Düşüncelerimiz Bizi Hasta Edebilir mi?


Hastalıkların düşünce sistemimiz ile bağlantılı olduğunu biliriz. Duygu dünyamızda dalgalanmalar başlayınca hemen boğazımız şişer, başımız ağrır, kendimizi kötü hisseder ve çoğu zaman yataktan kalkacak gücü bulamayız. Stres altında bulunduğumuz zaman hastalıklara davetiye çıkardığımızın farkında mıyız?

Günümüzde bilimin ilerlemesi ve beynin sinyallerle çalıştığının anlaşılması bu konulara netlik kazandırdı. Atalarımızdan duyduğumuz ama anlamakta zorlandığımız bir çok şey açıklık kazanmaya başladı. Şahsen ben kadim öğretilerdeki bilgelik karşısında şaşkına dönüyorum. Anneannemin bilgeliğinin kaynağı nereden geliyor?

Bilimsel gelişmeler ışığında; hücrelerin bizimle ilgili bir tehdit olup olmadığını bilemediğini, çevreyi göremediğini, sadece kimyasallara cevap verdiği biliyoruz. Mikrodan makroya doğru bir açılım sözkonusu. Biz de bağlı olduğumuz yapıyı göremiyor, anlayamıyoruz ancak onun tesiri altındayız. Tıpkı hücrelerimizin bizim tesirimiz altında olması gibi.

Eğer stres altında isek, düşüncelerimiz biyolojimizi etkiliyor ve fizyolojimiz üzerinde değişiklikler yapmaya başlıyor. Düşüncelerimizin yaşamımızı şekillendirdiğine dair inanç 2500 yıl öncesine dayanıyor. Buda; "Ne düşünürsen o olursun." demiş.

Bugün bu görüşü epigenetik onaylıyor ve düşüncelerimizin kimyaya dönüştüğünü ve bize ne olacağını belirlediğini söylüyor.
Dr. Bruce Lipton; sinyal+protein=davranış şeklinde bir denklem yapılandırmış.
Bu denkleme göre; hatalı protein hastalığa sebep olabilir ama hatalı protein genetik olarak % 1'in altında ölçümlenmiş. Oldukça düşük bir olasılık. Yaşanan bir kaza veya travma beyinden gelen sinyalleri değiştirebilir ve hücrelere parazit yapan sinyaller göndererek hastalık oluşturabilir.
Toksinler de sinyal yolunu işgal ederek sinyal yayılımını bozabilir. Zararlı gıdalarla beslenmek, sigara içmek sinyal yollarında tıkanmalar meydana getirir ve sinyallerin gereken yerlere ulaşmasını zorlaştırır. Tüm bu durumlar hastalık sebebi. Ancak denkleme tekrar bakarsak en güçlü etkiyi davranışlarımızın oluşturduğunu fark edebiliriz.

Bu durumda fizyolojik rahatsızlıklarımızın en büyük sorumlusu düşüncelerimiz oluyor. Düşünce ile oluşan hastalık, sinyalin uygunsuz olmasından kaynaklanıyor. Yani direk sinyalde sorun oluşturuyor. Sinyallerde bozukluk olması, bedene sağlıklı bir şekilde sinyal gönderilememesi fizyolojimizi bozuyor ve hasta oluyoruz.

Bilincimiz sağlıklı olup olmamamız hakkında belirleyici bir göreve sahip. Zihin stres ürettiğinde hastalıkların kapısını aralıyor çünkü düşünce kimyasal yapımızda değişikliklere yol açıyor. Neşe, keyif, coşku içinde olalım, gülümseyelim ki sağlıklı yaşayalım.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

5 Elemente Göre Kişilik Özellikleri

Mutluluk ve Kitabım

AN'da Yaşamak, Akışta Kalmak