Yakin Olmak (Yakinlik Mertebeleri)

Yakin olmak ile ilgili tasavvufta anlatılan güzel bir örnekle başlamak istiyorum. Çok uzakta bir ateş yanmaktadır, hiç ateş görmemiş, onun nasıl birşey olduğunu bilmeyen kişi, ateşin dumanını görür ve merak etmeye başlar. Merak ve öğrenme isteği ile araştıran ve ateşi görmek üzere yolda ilerleyen kişinin durumudur İlm-el Yakin olmak. Kişi uzun süren bir yolculuk sonrası ateşin yanına ulaşır, ateşi gördüğü anda içinde oluşan sevinç, heyecan, coşku durumu Ayn-el Yakin olarak adlandırılır. Hakk-ul Yakin olmak ise, ateşe girip yanmaktır.

Bu konuyu başlıklar halinde inceleyelim:

İlm-el Yakin: İlimle Allah'ı aramaktır, diyebiliriz. Aramaya, araştırmaya, sorgulamaya başlanan süreçtir.

"Neden?", "Niçin?" soruları sorulmaya başlanmıştır. Bu dönemde soruların cevapları aranır ve bu arayış sonucu belli bir bilgi düzeyine ulaşılır. Kişi bilgisini artırdığı için, biliyorum demeye başlar ama aynı zamanda araştırmaya devam eder.

Bu dönemde kişi vahiy kaynaklı bilgiler alabilir ve farkındalığı artmaya başlar. Araştırıp bir sonuca ulaştığında, kendisini onaylayan bir kitap veya olayla karşılaşabilir. Bu gibi durumlar kişiye doğru yolda olduğunu gösteren mucizelerdir😍

Ben kafama takılan bir konuda veya konu ile ilgili  belli bir sonuca ulaştığımda, elime öyle bir kitap gelirdi ki, hayretler içinde kalırdım. Çok sevdiğim bir dostuma bahsettiğimde bana "mühür" demişti. Bu konuda yaşadığım bir çok mucize var hayatımda. Bu yola girdiğimizde, bilgimizi artırırken ve Allah'a yaklaşırken gerçekleşen mucizelere şahit oluruz. Soralım, cevaplar gelecek...

Kısaca; ilimle bilmek.

Ayn-el Yakin: Hiçlik mertebesidir. Kendi varlığımıza ait sorgulamanın bittiği, aydınlandığımız andır. Düşünceden ziyade huzur, şevk ve coşku vardır. Ayn-el Yakin seviyesine ulaştığımızda, aslında herşeyin ne kadar basit olduğunu farkederiz. Kızdığımız, öfkelendiğimiz, acı çektiğimiz bir çok şeyin ne kadar basit ve gereksiz olduğunu görürüz. Ateşin yakmadığı, suyun boğmadığı sonsuz bir huzur ve dinginlik halidir diyebiliriz.

Kısaca; gözle görerek bilmek.

Hakk-ül Yakin: Hakikati yaşamaktır. Herşeyle bir olduğumuzu hissettiğimiz zaman. Tekliğin, birliğin, kayboluşun mertebesi. Duygu, düşünce, algı yok. Sessizlik var. Doğru, yanlış yok. Herşey olması gerektiği gibi, herşey ile birlik ve bütünlük halindeyiz. Herşeyi ve herkesi koşulsuz sevme hali de diyebiliriz.

Kısaca; vakıf olmak, herşeyi ile bilmek.

Bu konu ile ilgili daha detaylı bilgi için Tekamülün Hangi Aşamasında Olduğumuzu Nasıl Anlarız yazısına bakabilirsiniz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

5 Elemente Göre Kişilik Özellikleri

Mutluluk ve Kitabım

AN'da Yaşamak, Akışta Kalmak