Filiz Okur Yılmaz

21 Ocak 2019'da gerçekleşen ay tutulması, derinlerde bir arayış yapmamıza ve geçmişten gelen gölgeleri fark edip incelememize olanak verdi. Hayatımızda anlamakta, anlam vermekte zorlandığımız şeyler bir anda ortaya çıktı. Bu durumun 2.5 yıllık bir sürecin sonu olduğuna dair bir yazı okudum. Yazıda  kova- aslan ekseninde geçen son 2.5 yıl kısaca şöyle özetleniyor: Kova; düşünmek ve akıl etmekle ilgili algıları açarak, geçmişi ve geleceği daha rahat görmemizi sağladı. Aslan; bu öngörüye sahip çıkarak, bize verilen rolü görme ve onu gerçekleştirme yeteneğini ve bu sayede kendimizi göstermemiz için gerekli olanakları hazırladı, deniyor. O halde son 2.5 yılı gözden geçirelim birlikte. Hayatımızda nelerin değişmiş olduğunu farkedelim. Neleri yapmak için çaba sarfettik? Ya da nelerden kaçmak için mazeretler bulduk?

Aşağıdaki tabloda doğduğunuz yıla göre etkisi altında olduğunuz elementi bulabilir,  bu elemente ait baskın kişilik özelliklerinizi öğrenebilir ve dengelenmek için neler yapabileceğinizi okuyabilirsiniz. Ancak vücudumuzda tüm elementlerin dengede olması oldukça önemli. (Bu yazıyı okumadan önce  Beş Element  yazısını okumanızı tavsiye ederim.) Elementlere ait bilgiler doğrultusunda, duygusal durumumuzu gözlemleyerek, hangi elementte sorun olduğunu bulabilir ve gereken önlemleri alabiliriz. METAL ELEMENTİ                                      Doğum Tarihleri:                                        1940_1941_1950_1951_1960_1961_1970_ 1971_1980_1981_1990_1991_2000_2001_ 2010_2011                          ...

Doğanın matemetiğini keşfetmek için birçok yol var. Beş element bilgisi de bu matematiği anlamamızı ve sistemi okumamızı kolaylaştıran bir öğreti. Ben keşfettiğimde müthiş bir heyecan duydum, birçok kaynaktan araştırdım ve biran önce paylaşmak istedim. Beş element sistemini kavrayabilirsek; hayatı ve bedeni okuyabilir, evimizi, beslenmemizi ve sağlığımızı düzenleyebiliriz. Çin Astrolojisinde her insan bir elementi temsil ediyor ve evlilik gibi durumlarda, bu iki elementin birbiri üzerindeki yapıcı ve yıkıcı etkilerine bakılıyor. Bu konuya ileride değineceğim ancak bugün beş elementin özellikleri,  vücudumuzda her elementin denge halinde olması gerekliliği ve bunu nasıl sağlayabileceğimiz konuları üzerinde durmak istiyorum. Çünkü hastalıklar, elementlerdeki dengenin bozulması sonucu ortaya çıkıyor. Biz dengesi bozulan elementi ve ona bağlı olan organları anladığımızda, hastalıklarımızı kendimiz tedavi edebileceğiz. Beni çok etkileyen bu kadim bilgi eminim sizin de ilginizi çekec...

MIT(Massachusetts institude of Technology)  de felsefe alanında doçent olan Dr. Bradford Skow tarafından öne sürülen bir teoriye göre; eğer evrene yukarıdan bakılırsa, gerçekte zaman ve olayların tüm yönlerde yayıldığının gözlemlenebileceği belirtiliyor. Yani zaman lineer değil, herşey her zaman var. Zamanın bir nehir gibi aktığı ile ilgili metafor geçersiz oluyor bu durumda.

Albert Einstein ve Nathan Rosen 1935 yılında Genel Görelilik Kuramını kullanarak uzay - zaman içinde köprülerin var olduğu önermesinde bulunurlar ve bunları solucan delikleri olarak adlandırırlar. Kadim Mısır Uygarlığı Tanrılarından Horus'un bu sözü oldukça düşündürücü:  "Yıldızların kararıp düştükleri dev kuyular gördüm."

Ağzımızdan çıkan her söz, düşüncelerimizin ifadesidir. Herşey bir düşünce ile başlar. İyiyim  dediğimizde kendimizi iyi hissetme hali içinde olmak, duygularımızı yönlendirir. Duygularımız    davranışlarımıza yansır, davranışlarımız da alışkanlıklarımızı şekillendirir. İyi olma ve iyi hissetme hali içinde olmak, bizim bir değerimiz haline gelir ve karakterimizi etkiler. Karakterimiz ise kaderimizi şekillendir ir. 

Anıtkabir'i sözcüklerle dolaşalım istiyorum bugün. Anıtkabir'de yer alan her bir objenin anlamına dikkat ederek bir yolculuğa çıkmaya hazır mısınız? Anıtkabir'in yer aldığı Rasattepe'nin konumundan başlayalım. Ankara'ya yukarıdan bakınca bir ucu Etlik, diğer ucu Dikmen'de olan, bir hilal şeklinde dizilmiş Tarihi Ankara Evleri dikkat çekiyor. Rasattepe ise, tam bu hilalin ortasındaki yıldız gibi. Başkentimizin Türk Bayrağı'nın temsili görüntüsünü sergilemesi oldukça heyecan verici. Hilal şeklinde dizilmiş Tarihi Ankara Evleri ve yıldız şeklinde Atamızın kabri; Anıtkabir. Tam da bu büyük, kudretli öndere yakışır şekilde. Emeği geçen herkese minnettarız. Bayrağımız Ankara'da dalgalanıyor. Ne mutlu bize! Şimdi merdivenleri çıkarak Anıtkabir'e doğru ilerleyelim. İlk çıkılan ve 26 basamak olan bu merdiven 26 Ağustos 1922'yi temsil ediyor.

Namaz kılarken yaptığımız her hareket sırlarla doludur, hem bedensel, hem de ruhsal olarak şifalandırır bizi. Namaz kılarken yaptığımız  hareketleri farkındalıkla yapabiliyor muyuz? Biz farkında olmasak da namaz bizi şifalandırıyor aslında. Ama huşu içinde, farkındalıklı kıldığımız namaz mucizeler getirir hayatımıza. Namaz kılmak bize büyük bir güç verir, bizi Yaradan'a bağlar ve bu bağlantı temizlenip, arınmamızı sağlar. Namaz miraca giden yoldur. Namaz kılarken tekbirle başlarız. "Allahuekber" derken Allah'a tüm kalbimizle yönelebiliyor muyuz? Avuçlarımızı açarak enerji alırken aynı zamanda avuçlarımızda biriken manyetik enerjiyi vücudumuza yönlendiriyoruz. Bu enerjiyi kadınsak kalp merkezimize, erkeksek güç merkezimize vererek oradaki enerjiyi dengeliyor ve güçlendiriyoruz.

Dinimizde her namaz öncesi abdest almak, ibadethanelere abdestli girmek ibadetimizin bir parçasıdır. Kuran-ı Kerim  Maide suresi 6. Ayette "Ey iman edenler! Namaz kılmaya kalkacağınız zaman yüzlerinizi, dirseklere kadar ellerinizi yıkayın, başlarınızı meshedin, ayaklarınızı da topuk kemiklerine kadar yıkayın. Eğer cünüp olursanız temizlenin. Şayet hasta veya yolculuk halinde veya içinizden biri ayak yolundan gelirse yahut cinsel ilişkide bulunursa, bu hallerde su bulamadığınız takdirde  temiz bir toprağa yönelin, yüzünüzü ve ellerinizi onunla meshedin. Allah size herhangi bir güçlük çıkarmak istemez, fakat O sizi tertemiz kılmak ve üzerinizdeki nimetini tamamlamak ister ki şükredesiniz. " der. Beynimizin çalışma şeklini inceleyince, abdest almanın sağlığımız ve huzurlu olmamız için gerekliliğini daha net anlayabiliyoruz. Kuran'da ne güzel ifade edilmiş abdest almanın bizim için bir nimet olduğu... Beyin elektrikle çalışıyor. Sinirleri vücudumuzdaki elektrik kablolar...

Yaşamak, yaşamı tüm coşkusu ve güzelliği içinde yaşamak istiyorsak; yaptığımız işi en üst düzeyde, en güzel şekilde yapmalıyız. Yaptığımız iş ile bütünleşmeli, keyif almalıyız. Bu yüreğimize ulaşmanın ilk kuralı. Yaptığımız şeyle bir olur, onunla bütünleşmeyi başarabilirsek, dönüşüm başlar. Dönüşebilmek için tembellikten kurtulmak ve tüm yüreğimizle yaptığımız işe odaklanmak, onunla akıp- çağlamak gerekir.

Yakin olmak ile ilgili tasavvufta anlatılan güzel bir örnekle başlamak istiyorum. Çok uzakta bir ateş yanmaktadır, hiç ateş görmemiş, onun nasıl birşey olduğunu bilmeyen kişi, ateşin dumanını görür ve merak etmeye başlar. Merak ve öğrenme isteği ile araştıran ve ateşi görmek üzere yolda ilerleyen kişinin durumudur İlm-el Yakin olmak. Kişi uzun süren bir yolculuk sonrası ateşin yanına ulaşır, ateşi gördüğü anda içinde oluşan sevinç, heyecan, coşku durumu Ayn-el Yakin olarak adlandırılır. Hakk-ul Yakin olmak ise, ateşe girip yanmaktır.

Yoksul bir taşçı varmış, tüm gün kayaları parçalar ve çok az aylık alırmış. Bu yüzden hayatından hiç memnun değilmiş. Zengin olmayı, güzel elbiselerinin olmasını ve dinlenmeyi istiyormuş. O anda gökten bir melek inmiş ve ona zengin olacağını, güzel elbiselerinin olacağını söylemiş.