Zihnimizi Yeniden Nasıl Programlayabiliriz?

Sahip olduklarımıza şükrederek mi, yoksa sahip olamadığımız şeyleri gözümüzde büyüterek mi yaşıyoruz? Bardağın dolu tarafını mı, boş tarafını mı görüyoruz?

İnsanların belli bir davranış döngüsü içine girmesi ve bu döngüden bir türlü çıkamamasına "hipnotize edici ritim yasası" deniyor. Bu duruma zihnini bilinçli olarak kullanamama hali de diyebiliriz. İnsanların ancak yüzde ikilik kısmının zihnini bilinçli olarak kullanabildiği düşünülüyor.

Zihnimizi bilinçli bir şekilde tekrar programlayarak hipnotize edici ritim yasasının etkilerinden kurtulabilmek mümkün.

Bilinç dışımız çevremizden gelen uyaranlarla şekillenir. İzlediğimiz programlar, okul, gelenek ve görenekler, çevre doğduğumuz andan itibaren bilinç dışımızı bir ağ gibi örer.

Düşüncelerimiz zihin programımızın ilk aşamasıdır ve herşey düşünce ile başlar. Zihne ekilen bir tohum gibi niteleyebileceğimiz düşüncelerimiz olumlu ise zihnimiz; mutluluk, neşe, keyif, coşku gibi olumlu duygularla şekillenir. Ancak zihnimize  olumsuz düşünceler ektiysek; karamsarlık, öfke, umutsuzluk, hüzün gibi olumsuz duygularla beslenir. Sonuçta düşünce ve duygularımız bir araya gelerek değerlerimizi meydana getirir. Değerlerimiz beynimizdeki nöron ağı ile aktive olarak orada Retiküler Aktivasyon Sistemi denilen bir yapı oluşturur ve bu yapı yaşantımızı şekillendirmeye başlar. Yani inandığımız değerlerle yaşamaya başlarız, kader ağlarını örer.

Retiküler Aktivasyon Sistemi denilen bu nöron ağı beyni aşırı yükten korumak için bir filtre görevi görür. Bu sistem kendi düşünce ve duygularımızla şekillenen değerlerimizin kabul gördüğü, onaylandığı yerdir. İşte bu onay sonucu zihnimiz iyice  ikna olur ve kendimizi hipnotize edici ritim yasasının içinde buluruz ve sürücü koltuğunda başkasının oturduğu bir arabada yolculuk yapar gibi yaşamda farkındalık olmadan ilerlemeye başlarız  kontrol bizde değildir. Ancak kontrolü ele almak  zor olmasına rağmen imkansız değildir. Kontrolü elimize almak için neler yapabileceğimizi kısaca madde madde sayarsak;

1-Herşey düşünce ile başladığına göre atacağımız ilk adım olumsuz düşünceleri görmeden gelip olumlu düşüncelere odaklanmak olmalı.

2- Olumlu düşüncelerimizi besleyecek duygu durumunda olmak, elimizde olanlara şükretmek ve huzurlu bir şekilde her şeyin güzel olacağına inanmak. Yani olumlu düşüncelerimizi olumlu duygularımızla beslemek.

3. Olumlu düşünceler ve duygularla yeni değerler oluşturmak. Çok şanslı olduğumuza veya her işimizin rast gittiğine inanmak gibi.

4. Zihnimiz, yeni değerlerimizi onayladığı ve ikna olduğu zaman retiküler aktivasyon sistemi yeniden aktive olur ve yaşamımız yeniden şekillenir.

Burada en önemli nokta; Bilinç dışımızda şekillenen olumsuz düşünceleri fark etmek ve bunları değiştirmek üzere "düşünce-duygu-inanç-olumlama-ikna olma" sürecini yeniden oluşturarak hipnotize edici kısır döngüden kurtulabilmek, zihnimizi yeniden programlayarak yaşamımızın kontrolünü elimize almak, şoför koltuğuna oturarak kendi seçtiğimiz yolda ilerleyebilmektir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

5 Elemente Göre Kişilik Özellikleri

Mutluluk ve Kitabım

AN'da Yaşamak, Akışta Kalmak