Filiz Okur Yılmaz

Çevremizle ve doğa ile uyum içinde olmak  ve doğanın enerjisinden maksimum fayda sağlamak istiyorsak yaşam alanlarımızı dekore ederken Beş Element bilgisinden faydalanabilir, daha mutlu ve doyumlu  yaşarken başarıyı yakalayabiliriz. 5 Element bilgisinde önemli olan tüm elementlerin dengede olmasıdır. Evrende  muhteşem bir denge ve ahenk var, gökyüzüne ve yeryüzüne odaklandığımızda büyüleniriz. Element bilgisi doğa ile uyum içinde olmak için bize yardımcı olur.

Geçmişten günümüze gelen bahar temizliği alışkanlığı, evimizi negatif enerjilerden arındırır, enerjinin rahatça dolaşmasını sağlar ve evimize bolluk ve bereket getirir. "Temizlik imandan gelir." deriz. Temizlik, evimizi negatif enerjilerden arındırdığı için frekansımızı yükseltir. Bizi daha yüksek frekansta titreşen olay ve kişilerle uyumlar. Odası ve masası dağınık olanın kafası da dağınık olur derler. Eğer işlerimiz aksi gidiyorsa, düzenli ve tertipli olmaya daha çok özen göstermeliyiz. Karışık çekmeceler, tıka basa dolu dolaplar enerjinin rahatça dolaşmasını engeller ve hayat akışımızda sorunlarla karşılaşmamıza sebep olur.

Sabah erkenden kalktım ve her zamanki gibi yürüyüşe çıktım. Sabahın tertemiz, buğulu, ıslak havasını doya doya içime çektim. Başımı kaldırdığımda erik, badem ve elma ağaçlarının üzerini kaplamış olan çiçeklerden gözlerimi ayıramadım. O eşsiz anda "Yaşamak Ne Güzel Şey" şarkısını mırıldanmaya başladım ve şarkının sözlerindeki bilgeliği fark edince, bu anlamlı, bilgelik dolu sözleri hemen paylaşmak istedim: Elem acı ve keder Bir günde hepsi geçer Hayat dudaklarda mey Yaşamak ne güzel şey Ümidini hiç kırma Boş ver sen aldırma Hayat dudaklarda mey Eğlen oyna durma hey Yaşamak ne güzel şey Bakarsın en acı gün Yarın olur bir düğün Tanrı böyle istemiş Kullarım gülsün demiş Taa milattan bu yana Acılar ağlayana Hayat dudaklarda mey Eğlen oyna durma hey Yaşamak ne güzel şey

Karşımıza çıkan kişi ve olaylar bize bizi anlatır ve biz onların neden var olduğunu  anlayamadığımız sürece, benzer kişileri ve olayları hayatımıza çekmeye devam ederiz. Aynı senaryo tekrar tekrar karşımıza çıkar. Biz değişmediğimiz sürece, çevremizde hiç  birşey değişmez. Dönüşüm ve değişim, başımıza gelen olayların bize ne anlatmak istediğini anladığımız zaman gerçekleşir. Sıkıntı duyduğumuz olay ve kişileri, bize gelmiş yardımcılar olarak görmeye ve yaşantımızı aynada seyretmeye var mısınız?

Neden eyleme geçmek yerine, endişeleniyoruz? Yapmak istediklerimizi ertelediğimiz zaman; o anı harcıyor ve negatif alana çekiliyoruz. Harekete geçmediğimiz zaman, akışa engel oluyoruz. Erteleme, bazen söylemlerimizde de oluyor ve gereksiz senaryolarla kendimizi oyalıyor ve endişeleniyoruz. Sınırlarımızı çizemediğimiz, vermemiz gerekenleri veya almamız gerekenleri yapılandıramadığımızda, kendi enerjimizi düşürüyor ve kendimize zarar veriyoruz.

Kalbimizle beynimizin sürekli karşılıklı sohbet ettiğine dair bir video izledim. Kalbimizin çevresinde bir enerji alanı bulunuyor ve beyne sürekli sinyaller gönderiyormuş. Kalp sesi bu olsa gerek😊 Atomun içindeki enerji alanı değiştirilince atom da değişiyor. Kalbimiz vücudumuzun en kuvvetli bio elektrik ve manyetik alan jeneratörü olarak tanımlanmış. Kalbimizde üretilen manyetik alan beynimizden 5000 kat güçlüymüş. Yani kalbimizde hissettiklerimiz, dualarımız, inançlarımız, duygularımız bu manyetik alanı etkiliyor. Bu manyetik alan birbirimizle ve üst boyutlarla ilişki kurmamızı sağlıyor. Bu ilişki ağları tüm kuantum olasılıklarına ayna oluyor. Bilimsel olarak bu duruma "dolaşıklık" deniyor. Bir yerde olan şey birçok şeyi etkiliyor.

Hastalıkların düşünce sistemimiz ile bağlantılı olduğunu biliriz. Duygu dünyamızda dalgalanmalar başlayınca hemen boğazımız şişer, başımız ağrır, kendimizi kötü hisseder ve çoğu zaman yataktan kalkacak gücü bulamayız. Stres altında bulunduğumuz zaman hastalıklara davetiye çıkardığımızın farkında mıyız? Günümüzde bilimin ilerlemesi ve beynin sinyallerle çalıştığının anlaşılması bu konulara netlik kazandırdı. Atalarımızdan duyduğumuz ama anlamakta zorlandığımız bir çok şey açıklık kazanmaya başladı. Şahsen ben kadim öğretilerdeki bilgelik karşısında şaşkına dönüyorum. Anneannemin bilgeliğinin kaynağı nereden geliyor?

Bugün Fatma Seher'den bahsetmek istiyorum. Atatürk'ün hitabı ile Kara Fatma'dan. Gelelim beni hikayesi ve gözleri ile çok etkileyen Fatma Seher'in hikayesine; Atatürk Ankara'ya gitmek üzere yola çıkacağı zaman yanına esmer bir kadın gelir. Siyah elbise, siyah pantolon ve siyah çizme giyen kadının atı bile siyahtır, üzerindeki herşey simsiyahtır.

Bahar coşku dolu enerjilerle geldi ve hayatımıza canlılık, neşe, sevinç getirdi. Önümüzde yeni bir süreç başladı, 6 Mart 2019'dan itibaren Uranüs'ün Boğa'yı güncelleyeceği bir döneme girdik. Uranüs'ün Boğa Burcu'nda geçireceği bu süre; yenilikler, başkaldırışlar, karışıklıklar, aykırılıklar ve beklenmeyenleri getirecek hayatımıza. Uranüs  bakış açımızı değiştirir ve bizi gerçekliğe yaklaştırırken, değerimizi anlamamızın zamanının geldiğini gösterir. Uranüs hayatımıza yenilikler getirirken, artık bize fayda sağlamayan, kısıtlayıcı olay ve kişilerin  geride bırakılmasını da sağlar aynı zamanda.