Kayıtlar

Ağustos, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bütünsel Bakabilmek

Resim
Nörotransmitterler bedenimizdeki hormonlar ve yaşanmışlıklarımızdan gelen kodları birleştirerek duygularımızı oluşturuyor. Duygularımız için kimyasal bir formül demek mümkün! Bilgi ve anlayış ile duygularımızın sentezlenmesi gerekiyor. Bu çok önemli çünkü bu analiz yeteneğine sahip olamazsak duygularımızın esiri oluyoruz. Analiz yeteneğimizi geliştirmek ve duygularımızın kontrolünü elimize almak içinse bilgiye ihtiyacımız var. Bilgiye önem veren ve ona ulaşma yolunda kararlı olan kişi etki altında kalmaz ve dolayısıyla başkalarının yönetimine girmez. Bilgiye ulaştıkça verimli yöntemler bulmayı, düşünmeyi öğrenir ve analiz yeteneğimizi geliştiririz ki, bu da kişiliğimizi geliştirir. Kendimizi sevmeyi öğreniriz çünkü varoluşun bir parçası olduğumuzu farkederiz. Kendimizi bildiğimiz ve kim olduğumuzun farkına vardığımızda tüm canlılara değer verir ve bütünsel bir bakış açısına sahip oluruz.  Bütünsel bakabilmek; herkesin ve herşeyin bizimle bağlantıda olduğunu, hayatın içindeki zincir...

Yaşam Müziği

Resim
Bedenimizdeki her hücre; tek başına varlığını sürdüren parçaların ortak çıkarlar doğrultusunda bir araya gelmesi sonucu oluşur. Bedenimizde bulunan yüz trilyon hücre bizim de bir çokluktan oluştuğumuzun göstergesidir. Sanırım yaşam müziğinin gizemi; doğal ayıklama... Hücrenin kimyasal yapısını kontrol eden proteinler ve kalıtsal talimatları taşıyan moleküler tüm canlılarda aynıdır. Yeryüzünde yaşayan tüm canlılar ortak bir atadan gelir.  Hücre yapısının 4 milyar yılda oluştuğu söylenir. Hücre çekirdeğinde bulunan nükleik asitler enzimleri yönetir ve enzimler de hücrenin kimyasal tepkilerini düzenler. DNA talimat verir, RNA'da talimatı hücrenin diğer bölümlerine iletir. İnsan DNA'sında kayıtlı bilgi birikimi için Prof. Dr. Carl Sagan "Kozmos" kitabında ;"İnsan DNA'sında yazılı bilgi birikimi toplamı, normal konuşma dili temeline dayanılarak yazılsa, kalın kalın 100 ciltlik kitap tutardı" der. Hayatın sözlüğü bir milyar nükleotid uzunluğunda bir merdiven o...

Bilinç

Resim
Günümüzde insan bilincinin mekanla sınırlandıralamayacağına ve bilincin beyinle sınırlı olmadığına dair bir çok araştırma var. Bu araştırma sonuçları gösteriyor ki; bilgi aktarımı beş duyumuz ile sınırlı değildir. Bilinç bedenden ayrılır, uzay-zaman engelini aşarak bilgi taşıyabilir, boyutlar arasında seyahat edebilir ve levhi mahfuza ulaşarak ortak bilince ait bilgileri alabilir. Beden öldüğünde de farklı bir formda yolculuğuna devam eder.

Mana Dünyasının Sırlarına Ulaşmanın Anahtarı

Resim
Her şey enerji olduğuna göre; birbirimizle ve tüm evrenle enerjisel olarak bağ kurarız. Enerjimiz ile uyumlu olan alanlara çekiliriz. Aynı zamanda telepatik yolla birbirimizi etkiler ve düşüncelerimiz yolu ile bağ kurabiliriz. Birini düşündüğümüzde bizi araması tesadüf değildir, telepatik bir iletişimdir.  Kurduğumuz bağların içinde ne kadar sevgi var? Sevgiye hizmet ediyor mu? Yoksa acı ve korkuyu mu destekliyor? Titreşimimiz karanlığa mı, aydınlığa mı hizmet ediyor? Çevremize nasıl bir enerji yayıyoruz? Şimdi derin bir nefes alın ve kalbinizle yaptığınız yayının farkına varın? Hisleriniz yolu ile büyütüp beslediğiniz enerjiyi idrak edin, akledin... Bütünsel bir sevgi ve şefkat deneyimlemeye başladığımızda ikilikten kurtulur, beden algısından sıyrılır ve bilinç ötesine sıçrama gerçekleştirerek farklı deneyimler yaşayabiliriz. Kalbimiz sevgi ile titreşmeye başladığında açılır mana dünyasının sırları... 

Renkler

Resim
Sesler, renkler ve şekiller yoluyla kendini ifade eden frekanslar aleminde yaşıyoruz. Düşünce ve davranışlarımız ile şekillenen bu frekanslar aleminde farklı farklı tablolar izliyor ve kendimizi bulmaya çalışıyoruz. İzlediğimiz görüntülerin bizden yansıdığını farkedene kadar süren bir yolculuktayız. Doğum ve ölüm döngüsü arasında zaman ve mekan ile sınırlandırılmış bir seyir halindeyiz. Tüm renklerin kaynağı renksizlik yani siyahtır. İlk varlık akl-ı evvel denilen beyazla başlar. Felekteki en büyük ışık olan beyza... Siyah ise bilinmezliğin, görünmezliğin rengi... Varlık alemi rengarenktir, hiçlik alemi ise renksiz... Tasavvuf geleneğine göre; Cemal beyaz, Celal kırmızı, Kemal ise siyahtır. Beyaz Allah'ın yaratma iradesini, kırmızı varlık alemini, siyah ise zatı simgeler. Necmüddin Daye bakın renkleri nasıl açıklamış: Beyaz; islam  Sarı; iman  Koyu mavi; ihsan  Yeşil; itminân (sükun) Mavi; ikân (doğru ve kesin bilgi)  Kırmızı; irfan  Siyah; Görülemeyen ancak gös...

Kader ve yazgı

Resim
Kader yolun tamamını değil sadece yol ayrımlarını verir. Gideceğimiz yer belli ancak hangi yönden ve hangi yoldan gideceğimiz bize bağlı. Seçenekler belli ama seçimler bize bağlı. Aklımızı kullanarak en doğru yolu seçmek ve bu yolda ilerlerken gereken iradeyi göstermek de bize bağlı. Son derece adil bir sistem içinde yaşarken ektiğimizi biçeriz.   Yıldızların etkisine müdahale edemeyiz ancak bizim üzerimizde ki etkilerini akıl vasıtasıyla kontrol edebiliriz. Yani bu etkilere verdiğimiz tepkileri seçebiliriz. İyi niyet ve amellerle bu etkileri lehimize çevirmek elimizde. Bu yüzden kendi üzerimizde çalışmalı ve pozitif enerjimizi yükseltmeliyiz.  Kader; Allah'ın ilminde an'da şekillenirken bizim gerçekliğimizde zamana bağlıdır. Hüküm ve kazayı değiştiremeyiz ama kaderin bir kısmını değiştirmek elimizde; Akıl dua ve sadaka ile...

Dua ve Kuantum Alan

Resim
Elektronlar gözlemci olduğunda parçacık şeklinde davranırken gözlemci olmadığında dalga özelliği gösterirler. Biz gözlemci ile şekillenen bu alemi mutlak gerçeklik olarak algılıyoruz oysa gözlemci olmadığında her şey dalgalardan ibaret! Bu durumda madde olarak gördüğümüz her şey gözlemcinin hayalleri doğrultusunda şekillendiğine göre gözlemcinin yani bilincin madde üzerindeki etkisini bir kez daha düşünelim.  Gözlemci hayal kurmaya, dua etmeye, düşünmeye başladığında kuantum alandaki dalgalar şekil alır, koku ve ses ortaya çıkar yani maddeleşir. Dalgadan parçacığa geçiş yapar. Dua ve düşüncelerimizin  kuantum alanındaki yaratım gücü!  Bilincin hiçlik boyutunda başlayan serüveni önce kuantum alanında dalga, sonra da maddeler dünyasında parçacık olarak varolur. Düşünce ve dualarımız gerçekliğimizi yaratır. Dua ve düşünce esnasında yaydığımız beyin dalgaları ses yolu ile  harekete geçer. "Ol der ve olur." Ses yaratım gücüne sahip bir enerjidir  ve kuantum alanda be...

Bizim Hikayemiz

Resim
Gerçekliğimizde neler var? Genetik faktörler ve çevremizden edindiklerimizle kendimizi sınırlıyor ve kendimizi bir Matrixe mi hapsediyoruz? Bu duruma günümüzde kurban psikoloji deniyor. Epigenetik sayesinde öğrendik ki; genlerimizin kölesi değil, kaderlerimizin efendisiyiz. Genetik kayıtlarımızı değiştirerek kaderimizi yaşama şeklimizi değiştirebiliriz. Muazzam bir beyne ve bedene sahibiz. Zihnimiz bilinç ve bilinçaltı olarak ikiye ayrılır. Bilinçli zihnimizi yüzde 5, bilinçaltı zihnimizi yüzde 95 kullanırız. Teta titreşim frekansı beynimizde hipnoz durumu yaratır ve öğrenmemizi kolaylaştırır. Kopyala yapıştır yöntemi ile çevreden alınan davranışsal program ile kaydedilir ve 7 yaşına geldiğimizde bilinçaltı zihin tarafından yazılım programı tamamlanır. Bu yüzden "yedisinde ne ise yetmişinde odur" deriz. Peki biz bu proramı nasıl değiştirebiliriz? Bu hipnoz durumundan nasıl çıkabiliriz? Bir plan yapalım ve bu program bize hizmet ediyor mu gözlemleyelim. Eğer planınız gerçekleş...

İçimizdeki Çocuk

Resim
Bir çocuk coşkusu ve sevinciyle yaşamı sımsıkı kucakladığımızda, içimizdeki çocukla barıştığımızda anlarız yaşamın anlamını.  Eğer hayattan keyif almıyorsan, kuş seslerini dinlemeyi unuttuysan, bir çocuk coşkusuyla koşmuyorsan denize ve dalgaların sesini dinlemiyorsan sorun var demektir... İçindeki çocuğu susturmuş ve ondan uzaklaşmışsın demektir...Kendini kaybetmiş ve zihnin karanlık dehlizlerinde kaybolmuşsun demektir... Bugün hemen çık o karanlık dehlizlerden, seni esir alan duygu ve düşüncelerden sıyrıl ve sımsıkı kucakla içindeki çocuğu. Kendini bilmek içindeki çocukla barışmak demektir... Kendini bulmak içindeki çocuğu kilitlediğin odadan çıkarmak demektir... Kendin olmak içindeki çocuk olmak demektir...  En derin niyet ve sevgi ile ara onu ve çıkar saklandığı yerden...Sana yüklenen korku ve endişelerden uzaklaş. Kalbindeki sevgiyi hisset ve kalbinin sana rehberlik etmesine izin ver...İçindeki çocuğu bul ki sevgiye doğru yolculuğun başlasın...

Bütünsel Bakış

Resim
Aydınlık ve karanlığın harmonisi içinde sürekli korunan eril ve dişil dengesi içinde yaşıyoruz. Ahenkle akan bir yaşam ve danseden frekanslar dünyasındayız...Bütünsel bakabilen ve evrenin müzüğini duyabilenler için yaşam bir mucize...

Dengelenme

Resim
Dinamik ve kendi kendini düzenleyebilen bir beynimiz ve beynimizin deneyimlerini kayıt altına alan bir bilincimiz var.  Bir olay ve kişiye ne kadar enerji akıtıyorsak o kadar değer veriyoruz demektir ve ne kadar değer veriyorsak o kadar çok isteriz. Enerjimizi akıttığımız her ne ise birçok düşünce, duygu ve anıyı mıknatıs gibi çekmeye başlar. Biz bilinçli olsak da olmasak da bu durum davranışlarımızı dalayısıyla yaşam şeklimizi etkiler. Bu durum sonucunda da bir kişi ve olaya olan tutkumuz zamanla bağımlılık noktasına gelir ki sınavımız başlar. Bağımlılık duyduğumuz her şey sınavımızdır ve yaşam kalitemizi düşürür. Enerji kaynağını gerilimden alır, bu yüzden yaşam pozitif ve negatif oluşumlardan meydana gelir. Sistem içindeki enerji dağılımı, rusal yapının karşıt bölümleri arasında denge arar. Enerji dengelendiğinde ise bütünlük sağlanır.   

Öğrenmenin Gücü

Resim
Öğrenmeye devam ettiğimiz sürece beynimizde yeni sinirsel bağlantılar oluşur. Rutinden uzaklaşmak ve yeni şeyler öğrenmeye başlamak yeni bağlantılar ekler ve bu yeni bağlantılar düşünce yapımızı değiştirir.   Öğrenme sürecinde beynimizde kurulan yeni nöral bağlantılar bilinç seviyemizi değiştirir. Biz öğrenmeye ve düşünmeye devam ettiğimiz sürece kalıcı bağlantılar yani hafıza oluşur.  Düşüncelerimiz ve davranışlarımız arasındaki bağlantıyı görüp dengelemeye başladığımızda zihin ve beden arasında denge kurulur. Bu denge doğrultusunda deneyimlenen duygular beynimizdeki eski kimyasal kayıtların değişmesini ve yerine yenilerinin konulmasını sağlar ki bu durumda gen bilgimiz de değişir, tabiiki bilinçaltı kayıtlarımız da! Düşünce yapımızı değiştirerek başlayıp eylemlerimizi değiştirmeye giden bir süreç bu. Bedenimiz ve zihnimiz bunu gerçekleştirmek için gerekli donanıma sahip. Kim olmak istediğimize karar vermeli, niyet etmeli ve ilerlemeliyiz... Bilinmeyene karşı olan korkum...

Ruh Bilir, İnsan Arar

Resim
Vücudumuzun moleküler bir yapısı ve çok yüksek bir titreşimi vardır. Vücudumuza bir mikroskopla baktığımızda titreşen enerjiyi görebiliriz.  Zihnimizi kullanım şeklimiz titreşimimizi şekillendirir. Nesiller boyu taşınan bir bilginin ürünü olarak geldik ve çevremizden edindiğimiz bilgileri genetik bilgimizle harmanladık. Anne ve baba tarafından yedi kuşak atalarımızın bir karışımı olduğumuz söylenir. Titreşimimizi bu kayıtlar doğrultusunda oluşturulan düşüncelerimiz belirler. Düşünce yapımızı değiştirdiğimizde titreşimimiz dolayısıyla frekansımız değişir ve farklı bir gerçekliği deneyimlemeye başlarız.  Bilincimize alandan sürekli enerji akar ve düşünüş şeklimiz bizden dışarı doğru yayılan enerjiyi belirler. Bize gelen ve bizden yayılan bir enerji ağı ile çevrelenmiş durumdayız. Etki-tepki yasası doğrultusunda düşüncelerimiz titreşimimizi oluşturur ve kontrol ederken bizimle uyumlu olayları ve insanları hayatımıza çeker. Sonsuz sayıda frekans içinden kendi frekans alanımıza tit...

Rüyalarımız

Resim
Rüyalarınızda ruhunuz ile konuştuğunuzu düşündünüz mü hiç? Sadece bedenden ibaret değiliz ruhsal varlıklarız; ruhumuz ve bedenimiz bir bütün. Bu yüzden ruh ve beden arasında denge kurmayı başardığımızda yaşamımızın kontrolünü elimize alırız. Ruh ve beden dengesini sağlayamadığımızda ise acı çeker oradan oraya savrulur dururuz. Alemler arasında dolaşan ruhumuz her daim uyanık ve seyir halindedir. Zihnimiz devreye girdiğinde; ruhumuzun sesini duymamızı engeller ve madde alem algısı ile sınırlandırılmış bir matrixte açarız gözümüzü! Uyuduğumuzda zihnimiz devre dışı kaldığı için ruhumuzla bağlantı kurmak kolaylaşır. Dışarıda bir matrix aramayın, matrix kendi zihnimiz! Bizi korumak ve hayatta tutmak için bize sınırlar çizen zihnimiz!  Zihnimizin dışında tüm bilgileri semboller vasıtasıyla depolayan ve sembollerle konuşan bilinçaltımız var. Zihnimiz ve bilinçaltımız maddi dünyada varolmamızı sağlayan bedenimize ait araçlar. Peki biz kimiz? Biz bu araçları tekamül etmek amacıyla kullanan ...

Bilinç ve Işık

Resim
Bilinç ışığa, ışık maddeye etki eder. Bilinç sayısal bir değere sahiptir ve bu sayısal değere frekans denir. Tüm gördüğümüz evren ışığa etki eden bilincin frekanslar cinsinden ifadesidir. Bu bilinç Yaradan'a aittir.  Düşünceler sonucu hissedilen duygular frekansımızı dolayısıyla eylemlerimizi belirler. Eylemlerimiz frekansımızla ilgilidir. Tüm eylemlerin arkasında matematik, yani frekans, yani bir sayı vardır. Tüm bu gördüğümüz evren matematiksel bir harmonidir. Yaradan bilincinin frekansımızla uyumlu olarak bizde açığa çıkmasıdır. Her birimiz bir esma frekansı ile var olur ve o esmayı deneyimleyerek hayat aynamızda seyrederiz. Frekansımız değiştiğinde; eylemlerimiz değişir.  Enerji merkezlerine çakralarımız vasıtasıyla bağlanırız. Dünyanın da çakraları olduğunu unutmayalım. Zerre küllün aynasıdır. Tüm enerji çakralar vasıtasıyla akar. Omurga boyunca 7 çakra vardır ve Hz. Musa'nın asası ile kastedilen omurgadır. Çakralar ruh ve beden arasındaki geçiş kapılarıdır bu yüzden akti...

Huzur ve Denge

Resim
Sürekli huzursuzluk hissi; zihnimiz ile ruhumuz arasında uyum olmadığını gösterir. Huzur; ruh ve zihnin dengede olması, aralarında çatışma olmaması halidir. Bu uyumsuzluk uzun süre devam ettiğinde ve zihin ruhun sesini duymayı reddettiğinde huzursuzluk başlar. Huzursuzluk; bastırılmış ruhumuzun duyulmayan çığlıklarını bize işittirme yöntemidir.  Vicdanı rahat olanlar huzurludur çünkü vicdan ruhun sesidir...Sevgi dolu olanlar huzurludur çünkü ruh sevgidir...  Ruhumuzla beraber yol alıyoruz ancak biz bu durumun ne kadar farkındayız? İç sesimizi duyabiliyor muyuz? Canımız bir şey çektiğinde o maddeye bedenimizin ihtiyacı olduğunu bilen kim? (Örneğin; potasyum ihtiyacımız olduğunda canımız muz çeker!) Kötü bir şey olacağı zaman kalbimizi daraltan kim? İyi bir olay öncesi hissettiğimiz sevinç duygusunu veren kim?

Dağın Ardını Görmek

Resim
Hologram teknolojisi ile madde yoktan var edilir mi? Biz hologram mıyız? Işık Allah'ın bilinç enerjisidir ve evrenimiz holografik, fraktal bir ışık hüzmesidir. Evrendeki her madde ışığın farklı yansımalarının bir sonucudur. Işık maddeye dönüşür. Günümüzde hologram ile hem maddesel hem şeffaf yaratımların mümkün olduğunu biliyoruz. Enerji: sonsuz, sınırsız ve çok farklı şekillerde kendini gösterir ve kutsal geometri yolu ile bir formdan başka bir forma evrilebilir. Bilim; hayalet ve ruhlardan bahseden dinleri doğrular.  Görebildiğimizin ötesine bakmanın, dağın ardını görmenin vakti geldi. Rahmetli babam; "göz odur ki dağın ardını görmeli, akıl odur ki başa geleceği önceden bilmeli!" derdi!