikat... Yaşadıklarını izleyen olabilmek, madde illüzyonundan kurtulmak, öze ulaşmaktır hakikat... Sadece bir beden olmadığımızın farkına varmaktır Hakikat... Yaşadıkların değil, yaşadıklarını izleyenin sen olduğunu anlamaktır Hakikat...  Tek gerçek senin içinde bulunan İlahi Öz...Bu beden sen değilsin... Sen saf bilinçsin, ne doğdun ne de öleceksin... "O doğurmamıştır ve doğurulmamıştır" diyen İhlas Suresini aklederek oku... Yaşadıkların sadece bir deneyimdir. Beden Ruhun deneyimleyebilmesi için var. Tüm bu zaman ve mekan algısı beden ile sınırlı..Oysa bedenin ötesi var. Hakikat; beden ötesine geçerek saf bilinç olduğunu anlamak...  Zaman-mekan algısından çık, zihnini sustur ve sessizliği dinle... Titreşim yükseldikçe öze yaklaşır ve öze yakla...

Zaman Algısı

Resim
Işık hızının doğrusal olarak ilerlediği bu dünya frekansından çıkıp zaman ve mekânın olmadığı ışığın her yerde olduğu frekansa uyumlanmak hakkında düşünelim.  Görelilik teorisine göre; bir cismin vektörel hızı, ışığın hızı ve kütle çekimsel alanlarının gücü ile ilişkilidir. Kütle çekimsel alanlar gözlemcinin hareket durumuna bağlı olarak zamanın işleyişini yavaşlatabilir. Yani zaman evrensel değildir ve çekim kuvveti ile ilişkilidir, görecelidir, gözlemciye göre değişir. Kütle, uzay-zaman düzlemini büküp  göçük oluşturduğunda burada bulunan gözlemciye göre zaman daha yavaş akar. Bu göçüğün dışında olan gözlemciye göre ise daha hızlı akar. Kütle arttıkça zaman yavaşlar. Eğer kütle ölçülemeyecek büyüklükte ise uzay-zaman düzlemi ışığı bile hapsedecek kadar göçer. Bu göçüklere karadelik diyoruz.  İçinde bulunduğumuz dünya hayatında uyanır ve kıyam ederek maddesel bedenimizden sıyrılabilirsek; hücresel ve genetik olan zaman-bilinç kodlarımızı bir üst boyutun zamanlamasına uyu...

Hak ve Rab

Resim
"Rab" (esma terkibi) ismi akıl ile ilişkilidir ve Kur'an'ın görünen kısmı ile ilgilidir. Toplumsal yaşayışı anlatan ilkeleri içerir. "Hak" ismi ise Kur'an'ın görünmeyen kısmı ile ilgilidir, burada kalbe inen Kur'an ayetleri dikkat çeker, gönül alemi ile ilgilidir. Aklımızla okuduğumuza kalbimizle iman etmeye başladığımızda tekâmül yolculuğumuz kolaylaşır. Hak'ka ve Rab'be ulaşmak dengelenmemizi ve Hakikat'e tanıklık etmemizi sağlar. Madde alemine aklımızla, mana alemine kalbimizle iman ederek ulaşırız!  Tevrat kurallar yani "Rab" kitabıdır, İncil gönüllere hitap eden "Hak" kitabıdır, Kur'an'ı Kerim ise her iki kitap arasında denge kurarak bizi Hakikat'e ulaştıran; Hakikat Kitabıdır. Rahman ve Rahim arasındaki denge "Bismillahirrahmanirrahim" dediğimizde hayat bulur. Bu yüzden sırrın Besmele'de olduğu söylenir. (Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla) "Rahman" ve "Rahim...

İkilik

Resim
İyi veya kötü yoktur. Bizim iyi-kötü, negatif-pozitif, melek-şeytan vb. olarak adlandırdığımız her şey yüksek ve düşük seviyeli titreşimlerden ibarettir. Bu titreşimler geniş bir alanda yayılır. İkilik yoktur ve bizim ikilik olarak gördüğümüz her şey bütüne hizmet eder. Şeytan da bir melektir! Tüm sistem tekamül üzerine yapılandırılmıştır ve yüreğindeki sevgiye ulaşabilen ikilikten kurtularak bütünün bilgisine ulaşır. Düşük titreşimli düşünceler kişiyi düşük titreşimli frekanslara uyumlar. Bu durumdan kurtulabilmek ve temizlenebilmek için de kişi kendisine zorlu durum ve olayları çekmeye başlar. Sizi zorlayan kişi ve olayların hangi dersi almanız için hayatınızda olduğunu sorgulayın ve bu duruma hangi düşünceniz nedeniyle çekildiğinizi... Korku, çaresizlik, kin, öfke, nefret, düşmanlık, kıskançlık, sevgisizlik arınmamız gereken duygulardır. Kendini seven ve kendine değer veren insanlar başkaları ile değil kendisiyle meşguldür. Yaşadığımız deneyimlerden gereken ders alınır ve idrak gerç...

Paralel Evrenler

Resim
Fiziksel bedenimizden daha fazlası olduğumuzu tüm kalbimizle idrak ettiğimizde yolculuğumuz başlar... Dünyayı birbirinden bağımsız maddelerden oluşmuş gibi algılıyoruz. Oysa atomaltına indiğimizde her şey birbiri ile bağlantı halinde... Hatta atomaltı dünyada madde yok, madde olarak gördüğümüz her şey bir ilüzyon. Sadece enerji titreşimleri var. Soyut alemi anlamakta zorlanıyoruz çünkü bunu ancak yüksek bir bilinç seviyesi ile algılayabiliriz. Her şeyin temeli olan bilinç ile anlayabiliriz evrenin temel gerçekliğini, sınırlı duyu organlarımız ile değil...  Zaman ve mekan bizi sınırlar içine hapsettiği için kendimizi paralel evrenlerden ayrı ve çok uzakta hissederiz. Ancak sandığımız gibi uzakta değildirler sadece farklı bir frekansta titreşirler. Aslında tam da bulunduğumuz yerdedirler ve zihin perdelerini kaldırdığımızda görebiliriz.  Beynimizdeki kapalı kodlar açıldıkça bedenimiz ve bedenimizden yayılan enerji değişmeye başlar. Beynimizin  kapasitesinin artması yolculuğ...

Hakikat Bilgisi

Resim
Olan biteni anlayabilmenin tek yolu görmek...Kendimizi sadece bedenden ibaret saydığımız için korku doluyuz. Yalnız kalmaktan, terkedilmekten, ölmekten, yok olmaktan ölesiye korkuyoruz. Çünkü zihin odaklı düşünüyor ve kendimizi bedenden ibaret sanıyoruz. Oysa Hakikat; tüm bu alemi kapsayan tekliktir ve gördüğümüz bu alem sadece tekliğin gölgesidir. Tüm gölgeler tek ve bir olanın yansımasıdır ve her şey bir oyundan ibarettir.  "O Allah birdir" diye başlayan İhlas Suresini aklederek okuyalım... Bir başlangıç ve son arıyor, dar kalıplar içinde düşünüyor ve cevapları bu dar kalıplar içinde arıyoruz. Bildiğimizi sanmak bizi madde odaklı bu dünyaya hapsediyor ve biz madde odaklı düşünmeye devam ettikçe Hakikat'in kapısını açamıyoruz. Bakış açımızı değiştirmeli, zaman ve mekan algısından sıyrılarak an'da olan biteni gözlemlemeliyiz. Hakikat; teklikten yansıyan gölgenin ana kaynağa dönecek olmasıdır. Soru sormayı ve dar kalıplar içinde düşünmeyi bıraktığımızda Hakikat görünür...