Bizim Hikayemiz


Gerçekliğimizde neler var? Genetik faktörler ve çevremizden edindiklerimizle kendimizi sınırlıyor ve kendimizi bir Matrixe mi hapsediyoruz? Bu duruma günümüzde kurban psikoloji deniyor.

Epigenetik sayesinde öğrendik ki; genlerimizin kölesi değil, kaderlerimizin efendisiyiz. Genetik kayıtlarımızı değiştirerek kaderimizi yaşama şeklimizi değiştirebiliriz.

Muazzam bir beyne ve bedene sahibiz. Zihnimiz bilinç ve bilinçaltı olarak ikiye ayrılır. Bilinçli zihnimizi yüzde 5, bilinçaltı zihnimizi yüzde 95 kullanırız.

Teta titreşim frekansı beynimizde hipnoz durumu yaratır ve öğrenmemizi kolaylaştırır. Kopyala yapıştır yöntemi ile çevreden alınan davranışsal program ile kaydedilir ve 7 yaşına geldiğimizde bilinçaltı zihin tarafından yazılım programı tamamlanır. Bu yüzden "yedisinde ne ise yetmişinde odur" deriz. Peki biz bu proramı nasıl değiştirebiliriz? Bu hipnoz durumundan nasıl çıkabiliriz?

Bir plan yapalım ve bu program bize hizmet ediyor mu gözlemleyelim. Eğer planınız gerçekleşmiyor ve önünüze çok fazla engel çıkıyorsa, yaşamdan keyif alamıyorsanız sorun var demektir. Çünkü biz deneyimlemek üzere gelen saf ruhuz, korkusuz ve sevgi doluyuz ve düşünce gücümüzle hayatı yaşama şeklimizi değiştirebiliriz.

Bunu başarabilmek için bedene bir araç olarak bakmak ve kontrolü otomatik bilinçaltından alıp, biliçli zihni devreye sokmak gerekir. İradeyi geliştirici tüm ibadet ve ritüelleri yapmamızın sebebi bedenimizin kontrolünü elimize alabilmemiz içindir. Araba sürerken, yemek yerken yazarken, okurken, hayatta kalmamızı sağlarken bırakalım bilinçaltımız hayatımızı kolaylaştırmaya devam etsin. Ama hayattan zevk almamızı, neşe, keyif, coşku içinde yaşamamızı engelliyorsa bilinçaltımızı devre dışı bırakmanın zamanı gelmiş demektir. Yeni kodların oluşması ve yeni bir yazılımın devreye girmesi için 40 gün yeterlidir. Bu sürenin 21 gün olması gerektiğini düşünenler de var.

Eğer hayatın tadını çıkarıyorsanız bildiğiniz gibi yaşamaya devam...Ancak karamsar müzikler dinliyor, takıntılı davranışlar gösteriyor ve kara sevdaya tutuluyor iseniz bu kayıtları değiştirmek gerekir. Bu kayıtlar kader değil ve değiştirmek mümkün; sağlığa, berekete, huzur ve mutluluğa odaklanın, bedensel aktiviteye önem verin özellikle doğada vakit geçirin. Derin nefesler ile sevgiyi alın ve tüm negatif duygularınızı nefesle dışarı atın. Topraklanmaya önem verin. Deniz mükemmel bir arındırıcıdır ancak denize girmeniz mümkün değilse çıplak ayakla toprakta yürüyün. Hayatı sevmek ve kucaklamak üzere adım attığınızda ve niyet ettiğinizde bambaşka bir yaşamın kapıları aralanır. Siz bilinçaltı kayıtlardan ibaret değilsiniz, hayatın tadını çıkarmak; neşe, keyif, coşku içinde yaşamak doğuştan gelen hakkınız...Yaşamınızın sorumluluğunu elinize alın ve yaşamınıza sahip çıkın. Prof. Dr. Kemal Sayar'ın dediği gibi:

" Hayatın güzelliğini, değerini bize anlatan şey, biriktirdiğimiz hikayelerdir."

 


Yorumlar

  1. 🍀🧿🍀Hocam harikasınız, minnettarım 🙏

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

5 Elemente Göre Kişilik Özellikleri

Mutluluk ve Kitabım

AN'da Yaşamak, Akışta Kalmak