Herşey Frekans
Evrenin hareketleri frekansla ilgili ve her anı kendine özgü, her şey sesle başladı. Kutsal Kitabımız Kuran'ı Kerim'de; "Ol dedi ve oluverdi" der.
Teknolojinin olmadığını düşündüğümüz dönemlerde İlahi Dinler atom altı parçacıklardan bahsediyor.
Einstein herşey enerjidir diyor, Tesla evrenin sırrının titreşim olduğunu söylüyor. Oluşturduğumuz manyetik alanın başımıza gelen herşeye sebep olan baş sorumlu olduğuna dair oluşan farkındalık her geçen gün artıyor.
Astrolojide döngülere önem veriyoruz çünkü biliyoruz ki, gezegen hareketleri bizi etkiliyor. Dünyanın çeşitli yerlerine cihazlar konarak dünyanın frekansı ölçümlenebiliyor. 2014 yılında yapılan ölçümlerin ortalaması 16 hertz olarak belirlenmiş. Dünyanın kalp atışının hızlandığı belirtiliyor, işte bu yüzden; günün nasıl geçtiğini anlamıyoruz çoğu zaman.
Herşey boşluktan ibaret ve var olanların tek sebebi frekans. Katı cisimler bile enerji. Bedenimizde elementler mevcut, içimizde bir jeneratör olduğunu söylemek mümkün. Beyinde herşey dinamik, beyinde bulunan milyarlarca hücre bağlandığı yerden aldığı frekanslarla çalışıyor. Bilinçaltına kaydettiği duygu ve hisleri yansıtıyor.
Kar taneleri nasıl birbirinden farklı ise,
herkesin oluşturduğu görüntü de birbirinden farklı. Her notanın bir görüntüsü var ve müzik dinlediğimizde tüm notaların harmonisinden faydalanıyoruz. Mantralar, esmalar ses frekansına yüklenen şifa ile ilgili. Vücudumuzun büyük kısmı su olduğu için ve ses suyu etkilediği için otomatik olarak ses bizi de etkiliyor. Kendi sesimizle okuduğumuz esma ve mantralar direk bilinçaltımıza etki ediyor.
Frekans titreşim sıklığıdır, dalga boyu ise titreşimin bir yerden başka bir yere iletilmesi. Telefona gelen mesajlar bilginin bir frekansa yüklenmesi ile oluşuyor. Ses, hava sayesinde iletiliyor. Milyonlarca frekans ortalıkta dolaşıyor: Radyo dalgaları, tv yayınları, telefonlar vb. Ultrasonda da sinyallerle görüntüleme yapılıyor. Günümüz teknolojisi kutsal dinlerde anlatılmak istenen bir çok bilgiyi kanıtlar nitelikte. Çakralar ile anlatılmaya çalışılan bilgi, enerjinin bedenin etrafında dolaştığının fark edilmesinden sonra netleşti. İnsan vücudu 72 volt enerji üretiyor ve çakralardan biri tıkansa akış bozuluyor. Aura alanı daraldığı için evrenle olan akış aşağı çekiliyor ve kişi kızgınlık, öfke gibi düşük titreşimli duygular yaşamaya başlıyor.
Hiçbirşey tesadüf değil, herşey belli bir düzen içinde. Bu mükemmellik sembollerle de belirtilmiş. Geometri bir frekans içeriyor, altın oran bir frekans. Renklerin de frekansı var. Beden akıllı ve kendisi için neyin gerekli olduğunu biliyor. Genellikle ihtiyacımız olan renkleri kullanıyoruz. Çakraların frekansı, rengi, organları var ve şifaya ihtiyacımız olduğunda renk ve ses frekansıyla şifalanabiliyoruz.
Günümüzde bilgisayar hasta olan organın frekansına bakarak sorunu buluyor ve uygun frekansla tedavi edilmesi sağlanabiliyor. Tüm hastalıkların sebebinin duygu durumumuzla olan bağlantısını biliyoruz. Bu nedenle hastalık tedavi edilse bile, duygu durumumuz düzelmezse hastalık tekrarlıyor. O halde çözüm belli; frekansımızı olabildiğince yükseltmek😍
Yazılarınızı keyifle okuyor ve bir sonraki yazınızı merakla bekliyorum, verdiğiniz bilgiler çok kıymetli, teşekkürler:)
YanıtlaSil😍
SilBenimki yükselse de hemen düşüyo napcam bilemiyorum artik
YanıtlaSilDüşük enerji frekansında olan ortamlardan mümkün olduğunca uzak durmak ve doğada vakit geçirmek, dua etmek, renklerin enerjisinden faydalanmak, müzik dinlemek, dans etmek frekansımızı yükseltir. Neşe, keyif ve coşku içindeyim diye yüksek sesle tekrar etmek de hemen enerjimizi yerine getirir😍
YanıtlaSil