Mutlu Yaşamanın Formülü
Kendimizden ödün vermeden mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşamak için neye ihtiyacımız var?
Öncelikle "hayır" diyebilmek. Çoğu zaman hiç istemediğimiz ortamlarda buluruz kendimizi; sıkılır, bunalır ama katlanırız. Oysa içsel huzur; istemediğimiz ortamlara ve kişilere "hayır" diyebildiğimizde gelir. Ben gençlik yıllarımda "Sınırlarımız" adlı kitabı okuduğumda farkettim "hayır" diyemediğim için enerjimi gereksiz yerlere harcadığımı ve zaman geçtikçe insanları kırmadan "hayır" diyebilme sanatını...
Bir sorunun çözümü için geçmişe takılı kalmamak da içsel bütünlüğümüzü korur. An'da yaşamanın öneminden sürekli bahsediyorum. Odak noktamız her zaman içinde bulunduğumuz "an" olursa sorunlar "an"da çözülürse çok daha huzurlu yaşarız. (An'da Yaşamak Akışta Kalmak)
Yanlış anlaşılma korkusu yüzünden kendimizi aklamaya çalışmak sanırım hiç birimize yabancı değil. Kendimize başkalarının penceresinden bakmanın, başkaları için yaşamanın bize verdiği zarardan daha önce bahsetmiştim. (Kendimiz İçin Çabalayalım)
Bize saldıranlara saldırıyla karşılık vermemek konusunu sürekli işliyorum. Çünkü savunma durumuna geçtiğimizde enerjimizi boşa harcar ve düşük frekanslı enerjilerin içine çekiliriz. Sadece hangi duygumuz sebebiyle saldırıya maruz kaldığımızı sorgulayabilir ve aynamıza bakabiliriz.(Hayatımıza Aynadan Bakmak)
Güçlüklerle karşılaştığımızda olumsuz tepkiler vermek bize zarar verir. Özellikle öfke duygusu enerjimizi öyle yükseltir ki, o an ne dilesek gerçekleşir. Öfkemizi karşımızdaki kişiye yönelttiğimizde ise bu potansiyeli kaçırır ve olumsuz enerji çekeriz kendimize. "Keskin sirke küpüne zarar verir." Başkaları için dilediğimiz şeylerin kendi başımıza geldiğini unutmayalım.
İstemediğimiz şeyleri düşündükçe büyüttüğümüzü bilerek kabule geçmek ya da serbest bırakmak ise yaşam kuralımız olmalı. Odaklandığımız şeyleri yaşamımıza çekiyoruz o yüzden kabul edebildiklerimizi edelim, edemediklerimizi ise serbest bırakıp kendimizi arındıralım. Sabah kalkınca gülümseyerek serotonin seviyemizi yükseltelim ve güne; neşe, keyif, coşkuya odaklanarak başlayalım...
Hayatımızın başrol oyuncusu olduğumuzu, yaşamımızı duygu ve düşüncelerimizle şekillendirdiğimizi asla unutmayalım. Kurban psikolojisinden kurtulup hayatımızın sorumluluğunu alalım. Büyük bir cesaret ve özgüven ile doyumlu ve mutlu yaşayalım ...
Öncelikle "hayır" diyebilmek. Çoğu zaman hiç istemediğimiz ortamlarda buluruz kendimizi; sıkılır, bunalır ama katlanırız. Oysa içsel huzur; istemediğimiz ortamlara ve kişilere "hayır" diyebildiğimizde gelir. Ben gençlik yıllarımda "Sınırlarımız" adlı kitabı okuduğumda farkettim "hayır" diyemediğim için enerjimi gereksiz yerlere harcadığımı ve zaman geçtikçe insanları kırmadan "hayır" diyebilme sanatını...
Bir sorunun çözümü için geçmişe takılı kalmamak da içsel bütünlüğümüzü korur. An'da yaşamanın öneminden sürekli bahsediyorum. Odak noktamız her zaman içinde bulunduğumuz "an" olursa sorunlar "an"da çözülürse çok daha huzurlu yaşarız. (An'da Yaşamak Akışta Kalmak)
Yanlış anlaşılma korkusu yüzünden kendimizi aklamaya çalışmak sanırım hiç birimize yabancı değil. Kendimize başkalarının penceresinden bakmanın, başkaları için yaşamanın bize verdiği zarardan daha önce bahsetmiştim. (Kendimiz İçin Çabalayalım)
Bize saldıranlara saldırıyla karşılık vermemek konusunu sürekli işliyorum. Çünkü savunma durumuna geçtiğimizde enerjimizi boşa harcar ve düşük frekanslı enerjilerin içine çekiliriz. Sadece hangi duygumuz sebebiyle saldırıya maruz kaldığımızı sorgulayabilir ve aynamıza bakabiliriz.(Hayatımıza Aynadan Bakmak)
Güçlüklerle karşılaştığımızda olumsuz tepkiler vermek bize zarar verir. Özellikle öfke duygusu enerjimizi öyle yükseltir ki, o an ne dilesek gerçekleşir. Öfkemizi karşımızdaki kişiye yönelttiğimizde ise bu potansiyeli kaçırır ve olumsuz enerji çekeriz kendimize. "Keskin sirke küpüne zarar verir." Başkaları için dilediğimiz şeylerin kendi başımıza geldiğini unutmayalım.
İstemediğimiz şeyleri düşündükçe büyüttüğümüzü bilerek kabule geçmek ya da serbest bırakmak ise yaşam kuralımız olmalı. Odaklandığımız şeyleri yaşamımıza çekiyoruz o yüzden kabul edebildiklerimizi edelim, edemediklerimizi ise serbest bırakıp kendimizi arındıralım. Sabah kalkınca gülümseyerek serotonin seviyemizi yükseltelim ve güne; neşe, keyif, coşkuya odaklanarak başlayalım...
Hayatımızın başrol oyuncusu olduğumuzu, yaşamımızı duygu ve düşüncelerimizle şekillendirdiğimizi asla unutmayalım. Kurban psikolojisinden kurtulup hayatımızın sorumluluğunu alalım. Büyük bir cesaret ve özgüven ile doyumlu ve mutlu yaşayalım ...
Harika bir yazi olmus, kendi adima mesajlari aldim ❤️🙏
YanıtlaSil😍
SilÖfke esnasında enerji yükselir, dua et.Ne çok şey öğrendim bugün bi kez dah.Çok şanslıyım, şükürler olsun.Allah çok memnun olsun sizden sevgili hocam.
YanıtlaSil😍🙏
Sil