Zihnimizi Nasıl Kullanmalıyız?


Bedenimizde 50 trilyon hücre var ve bu hücreler canlı! Hayat enerjimizi sağlayan bu hücreler sorun olan bölgelerde onarım işini de üstleniyor. Canlı olan tüm hücreler birleştiğinde vücudumuzun enerji alanını oluşturuyor. Eğer bu alanın farkında olursak maddi veya manevi anlamda kendimizi koruyabiliriz.

Hayvanlar enerji alanlarını hissederek korunuyor. Organizmalar titreşim halinde ve bu alandan gelen verileri okuma yeteneğine sahip. Biz de bu yeteneğe sahibiz ama kullanamıyoruz.

Her birimiz atomlardan meydana gelen  dalgaların oluşturduğu bir alanız. O halde her hangi bir yere girdiğimizde diğer insanlarla (dalga boyları ile) etkileşime giriyoruz.

Düşüncelerimiz de sınırlı değil, dalgalar halinde yayılıyor ve diğer dalga boyları ile iletişim halinde. Düşüncelerimizin oluşturduğu bu  dalgalar hislerimize yansıyor. Olumsuz yargı ve düşüncelerimiz hissediliyor ve bize  ayna tutulmuş gibi geri geliyor. Frekansımıza göre enerji dalgası çekiyoruz. Enerji alanımıza uygun alana çekiliyoruz. Toplu halde ki düşüncelerin etkisi bu yüzden büyüktür. Toplu halde dua edilmesinin nedeni büyük bir enerji alanı yaratarak duanın etkisini artırmaktır.

Her bir hücre tek ve eşsiz ama aynı zamanda topluluğun bir parçası ve ana kumanda ile hareket ediyor. Sinyal veya ses  zihinden geliyor. Beyin gelen sinyalleri yorumluyor. Yorum kişiye göre değişiyor. Örneğin plasebo ile iyileşeceğine inanan kişinin yorumu olumlu olduğu için iyileşiyor. Olumsuz düşünceler ise negatif alanları çekiyor. Örneğin kanser ile ilgili yayınları izleyen ve korkan kişi kanseri kendine çekiyor. Sürekli TV de kanser ile ilgili yayın yapılması kanser vakalarında artışa sebep oluyor. Kadın cinayetleri gündeme getirildikçe kadın cinayetlerinin artması da bu yüzden. Şahsen ben dünya ve ülkemize yön veren haberleri dinledikten sonra TV'yi kapatırım, dram içeren haberleri izlemediğim gibi, dram içeren dizileri de izlemem.

İnançlarımız yiyip içtiklerimizin bile etkisini değiştirebiliyor. Yani birşeyi şifa olacağına inanarak yersek şifa verirken, aynı şeyi zarar vereceğine inanarak yediğimizde zarar veriyor. Biz algımızı değiştirdiğimizde gerçeklik de değişiyor. O halde inançlarımız ile kontrol sağlamak mümkün.

Her birimiz saf farkındalığı olan ve algıları ile hareket eden ruhsal varlıklarız. Burada kendimize sormamız gereken soru şu:
"Zihnimizi nasıl kullanmalıyız? Zihnimiz nasıl çalışır?"

Yapmamız gereken; zihnimizin frekansını isteklerimize ayarlamak. Hayalimizin frekansını, düşüncemizin frekansı ile eşitleyebilirsek uyum sağlanır ve yaratım gerçekleşir. Herşey enerjinin farklı titreşimi ve hayalimizin de bir frekansı var. Radyoda klasik müzik dinlemek istiyorsak doğru kanalı bulmamız gerektiği gibi. Pop müzik çalan bir kanalda klâsik müzik dinleyemeyiz😍


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

5 Elemente Göre Kişilik Özellikleri

Mutluluk ve Kitabım

AN'da Yaşamak, Akışta Kalmak