Boyut Algısı

Doğduğumuz andan itibaren yaşadıklarımız, düşüncelerimiz, duygularımız sonucu oluşan kodlar bilinçaltımızı oluşturuyorsa; doğduğumuz aile bilinçaltımızı, dolayısıyla kaderimizi şekillendiriyor diyebiliriz. Bilinçaltı kodlarımız sonucu oluşan  frekansımızı ve hangi boyutta olduğumuzu bulabilmek için doğduğumuz dönemde ailemizin durumu ve çevremiz ipuçları ile dolu. Ailemizin doğduğumuz andan itibaren ilk üç yıl içindeki durumunu inceleyerek hangi boyut algısı ile doğduğumuzu bulmak ve hangi sınavlara tabi olduğumuzu anlamak için geçmişimize doğru bir yolculuk yapmaya var mısınız?

Doğduğu ailede fiziksel ve duygusal şiddet varsa ve birey şiddete maruz kaldı ise birinci boyut algısı ile doğmuştur. Bu yüzden sürekli savunma halindedir, kırılgan, alıngan, güvensiz ve korku doludur. Kendini değersiz gördüğü için madde bağımlılığına yatkındır. Yaşadığı korkular tüm hayatını yönlendirir. Sınavı korkularından kurtulmak, davranışlarını kontrol etmeyi öğrenmek ve güvenmekle ilgilidir.

Doğduğu aile ilgisiz ise ve çocuk yeterli anne baba sevgisi alamadıysa ikinci boyut algısı ile doğmuştur. "Annenin doyuramadığını dünya doyuramaz" diye bir söz vardır, işte bu algıda doğan kişileri de doyurmak mümkün değildir. Hep daha fazlasını ister, bu yüzden sahip olduklarının kıymetini bilemez. Terk edilme korkusu yaşar ve hep açtır, gözü doymaz. Maddeye olan bağımlılık bu aşamada da vardır ve bağımlılıklarını bırakamadığı sürece bir üst boyuta geçemez. Sınavı düşüncelerini kontrol etmeyi öğrenmek, bağımlılıklarından kurtulmak, bırakabilmek ve fedakâr olabilmekle ilgilidir.

Doğduğu ailede kavga varsa ve çocuk taraf tutuyorsa üçüncü boyut algısı ile doğmuştur. Büyüdükçe anne veya babasına cephe alır ve nefret eder, uzaklaşmak ister. Yaratıcı, çalışkan ve zekidir. Şanslıdır ve maddi refah içinde yaşar. Haklı olma çabası içindedir ve bu yüzden ihanetten ve savaşı kaybetmekten korkar. Herşeyin yolunda olduğunu anlamaya ihtiyacı vardır. Sınavı duygularını kontrol etmeyi öğrenmek, anne veya babasını affetmek, razı olmak ve haklı olma çabasından vazgeçmektir.

Doğduğu ailede baba çok baskın ve anne fedakârsa aile içinde babanın dışlandığı gizli bir ittifak söz konusu ise, çocuk sürekli susturuluyor ve yönlendiriliyor, eleştiriliyor ise dördüncü boyut algısı ile doğmuştur. Oldukça yüksek frekansa sahip dördüncü boyut insanı huzurludur ve an'da kalabilir. Enerjisi çok yüksek olmasına karşın sessiz, içine kapanıktır ve hakkını savunmakta zorlanır. Sınavı koşulsuz sevmeyi, affetmeyi, özgür olmayı, başkalarının yönlendirme ve baskısından kurtulmayı ve dünyaya uyum sağlamayı başarmaktır.

Doğduğu ailenin prensi veya prensesi olan, her dediği yapılan, maddi- manevi her ihtiyacı giderilen kişiler beşinci boyut algısı ile doğan büyük yıldızlardandır. Enerjisi çok yüksek olduğu için çevresini besler ve herkes ona hizmet etmek için yarışır. Tüm ihtiyaçları giderilir, arzuları gerçekleşir. Asìl, dingin, huzurlu ve çabasızdır, tüm sistem Allah'a yakın olan bu büyük yıldıza hizmet eder. Bu kişiye yapılan bir yanlış fazlası ile yapan kişiye döner. Sistem onu korur, sınavı egosunu yenebilmektir.

Bir üst frekansta doğan kişi alt frekansın sınavlarından etkilenmez. Yaşam yolculuğumuz bilinç düzeyimizi artırarak bir üst frekansa geçebilmek içindir. O halde kâinatı okumayı, bilinç düzeyimizi geliştirmeyi ve hatalarımızdan ders alarak algımızı artırmayı başardığımızda frekansımız yükselir.

Belli bir enerji frekansı ile dünyaya geliyoruz ve bu frekans yaşam yolculuğumuz hakkında bize bilgi verebiliyor. Çünkü her frekansın geçmesi gereken aşamalar, öğrenmesi gereken dersler var. Kaderimiz, doğduğumuz andaki frekansımızın önümüze koyacağı sınavlarla şekilleniyor. Daha geniş bilgi için Tekamülün Hangi Aşamasında Olduğumuzu Nasıl Anlarız? yazısını okuyabilirsiniz.

YouTube Kanalım