Kayıtlar

Kasım, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yaşam bir mucize

Resim
Bedenimiz nefes alarak yaşayan bir mucize... Aldığımız her nefes mucizevi özellikler taşıyor... Kalp atışımızda bizi ilahi sisteme bağlayan gizli bir müzik var. İlahi senfoninin müzük aletlerinden birisi de biziz.  Hayat bize muhteşem güzellikler sunuyor. Işık, renk, koku, ses ve dokular arasındaki harmoni inanılmaz. Kahveyi içmeden önce koklar mısınız? Kokladığınız ve içtiğinizde aldığınız lezzet kimyasalların beyin sinyallerine dönüşerek beyin tarafından yorumlanması... Yağmurda yürür müsünüz? Çıplak ayakla çimenlere basar mısınız? Dokunma hissi kimyanın elektrik sinyaline dönüşerek beyin tarafından yorumlanması... Güneşin doğuşuna ve batışına şahitlik eder misiniz? Kuş sesi dinler misiniz? Denizin sesi ruhunuzu yükseltir mi? Dinlediğiniz bir senfoni kalbinize dokunur mu?  Bedenimizi gözlemlediğimizde ve her şeyin elektrik sinyalleri yoluyla kapalı ve karanlık bir kutu olan beynimiz tarafından  yorumlandığını anladığımızda yaşadıklarımızın bir mucize olduğunu kavrarız. ...

Kalp Sesi

Resim
    Kalp altıncı duyu organımızdır. Dışarıdan gelen duygusal etkileri beynimize iletir ve beynimiz her duygu durumu için bir kimyasal salgılayarak bedenimizdeki tüm hücreleri bilgilendirir.     Sevgi, iyilik, cömertlik, yardımseverlik gibi duygulara sahip olmak iyidir ancak duygusal olmak frekansımızı düşürdüğü için zararlıdır. Kalbinde pozitif duygu olanlar gelen etkileri pozitife, negatif duygu olanlar negatife çevirir. Sınavımız; kalbimizdeki duyguları pozitife dönüştürebilmek, gelen etkileri kontrol ederek yaşamımızın kontrolünü elimize alabilme becerisi kazanmak ve böylece frekansımızı yükseltmektir.     Kalbimizle duygusal hareket etmek ayrı, kalp gözümüzle gelen etkileri farkederek hissetmek ve pozitife çevirmek ayrıdır. Kalbimizin sesini dinlemek; duygusal travmalar içinde kaybolmak değil, gelen tüm etkileri sevgiye dönüştürebilmektir.     Duygularımızı kontrol edebilir ve duygusal travmaların içinde kaybolmazsak; "yaşam ustası" oluruz. Se...

Düş ve düşünceler alemi

Resim
Dünya bir laboratuvar, beden ise deneyim aracıdır. Öz'e doğru yolculuk eden ruh; gelişimi için gerekli kontratı imzalayarak düş ve düşüncelerle şekillenen dünya yaşamını deneyimlemeye başlar. Düşünceler duyguları, duygular da eylemleri tetikler. Düşünceler ve duygular sonucu yayılan his doğrultusunda seçimler yapılır. Düşüncelerini kontrol edebilen kaderini şekillendirebilir ancak bu farkındalık yoksa düşüncelerinin dayattığı bir hayatı yaşar. Kontrolün kendinde olduğunu anlamaz ve dışarıda suçlu arayarak ömrünü tüketir. "İnsan kısmı bir misafirhane, Her sabah yeni birisi gelir. Bir sevinc, bir bunalım, bir zalimlik, Aniden farkına varmak birşeyin, Hepsi beklenmedik misafir. Hepsini karşılayıp eyle! Evini vahşetle süpürüp, Bütün mobilyalarını boşaltan Bir kederler kalabalığı bile gelse. Her geleni alnının akıyla misafir et. Olur ki yeni bir zevk getirmek için Boşalttılar evini. Karanlık düşünce, utanç ve garez, Hepsini gülerek karşıla kapıda Ve buyur et içeri. Minnettar ol her...

Kaderini Sev

Resim
 Kaderini sev!  Varsa kederini de sev!  Üzülme hastalıklarına,  Gör, hangi günahlarına kefaret olacak,  Terk edildin diye de üzülme  Demek ki sevebilecek bir yüreğin var...  Geçmişi unut, hiç yaşanmamış gibi davran,  Buluttan nem kapma!!!  Döküver kirpiklerinden sonbaharı,  Bir gün ama bir gün mutlu tebessümlerle kol kola  gireceksin . . .  Koklayacaksın yağmur sonrası toprakları,  'Yükleyeceksin ruhunu kelebek kanadına,  Uçacaksın semalara sevdiklerinle can!  Kim demiş ebemkuşağı yedi renk?  Bakmakla görmek arasındaki farkı çözdüğünde,  Anlayacaksın ne demek istediğimi !!!  Mevlâna Celaleddin Rûmî

Affetmek (Duygu Bağımlılığı)

Resim
Affetmek; travma ile ilgili tüm kayıtları silerek zihni boşaltmak ve bir daha düşünmemektir. Affettim diyor ancak düşünmeye devam ediyosanız bu affetmek anlamına gelmez. Travmayı her düşündüğünüzde tekrar tekrar aynı olayı yaşarsınız. Yaşadığınız olay ne ise o duygu durumunu an'da tekrarladığınız için de geleceğe taşırsınız. Affettim diyor ancak hala olayı zihninizde tutuyorsanız bir çok duygu aktifleşir ve düşündüğünüz kişiye aynı senaryo düşünce yoluyla iletildiği için o da tekrarlar. Yaydığımız duyguyu çekeriz. Duygularımızı gözlemlemek ve olumsuz duyguyu tekrar canlandırmamaktır affetmek...Vazgeçmek, serbest bırakmak, unutmaktır... Duyguların organlarla bağlantısı vardır ve hastalık sebebidir. Öfke karaciğeri , hazmedememek mideyi, geçmişte yaşamak bağırsakları, görmek istememek gözleri, duymak istememek kulakları, gelecek korkusu ayakları, katılık dizleri, ifade edememek tiroiti, üzüntü akciğerleri, sevgi tıkanıklığı kalbi etkiler. Duygular beynimizin kimyasal kayıtlarıdır ve ...

Dengelenmek

Resim
Yaşadığımız deneyimler ruhsal olarak tekamül etmemize yardımcı olurken kendi bilincimize ve kollektif bilince katkıda bulunur. Bu durum genetik hafızayı da etkiler ve titreşimimiz yükseldikçe hem kendimizi hem de gelecek kuşakları şifalandırırız..  Bilinç yükseldikçe düşünce ve duygu kontrolü kolaylaşır ve dengeleniriz. Dengelenmek yani merkezimizde olmak bizi an'da tutar ve varoluşun güzelliğini deneyimlememizi sağlar. Kendimizi bilmenin, kendimizi bulmanın ve kendimiz olmanın anahtarı dengede olabilmektir. Denge sırat köprüsünden geçiş biletidir.

Doğa ve İnsan

Resim
Zihin sakinleşince ruhun sesi duyulmaya başlar. Ruh yaşanan her şeyin bir deneyimden, dünya hayatının oyun ve eğlenceden ibaret olduğunu bilir!  Zihin, insan ve olaylara odaklıdır ve sürekli sorar; "O bana bunu neden yaptı?", "Neden bana kötü davrandı?", "Neden beni sevmiyor?", "Bana ne demek istedi?"  Akıl huzura erince kişi sakinleşir, suskunlaşır, yalnız kalmaktan zevk almaya başlar, gereksiz olduğunu düşündüğü insanları hayatından çıkarır ve doğada rahat eder. Doğayla bütünleşmek Hakikat'i idrak etmektir.  Denizde yüzmek, toprağa basmak bu yüzden şifalandırır. Doğadaki her bozulum insan bilincini ve bedenini etkiler. Doğa sevgi üzerine yapılandırılmıştır ve doğaya uyumlanan sevgi ile titreşmeye başlar. Doğadaki sakinliği gözlemleyin ve doğadan sakin ve huzurlu kalmayı öğrenin. Hızır huzurdur ve huzur varsa Hızır gelir.

Sırat Köprüsü

Resim
    İnsan doğduğunda dengede olan dört element; dünyevi istekler arttıkça ateş ve toprak enerjisini güçlendirirken su ve hava enerjisini baskılar. Bilmeye başladığımızda amigdala devreye girerek korku ve endişe dolu bir dünyanın kapılarını aralar Bilmek ve deneyimlemek için yolculuğa çıkarız. Seyir Yolculuğu!     Amigdala ile pineal bez arasında bir sinir iletişim ağı, bir kanal vardır ki burası sırat köprüsüdür. Farkındalığın olduğu pineal bez ise cennettir.     Timüs bezimiz yaradanın evidir ve evimize giden yolu bilir. Pineal bez ile görülmeyen alemi görmeye oradan bilgi almaya başlarız ancak evimiz kalbimizdedir ve kalbimizdeki sevgiyi açığa çıkardığımızda huzur buluruz. Hz. Muhammed'in Hakikat bilgisine ulaştıktan sonra dünyaya dönerek insanlığa yardım etmesi bu durumun bir sonucudur. 

Dolan Kap Taşar

Resim
Dolan kap taşmaya başlar. Bolluk içinde yaşayanlar kendi bolluğunu cömertce paylaşabilenlerdir ve çevrelerine bolluk enerjisi yayarlar. Sevgi dolu olanların sevgiyi, huzur dolu olanların barışı yayması tesadüf değildir. İçimizde olanı dış dünyamıza yansıtırız. O halde ilk yapmamız gereken kendi mutluluğumuza, bolluğumuza, bereketimize, huzurumuza odaklanmak olmalı. Kendimizde olmayan bir şeyi dışarıya veremeyiz. İçimizdeki ışığı yakmayı başardığımızda ışık yaymaya başlarız. İşte bu yüzden kendimize karşı nazik olalım, yargılamak ve eleştirmek yerine kendimizi kucaklayalım. Kendimizi şımartalım, güzel hayaller kuralım ve olmak istediğimiz kişi ile eş şekilde titreşerek kendimizden yeni bir "ben" yaratalım. Olmak istediğimiz kişiyi gün be gün yapılandıralım. Güçlü bir niyet ile kendimizi adadığımızda istediğimiz her şeyi gerçekleştirebiliriz.

Sonsuzluk Sembolü

Resim
Evren; özü ışık olan ve sürekli dalgalanan elektromanyetik bir enerji okyanusudur. Işık zeki bir enerjidir, bir bilinçtir.  Rahim; Rahmanı harekete geçirerek evreni yaratır. ( karanlıkta var olan Rahman enerji, Rahim enerji tarafından evrene aktarılır ve mekanları var eder.) Anti evrendeki akışın bu evrene geçişini simgeleyen sonsuzluk işareti bize bu gerçeği anlatır. Karanlık enerjide oluşan yaratım ışık olan evrene aktarılır. Karanlık ve aydınlığın dansı! Rahman ve Rahim enerjiyi birleştirip döngüyü aktive edebilirsek sonsuzluk işareti dönmeye başlar ve bir zaman makinası gibi çalışır..."Bismillahirrahmanirrahim" Zaman yolculuğu yaparak anti evrene aktarılan düşüncelerimiz, oradan da bu evrene yansıtılır. Sonsuzluk Sembolünün orta noktası, merkezi Rab'dır. Rabbimiz anti evren ile yaşadığımız evren arasındaki bağlantımızdır. Tüm bu yaratımın arkasında Allah vardır.

Zaman-Mekan

Resim
Makroda ne varsa mikroda da aynısı vardır. Yukarısı aşağısı gibidir ve sanal gerçeklik yukarıdan yansır. Zamansız, sonsuz, sınırsız olan yansıdığı yerde zamanla sınırlanır. Zaman görecelidir ve üst bir boyuttan bakınca tüm zamanlar aynı an'da yaşanır. Anti evrende zaman kapıları var, mekanlar akarken zaman sabittir. Burada ise zaman akar ancak mekan sabittir. Bir zaman kapısından içeri girer ve o zamanda yaşamaya başlarız.

İns'ten an'a yolculuk eden insan

Resim
Kaderimiz çerçevesinde tanımlanmış kurallar ile  sınırları çizilmiş olan bir deneyimi gerçekleştirmek üzere dünya okuluna geldik.  Doğduğumuz yer ve ailemiz deneyimimiz doğrultusunda kaderimiz tarafından belirlenir. Yaşamımız boyunca Ruhumuz deneyimimizi tamamlayabilmemiz için tesirler göndererek bizi doğru yola yönlendirmeye ve söz verdiğimiz deneyimi tamamlamamız için yardımcı olmaya çalışır. Yaşamımızda olumsuz olarak gördüğümüz olaylar bizi tökezletmek ve mutsuz etmek için değil, kader planımıza yönlendirmek içindir. Yaşamımızda sahnelenen olayların bize hangi mesajı vermeye çalıştığını sorgulayarak yaşam amacımızı bulabiliriz. Yaptıklarımızdan sorumluyuz ancak yapmadığımız halde bize çevremizden ve atalarımızdan aktarılanlardan da sorumluyuz. Tasavvufta çözüm; duyguların dizginlenebilmesiyle mümkündür. Duygularımızın esiri olmamak ancak çevremize karşı duyarlı olmak, sevgi dolu olmak ön koşuldur.  İns'ten an'a yolculuk ederek insan olmayı başarabilmek ve tekamülümüzü...

İlahi Sisteme Bağlan

Resim
İlahi Sistem ile aramızda bir akış bağlantısı var. Bu bağlantının derecesi ruh halimize göre değişir ve iyi hislere odaklanıp mutlu olduğumuzda bağlantının kalitesi yükselir! Kalite yükseldikçe de kurulan bağlantı daha net ve berrak bir hale gelir. Modem ile telefon arasındaki bağlantı gibi...  Mutluluk ve sevgi ile titreşmek bağlantıyı bir çizgiden dört çizgiye çıkarırken ilham ve fikirlerle dolu bir akışa ulaşmamızı sağlar. Bağlantı iyi olduğunda beden aracımızın enerjisi yükselir, hızlanır ve bilgi kolaylıkla yüklenir. İlahi Sevgi hayatımıza akmaya başlar ve isteklerimiz kolaylıkla gerçekleşir.  Bulunduğumuz yer ve zamanda an'ı kucaklayalım içimizdeki iyi olanı görüp pozitif olalım ki direnç kırılsın ve ilahi sistemle güçlü bir bağlantı kurulsun. Minnet ve şükür duyguları ile titreşerek teslim olmayı, an'da huzur dolu kalmayı başarabilirsek titreşimimiz yükselir. Yüksek titreşim yaydığımızda düşündüğümüz her şeyin gerçekleştiği bir bağlantı kurulur ve cennetin kapıları açıl...

Koşulsuz Sevgi

Resim
Kendimizi olduğumuz halimizle kucakladığımızda sevgi enerjisi yaymaya başlarız. Enerjimiz hareketlenir ve bizi niyetlerimizle eşleştirmeye başlar. Gelişim rahatlık ve konforu, bolluk ve bereketi, huzur ve dengeyi beraberinde getirir. 

Zihnimizdeki Misafirler

Resim
Bizi dış dünyaya bağlayan zihnimize gün içinde bir çok düşünce gelir. Zihninizdeki tüm düşünceler size mi ait? Zihnimizi evimiz, düşüncelerimizin de evimize gelen misafirler olduğunu varsayalım. Düşüncelerimizi bir misafir gibi görmek ve onları gereken şekilde ağırladıktan sonra gitmelerine izin vermek gerekir. Zihnimize gelen her düşüncenin kalmasına izin verirsek gürültüden kendi iç sesimizi duyamaz hale geliriz. Olumlu düşünceler frekansımızı yükseltir ve bizi pozitif-yüksek titreşimli alanlara bağlarken, kötü düşünceler düşük titreşimlidir ve bizi negatif- düşük titreşimli alanlara bağlar. Düşüncelerimiz ve duygularımız sonucu kalbimizde oluşan his manyetik alanımızı şekillendirir ve bizimle aynı titreşimde olan evrensel kapıları açar. Evrende bir çok kapı var ve biz hangi kapıyı çalarsak o alandan içeri gireriz. Titreşimimiz frekansımızı, frekansımız enerjimizi belirler ve enerjimiz ile uyumlu olan alanda varlığımızı sürdürürken gerçekliğimizi yaratırız.  Peki evimize kimi mis...